- i.jpg (145.16 KiB) 1656 kere görüntülendi
Haber: Mehmet Şirin ERBEY
İhsaniye Melemez Girit Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği, Girit Türklerinin anavatana gelişlerinin 94. yılı nedeniyle yapılacak olan etkinlikleri duyurmak amacıyla Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapan, Mersin Girit Türkleri Kültür, Dostluk Yardımlaşma Derneği Başkanı Yaşar Güngör, “Biz Girit Türkleri olarak Anadolu’ya gelişimizin 94’üncü yılını kutlamak üzere bir etkinlik yaptık. Federasyon grubu olarak Çukurova’yı, Adana, Mersin, Tarsus, Silifke ilçelerini de içinde bulunduran etkinliğimizi bir arada kutlamak için bir haftaya yaydık. Bu etkinliğimize Adana’da başladık. Ayrıca bu etkinlikte mübadele ile Türkiye’ye gelen atalarımızın çektiği zorlukları anlatan bir film gösterimde. Tüm halkımızı davet ediyoruz bu etkinliğe” dedi.
“MELEMEZ BİR GİRİTLİ KÖYÜ”
İhsaniye Mahalle Muhtarı Zehra Yılmaz ise yaptığı konuşmada kendisinin de Giritli olduğunu ifade ederek, “Her yıl herkes kendi adına bu yıldönümünde birtakım çalışmalar yapıyorlardı. Bu dönem federasyon oluştu. Federasyonun Çukurova Bölgesi’ndeki Turunçlu Erzin, Silifke, Tarsus, Mersin, Adana hep birlikte ortak programlar hazırlamayı hedefledik. Bunların bir kısmı Adana’da gerçekleşti. Melemez bir Giritli köyü. Son zamanlarda sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin katkılarıyla orada evlerin boyandığını, turizme doğru ciddi bir yol kat edildiğini 2 tane işletmenin açıldığını görüyoruz. Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Muhittin Pamuk’un da katkılarıyla bir SODES projesi geçti. 200 bin liralık bir proje bu. Onun uygulamaları önümüzdeki günlerde başlayacak. Bu SODES programında da Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sabri Tekli’nin gerçekten çok ciddi emekleri var. Eş finansmanımızda kendileri oluyor. Kendisine de buradan çok teşekkür ediyoruz. Köyde yapmış olduğumuz bir takım söyleşiler, yine cumartesi günü gerçekleştireceğimiz Bahar ve Ot Şenliğimizde programını yapacak olduğumuz kadınlara girişimcilik kursları düzenlenecek. Oradaki 30 kadına girişimcilik dersleri Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kanalı ile açıldı” diye konuştu.
“BİRÇOK ÇALIŞMA YAPIYORUZ”
Ot Festivalinin Cumartesi günü saat 10:00’da başlayıp 17:00’a kadar devam edeceği bilgisini veren Yılmaz, “Oradaki kadınların üretmiş oldukları ürünleri yapmış oldukları yemekleri ekmekleri ve oradaki kültürünü su yüzüne çıkarabilecek bir takım ürünleri ile bu programı da gerçekleştireceğiz. Ben kendi mahallemde de hem Büyükşehir Belediyesi’nin hem de Akdeniz Belediyesi’nin katkılarıyla birçok çalışma yapıyoruz. Bunları buradan duyurma gibi bir imkânımız olmadı. Halkı içeren, halkı ilgilendiren ve edindikleri meslek kursları ile kendilerine maddi gelir elde edebilecekleri çalışmalar var. Önümüzdeki günlerde sizlerle bunları da paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
“ŞU ANDA BİZİM SİPERLERİMİZ MEVCUT”
Herkesi Cuma günü Kongre Merkezi’nde yapılacak sinema etkinliğine beklediklerini ifade eden Yılmaz, “Aynı zamanda da Melemez’de yani Bağcılar İhsaniye’de yapacağımız festivale de bütün halkımızı bekliyoruz. Otobüsler Mezitli Sanat Evi önünden, Cumhuriyet Alanı’nın oradan ve İhsaniye Mahalle Muhtarlığı önünden kalkacaktır. Bütün halkımızı bekliyoruz. Biz 5 yıldır köyde bunun adı bir gün aşure etkinliği oluyor. Öbür dönem ot şenliği oluyor. Daha öbür dönem bir başka isim oluyor. Ama biz senede 1-2 defa bu tür etkinlikleri köyde yapıyoruz. Ancak bu da bizim eksiğimiz oldu. Basınla paylaşsaydık şu ana kadar çok daha etkili, çok daha güzel de olabilirdi. Şirince diyoruz mesela Şirince’yi örnek alın diyorlar ancak biz oradaki turizm köylerinden veya şehirlerinden bir adım daha öndeyiz. Çünkü orada bir takım bazı yapay şeylerde eklenmiştir bu kültürün içerisine. Ancak bizim oradaki kültürümüz içinde olan, yıllarca kapalı olan hatta oradaki halkın yavaş yavaş asimile olmaya başladığı bir dönemde bu işe başladık. Şu anda Melemez’de Melemez Kuvayi Milli taburuna misafirlik göstermiş, ev sahipliği yapmış bir köy. Orada şu anda bizim siperlerimiz mevcut. Askerlerin gelip de su içtiği kuyular mevcut. 1897 yılında bu anlaşma olmuştu. O dönem 40 hane Abdülhamit’in annesi Valide Sultan tarafından köye 40 hane ihsan edildiği için. O köyün adı İhsaniye. Zaten İzmir’de veya başka yerlerde de Giritlilerin yerleşkelerinde genelde İhsaniye adını görürüz. Çünkü ihsan edildiğinden dolayı halkta bir teşekkür mahiyetinden dolayı İhsaniye adını koymuşlar” şeklinde konuştu.
“TAM BİR TURİZM KÖYÜ OLACAĞINA İNANIYORUM”
Şu anda İl Milli Eğitim Müdürü’nün kendilerine vermiş olduğu bir söz olduğunu söyleyen Yılmaz, “Akdeniz Belediye Başkanı Muhittin Pamuk’un kaymakamlık olarak yazacakları bir projede köyün girişinde bulunan bir çeşmenin, oraya yapılacak bir kültür evinin, orada bulunan kuyuların restorasyonu ile ilgili maddi kaynak sağlayacaklar. Onunla ilgili de ARGE’den yardım alınacağını ve böyle bir projeye de destek vereceklerinin sözünü de verdiler sağ olsunlar. En başta Sayın Burhanettin Kocamaz ile çıktık bu yola. Bizim oradaki evlerin mavi beyaza boyanması ile ilgili emekli olan bir öğretim üyemiz sponsorluk yapmıştı boyamızı temin etmişti. Biz boyamızı emin ettikten sonra Büyükşehir Belediyesi’de evlerimizi mavi beyaza boyayınca orası bir ivme kazandı. Dolayısıyla tabi yolların yapılması oradaki iş yerlerine verdikleri katkıdan dolayı da böyle bir yola çıktık. Çok değil 3-5 yıl sonra oradaki turistlerin gelip görecekleri tarihi mekanlarla da tam bir turizm köyü olacağına inanıyorum” diye söyledi.
“SON SENELERDE KENDİMİZİ İFADE ETMEYE BAŞLADIK”
Girit Adası’nın Osmanlıya ait Türk toprakları olduğunu belirten Yılmaz, sözlerini şöyle bitirdi: “Orası kaybedilince Osmanlı çekilmek zorunda kaldı. Büyüklerimizde göç etmek zorunda kaldılar. Oradan geldiklerinde dil bilmiyorlardı. Buranın kültürünü bilmiyorlardı. Dolayısıyla buradaki halkımız tarafından önceleri iyi anlaşılmadıkları için dışlandılar. Türk oldukları daha sonradan anlaşıldı tabi. Halkımız da daha sonra iyi bir ev sahipliği gösterdi. Zaten misafir değildik. Türk’tük yani biz. O dönemde Giritlice dediğimiz dilimizi konuştuğumuz için burada yabancı olarak algılandık. Köyümüzü son yıllarda su yüzüne çıkardık. Biz buraya 1897’de göç ettik. Ama o baskılardan, buradaki çekilen üzüntülerden dolayı da ancak son senelerde kendimizi ifade etmeye başladık. Türk olduğumuzu Müslüman olduğumuzu hatta Melemez Kurtuluş Savaşı’na katıldığı için Fransız’ların köyü yaktığını ve birçok Girit göçmenimizin de can verdiğini herkes biliyor.”
http://www.cukurovagazetesi.com/girit-t ... 47590.html
