GİRİT BEKTAŞİLİĞİ'NDE ÜÇÜNCÜ DÖNEM

Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

GİRİT BEKTAŞİLİĞİ'NDE ÜÇÜNCÜ DÖNEM

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 18 Oca 2021, 18:47

ÜÇÜNCÜ VE SON DÖNEM
HORASANİ DERVİŞ ALİ BABA DÖNEMİ (1226-1342)

Bektaşiliğin en çok gelişip yayıldığı bu üçüncü dönemdir. Dönemin lk yıllarından başlayıp aralıksız ve artarak devam etmiş ve sonunda mübadele felaketinde o da postunu Girit’ten kaldırıp alıp gitmiştir.
Birinci ve ikinci dönemlerde sadece bir tanecik tekke bulunurken bu üçüncü dönemde dört yenisi daha yapılmış ve böylece Girit Adası’nda tam beş adet Bektaşi ocağı, binlerce katılımcısıyla tükenmek bilmeyen bir bereket ve nurlar saçan ümran ve mutluluk içinde durumlarını korumuşlardır.
Bu konunun sona ermesinden sonra, kuruluşlar teker teker ele alınıp anlatılacaktır.
Şimdi yine esas konumuza dönelim.
Horasanlı Dergâhı’nı üçüncü defa kurup, açılışını yapan Horasani Derviş Ali Baba, ikinci dönemin sonunda türbedarlığı görülen Türkmen Süleyman Baba’nın tek oğludur. 1187 yılında Horasan’ın Meşhed şehrinde doğmuş ve küşük yaşta iken pederi Süleyman Baba gördüğü manevi işaret üzerine onu alıp Rum diyarına geçmiş ve Hazreti Pir’in dergâhına yerleşmiştir.
Pederine uyarak tarikata girmiş ve geleneğe göre tarikat törenlerini öğrenmiş, aynı zamanda ilim tahsiline gayret göstererek yeteneği sayesinde olgun bir tarikat ehli olmuştur. Babasının ölümünü takip eden yıl icazetnamesini alıp Pir Evi’nden doğru Kandiye’ye gelir ve eşraftan Patnaroğlu İbrahim Bey’in konağında misafir edilir (1226). Gelmesiyle beraber dergâhın yenilenmesi çarelerini araştırır ve büyük bir uğraş göstererek işin peşine düşer. Yukarıda belirtilen özel mecmuasındaki kayıtlara göre, bizim de yetişmiş ve görmüş olduğumuz, meydan evi, kahve ocağı, aşevi, atevi dairelerini kendi kesesinden yaptığı harcamalarla inşa ettirmiştir. İşin başlangıcında zengin muhipler inşaata yardım için aralarında bağış toplamaya girişmişlerdir. Baba bunu işitince yardımı geri çevirerek kimseden para kabul etmeyeceğini söyler ve şimdilik kendi imkanlarıyla yaptıracağı evlerle yetinilip bir an önce dergâhın açılışı ile tarikatın ayinini yapma çaresine bakılacağını ve ileride isteyen olursa ihtiyaç duyulacak bir bina inşa ederek hayrat sahibi olabileceklerini açıklar.
Nitekim böyle de olur. Baba söz konusu evleri tamamladıktan sonra elindeki malzeme ile evleri dayayıp döşer. Ayrıca yerli dostlardan on ikisini de giydirerek derviş yapıp dergâhta alıkoyar. O tarihten sonraki kurban bayramı gününde dostlar ve diğer Müslümanlar toplanarak kurbanlar keser, yemekler pişirilip dağıtılır ve ardından açılış yapılır. Aynı günün akşamı post serilerek çerağlar uyarılır ve tarikatın ayini yapılır ( 10 Zilhicce 1226).
Bir süre sonra Baba iki eser daha meydana getirir. Dergâhın yol üzerindeki doğu cephesinde bir çeşme ve meydan evinin hemen bitişiğinde bir cami inşa ettirir. Caminin kapısı üzerindeki sülüs hattıyla yazılmış ‘’ Va’bid Rabbeke hattâye’tiyeke’l-ykin’’ levhası kendi el yazısıdır ki böylece hattat olduğu da ortaya çıkmaktadır. Muhipler de dergâhın ümran ve genişlemesinde yardımcı olmuşlardır.
Mesela Mısır Hidivi Mehmet Ali Paşa’nın mensuplarından Kandiye serayanı, aslen Kavalalı Seyyid Mustafa, caminin önüne bir çeşme yaptırmıştır. Eşi Zeynep Hanım, Horasanlı Sultan’ın mezarı üzerinde yüksek bir türbe yaptırdığı gibi, dergâhın üç kilometre güneyinde, Maratiti adlı yörede pek geniş, büyük tarlalarını da türbeye vakfettirmiştir. Kandiye defterdarı Derviş Ali Efendi, avlu ortasında çok musluklu büyük bir çeşme yaptırır. Patnaroğlu İbrahim Bey kurumun ve bahçelerin etrafına fır dolay duvarlar kaldırıp etrafı güvence altına alır. Birçok dost daha inşaat yaptırmalarının yanında tarla, zeytinlik, bahçe ve benzeri mülkler bağışlarlar.
Derviş Ali Baba, otuz üç sene mürşitlik yapmış ve 1259 senesinin Zülhicce’sinde Hakka yürümüştür. Toplantılarında bulunmuş, sohbetlerini dinlemiş olan aklı başında ciddi kimseler, hal ve hareketlerindeki nezaketi, herkese güler yüzle davranması gibi güzel hallerini anlata anlata bitiremiyor ve bu hususta ileri giderek diyorlar ki: ‘’ Hulül-i ervâhakâ’,il olanlar’’ onun ilk kurucu Horasanizade Mevlana Ali Dede’nin ta kendisi olduğuna inanmışlardır.
Sözün kısası, Derviş Ali Baba, 33 senelik mürşitliği zamanında tam 1417 erkek ve kadına nasip vermiştir ki, bunlar her mürşit tarafından tutulan Defter’de isim ve şöhretleriyle kayıtlı bulunmaktaymış. Bunların 285’i Kandiye kasabası, 744’ü Monofac kazası ve kalan 385’i de Hanya, Resmo kasabalarıyla Kandiye mülhakatında oturanlardır.
Şu husus önemi nedeniyle kayda değer: Muhtelif tarihlerde üç Hıristiyan önce Müslümanlığı kabul etmiş, daha sonra nasip alarak tarikata intisap etmişlerdir. Dönemin ilk yıllarında görülen etkinlik aralıksız devam etmiş, bu sayede her yönde verimlilik giderek artış göstermiştir. Bu durum Derviş Ali Baba’nın mürşitliği süresince devam etmiştir. Hatta ölümünden mübadeleye kadar olan zaman içinde bile aynı durum devam edip gitmiştir.
Bu uzun süre içinde posta gelip geçen sekiz- dokuz mürşitten ilim ve fazilet sahibi, üstün niteliklere sahip olan üç kişi göze çarpar. Bunlar Manastırlı Hacı İslam Baba (1283-1292), yine Manastırlı İbrahim Baba’dır (1293-1298). Birincisi musikişinas, ikincisi ise Farisi gibi ince nüktedanlık ustasıydı. Üçüncüsü ise Safvet İlhami Baba’dır. Dergâhın ve tarikatın, daha doğrusu her ikisinin de manevi dünyasına büyük ve adeta olağanüstü denecek kadar bir değişiklik ve gelişme getirmekteki niyeti hissedilmiş olmalıydı ki, bu niteliği onu posta veya postu ona nasip etmiştir.
O manevi dünyanın verdiği ilhamla olacaktır ki, post açık bulunurken bütün dostların fikri, aklı, pusulanın ibresi gibi bir noktaya takılıp kalmıştır. Her ağızdan Saffet Bey ismi fısıldanmaya başlanır ve iki gün geçmeden ismi açıkça işitilmeye başlar. İki gün sonra Saffet Bey kendisine iletilen genel davete uymak zorunda kalır ve ileri gelenlerden seçilmiş bir kurulla dergâha getirilerek törenle posta oturtulur ve kendisine biat olunur (1299). Kısa bir süre içinde özel bir heyet Pir Evi’ne gönderilip icazetnamesi getirilir.
Saffet İlhami Baba, Kandiye eşrafından ilim ve terbiye, yüksek ahlak, genel bilgi ve daha birçok yüksek niteliğe sahip âlim ve erdemli bir kişidir. Mürşitliği sırasında dergâhın bolluk ve bereketini, mutluluk ve bayındırlığını, tarikata girme ve muhabbeti en yüksek noktaya çıkarmıştır. Zamanında dergâhı hem arazice, hem de yapıca bir yarısı kadar daha genişletmiş ve birkaç bin can daha kendisinden nasip almıştır.
Bektaşiliğin Girit’te büyük ilgi görmesi, makalenin sonunda belirtileceği gibi, bu kişinin mürşitliği zamanına rastlar. 1322 yılının ilk yarısında ilim ve faziletin kişiliği, dergâh ve tarikatın kutlu ümran meşalesi sönüp gidince onun benzeri bir daha ortaya çıkmamıştır.
Üçüncü ve son dönem içinde, yani dergâhın sonsuza kadar kapandığı 1342 (1926)senesine kadar geçen yirmi sene içinde yazmaya değer bir şey varsa, o da bu süre içinde mürşit olarak postta bulunmuş olan birkaç kişinin girişimiyle bir yedi-sekiz yüz dostun daha yetişmiş olmasıdır.
Horasanlı Dergâhının geçirdiği 282 senelik hayatın dönemlerinden buraya kadar verilen genel bilgileri yeterli kabul edip, bundan sonra diğer dergâhlara da bir göz atalım.

Not: Ustazade Yunus Bey, nedense Saffet İlhami Baba’dan sonra posta oturan Abidin Mehdi Baba (1322-1334) ve Cafer Sıddık Bektaş Baba’dan (1334-1340) söz etmemektedir.
(A.E.E’ın notu)


Girit Türk Toplumu
Ali Ekrem ERKAL
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT BEKTAŞİLİĞİ'NDE ÜÇÜNCÜ DÖNEM

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 21 Oca 2021, 12:09

21 OCAK 2021 TELEFON RESİMLERİ 090.jpg
21 OCAK 2021 TELEFON RESİMLERİ 089.jpg
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir