GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 00:36

T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SOSYAL ANTROPOLOJİ ANABİLİM DALI



GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ
ARZU ÖZTOK AKAY


ANKARA 2012


T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL ANTROPOLOJİ ANABİLİM DALI




GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)



TEZ DANIŞMANI: PROF.DR. ZAFER İLBARS



ANKARA 2012


ÖZET
Göç çağımızın en önemli olgularından birisi olarak, tüm toplumlarda sosyo ekonomik dinamikleri etkileyen bir olgudur. Kadınlar da göç olgusundan doğrudan
etkilendikleri için, ailenin temeli olan kadınların göçle beraber ortaya çıkan yabancı topraklardaki kültürel değişim ve adaptasyon süreçleri büyük önem taşımaktadır.
Çalışmada zorunlu göçe tabi tutulan insanların değişim ve adaptasyon süreci; bu durumun neden olacağı etkinin yansıması ele alınmıştır.
“ Girit Kökenli Mübadil Kadınlar Üzerine Sosyal Antropolojik Bir Araştırma “ isimli çalışmanın sürecinde Tirilye yöresinde Girit kökenli kadın göçmenlerin aileleri, yaşantıları üzerinde kültürel değişime yönelik önemli veriler elde edilmiştir.
Çalışma konusu olan göç, göçmenlerin kişisel deneyimlerine dayanarak değişmektedir. Çalışma kapsamı Tirilye ve çevresine mübadele sorası göç etmiş kadınların günümüzdeki ve yakın geçmişteki kültürel durumları antropoloji disiplininin araştırma yöntemleri ve incelediği konular ışığında ortaya konmuştur.
Anket verilerinden elde edilen bulgular ışığında, kadınların çok büyük bir bölümü zorunlu göç sonrası kültür ve geleneklere adaptasyon sorunu yaşamıştır. Bu
süreçte kadınlar yemek kültürü, evlilik tercihi gibi konularda Girit’teki kültürlerinin devam ettiğini vurgulamıştır. Ayrıca kadınlar Girit göçmenleri ile evlilik tercihini de sürdürmüşlerdir ve Girit’e özgü kültürel ve toplumsal miras devam ettirilmiştir. Bu durum özellikle İleri yaş kadın grubunda daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Erken yaş grubunda ise Girit kimliği ve kültüründen uzaklaşıldığı gözlemlenmiştir.
Bu durum cinsiyetler arasında da farklılık göstermektedir. Zorunlu göç ile yaşanan adaptasyon problemi kadınlar tarafından erkeklere nazaran daha kolay atlatılmıştır.
Tirilye özelinde incelenen bölgenin Girit ile coğrafi ve iklim bakımından büyük farklılık göstermeyişi ve ekonomik anlamda benzer faaliyetlerin sürdürüldüğü bir yer olması nedeni ile Trilye'ye yerleşen mübadiller kendilerini şanslı saymaktadır. Bu durum kültürel değişim ve adaptasyon konusunda cinsiyet durumu gözetilmeksizin mübadillere büyük yarar sağlamıştır.

ABSTRACT
As one of the most important phenomena of our time migration phenomenon affecting all societies, socio-economic dynamics. As Women are directly affected by the phenomenon of migration as a basis of family,the duration for adaptaion and cultural exchange which occurs in foriegn land have great importance for them.
In this study,the people forced to migrate , their process of adaptaion and some changes on people have been dealt ,at the same time, the reflection of this situation and its likely socio -effects on life have been dealt.
The process of the study called ,Social Anthropology of Women Refugees Based on Crete,information about "Cretan origin women living in Trilye their families, their venues, business districts to reflect on the cultural exchange data have been obtained.Therefore, the migration study, evaluated on the basis of personal experiences of immigrants. In the study of women who immigrated after the exchange Tirilye and around the present and recent past, research methods, and examines issues of cultural conditions were defined by the discipline of anthropology.
Derived from the survey findings, a large part of women experienced adaption problems about customs and traditions after forced migration. In this process, the women emphasized that they have carried on customs from Crete about issues such as food culture, women, marriage type, the choice of marriage, the importance of children's gender, partner relationships .In addition, these women continued to prefer to marry immigrants from Crete and Crete unique cultural and social heritage has been continued. This case has been particularly seen on the older age group, but it has been observed that on early age group had removed away from identity and culture of Crete.This situation also differs between the sexes. Forced migration and its adaptation problems have been got over by women more easily than men.
Emigrants settled Trilye count themselves lucky as when Tirilye ,evaluated in the case of the region,has no big difference with respect to geographical and climatic and economic sense.This provides a great benefit to refuges related to cultural exchange and adaptation issues regardless of gender status.
İÇİNDEKİLER

ÖZET v
ABSTRACT vi
TABLOLAR LİSTESİ x
RESİMLER LİSTESİ xii
HARİTALAR LİSTESİ xiv
KISALTMALAR xv
GİRİŞ 1
BİRİNCİ BÖLÜM
1. KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE 4
1.1. ARAŞTIRMA PROBLEMİ 4
1.2. TEZİN KONUSU 4
1.3. TEZİN AMACI 5
1.4. TEZİN ÖNEMİ 5
1.5. KURAMSAL TARTIŞMA 6
1.6. ARAŞTIRMA SORULARI/ HİPOTEZLER VE SINIRLILIKLAR 6
1.6.1. Hipotezler 7
1.6.2. Araştırma Soruları 7
1.6.3. Sınırlılıklar 8
1.7. YÖNTEM 8
İKİNCİ BÖLÜM
2. GÖÇ KONUSUNA GENEL BİR BAKIŞ 13
2.1. GÖÇ OLGUSUNUN KAVRAMSAL İÇERİĞİ 13
2.2. GÖÇ TÜRLERİ 16
2.2.1. İsteğe Bağlı ve Zorunlu Göçler 16
2.2.3. İç Göç ve Dış Göç 17
2.2.4. Uzun ve Kısa Süreli Göç 19
2.3. GÖÇ VE KADIN KONULARI 20
2.4. GÖÇÜN KÜLTÜREL ETKİLERİ 24
2.4.1. Kültürel Değişim 24
2.4.2. Kültürleşme 26
2.4.3. Kültür Olgusu Bağlamında Kimlik Sorunu 29
2.4.4. Ötekileştirme 31
2.4.5. Toplumsal Gruplar ve Toplumsal İlişkiler Yoluyla Kültürün Kuşaklararası Aktarımı 32
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA NÜFUS MÜBADELESİ 37
3.1. TÜRKİYE YUNANİSTAN ARASINDA NÜFUS MÜBADELESİ 37
3.1.1. Lozan Barış Konferansında Mübadele Konusu 37
3.1.2. Türkiye Yunanistan Arasında Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi 39
3.2. MÜBADELENİN UYGULAMA SÜRECİ 41
3.2.1. Türkiye’nin Yürüttüğü Çalışmalar 41
3.2.2. Mübadelenin Uygulama Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar 43
3.2.2.1. İskân Sorunları 43
3.2.2.2. Taşınır ve Taşınmaz Mallar 43
3.2.2.3. Etabli Sorunu 45
3.2.3. Mübadelenin Sonuçları 47
3.2.3.1. Mübadelenin Demografik Sonuçları 47
3.2.3.2. Mübadelenin Sosyo-Ekonomik Sonuçları 50
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4. MÜBADELE ÖNCESİ VE SONRASI GİRİT VE TİRİLYE’DE SOSYOKÜLTÜREL YAŞAM 52
4.1. GİRİT VE GİRİTLİ GÖÇMENLER 52
4.1.1. Girit’in Fethi ve Girit’te Türkler 52
4.1.2. Girit’te Ekonomik Yaşam 55
4.1.3. Girit’te Sosyo Kültürel Yaşam 55
4.2. MÜBADELE GÖÇMENLERİ ÖNCESİNDE TİRİLYE 63
4.3. MÜBADELE SONRASINDA TİRİLYE 64
BEŞİNCİ BÖLÜM
5. TİRİLYE’DE GİRİT MÜBADİLİ GÖÇMEN KADINLARA İLİŞKİN BULGULAR 71
5.1. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER 71
5.2. AİLE VE EVLİLİK HAYATI 74
5.3. MESLEK DURUMLARI 83
5.4. DİL ÖĞRENME SÜREÇLERİ 88
5.5. DİN 89
5.6. SOSYO-KÜLTÜREL YAŞAM 93
5.7. GÜNLÜK YAŞAM 101
5.8. GİYİM 104
5.9. YEMEK KÜLTÜRÜ 111
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME 122
KAYNAKÇA 127
EK 1 133
EK 2 143
KAYNAK KİŞİ VE KATILIMCI LİSTESİ 143
EK 3 147

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 00:40

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No

Tablo 1: Türk Hükümetinin 1923–1928 Yılları Arasında Türk

Mübadillerin Yerleştirilmesi İçin Yaptığı Harcamalar 50
Tablo 2: Livalara Göre Girit’te Nüfus (1911) 56
Tablo 3: Tirilye 1886–1900 Demografik Bilgiler 63
Tablo 4: Cinsiyete Göre Doğum Yerleri 72
Tablo 5: Cinsiyete Göre Medeni Durum 72
Tablo 6: Cinsiyete Göre Öğrenim Durumu 73
Tablo 7: Cinsiyete Göre Mesleklerin Dağılımı 73
Tablo 8: Cinsiyete Göre Göç Edilen Yerler 73
Tablo 9: Evlilik Tercihine Göre Anova Testi 75
Tablo 10: Girit’e Yönelik İsteklere İlişkin Tukey Post Hoc Testi 76
Tablo 11: Yaşa Göre Kadınların Kendilerini Nitelemeleri 78
Tablo 12: Yaşa Göre Erkeklerin Kendilerini Nitelemeleri 79
Tablo 13: Cinsiyete Göre Yunanistan ve Girit Arasında Farklılığa İlişkin FrekansAnalizi ve Kikare Tablosu 88
Tablo 14: Yaşa Göre Aile ve Evlilik Hayatına İlişkin Frekans Analizi 90
Tablo 15: Yaşa Göre Girit’e Yönelik İsteklere İlişkin Frekans Analizi 90
Tablo 16: Girit’çe Yunanca Konuşma Durumuna İlişkin Frekans Analizi 88
Tablo 17: Nazara İlişkin Frekans Analizi 94
Tablo 18: Nazara İlişkin Anaova Testi 95
Tablo 19: Cinsiyete Göre Yunan Örf Adetlerinin Uygulanıp Uygulanmadığına İlişkin Frekans Analizi 95

Tablo 20: Cinsiyete Göre Devletin Mübadillere Sahip Çıkıp Çıkmadığına İlişkin Frekans Analizi 96
Tablo 21: Cinsiyete Göre Aynı Trilye’te Kendi İstekleri İle Gelip Gelmediklerine İlişkin Frekans Analizi 96
Tablo 22: Cinsiyete Göre Ayrımcılığa Maruz Kalıp Kalmadıklarına İlşkin Frekans Analizi 96
Tablo 23: Cinsiyete Göre Aynı Kültürel Geçmişe Sahip İnsanlarla Anlaşıp Anlaşamamaya İlşkin Bağımsız Örneklem t Testi 97
Tablo 24: Cinsiyete Göre Aynı Kültürel Geçmişe Sahip İnsanlarla 101
Tablo 25: Cinsiyete Göre Başı Sıkıştığında Başvurabilceği Kişilerin Frekans ve Kikare Testi 96
Tablo 26: Kültürel Mirasa İlişkin Frekans Analizi 97
Tablo 27: Girit’ten Gelme Eşya Olup Olmama Durumuna İlişkin Frekans Analizi 104
Tablo 28: Günlük Yaşama İlişkin Frekans Analizi 105
Tablo 29: Günlük Yaşama İlişkin Tukey Post Hoc Çözümlemesi 105
Tablo 30: Yaşa Göre Günlük Yaşama İlişkin Frekans Analizi 105
Tablo 31:Cinsiyete Göre Giyim Tarzına İlişkin Frekans Analizi 105
Tablo 32: Yaşa Göre Giyim Tarzına İlişkin Frekans Analizi 105

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1: Günümüzde Tirilye 63
Resim 2: Taş Mektep 68
Resim 3: Kemerli Kilise 69
Resim 4: Fatih Camii 69
Resim 5: Tirilye Evleri 70
Resim 6: Tirilye’de Zeytinyağı Çıkarma 84
Resim 7: Girit Dokuma Örnekleri - 1 85
Resim 8: Girit dokuma örnekleri – 2 85
Resim 9: Girit’ten Getirilen Dikiş Makinesi 86
Resim 10: Girit Dantel Örneği 87
Resim 11: Meral Ertokat 87
Resim 12: Nazar Boncuğu 91
Resim 13: Yumurta Asma Uygulaması - 1 92
Resim 14: Yumurta Asma Uygulaması – 2 92
Resim 15: Mudanya Lozan Mübadele Derneği Arşivinden İlk Bando Takımı, 1924 ...100 Resim 16: Mudanya Lozan Mübadele Derneği Arşivinden, Giritliler Tarafından İlk Kurulan Futbol Takımı 100
Resim 17: Girit Adasında Yaşayan Türk Kadın Ve Erkek (Mehibe Hanımın Aile Dostları) 106
Resim 18: Mehibe Hanımın Girit’teki Akrabaları 107
Resim 19: Girit'te Yaşanan Yıllar 108
Resim 20: Girit'te Yaşanan Yıllar – 2 108
Resim 21: Katılımcılardan Mehmet Kara’nın Babası 109
Resim 22: Girit’te Yaşanan Yıllar – 3 109
Resim 23: Girit’te Yaşanan Yıllar – 4 110

Resim 24: Girit’te Yaşanan Yıllar – 5 110
Resim 25: Dakos 112
Resim 26: Kuzu Etli Stamnagati 113
Resim 27: Pita 114
Resim 28: Enginarlı Pilav 115
Resim 29: Şevketi Bostan 117
Resim 30: Yoğurtlu Oğlak Eti 118
Resim 31: Kavala Böreği 119
Resim 32: Kazayağı Salatası 120
Resim 33: Kazayağı Böreği 121

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 00:42

HARİTALAR LİSTESİ

Harita 1: Girit Adası 53

KISALTMALAR

a.g.e. Adı geçen eser
a.g.m. Adı geçen makale
AÜ Ankara Üniversitesi
Çev. Çeviren
Ed. Editör
DESEM Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi
DİE Devlet İstatistik Enstitüsü
Kg kilogram
Km kilometre
MC Milletler Cemiyeti
ODTÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi
s. Sayfa
SBE Sosyal Bilimler Enstitüsü
SPSS Statictical package for social sciences
TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi
TL Türk lirası
YKB Yapı Kredi Bankası

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 00:46

GİRİŞ

Bursa önemli bir göç yolu olması dolayısıyla farklı kültürlerden etkilenen coğrafyaların başında gelmektedir. Yüzyılın başında Osmanlı Devleti’nin ayrılan Balkan ve Kafkas bölgelerinden gelen göçmenlerin uğrak noktalarından birisi olan Bursa ve çevresi, Lozan Antlaşması çerçevesinde Türkiye ve Yunanistan arasında kabul edilen nüfus mübadelesi sonrası mübadillere de ev sahipliği yapmıştır. Anadolu’nun pek çok bölgesine mübadele göçmenleri yerleştirilmiştir; ancak göçmenlerin en yoğun olarak iskân edildiği bölgelerden biri de; yaşadıkları toprakları ve evlerini terk eden yerli Rum nüfusunun bulunması sebebi ile Bursa vilayeti ve çevresi olmuştur. Kadın, erkek, yaşlı, çocuk birçok kişi Yunanistan’dan zorunlu göç ile Mudanya civarındaki Tirilye (Eski adı Zeytinbağı olan yerleşim 23 Ocak 2012 tarihi itibari ile eski adına kavuşmuştur ve resmi olarak ismi Tirilye olarak değişmiştir.) Kumyaka, Güzelyalı, Dereköy gibi alanlara yerleştirilmişlerdir. Dolayısıyla mübadillerin kültürel süreçlerinin ne şekilde ilerlediğinin değerlendirilmesi, toplumbilim açısından büyük öneme sahiptir ve bu çalışmanın yürütülmesinin temel amacı da bu kültürel değişim sürecini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

En genel ifade ile kültürel değişim süreci kişinin yeni ülkedeki deneyimlerini, bu deneyimleri algılayış biçimini, yaşadığı sorunları, sorunlarla başa çıkma yollarını ve yeni kültüre uyum sürecini ifade etmektedir. Kültürel değişim, değişik kültürlerde yetişmiş kişilerin birbirleri ile sürekli iletişim içinde olmalarından kaynaklanan kişisel değişimlerdir. Dolayısıyla bu değişim hem ev sahiplerinde hem de göçmenlerde ortaya çıkmaktadır. Mübadil göçmenlerin terk ettikleri toprakların özellikleri yaşadıkları alanları terk etme sebepleri, yeni yerleştikleri alanın çeşitli özellikleri; etnik gruplara ve çok kültürlülüğe ilişkin görüşler, göç edilen ülke vatandaşlarının onlara karşı tutumları, göçmenlere sağlanan destek, göçmelerin yaş, eğitim, cinsiyet, kişilik özellikleri, yerleştikleri ülkenin dilini bilip bilmemeleri, meslek sahibi olup olmamaları kültürleşme sürecini etkileyen faktörlerdir.

Yapılacak çalışmada göçmen kadınların yaşadığı deneyimler, bu deneyimleri algılayış biçimleri, karşılaştıkları problemler, bu problemleri çözme şekilleri, adaptasyon problemleri, göçmen kadınların yaşadığı değişim, evlilik tercihleri, çocuk sahibi olmaları, dil öğrenmeleri, din ve inanç dünyasındaki değişimleri, çalışma hayatına girmeleri ve yerliler ile ilişki kurmaları, mutfak kültürü, kıyafet ve el sanatları ile aynı zamanda da örf adetleri ile ilgili değişimler gibi pek çok konunun üzerinde durulması amaçlanmaktadır.
Göç gibi önemli, travmatik bir olayda ve sonrasındaki kültürel değişim sürecinde kadınların önemi oldukça fazladır. Onların aile içindeki yeri, çocuk yetiştirmedeki önemleri kültürleşme sürecini etkileyen önemli faktörler arasındadır. Ayrıca kadınların kültürleşme aşaması da erkeklerinkinden farklı bir şekilde gerçekleşmektedir.

Bu farklılıkların temelleri, gelenek ve görenekler tarafından belirlenen toplumsal kadın-erkek rolleri, aile içi iş bölümü, kadının ev içindeki konumu gibi nedenler üzerine oturmaktadır. Kadının anne, eş ya da genç kız olması da göçe ilişkin deneyimlerini farklılaştırabilmektedir. Bu nedenler ile kadınların kültürel değişim süreci erkeklerin kültürleşme sürecinden bağımsız bir biçimde ele alınmalıdır. Bütün bunlar bu tür çalışmalarda kadınlara ağırlık verilmesini zorunlu kılmaktadır. Elbette kadınların içinde bulundukları durumu henüz okul çağına gelmemiş çocukları da etkileyecektir. Aynı zamanda da kadınların dış dünya ile iletişime geçmeleri aşamasında okul öncesi dönemi bitiren çocukların okula başlaması da önemli bir faktör olabilmektedir. Çalışmamız sırasında kadının bu toplumsal belirleyicilerine de yer verilecektir.

Çalışma 5 temel bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde konu ile ilgili kavramsal ve kuramsal çerçeve değerlendirilecektir. Bu kapsamda araştırmanın problemi, konusu, amacı, önemi, çalışmanın hipotezleri, yöntemi ve sınırlılıkları değerlendirilecektir. İkinci bölümde göç ile ilgili literatür değerlendirilecektir. Göç, göçmen ve kültürleşme olgusunu incelemeyi amaçlayan bu bölüm, konuyu teorik bir bakış açısı ile incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümünde Türkiye ve Yunanistan Arasında NüfusMübadelesi Sözleşmesi kapsamında, mübadelenin uygulama sürecinin yanı sıra nedenlerini ve sonuçlarını uygulama sürecini ortaya konulacaktır. Dördüncü bölümde temel inceleme alanımızı oluşturan Mudanya’ya bağlı Tirilye beldesinde Giritli göçmen kadınların kültürel değişim sürecini daha iyi anlayabilmek adına bölgenin mübadele öncesi ve sonrası sosyo-ekonomik yapısı incelenecektir. Bu bölümde Girit ile ilgili bilgilere de yer verilecek ve mübadele öncesi ve sonrası yapı değerlendirilecektir. Temel inceleme alanımızı oluşturan Giritli kadınların kültürleşme süreci ise beşinci ve son bölümde değerlendirilecektir.



Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 00:53

BİRİNCİ BÖLÜM

1. KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE

1.1. ARAŞTIRMA PROBLEMİ


Göç çağımızın en önemli olgularından birisi olarak, tüm toplumlarda sosyo- ekonomik dinamikleri etkileyen bir olgudur. Kadınlar da göç olgusundan doğrudan etkilendikleri için, ailenin temeli olan kadınların göçle beraber ortaya çıkan yabancı topraklardaki kültürleşme süreci büyük önem taşımaktadır. Zorunlu göçe tabi tutulan insanların değişim ve adaptasyon sürecini nasıl yaşadıklarını ortaya çıkarabilmek; aynı zamanda bu durumun neden olacağı olası sosyal etkinin yaşama yansıması ele alınacaktır.

1.2. TEZİN KONUSU

Öncelikle Türk-Yunan Mübadele Anlaşması kapsamında Türkiye’de yeni ve zorunlu bir yaşam kuran göçmenlerin birlikte getirdikleri sosyo-ekonomik ve kültürel düzenleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Böylece onların yeni topraklarda yaşadıkları sosyo- kültürel değişimin anlaşılması kolaylaşacaktır. Gerçekleştirilecek tezin araştırma sürecinde Tirilye yöresinde yaşayan Girit kökenli kadın göçmenlerin aileleri, yaşadıkları mekânlar, iş muhitleri üzerinde kültürel değişimi yansıtmaya yönelik veriler elde edilecektir. Dolayısıyla çalışma konusu göç, göçmenlerin kişisel deneyimlerine dayanarak değerlendirilecektir. Çalışma kapsamında Tirilye ve çevresine mübadele sonrası göç etmiş olan kadınların günümüzdeki ve yakın geçmişteki kültürel durumlarını antropoloji disiplininin araştırma yöntemleri ve incelediği konular ışığında ortaya koymaktır. Bu kapsamda mübadele göçmeni kadınların Girit’ten getirdikleri Yunancadan Türkçeye geçiş, çocuklarının eğitim süreçleri, komşuları ile ilişkileri, evlilik tercihleri ve kimlik sorunları ele alınacaktır.

1.3. TEZİN AMACI

Tirilye ve çevresine mübadele sonrası göç etmiş olan kadınların günümüzdeki ve yakın geçmişteki kültürel durumlarını antropoloji disiplininin araştırma yöntemleri ve incelediği konular ışığında ortaya koymaktır. Bu kapsamda mübadele göçmeni kadınların Girit’ten getirdikleri Yunancadan Türkçeye geçiş, çocuklarının eğitim süreçleri, komşuları ile ilişkileri, evlilik tercihleri ve kimlik sorunları ele alınacaktır.
1.4. TEZİN ÖNEMİ

Lozan Barış Konferansı’nın (20 Kasım 1922 – 24 Temmuz 1923) ortaya çıkardığı siyasi metinlerden biri de “Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”dür. Bu sözleşme kapsamına yaklaşık olarak 350.000 Müslüman Türk ile
200.000 Hıristiyan Rum dâhil edilmiştir. Bu kalabalık grupların “ zorunlu göç” gibi travmatik bir durumla karşı karşıya kalmaları konuyu önemli hale getirmektedir.

Anadolu’nun pek çok bölgesine mübadele göçmenleri yerleştirilmiştir; ancak göçmenlerin en yoğun olarak iskân edildiği bölgelerden biri yaşadıkları toprakları ve evlerini terk eden yerli Rum nüfusunun bulunması sebebi ile Bursa Vilayeti olmuştur. Bu kapsamda Mudanya kazasının Tirilye Nahiyesi’nde önemli sayıda mübadil göçmeni iskân edilmiştir. Tirilye, Kumyaka, Güzelyalı, Dereköy gibi alanlara yerleştirilen göçmen kadınların kültürleşme sürecini ele aldığı için bu çalışma aynı zamanda bir kadın çalışmasıdır. Göçmen kadınlarda gözlenen günümüze değin yaşadıkları, ev yaşamları, ikinci bir dil öğrenmeleri (çünkü Girit mübadilleri sadece Yunanca biliyorlardı), yeni yaşam alanlarında çalışma hayatına girmeleri ve çevreleri ile ilişki kurmaları gibi hususlar araştırmanın diğer kuramsal çalışmalara ve kadın araştırmalarına yarar sağlayacağı düşünülmektedir.


1.5. KURAMSAL TARTIŞMA

Yapılan çalışmanın sosyal antropolojik boyutları ve kadın çalışmalarına ilişkin literatür değerlendirilerek; hazırlanan proje adaptasyon aynı zamanda sosyo-kültürel değişim temeline oturtulacaktır.

Tirilye çevresinde şuan yaşayan Girit kökenli mübadil kadınlar ile onların yaşam alanlarına giren konutlar ve kullandıkları eşyalar, pişirdikleri yemekler, kullandıkları dil, doğum - ölüm törenleri, düğünleri, evlilikleri gibi konular çerçevesinde bir inceleme yapılacaktır.

1.6. ARAŞTIRMA SORULARI/ HİPOTEZLER VE SINIRLILIKLAR

Girit kökenli mübadil kadınların kültürleşme sürecini incelemeyi amaçlayan çalışmamızda sosyo- kültürel değişim ve adaptasyon süreci üzerinde durulacaktır. Şüphesiz kadınların adaptasyon süreci erkeklerin adaptasyon sürecinden farklı ve daha zordur. Herhangi bir mesleğe sahip olmayan kadınlar daha çok ev işleri ve çocukların bakımlarından sorumludur ve çoğu zaman sosyalleşme süreçleri çocukların okula başlaması ile şekillenir. Hele farklı topraklardan gelmiş ve kimlik konusunda sıkıntı yaşayan toplumlara ait kadınların sosyal değişim ve adaptasyon süreci daha da farklı olabilir. Senelerce yaşadıkları topraklarda “Türk” oldukları için dışlanan bu grup geldikleri vatan topraklarında “ gevur “ olarak nitelendirilmiş; din, dil, örf adet, giyim - kuşam gibi kimliği tanımlayan konularda “ötekileşme “ sıkıntısı yaşamış olabilirler. Adaptasyon süreci onlar için daha da sıkıntılı bir süreç haline bürünmüş olabilir. Geldikleri vatan toprağının dilini günlük hayatta kullanmak alışkanlık gereği zor gelmiş ve Rumca dillerinde bir süre yer etmiş olabilir. Bu gelinen topraklarda yadırganmış ve bunun sonucunda içe kapanık ve sert mizaçlı bir topluluk haline gelinmiş ve mutsuzluğun tohumları atılmış olabilir. Giyim kuşam, yemek çeşitleri, örf adet ve ibadet dilleri ile ilgili serzenişler tüm bu sorunların peşi sıra gelmiş olabilir. Sosyal değişim ve adaptasyon bu çerçeve doğrultusunda incelenecektir. Bu kapsamda araştırma hipotezleri, soruları ve sınırlılıkları şu şekilde belirlenmiştir.

1.6.1. Hipotezler

1. Kadınların adaptasyon süreci erkeklerin adaptasyon sürecinden farklı ve daha zordur.

2. Senelerce yaşadıkları topraklarda “Türk” oldukları için dışlanan bu grup geldikleri vatan topraklarında uyum sürecinde zorluk çekmiştir.

3. Özellikle kültürün önemli öğelerinden yemek ve dil konusunda sıkıntı yaşanmıştır.

4. Kuşaklar arası uyum süreci değişim göstermiş ve adaptasyon süreci üçüncü ve dördüncü kuşaklarda daha kolay hale gelmiştir.

1.6.2. Araştırma Soruları

1. Kadınlar ve erkekler gelinen yere adaptasyonda hangi konularda sıkıntı yaşamıştır?
2. Avrupa’dan geldiklerini vurgulayan mübadiller aile içinde kadın - erkek için aynı demokratik ortamı sağlayabilmişler midir?

3. Çocuklarının kız ya da erkek olması onlar için önemli midir?

4. Bugün “nerelisin” sorusuna nasıl cevap vermektedirler?

5. Girit adası ile Yunanistan arasında dil, yemek, giyim konusunda farklılıklar var mıdır?

6. Bugün Yunanca bilen kaç kişi vardır? Varsa nereden öğrenmişlerdir?

7. Göçten sonra Rumca konuştuklarında nasıl bir tepki ile karşılaşmışlardır?

8. Girit kimliğini hatırlatan eşyalar saklanmakta mıdır?

9. Düğün doğum ve cenazelerde yapılan farklı bir uygulama var mıdır?

10. Girit yemekleri hala tercih edilmekte midir?

11. Aynı kültürel geçmişe sahip insanlar ile daha iyi anlaşıldığı düşünülmekte midir?

12. Kadın ve erkekler arasında Mübadele derneklerine üyelik oranında ciddi bir fark var mıdır?
1.6.3. Sınırlılıklar

Sosyo-kültürel yapısını, alan araştırması ile elde ettiğimiz bulgulara dayanarak incelediğimiz Tirilye’nin birbirinden bağımsız beş mahalle seklinde konuşlanması, katılımcılarla yaptığımız görüşmeler de bizi zaman açısından sınırlandırmıştır. Katılımcıları belirlerken, sürekli olarak Tirilye’de yaşayan kişilerle görüşme yapılması hedeflendiği için alan araştırması sırasında, sadece belirli dönemlerde köyde yaşayan insanlarla görüşme yapılmamıştır. Bu uygulamadaki amacımız, belirli sürelerle de olsa, bölge dışında yaşayan insanların görüşlerinin etkilenmiş olabileceğini ve bunun da araştırmamızı yanlış yönlendirebileceğini değerlendirmemizdir. Alan araştırmamız sırasında görüşme yaptığımız katılımcılar, kılavuz ve kaynak kişilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda seçilmiştir.

1.7. YÖNTEM

Çalışma kapsamında literatür tarama, anket ve yüz yüze görüşme tekniklerinden yararlanılacaktır. Literatür taraması kapsamında konu ile ilgili yerli ve yabancı basılı kaynaklar, süreli yayınlar derlenmiştir. Konu ile ilişkisi olması bağlamında bu kısımda ağırlıklı olarak göç, göç türleri, kültürleşme, kadın ve göç olgusu, Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleştirilen nüfus mübadelesi, göçmenlerin sosyo kültürel özellikleri ve göç bölgeleri ile bilgiler derlenmeye çalışılacaktır. Ayrıca Girit mübadillerin geldikleri alanı açıklayıcı Osmanlı Salnameleri ve diğer literatürden yararlanılacaktır. Giritli mübadillerin birinci kuşak sakinleri üzerine önceden yapılmış araştırmalar ile onların bıraktığı materyaller de değerlendirilecektir.

Araştırma Evreni ve Örneklem, Bursa iline bağlı Mudanya kazasının Tirilye nahiyesidir. Tirilye’nin nüfusu 2010 nüfus sayım sonuçlarına göre 1836’dır. Nüfusun 909’unu erkek, 927’sini kadınlar oluşturmaktadır.

Tirilye beş farklı mahalleden oluşmaktadır. Bu mahalleler aşağıda belirtildiği gibidir.

1) Halilbey Mahallesi

2) Talatbey Mahallesi

3) Enverpaşa Mahallesi

4) Niyazibey Mahallesi

5) Camişerif Mahallesi
Tirilye etnik köken olarak farklı grupları barındırmaktadır. Aslında bu araştırma için Tirilye’nin seçilmiş olmasının nedenlerinden biri de Tirilye’nin farklı etnik gruplardan oluşmuş olmasıdır. Şimdiye kadar bu konuda yapılan araştırmalarda nüfusun yoğun olmadığı ve kültürün daha kapalı yaşandığı alanlar seçilmiştir; ancak kültürel değişim ve adaptasyonun ortaya çıkarılması için birçok farklı grubun yer aldığı ve nüfusun biraz daha yoğun olduğu yerlerin seçilmesi gerektiği düşünülmektedir.Burada yaşayan Tokatlı, Trabzonlu, Vanlı, Kastamonulu, Giritli, Kavalalı, Serezli, Yanyalı, Selanikli gibi değişik grupların ortak özellikleri ise gerek zorunlu göç gerek ise isteğe bağlı göç yolu ile ya da iç göç ve dış göç olarak adlandırdığımız göç türleri vasıtası ile Tirilye’ye yerleşmiş olmalarıdır.

Tirilye Belediye Başkanı Ali Turan’ın verdiği bilgiye göre; bu gruplara ilişkin net bir istatistiksel çalışma yapılmamış olmakla beraber nüfusun 200 kadarının Yunanistan’ın (Kavala, Serez, Yanya, Selanik) belirli bölgelerden geldiği (ana kara), 250 kadarının ise Girit adasından göç ettiği sanılmaktadır.

Alan araştırmamıza başlamadan önce üç hafta süre ile Belediye Başkanı, mahalle muhtarları, Mudanya Lozan Mübadilleri Dermeği Başkanı ve kaynak kişiler ile yapılan görüşmeler sonucunda katılımcılardan elde etmek istediğimiz veriler belirlenmiştir. Bu çalışma neticesinde 39 adet açık uçlu soru ve 21 adet kapalı uçlu soru hazırlanmıştır. Görüşmeler bu forma bağlı olarak yapılmıştır. (Ek–1) Aynı bilgileri tekrarlamamaları ve istatistiksel çalışmalarda kolaylık sağlaması açısından her iki soru tarzı da tercih edilmiştir.

Çalışmamızın bazı katılımcıları tedirgin ettiği gözlenmiştir. İnsanları tedirgin eden en önemli faktörün, görüşme sırasında yapmış olduğumuz ses kaydı olduğunu fark etmemiz nedeni ile alan araştırmamız esnasında zaman zaman ses kaydı alınmamış, görüşmenin sohbet ortamında gerçekleştirilmesine özen gösterilmiştir.

Araştırmamız kapsamında Girit kökenli aileler ile yapacağımız görüşme dışında karşılaştırma ve kontrol grubu olarak Yunanistan’ın diğer bölgelerinden (Kavala, Selanik, Yanya, Serez) gelen aileler ile de görüşmeler gerçekleştirilecektir. Evrenimiz yaklaşık 450 kişiyi kapsamaktadır. Bu da ortalama 100 aileye tekabül etmektedir. Bu kişilere kapalı uçlu sorular sorulacak ve elde edilecek veriler SPSS programı yardımıyla değerlendirilecektir.


Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 18:28

Çalışma kapsamında belirlenen Girit göçmeni 15 haneden ve Serez, Selanik ve Kavala gibi ana karadan göç eden 15 haneden toplam 60 kişinin yaş dağılımı ise şu şekildedir:

Girit Göçmenleri


18–35 5 kadın 5 erkek
35- 58 5 kadın 5 erkek
58–90 ve üzeri 5 kadın 5 erkek


Serez, Selanik ve Kavala
18–35 5 kadın 5 erkek
35- 58 5 kadın 5 erkek
58–90 ve üzeri 5 kadın 5 erkek

Çalışma kapsamında yüz yüze görüşme yapılacak kişiler kapsamına kontrol grubu olarak erkekler de dâhil edilmiştir. Aynı zamanda ana kara bölgesi göçmenleri ile de karşılaştırma yapılması amacıyla görüşmeler yapılacaktır.

Konu ile ilgili olması bakımından araştırma kapsamındaki kadınların günlük hayatlarında kullandıkları eşyalar, takılar, el işleri, yaşadıkları evlerin fotoğrafları da ekler bölümünde yer alacaktır.

Ayrıca, analize ilişkin olarak;

- SPSS 20.0 paket programı kullanılmıştır.
- Anket verileri soru bazında irdelenmiştir. Ancak birbiri ile ilişkisi olan sorular birlikte irdelenmiştir.
- Anket verilerinin çözümlenmesinde frekans analizi, çapraz tablolama, kikare, bağımsız örneklem t testi ve anova testlerinden faydalanılmıştır.
- Karşılaştırmanın yapılabildiği sorular için (cinsiyet karşılaştırması, yaş karşılaştırması) karşılaştırmalar yapılmıştır. Karşılaştırılan grupların aralarındaki ilişkinin gösterilebilmesi için kikare bağımsızlık testinden faydalanılmıştır.

- Kikare bağımsızlık, bağımsız örneklem t testi ve ANOVA testlerinde p değerinin (anlamlılık değerinin) 0,05’ten düşük olması beklenmektedir. 0,05’ten büyük olduğu durumlarda ikili ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı sonucuna varılır. 11 DESEM, SPSS Ders Notları, İzmir: DESEM Yayını, 2010, s. 10.


Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 18:33

İKİNCİ BÖLÜM
2. GÖÇ KONUSUNA GENEL BİR BAKIŞ


2.1. GÖÇ OLGUSUNUN KAVRAMSAL İÇERİĞİ


İnsanların bir yerden diğer bir yere hareketliliği ya da yer değiştirmeleri şeklinde en genel anlamıyla tanımlanabilecek göç olgusu aslında insanlık tarihi kadar eskidir. Bu bağlamda, göç olgusu günümüzde antropolojiden, sosyolojiye, siyaset biliminden tarihe kadar birçok disiplinin ilgi alanındadır.

Binlerce yıl öncesinde, Afrika kıtasından, diğer kıtalara yayılan insanlık, kendi tarihi içinde birçok göç hareketine tanık olmuştur. Bu açıdan göç bir antropoji konusu iken; iktisat bilimi, göçün işsizlik gibi ekonomiye bağlı nedenlerini ve göç edilen yerdeki işgücüne katılım oranına nasıl bir katkı sağladığına odaklanır.

Sosyoloji ise konusu daha çok boyutlu bir olgu olarak görüp, konunun toplumsal neden ve sonuçlarını inceler. Ayrıca, göç sonrası oluşan toplumsal yapı, yabancılaşma, ötekileşme, kültürel uyum gibi konulara odaklanır. Aslında sosyal bilimler literatürü ve eğilimleri, olgulara çok boyutlu bakılmasını gerekli kılmaktadır. Çünkü herhangi bir gelişme ya da olgunun birden çok nedeni ve sonucu söz konusudur.

Belli bir bölgedeki birey ya da toplumsal grupların iktisadi, sosyolojik ve siyasal nedenlerle bulundukları yerden, başka bir yere geçici ya da yerleşmek üzere hareketliliğine göç denir.2 Şenyapılı’ya göre ise, göç “kimi zaman isteğe bağlı kimi zamanda başka bir gücün ya da doğa olaylarının zorlamasıyla, insanların farklı coğrafyalara olan hareketliliğidir.3 Marshall konuyu tarihsel bir bakış açısı ile tanımlamaktadır. Bu tanıma göre göçün insanlık tarihi kadar eski bir olguyu ifade ettiğini, zaman içinde ise, nüfus artışı, yaşam koşullarını iyileştirme amacıyla yeni keşifler yapma isteği ile farklı coğrafyalara yapılan harekettir.


2 Neslin Türkaslan, “Bursa’da Meskûn Bulgaristan Göçmenlerinin Ekonomik Durumları Üzerine Bir
İnceleme”, Toplum ve Göç, Ankara, DİE Yayınları, 1997, s. 206.
3 Tansı Şenyapılı, Gecekondu, Ankara: ODTÜ Mimarlık Fakültesi Basımı, 1981, s. 54.

Bu bağlamda, “Sosyal, politik, dinsel ve ekonomik nedenlerle bulunulan bölgenin yaşanabilirliğini yitirmesi ile bireylerin bir yerden başka bir yere kendi istekleriyle veya başka güçlerin etkisiyle hayatlarının gelecek kısmının tümünü veya bir kısmını geçirmek üzere yaptıkları bir yer değiştirme hareketidir.”4
Tekeli’ye göre, göç; “belli bir zaman dilimi içerisinde belli bir yerleşme alanında yaşayanların, kendi iradeleriyle yaşam yerlerini söz konusu yerleşme alanının dışına taşıyanların miktarıdır.”5
Yüzyıllardan bugüne çeşitli sebeplerle gerçekleşen bir göç olgusu mevcuttur. Bu olgu hem göç eden (kişi), hem terk edilen yer (anavatan), hem de göç edilen yer (yabancı ülke) bağlamında farklı boyutları olan bir konudur. Göç edilen ülkede yaşanan ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmeler yanında, göçe konu olan insanların psikolojileri, sosyolojik unsurları çalışma bağlamında değerlendirilmektedir.

Göç olgusunda tanımlardan da anlaşılacağı üzere, bir hareketliliğin göç olarak ifade edilmesi için bazı şartlar söz konusudur. Bunlar genel hatları ile şu şekilde sıralanabilir;

- Bulunulan coğrafyadan ayrılmayı gerektirecek nedenler: (Çekici ve İtici Nedenler)


- Bir istek ya da zorlamanın varlığı

Dünya tarihinde görülen ilk göç hareketleri, kavimler göçü gibi önemli bazı gelişmeler günümüzde bile incelenen konular arasındadır. Ancak göç konusunun, sosyal bilimler literatüründe önemli bir yer tutmaya başlaması, özellikle sanayi devrimi sonrasındaki gelişmelerle ağırlık kazanmıştır.


4 Gordon Marshall, Sosyoloji Sözlüğü, İstanbul, Bilim Sanat Yayınları 1999, s.685
5 İlhan Tekeli, “Türkiye’de İçgöç Sorunsalı Yeniden Tanımlanma Aşamasına Geldi”, Türkiye’de İçgöç Konferansı Bildiriler Kitabı, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 1998, s. 9.

Dünyadaki sanayileşme ve buna bağlı gelişe ulus-devletleşme süreci ile birlikte göç konusu ayrı bir önem kazanmıştır. Çünkü modern dönemlerle birlikte, kentleşme, nüfusun yapısı, istihdam gibi konular yanında, ulus-devletlerin sınırları içindeki ve sınırları dışına olan hareketlilikler önem kazanmıştır.

Sanayi devrimi öncesindeki dönem göç hareketleri kimi zaman iktisadi (tarım alanlarındaki paylaşım sorunları, coğrafi şartlara bağlı tarımsal üretimin azalması gibi), kimi zaman siyasal (savaş, işgal, fetih hareketleri gibi) kimi zamanda sosyolojik (nüfus artışı, toplumsal gruplar arası ayrımlaşma gibi) etkilidir. Modern dönemlerde bu etkenlerin yanına, işsizlik, toprakların bölünmesi, kentlerin çekiciliği gibi olgular da eklenmiştir.

Nermin Abadan-Unat ise, bu süreci çeşitli dönemlere ayırarak açıklamaktadır. Unat’a göre, “büyük çaptaki göç hareketlerinin birinci dalgası, Avrupalı devletlerin emperyalist politikaları ile başlamış ve Birinci Dünya Savaşı sonunda sona ermiştir. Dönemin önemli güçleri (İspanya, İngiltere, Fransa gibi) özellikle Kuzey ve Güney Amerika’ya kendi topraklarından göçmenler göndermişlerdir. İkinci göç dalgası ise yine aynı dönemde ancak bu sefer Kuzey Afrika sömürgelerinden Avrupa ülkelerine doğru gerçekleştirilmiştir. Üçüncü göç dalgası ise, Birinci dünya savaşı sonrasında çözülen imparatorlukların çözülüşü sırasında yaşanmıştır. İlgili dönemde hâkim olan ideoloji ulusçuluktur. Bu bağlamda yeni kurulan ülkelerdeki azınlıklar (komşu ülke etnisitesine mensup) diğer ülkedeki azınlıklarla yer değiştirmiştir. (Türkiye ve Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi gibi). Dördüncü göç dalgası ise, İkinci Dünya savaşı sonrası, sömürgeciliğin tasfiyesi ve yeni devletlerin ortaya çıkması ile yaşanmıştır. Bu dönemde yeni bağımsızlığını kazanan ülkelerdeki iç çatışmalar yüzünden milyonlarca insan (özellikle Güney Asya) mülteci konumuna düşmüştür.6
Nedenleri, gelişimi ve sonuçları ile birden çok kişiyi, toplumsal kesimi ve ülkeyi ilgilendiren göç etme kavramının birçok farklı türü bulunmaktadır. Bizim bu araştırma kapsamında işleyeceğimiz göç türü ise, zorunlu göçtür. Bu kapsamda Türk

6 Nermin Abadan Unat, Bitmeyen Göç, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2004, s.12–13.

ve Yunan hükümetlerinin Lozan Antlaşması’nda karara bağlandığı gibi ayrı bir protokolle ve belirli şartlar altında mecburi ile doğdukları topraklardan ayrılmaları söz konusudur. Dolayısıyla göçün zorunlu niteliği dolayısıyla etkileri daha yıkıcı olmuş; gelinen ve yerleşilen coğrafyada etkiler isteğe bağlı göçlerden daha fazla etkiye sahip olmuştur. Giritli Müslüman Türkler yapılan antlaşma gereği doğup büyüdükleri topraklardan alınarak, anavatanlarına getirilmişlerdir; ancak geldikleri bu topraklarda da “ gevur “ olarak görülmüş ve zorlu bir adaptasyon sürecine itilmişlerdir. Geldikleri bölgenin fiziki ve ekonomik şartları Girit ile benzerlik gösterdiği için bu noktada zorluk çekilmese de dil ve yemek alışkanlıkları konusunda sıkıntılar yaşanmıştır. Kuşaklararası adaptasyon süreci cinsiyete göre de farklılıklar göstermiştir.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 18:38

2.2. GÖÇ TÜRLERİ

Göç araştırmaları, bu konuyu ister istemez belli bir sınıflandırma içinde değerlendirmek durumundadır. Bunun en önemli nedeni, kanımızca, konunun çok boyutlu niteliğidir. Bu nedenle bazı göç tiplerinin incelenmesinde fayda vardır.

2.2.1. İsteğe Bağlı ve Zorunlu Göçler

İsteğe bağlı göç tipi literatürde serbest göç ismi ile de anılmaktadır. Buna göre insanlar ya da gruplar kimi zaman daha iyi yaşam koşulları, daha elverişli tarım ve coğrafya şartları, kültürel nedenler ve sosyal fırsatlar gibi nedenlerle ve kendi istekleriyle yer değiştirebilmektedir. Örneğin Türkiye’de iç göç hareketlerinin bir kısmı kentlerin çekiciliği, daha iti iş ve yaşa olanakları, eğitim görme gibi isteklerle gerçeklemiştir. Dış göç olgusu bağlamında da 1960’lı yıllardan itibaren ülkemizden Almanya ve diğer Batı Avrupa ülkelerine yapılan göçler yine buna birer örnektir.7
Göçler isteğe bağlı ise, gönüllü göç olarak adlandırılır. Ancak, çoğunlukla göçlerde “zorunluluk” olduğu da bir gerçektir. Siyasi ya da dini baskılar sonucu yapılan toplu göçler ya da ekonomik nedenlerle, bulunduğu koşullardan memnun
7 Unat, a.g.e., s. 44–47.

olmadığı için, yasam koşullarını iyileştirmek için gerçekleştirilen göçler, aslında isteğe bağlı olarak nitelense bile, bir bakıma zorlayıcı etkeni olan göçlerdir.8
Zorunlu göç tipinde ise, bireyler kendi istemleri dışında yer değiştirmek durumunda kalırlar. Buna göre kimi zaman farklı bir otoritenin zorlaması (devletler, rakip kabile ya da toplumsal gruplar gibi), kimi zamanda coğrafya ve ekonomik nedenlerle (kuraklık, işsizlik gibi) yer değiştirmektedirler. Örneğin Türkiye’de 1990’lı yıllarda yaşanan terör olayları neticesinde, Güneydoğu’dan göçler yaşanmıştır. Benzer şekilde Irak savaşı sonrasında Saddam Hüseyin yönetimden kaçan Iraklılar savaş nedeniyle zorunlu dış göçe bir örnektir. Bunun yanında, Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan mübadele anlaşması sonrasında, iki taraf arasında yaşanan göçler siyasal otoritenin kararı ile inisiyatif dışı yaşanan dış göçlerdir.

2.2.3. İç Göç ve Dış Göç

Ülke içinde yaşanan göç hareketleri iç; ülke dışına yapılan yer değiştirme hareketleri ise dış göç olarak anılmaktadır. Her iki göç olgusunda da önemli olan, kendi coğrafyasından, uzunca bir süre farklı bir yere göç edilmesidir.

Kırdan kente yapılan göçlerin temelinde, genellikle, kırda geçim şartlarının (iklim şartları, toprak azlığı, mülkiyet rejimi vb. nin etkisine bağlı olarak) güçlüğüne karşılık kentsel yerleşmelerin, özellikle geçim şartları, bakımından cazibeleri yatmaktadır. Bu tip göçlerde büyük bir oranda olmamak üzere varlıklı ailelerin de kent hayatının cazibesine katılması söz konusudur. Kırdan kıra, bir başka deyişle tarım sahalarından tarım sahalarına doğru gerçeklesen göçler ise, tarıma yeni açılacak olan sahalara sahip olan ülkelerde, bazı durumlarda da, tarımda köklü değişikliklerin meydana geldiği bölgelerde görülür. Kentten kente yapılan göçler ise genellikle ileri ekonomik yapıya sahip, yani sanayileşmesini gerçekleştirmiş olan ülkelerde görülür.9




8 Müzeyyen Gönüllü, “Dış Göç”, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 1, 1996, s. 95.
9 Erol Tümertekin, Türkiye’de İç Göçler, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 1968, s. 35.

Göç veren ve göç alan birimler arasındaki farklı düzeylerdeki “uzaklık”; (fiziksel olduğu kadar, ekonomik ve kültürel uzaklık); siyasal anlamda göç hareketinin kontrolünün daha belirgin olması ve göç edenlerin uyum sorunlarının farklı boyutları gibi noktalar, dış göç ile iç göç arasındaki en belirgin farklı yönleridir.10
Dış göç olgusu, günümüzde uluslar arası göç olarak tanımlansa da, insanların kendi ülke sınırlarının dışına hareketliliği olarak ifade edilmektedir. Bu değerlendirmelerden sonra denilebilir ki; günümüzde genel anlamda bütün ülkeler bir dış göç sorunu ile karşı karşıyadır. Bu sebeple dış göçlerin sebeplerini incelemek önem arz etmektedir. Bu sebepler ise şunlardır.11
- Ekonomik nedenler,

- İşsizlik oranının yüksek olması,

- Tabi afetler,

- Savaşlar,

- Ülkelerde rejim değişikliği,

- Etnik nedenler,

- Sınırların değişmesi,

- Uluslararası anlaşmalarla sağlanan nüfus değişmesidir.


Konumuz kapsamında incelediğimiz Giritli göçmen kadınların göçü; zorunlu göç kapsamında bir dış göç niteliği göstermektedir. Uluslararası anlaşmalarda sağlanan nüfus değişiminin bir sonucu olarak Girit
adasından Bursa’nın Tirilye kazasına

10Ahmet İçduygu ve İbrahim Sirkeci, “Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde Göç hareketleri”, 75 Yılda Köylerden Şehirlere, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 1999, s.250.
11 Mehmet Arslan, “Yurtdışı İşçi Göçü Bağlamında Almanya’daki Türk İşçi Çocuklarının Eğitim ve Uyum Sorunları”, Kentleşme Göç ve Yoksulluk, 7. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi Bildirileri, Ed. Ahmet Alpay Dikmen, İmaj Yayıncılık, Ankara, 2002, s. 82.

yerleştirilen bu nüfus, kültürleşme sürecini etkilemesi bakımından iç göçten daha fazla etkiye sahip olmuştur. Çünkü kendi tercihleri ile göç etmeyen bu kitleler, dillerini bilmedikleri bir coğrafyada uyum sorunları yaşamışlar; bununla beraber gelinen bölgedeki kültüre de önemli katkılar sağlamışlardır.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 18:41

2.2.4. Uzun ve Kısa Süreli Göç

Özellikle ekonomik nedenlerle yapılan ve süresine göre farklılık gösteren göç hareketleridir. Bu göç tipinde göç edilen yörenin ekonomik faaliyetinin yoğun olduğu süre dışındaki zamanlarda kişilerin yerlerini gelecek döneme kadar terk edip, diğer bölgelere çalışmaya gitmeleri söz konusu olup, önemli olan göçe katılanların gittikleri yerlerde ne kadar süre kalacaklarını önceden bilmeleridir. Buna göre, belli bir süre için ekonomik nedenlerle yapılan göç kısa süreli göç olarak tanımlanır. Mevsimlik göç olarak da tanımlanan bu yer değiştirme sürecinde insanlar, belli bir zaman zarfında ekonomik faaliyetlerde bulunmak için göç edeler. Buna en iyi örneklerden biri, Güneydoğu Anadolu Bölgesinden Çukurova’ya pamuk ve Karadeniz’e fındık toplamak için yapılan göçlerdir.12 Sürekli göç hareketlerinde ise, insanların çalışmak için ama kalıcı olarak yer değiştirme hareketidir. İnsanlar ekonomik amaçlarla ancak yerleşme amacı ile yer değiştirirler. Örneğin, tarihte Amerika kıtasına, Avrupa’dan yapılan göç hareketleri buna bir örnektir.

Konumuz kapsamında incelediğimiz Giritli mübadil kadınlar ise ilk olarak bu göçü kısa süreli algılamış ve uzun yıllar geri dönme umudunu taşımış; ancak yıllar geçtikçe bu umutları yerini bulunan bölgeye ve kültüre adaptasyonuna dönüşmüştür. Bu nedenle ilk dönem mübadillere göre sonraki kuşaklar uyum sorunlarını daha az yaşamış ve bölgeyi benimsemişlerdir. Dolayısıyla kendilerindeki göçmen algısı, ilk kuşaklara göre biraz daha sınırlı olmuştur.





12 Gönüllü, a.g.m., s. 96.

2.3. GÖÇ VE KADIN KONULARI

Göç konusunda yapılan inceleme ve geliştirilen teorilerde kadın olgusu uzun bir dönemde geri planda kalmıştır. Kadınların işgücüne katılımları, göçe zorlanmaları gibi süreçlerdeki konumları genelde bağımlı nitelikte ele alınmıştır. 13
Örneğin Ece Ertan’a göre, bu gecikmenin bazı nedenleri şu şekildedir; “Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren “göçün kadınsılaşması” olgusuna dikkat çekilmeye başlanmıştır. Ancak bu olguya değinen pek çok çalışmada dahi, bağımsız kadın göçünün farklı dönem ve türleri, göç süreçleri bakımından önemi gibi konular ihmal edilmiştir. Göç süreçlerine ilişkin şemalarda, özellikle daha önceki dönemlere ilişkin kadın göçü, ikincil ve bağımlı göç olarak tanımlanmaya devam etmektedir. Oysa kadınların göçü, misafir işçilik döneminde de heterojen nitelikler göstermekteydi. Örneğin bağımsız kadın göçü sadece “göçün kadınsılaştığı” döneme özgü olmayıp, uluslararası göçün farklı dönemlerinde de süregelen bir göç türüydü. Klasik göç şemaları, aile birleşimi yoluyla gelseler dahi, kadınların iş piyasasındaki katkılarının yanı sıra, toplumsal cinsiyetin kurumsal yapı ve süreçlerle ilişkisinin de gözden kaçırılmasına yol açmıştır. Bu nedenle yurttaşlık, siyasal katılım gibi konularda göçmen kadınların görünmezliği devam etmiştir. Oysa kadınlar, göç edilen ülkeye yerleşme ve topluluk hizmetlerinin örgütlenmesinde, göçmenlere yönelik sosyal hizmet alanlarının oluşumu ve gelişiminde, sivil katılım süreçleri ile ana toplumla kurdukları bağlar yoluyla göçün sürdürülmesi ve entegrasyon süreçlerinde de önemli roller oynamaktadır. Yurttaşlığın doğrudan gündelik yaşam içerisinde kurulumuna işaret eden bu alanların her biri ayrı bir incelemenin konusu olabilir.

” 1413 Sema Erder, “Uluslararası Göç Sürecinde Kadının Gündeme Gelişi ve Getto'daki Kadın”, Refah Toplumunda Getto, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006, s. 301.
14 Ece Ertan, Unutulan bir Göç ve Yurttaşlık Deneyimi: İlk Kuşak Göçmen Kadınlar ve Hollanda
Türkiyeli Kadınlar Birliği, Fe Dergi 2, 2 2010, s. 31–32.

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 18:46

Göç konusundaki ilk kadın çalışmaları önceliklerini güdümlü yani zorunlu göçe vermişlerdir. Buna göre, zorunlu göçlerde kadınlar ve çocuklara öncelik verilmesi ve riskli gruplar olarak tanımlanmaları söz konusu olmuştur.15
Kadınlar bu süreçlere sıklıkla aile üyeleri olarak katıldıkları halde tarih boyunca cinsiyete özgü farklılıklar ve kadınların göç hareketlerine katılımları, çoğu zaman görmezden gelinmiştir. Oysa Mirj ana Morokvasic’in 1970’li yılların ortalarından beri belirttiği gibi ve 1990’larda tekrar formüle edildiği haliyle- “Göçmen kuşlar da dişidir!” Oldukça fazla tartışılmış olan Türkiye'den Almanya'ya göç sürecine de kadınlar öncülük etmiş, bir anlamda göç sürecinin motoru olmuşlardır. Onların girişimciliği, kızlarını da etkilemiştir.16
Göç üzerine yapılan çalışmalar, göç etme nedenleri, göç sürecine katılım, göç deneyimleri ve göçün etkileri, göç edenlerin tutumları ve tepkileri bakımından kadınlar ve erkekler arasında farklılıklar olduğu belirtilmiştir. Bu farklılıkların temelinde, gelenek ve görenekler tarafından belirlenen toplumsal kadın-erkek rolleri, aile içi iş bölümü, kadının ev içindeki konumu gibi nedenler yatmaktadır. Kadının anne, eş ya da genç kız olması da göçe ilişkin deneyimlerini farklılaştırmaktadır. “Kadın ve göç” konusundaki çalışmalar hem mekânsal hem de toplumsal bir değişim içeren göç sürecinde, sosyo- ekonomik sınıf, kültür, etnik ya da ulusal kimlik kadar cinsiyet kimliğinin de önemli bir rol oynadığına işaret eder” .17
Erder’e göre, kadın araştırmalarında, toplumsal cinsiyet gerek göç edilen gerekse köken ülke açısından iş piyasası, aile gibi sosyal kurumların örgütleyici bir prensibi olarak iktidar ilişkileri ile ilişkili bir biçimde ele alınmamıştır. Hondagneu-Sotelo’nun belirttiği bir diğer eğilim ise kadınların göç araştırmalarında “cinsiyet rolleri” paradigması ile yalnızca aileye ve özel alana ilişkin meselelerle ilişkili olarak ele

15X. Urritia-Rojas and L. A. Aday, “Framework for Community Assessment: Designing and Conducting a Survey in a Hispanic Immigrant and Refugee Community”. Puclic Health Nursing. 8:1, 1991, s.20-26.
16Ayhan Kaya ve Bahar Şahin, Kökler ve Yollar Türkiye’de Göç Süreçleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları, İstanbul, 2007, s. 164.
17Helga Rittersberger-Tılıç, “Göç Dinamikleri ve Kadın”, www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/Sayf ... /helga.ppt, (15.11.2011)

alınmasıdır. Bu yaklaşıma sadece kadınları temel alan ve göç araştırmaları içerisinde marjinal olarak görülen bir alana sıkışan araştırmalarda rastlanmaktadır. Bu tür yaklaşımlar, toplumsal cinsiyetlenmiş bir kamusal-özel ayrımına dayanmanın ötesinde, toplumsal cinsiyeti ailenin ötesindeki toplumsal kurumlar ve süreçlerle ilişkisiz bir şeymişçesine ele almışlardır. Göç ve toplumsal cinsiyet ilişkisinin hane ve sosyal ağlarla ilişkili bir alanda, diğer sosyal kurumlar ve makro süreçlerle ilişkisi kurulmadan ele alınması da bu marjinalleşmeye katkıda bulunmuştur. Kadınların göç araştırmalarında yer almaya başladığı dönemlerde yaygınlık kazanan bir diğer eğilim de, göçmen kadının bir “sorun” olarak gündeme gelmesi olmuştur.18
Bunun yanında, göç konusundaki kadın çalışmaları, özellikle son yıllarda kadın göçünün nedenleri yanında, sürecin etkileri üzerine odaklanmışlardır. Buna göre, göç sonrası kadınların konumu, kültürleşme sorunları, geleneğin devamı gibi konular üzerine odaklanmışlardır. 19
Bilindiği üzere, ister zorunlu ister isteğe bağlı olsun; ister uzun veya kısa olsun göç sonucunda, erkeklere göre sürecin kadınlar üzerinde etkilerinin daha fazla olduğu saptanmıştır. Çünkü çeşitli nedenlerle göç sonucunda, erkekler işgücüne ve topluma katılım konusunda daha aktif iken kadınların bu yeni sürece uyumu zaman almaktadır. Bunun da en önemli nedeni toplumsal cinsiyet olgusundan kaynaklanmaktadır. Yani kadınların değişime dirençlerinden ziyade erkek egemen toplumun nitelikleri uyarınca, mevcut kültür ve geleneklerin korunması konusunda kadına daha fazla iş düşmektedir.

Kadınların uluslararası göç hareketlerine katılmalarının çeşitli nedenleri vardır. Evlilik ya da aile birleşimi nedeniyle yapılan göç, kadınlar için ne tek ne de en önemli göç türüdür. Aslında, birçok göç şekli temelde kadınlara özgüdür; örneğin bazı durumlarda kadınların yararlanabilecekleri daha çok iş imkânı vardır ve bu nedenle ailelerine para göndermek üzere yurtdışına çalışmaya onlar gider veya gönderilirler. Kadınlar aynı zamanda daha iyi bir eğitim almak ve gelecekte anavatanlarında daha

18 Erder, a.g.e., s.302.
19 Ertan, a.g.m., s. 32–33.

çekici imkânlara sahip olabilmek için yurtdışına gitmektedirler. Genç ve orta sınıf kadınlar dünyayı görmek, tecrübe kazanmak, yeni diller, başka yetenekler kazanmak ve macera yaşamak için uluslararası göç hareketi içinde yerlerini almaktadır. Dolayısıyla, göçmen kadınlardan bahsederken aslında çok çeşitli göç hikâyelerinden, motivasyonlardan, arka planlardan, ulusal ve etnik kökenlerden, hayat şartlarından ve fırsatlardan söz edilmektedir.20
Örneğin, göç sonrası, göçmenlerin kendi dil ve din gibi kültürel unsurlarını koruma görevi genelde kadına düşmektedir. Almanya örneğinde, kadınların başörtüsü takma ve dini faaliyetlere katılmaları, göç sonrası daha da artmıştır. Bunun da nedeni, dış dünyada (göç edilen ülkede) çalışma hayatına erkek katılırken, evde ya da göçmen toplumu içinde geleneğin sürdürülmesi görevi kadından beklenmiştir. Bu nedenle, kısa süreli mevsimlik göçler dışında kadınların, göç edilen yeri coğrafya ve oranın kültürüne uyumu daha geç ve sıkıntılı olabilmektedir. Göç sonrası eğitim, mesleki eğitim, işgücüne ve kültürel ortama katılım oranları ne yazık ki düşük seviyede seyretmektedir.21
Göç ile birlikte kadınlar belirtilen sorunların yanı sıra, dil sorunu, memleket özlemi, ayrımcılık gibi problemlerle de karşılaşmaktadırlar. Buna en önemli örneklerden biri, Almanya’ya yapılan Türk göçüdür. 1960’lı yıllardan itibaren başlayan göç sonrasında, eşleri ile birlikte ya da daha sonradan Almanya’ya giden Türk kadınlarının değişim ve kültürel uyum sürecine katılmaları için ancak birkaç nesil beklemeleri gerekmiştir. 22 Bir başka deyimle, eşleri farklı işlerde çalışan Almanya’daki göçmen Türk kadınlarının ancak orada doğan kızları eğitim ve kültürel uyum programlarına katılabilmişlerdir.

Çoğunlukla ailede ilk göç eden, evin reisi olarak algılanan erkek olduğu için, göç ile ilgili değerlendirmelerde kadın “geride bırakılan ya da göç eden erkeğe sonradan

20 Kaya ve Şahin, a.g.e., s.164.
21 Sevim Ş. İbrikçi, Köyden Kente Göçün Kadının Psikososyal Adaptasyonu Üzerine Etkileri,
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 1996, s. 44–45.
22 Erder, a.g.e., s. 332; Unat, a.g.e., s. 234–235.

katılan, erkeğe bağımlı ve pasif” bireyler olarak değerlendirilmiştir. Ancak Girit özelinde bu süreç, göçün zorunlu olması dolayısıyla farklı işlemiştir. Kadınlar, kocaları ve diğer aile bireyleri ile beraber göçe katılmış, hatta aynı aileler farklı coğrafyalara bile dağılabilmiştir. Bu nedenle evli kadınlar genelde kocalarının yanında yeni yerleşecekleri yerlere gelirken; bazı ailelerde kardeşler farklı coğrafyalara dağılabilmiştir. Bu nedenle mübadele özelinde bu göç süreci ayrılıkları da beraberinde getirmiştir.

Tüm bunlarla beraber bir başka açıdan her bireyin göç hikâyesinin farklı olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Göç sonrası belli bir yerleşim alanında yaşayan insanlar bazı ortak özelliklere sahip olsalar bile, etnik köken, sosyal sınıf, cinsiyet, yaş, eğitim, kültürel geçmiş, aile yapısı, akrabalık ilişkileri, göç edilen yerde mevcut sosyal ağlar ya da kişisel karakter farklılığı gibi pek çok etkene bağlı olarak göçü farklı düzeylerde yaşamaktadırlar.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir