HORASANLI DERĞAHI'NIN KURULUŞU/Ali Ekrem ERKAL

Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

HORASANLI DERĞAHI'NIN KURULUŞU/Ali Ekrem ERKAL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Oca 2021, 17:21

HORASANLI DERĞAHI'NIN KURULUŞU

Serdarıekrem, Horasanizade’yi büyük bir muhabbetle sever, sohbetine önem verir ve her an yanında bulundururdu. Hatta bir yere gideceğinde yanına alır, at başı beraber yol alırlardı.
Bu nedenle kalenin inşaatı sırasında bir gün konuşurlarken, kendi parasıyla bir derğah yapmak ve bağışlamak istediğini, bunun için Horasanizade’nin bir yer seçmesini söyler. O da kalenin yapılmakta olan tepesinin kuzey eteğinde Kandiye’ye yakın akıp giden suyun yanı başında bir yer beğenerek gösterir. Hemen inşaata başlanır.
Kandiye kalesinin ileride adanın mülki ve askeri merkezi olacağından, derğah da merkeze yakışır görkemli bir yapı olarak meydana getirilir ve 1060 senesinin Ramazan ayı sonlarında açılışı yapılıp post serilir. Horasanizade posta oturur, çerağlar uyarılır, törenler yapılır.
Gazi Hüseyin Paşa’nın hayratı olan bu kuruluş bugün (1924 yılında) Horasanlı Derğahı adıyla bilinen dergâhtır ki bütün görkemi, ümranı, servet ve samanı cennet gibi letafetiyle hala ayaktadır.
Derğahın vakıfnamesi demek olan ve Kandiye mahkemei şer’iye sicillerinde tasdikli kaydı bulunan resmi belge, Cemaziyülahır 1060 tarihli ve nişanlı bir emirdir ki, ordugâhta yazılmış ve imzalanmıştır. İmza sahipleri : Vezir Hasan Paşa, Vezir Kenan Paşa, Vezir Süleyman Paşa, Serdar ve Girit Sipahsaları Vezir Hüseyin Paşa, Hanya defterfarı ve Girit Ceziresi muharriri Mehmet Paşa (Sofu Mehmet Paşa’dır) ve sonunda Orduyuhümayun Kadısı Ramazan Efendi’dir.
Bu nişanlı emir çıkarıldıktan sonra âdet yerini bulsun kabilinden saltanat kapısına bildirilir ve orada kabul ve tasdik edilerek resmiyet kazanır. İçeriği ‘’Fukara-yı Bektaşiye’’ kafilesinin orduya hizmetlerinden ve Voni Köyü’nün dergâha vakfedildiğinden ve daha başka şartlardan oluşur.
İşte Bektaşi tarikatını Girit Adası’na getiren Horasanizade Mevlana Derviş Ali Dede’nin kafilesiyle nasıl geldiği ve tarikatın adada gelişmesi ve yayılmasının merkezi bir ocak olmuş olan Horasanlı Dergâhı’nın nasıl kurulduğu yazıldıktan sonra geriye kuruluştan bugüne kadar geçen üç yüz yıla yakın bir sürenin nasıl geçtiği ve ne sonuçlar alındığı yönleri kalıyor. Bu konuya girilmeden bu sorun ile ilgisi olan birkaç kaydın daha yazılması gerekiyor.
Bunula beraber hemen şuracıkta ordunun takip ettiği işin sonucu ile ilgili iki noktaya daha değinelim ve diyelim ki:
‘’GİRİD FETHİ TARİHİ’’ nde ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi inşa edilen Yeni Kale (İnadiye Kalesi) hakikaten orduya sarsılmaz bir dayanma hattı, ele geçirilemez bir sığınak, sözün kısası her yönüyle güvenli ve müstahkem bir harekât üssü olduktan sonra muhasaraya devam olunmuş ve devlet büyükleri arasındaki keşmekeşler nedeniyle muhasara uzadıkça uzamış ve sonunda Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa, o değeri bilinmeyen komutan ve diplomat, Hızır gibi yetişerek muhasaraya son vermiş ve Kandiye Kalesi’ni ele geçirmiş ve o günden beri Girit Adası Türkiye eyaletleri sırasına geçip bir eyalet olmuştur.
Keza, dergâhın kuruluşunun ardından ‘’Fukara-yı Bektaşiye’’ kafilesi de ordudaki görevlerini bırakmamış fetih gününe kadar kendisine verilen görev başında kalmıştır. Zaten Girit’e geldiği günden itibaren ordudan ayrılmayıp bütün hareketlerde bulunmuş, savaşlara katılmış, bu arada birçok şehit de vermiştir.
Hiçbiri maddi çıkar beklemeden hayatlarını millet uğruna feda etmişolan o aziz şehitlerden bazılarının makamları bilinmiştir ve bugün her birinin mezarı sahibinin ismiyle anılan birer ziyaretgâh olarak korunmaktadır.
Şehitlerin isimleri:
.Gazi Mustafa:Şehadeti, Hanya muhasarasında. Makamı. Hanya Kalesi’nin yirmi dakika güneyinde.
.Gazi Barbuş:Şehadeti Hanya muhasarasında. Makamı. Hanya Kalesi’nin yirmi dakika güneyinde.
.Gazi Cafer: Şehadeti, Suda muhasarasında. Makamı. Suda adacığının kale kapısı yanı başında . Bunların üçü kardeş olup, Avlonya kasabasından idiler.
.Hazreti Evliya (Ali Evliya):Şehadeti, Resmo muhasarasında. Makamı, Resmo Kalesinin yirmi dakika güney doğusunda.
.Emir Sultan (Ali Emir): Şehadeti,Kandiye mülhakatı muharebelerinde. Makamı, İstiya ve Yerapetra kaleleri arasındaki Dafni köyünün batısında.
(1924 yılında mevcut olan bu mezarlar ne yazık ki artık bulunmamaktadır.)

GELENEKSEL KÜLTÜRÜYLE TÜRK GİRİT
TOPLUM/3.CÜ CİLT
Araştırma,Derleme,Çeviri
Ali Ekrem ERKAL

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 7 misafir