HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 08:42


Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Yıl: 1/ Cilt: 1/ Sayı: 1/ Bahar 2011



HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ
The Sâkî-nâme of Hanyalı Nûrî Osman

Abdullah AYDIN



ÖZET

Divan şiiri, konusunu genellikle “rezm ile bezme” yani savaş meydanları ile eğlence meclislerine ait unsurlardan almaktadır. Bezmin konu olarak seçildiği durumlarda sâkî, kadeh, meykede, pîr-i mugan başta olmak üzere sembolleşmiş kelimeler çokça kullanılır. Zamanla -gerek dünyevi gerekse tasavvufi içerikli olsun- eğlence meclislerinin vazgeçilmez ögesi olan sâkîyi merkeze alan sâkî-nâme denilen şiirler kaleme alınmıştır. Bu türdeki önemli eserlerden biri Hanyalı Nûrî Osman‟a aittir.
Girit‟teki şairlerden ve yaşam tarzından bizi haberdar eden Hanyalı Nûrî Osman‟ın divanı üzerine yaptığımız incelemede şiir çeşitliliği dikkatimizi çekmişti. Bu şiirlerden biri de sâkî-nâmedir. Bu çalışmada kurgusuyla türündeki diğer eserlerden farklılık gösteren bu şiir; şekil ve muhteva bakımından incelenmiş, alıntı yapılan şairler hakkında özet bilgiler verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Girit, Hanya, Nûrî, Divan, Sâkî-nâme.

ABSTRACT
The theme of Divan poem is usually between “rezm and bezm” that is between war places and entertainment counsils. When bezm is preferred as a theme the symbolized words primarily such as sâkî, wine glass, meykede, pir-i mugan are used predominantly. In the course of time the poems (Whether in world content or the hereafter) called sâkî-nâme have been written that focus on sâkî,who is the indispensoble element of entertainment counsils. One of the considerable works such kind belongs to Hanyalı Nûrî Osman.
Poem variation has drawn our attention in our examination on Hanyalı Nûrî Osman‟s Divan that informs us about the poets in Girit and their life style. One of these poems in called sâkî-nâme. This poem wich is different from its sorts by its setting is examined in the way of form and content and summarised informations are given about the poets who are quoted.
Key Words: Crete, Hania, Nûrî, Divan, Sâkî-nâme.


Giriş

Sâkî-nâme; su veren, su dağıtan, kadeh ve içki sunan anlamlarına
gelen sâkî ile kitap, mecmua, sevgiye ve aşka dair yazılmış mektup




Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. alacaballi@hotmail.com.



167
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 08:44

anlamlarındaki name kelimelerinden oluşan birleşik bir isimdir1. Terim olarak içkiden, içki çeşitlerinden, işret meclislerinden, sevgiden ve sevgiliden bahseden edebî türdür2. Bununla birlikte tasavvufî karakter taşıyan sâkî-nâmeler de kaleme alınmıştır3.
Arap ve Fars edebiyatlarında da örnekleri bulunan sâkî-nâmelerin Türk edebiyatındaki durumu üzerine birçok araştırma yapılmış olmakla birlikte metinleri henüz ele geçmeyen sâkî-nâmeler de vardır4. Bu yazıda, yapılan çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla Hanyalı Nûrî Osman‟ın sâkî-nâmesi ele alınacaktır.

A. Hanyalı Nûrî Osman’ın Hayatı

Nûrî Osman, H. 1172/ M. 1758-1759 senesinde Girit adasının Hanya şehrinde doğmuştur5. Doğum yerinin Hanya olduğu eserlerinde belirtilmektedir:
Hanyavî olduguma şâhiddir Zeylimin târîhidir nazm-ı Girid6

Nûrî, elli sekiz yaşında, 18 Safer 1230/ 30 Ocak 1815 Pazartesi günü Hanya‟da vefat etmiştir. Vefatına Hanyalı Vehbî aşağıdaki tarihi düşmüştür:
Seb„a-i seyyâreveş geldi mücevher târîhi
Lücce-i nûra garîk ola o rûh-ı enveri
Fî 17 Safer Sene 1230
7



1 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 2000, s.804, 915.
2 Ahmet Mermer, Neslihan Koç Keskin, Eski Türk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Ankara
2005, s. 89.
3 Mustafa Ġsen vd., Eski Türk Edebiyatı El Kitabı, Ankara 2005, s. 262.

4

Rıdvan Canım, Türk Edebiyatında Sâkînâmeler ve İşretnâme, Ankara 1998; Sadık Yazar, “XVII. Asır ġairlerinden Allâme ġeyhî, Divanı ve Bir Kasidesi”, Turkish Studies / Türkoloji Araştırmaları, Volume 2/3, Summer 2007, s. 586-605; Sait OkumuĢ, “Benlizâde Ġzzet Mehmed Bey‟in Sâkînâmesi”, Turkish Studies / Türkoloji Araştırmaları, Volume 4/2, Winter 2009, s. 900-910; AyĢe Büyükyıldırım, “KâĢif ve Sâkî-nâme‟si”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 39, Erzurum 2009, s. 763-776; Erdoğan Uludağ, “Dîvân Edebiyatı Türlerinden Sâkînâmeler ve Seyhülislâm Bahâyî‟nin Sâkînâmesi”, A.Ü. Türkiyat Arastırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 9, Erzurum


5

1998, s. 49-64.
Barbaroszâde ġakir, Câmi-i Târîh-i Girid Sahib-Dîvân Giridî Hanyavî Nûrî Beg Efendi‟nin Terceme-i Hâli, Ġstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, TY. 205, v. 148b.

6 Nûrî Osman Hanyavî, Tezyîl-i Lugat-ı Manzûme-i Nûriye, Türk Dil Kurumu

Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Yz. A 209/2, v. 34b.
7 Ġsmail Yakıt, Türk İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme, Ġstanbul 2003, s.
239.


168
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 08:51

Kaynaklarda Nûrî‟nin ailesi hakkında detaylı bir bilgi yoktur. Sadece babasının Kolağası Ahmed Bey olduğu belirtilmiştir8. Nûrî‟nin vefatlarına tarih düştüğü Emetullah, Hamide ve Ahmed Said Bey olmak üzere üç kardeşi vardır. Dolayısıyla hayatta olan ve Nûrî‟den sonra vefat eden kardeşlerinin de olma ihtimali vardır. Yine kaynaklarda Nûrî‟nin evlendiği ama hiç çocuğu olmadığı kaydedilmiştir.
Hakkında yazılan iki terceme-i hâl, Nûrî‟nin öğrenim durumu
hakkında bilgi verirken onun çok iyi yetiştiğine değinmişlerdir9.
Nûrî‟nin mesleği kaynaklarda yeniçeri kâtipliği olarak
geçmektedir10. Aynı zamanda kendisine zeamet olarak verilen ve Kandiye‟nin Moros köyünde bulunan çiftlikle de meşgul olmuştur11.
Nûrî, Celvetiliğe ġeyh Salacızade Mustafa aracılığıyla intisap etmiĢ ve kendisinden hilafet almıĢtır12. Nûrî‟nin, içerisinde şairler de bulunan, tarikat silsilesi ise Ģöyledir: Hz. Pîr Aziz Mahmud Hüdâyî13, ġeyh Fenâyî Cennet Mehmed Efendi14, ġeyh Veliyyüddin Mücâhid, ġeyh Hamîd Moravî, Pîr-i Sânî ġeyh Yusuf Bandırmavî, ġeyh Seyyid Hâşim Mustafa Üsküdârî15, ġeyh Salacızade Mustafa16. Nûrî mensup olduğu tarikatı divanında değişik yerlerde belirtmektedir:

Bu sırrı mürşidim pîrim Salâcı-zâde keşf etdi Ki mutlak kıble-i ehl-i fenâdır Hazret-i Hâşim
17




8 İntibah Gazetesi, Girit, 21 Ramazan 1298/ 5 Ağustos 1881, No: 33; Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî, Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri, (Haz.: Cemâl Kurnaz, Mustafa Tatcı), C. II, Ankara 2001, s. 1110 (Bu kaynakta Giritli ve Hanyalı olmak üzere, Nûrî maddesi iki defa işlenmiştir.); Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, (Haz. Cemâl Kurnaz ve Mustafa Tatcı), C. II, Ankara 2000, s. 462; İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, C. III, İstanbul 1988, s. 1244; “Nûrî Osman Bey”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi Devirler/ İsimler/ Eserler/ Terimler, C.7, Ġstanbul 1990, s. 86.
9 Orhan Kurtoğlu, Girit Şairleri, Ankara 2006, s. 98; Kâmî Yahya Efendi, Terceme-i Hâl-i Sahib-Divan Nûrî, Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi, 19 Hk 2113, v. 237a-237b; Kâmî Yahya Efendi, Ahvâl-i Nûrî Osman Hanyevî, Almanya Milli Kütüphanesi. Türkçe Yazmaları, Ms.or.quart.1500, v.106b-111b; Barbaroszâde ġakir, age, v. 148b.
10 Kurtoğlu, age, s. 16; Ġnal, age, s. 1244; Tuman, age, s. 1110; Filiz Kılıç, “Giritli Divan
ġairleri”, Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, S.32/ KıĢ, Ankara 2004, s. 290.
11 Kâmî Yahya Efendi, age, 19 Hk 2113, v. 238a.
12 Cemâl Kurnaz vd, Giritli Salacıoğlu Mustafa ve Mesnevileri, Ankara 2001, s. 9.
13 Hasan Kâmil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdâyî Hayatı, Eserleri, Tarikatı, İstanbul 1999.
14 Abdullah Aydın, Üsküdarlı Fenâyî Cennet Mehmed Efendi ve Divânı, İstanbul 2004.
15 Kurnaz vd, age, 2000, s. 14-15.
16 Kurnaz vd, age, 2000, s. 53-54.
17 Nûrî Osman Hanyavî, Divân, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, T. 326, v. 28b.

169
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 09:00

Nûrî, elli sekiz yıllık ömrüne çok sayıda eser sığdırmıştır. Divan18, Tezkîre-i ġu‟arâ-yı Cezîre-i Girid19, Tuhfe-i Nûriyye20, Tezyîl-i Nûriyye21, Tarîkü‟l-ihtisâr22, Târîh-i Girid23 adlı üçü manzum üçü de mensur altı eserinin nüshaları tespit edilmiştir.


B. Sâkî-nâme


Hanyalı Nûrî‟nin “Sâkî-nâme” başlıklı Şiiri, sadece içerisinde en fazla Şiir bulunduran İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T. 326‟daki nüshada yer almaktadır24. Bu eserin sâkî-nâme türünde yazılan şiirlerden ayrılan en önemli özelliği diğer şairlerden alıntı yapmasıdır25. Hanyalı Nûrî, terkîb-bent nazım şeklinde kaleme aldığı şiirinin her bendinin vasıta beytini bir şairden almış, bu şairlerin isimlerini de yine her bendin üçüncü beytinin ikinci mısraında vermiştir. şair alıntı yaptığı beyit ile kendi şiirinin kurgusunu başarılı bir şekilde işleyerek hem anlam hem de şekil bakımından şiirine bütünlük kazandırmıştır.









18

Abdullah Aydın, Hanyalı Nûrî Osman ve Dîvânı, GÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara 2009; Nûrî Osman Hanyavî, Divân, Bodleian Library University of Oxford, MS Turk. E. 24; Nûrî Osman Hanyavî, Divân, Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi, 19 Hk 2113; Nûrî Osman Hanyavî, Divân, İstanbul Üniversitesi

Kütüphanesi, T. 356; Nûrî Osman Hanyavî, age, T. 326.
19 Kurtoğlu, age, 2006; Nûrî Osman Hanyavî, Tezkîre-i Şu‟arâ-yı Cezîre-i Girid, Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi, 19 Hk 2113/2; Nûrî Osman Hanyavî, Düstûr, Almanya Millî Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Ms.or.quart.1500, s. 80b-106a; Marinos Sariyannis, “A Source of Cultural Life of Eighteenth-Century Ottoman Crete”, Ariadni, (Girit Üniversitesi Felsefe Fakültesi Dergisi), S. 13, Girit, 2007, s. 79-99 (Makale Yunanca‟dır.); Marinos Sariyannis, “The Düstûr of Hanyevî Nûrî „Osman As A Source for The Cultural Life of Eighteenth-Century Ottoman Crete”, (Aslı İngilizce olan bu makale henüz yayınlanmamıĢtır. Etudes Balcaniques, Cahiers Pierre Belon adlı bir dergide yayınlanacağı yazarı tarafından belirtilmiştir.).
20 Nûrî Osman Hanyavî, Lugat-ı Manzûme-i Nûriye Berây-ı Lisân-ı Rûmiye, Türk Dil Kurumu Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Yz. A 209/1; Nûrî Osman Hanyavî, Lugat-ı Manzûme-i Nûriye Berây-ı Lisân-ı Rûmiye, Türk Dil Kurumu Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Yz. A 193; Nûrî Osman Hanyavî, Lugat-ı Nûrîye, Mısır Millî Kütüphanesi, Lugatı Türkî Talat 39.
21 Nûrî Osman Hanyavî, Tezyîl, Türk Dil Kurumu Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Yz. A
193/2; Nûrî Osman Hanyavî, age, 209/2; Nûrî Osman Hanyavî, Tuhfetü‟n-Nûriyye,


22

Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi, 19 Hk 1876/2.
Nûrî Osman Hanyavî, Tarîkü‟l-ihtisâr, Türk Dil Kurumu Kütüphanesi, Türkçe


23

Yazmalar, Yz. A 209/3, v. 36a-36b.
Nûrî Osman Hanyavî, Târîh-i Girid, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe
Yazmalar, TY. 205.

24 Nûrî Osman Hanyavî, age, T. 326, v. 54b-56a; Aydın, age, 2009, s. 480-485.
25 Canım, age, s. 49.


170
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 09:08

Hanyalı Nûrî, divanında yetmiş sekizi Osmanlı, on üçü Fars ve üçü de Arap olmak üzere toplam doksan dört şaire yer vermiştir. Çok sayıda şairden istifade etmiş olması itibariyle Nûrî‟nin şair ve şiirle ilgili edebî değerlendirmeleri önemli ve isabetlidir. Bu yönüyle Hanyalı Nûrî, sâkî- nâmede yer verdiği şairlerde seçici davranmıştır. Bu şairler; Âgâh, Arpaemîni-zâde Mustafa Sâmî, Belîğ, Fehîm-i Kadîm, Hâtem, Kânî, Nâbî, Nahifî, Nedîm, Nef‟î, Sâbit, Sâlik, Servet, şeyh Gâlib ve Yüsrî‟dir. Bunlardan Belîğ, Fehîm-i Kadîm, Nef‟î ve şeyh Gâlib divanlarında da sâkî-nâme türünde şiirler bulunmaktadır. Fakat Hanyalı Nûrî iktibas ettiği beyitleri bu şairlerin sâkî-nâmelerinden değil de diğer şiirlerinden almıştır.

1. Sâkî-nâme’nin Şekil Özellikleri
Hanyalı Nûrî eserini terkîb-bent nazım şeklinde kaleme almıştır. Bu şeklin temel özelliği kafiye düzeni gazel biçiminde olan şiir parçalarının vasıta adı verilen ve sürekli değişen bir beyit ile birbirine bağlanmasıdır. Her şiir öbeğine hane veya terkib-hane adı verilir. Bir hanedeki beyit sayısı ise değişiklik gösterebilir26.
Sâkî-nâme, her birinde dört beyit olan on beş bentten oluşmaktadır. ġiirde toplam altmış beyit vardır. On beş beyti yani her bendin diğer şairlerden alıntı yapılan vasıta beyitleri çıkarıldığında Hanyalı Nûrî‟nin kırk beş beyit yazdığı görülmektedir. Bentlerdeki kafiye düzeni ise şöyledir:

1. bent: a – a, a – a, a – a, b – b
2. bent: c – c, c – c, c – c, d – d


Sâkî-nâme‟nin sekiz bendinde redif kullanılmıştır. Bunların üçü “et-, olma-, eyle-” fiillerinden, biri “-ınım senin” şeklinde ek ve kelime birleşiminden, diğerleri ise eklerden meydana gelmiştir. Hanyalı Nûrî, genellikle iki ses benzerliğine dayanan tam kafiyeyi tercih etmiştir. Kafiye ve redif uyumlarında başarılı olan şiirin dördüncü bendinde “hasteyim - hasteyim, besteyim - resteyim, besteyim - teşneyim” kelimeleri kullanılmıştır. Görüldüğü üzere son kelimedeki kafiye sesi öncekilere uymamaktadır.
Sâkî-nâme, aruz vezninin “Mef„ÿlü fÀ„ilÀtü mefÀ„ìlü fÀ„ilün”
kalıbıyla yazılmıştır. Muzârî bahrinin bu kalıbı, içerisinde 1152 şiir





26

Halil Erdoğan Cengiz, “Divan şiirinde Musammatlar”, Türk Dili Dergisi Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri), Sayı. 415-416-417/ Temmuz-Ağustos-Eylül 1986, s. 395; İbrahim Yavuz, Türk Edebiyatında Terkîb-i Bend ve Tercî-i Bendler (XVII-XIX.yy.), Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Muğla 2006, s. 11.



171
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 09:14

bulunan Hanyalı Nûrî Divanı‟nda 177 şiirde kullanılmıştır. En fazla yer verilen bu kalıbın tüm şiirler içerisindeki oranı ise % 15,36‟dır27.
Türkçeyi vezne uydurmada çok başarılı olan Hanyalı Nûrî bu şiirinde sadece “bî-rengî (VII/3)” ve “âhû (IX/2)” kelimelerinde zihaf yapmıştır.

2. Sâkî-nâme’nin Muhteva Özellikleri
Sâkî-nâme türü genellikle şarabın övüldüğü şiirlerdir. Hanyalı Nûrî ise şiirine saki övgüsüyle başlanmıştır. Sâkî hakkında söz söylemiş şairleri kurmaca bir meclis etrafında toplayarak her birine sâkînin bir özelliğini söyletmektedir. Bilindiği gibi meclislerde genellikle irfan sahipleri bulunur. Konu sâkî ve onun özellikleri olunca Hanyalı Nûrî, meclisine bu konunun uzmanlarını yani şairleri dâhil etmiştir.
Hanyalı Nûrî, sâkîye hitap ederek kaleme aldığı şiirinde sâkî- nâmelerde bulunan unsurları tasavvufî olarak işlemiştir28. Bu unsurlar aşağıda Hanyalı Nûrî‟nin yüklediği anlam ifadeleriyle ayrı ayrı değerlendirilecektir. Diğer taraftan Ģair “zühd, kalender, kevser, ashâb-ı hayret, uzlet-nişîn, vahdet-güzîn, Kâf-ı kanaat vd.” tasavvufî ifadelere de sıkça yer vermiştir. Özellikle ikinci ve on ikinci bentlerde mutasavvıfların hâlleri, altıncı bentte dünyanın vefasızlığı, geçici olduğu ele alınmıştır.

a. Şahıslar
1. Sâkî
Su veren, sulayan, içki sunan anlamlarına gelen sâkî, tasavvufî olarak bütün feyz ve sevginin kaynağı olan Allah‟ı bazen de o feyzi müride ulaştıran mürşid-i kâmili karşılamaktadır. Hanyalı Nûrî‟nin sâkî- nâmesinde işlediği sâkî; mürşid-i kâmil, bazı bentlerde de şeyhin yanında hizmet eden müritlerden biridir. Zira şair, sâkîye öğüt verir. Meclistekilerin mürşide öğüt vermesi gelenekle uyuşmamaktadır.
Hanyalı Nûrî, şiirinin tüm bentlerine “sâkî” kelimesiyle
başlamaktadır. Tüm bentlerde sâkîye seslenmekte, ondan istekte bulunmaktadır. “şnayet et, münevver et, söndür, yetiş, tegafül eyleme, getir Ģarabı, sabuhu sun, gözet, etme yeter nihan, yeter” kelimeleriyle sâkîden genellikle yardım isteyen şair bazen de “dünyanın vefası yok ” diyerek sâkîye öğüt vermektedir.
Sâkî olmazsa âlem âşığa dar gelir. (XIII. Bent) Genç olduğu için tecrübesizdir. Dünya, felek ise vefasız ve aldatıcıdır. Bu sebeple Ģair, feleğin özelliklerini anlatarak sâkîye dikkatli olmasını söyler. (VI. Bent)




27 Aydın, age, 2009, s. 68-69.
28 Canım, age, s. 12.


172
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 09:19

a. Vücut özellikleri
Güzelliğiyle dillere destandır. şairler arasında onun güzelliğini
anlatan gazelhanlar vardır. (X. Bent)
Başkalarını sarhoş eden sâkînin kendisi de mestanedir. (II. Bent) Yüzü temizdir, güneş gibi parlaktır. Nuruyla meclisi aydınlatır.
(XIII. Bent) Yanağı lal-gûn yani kırmızı renklidir. (I. Bent)
Dudağı mezedir. Aynı zamanda şeker gibi tatlıdır ve buradan şerbet verir. (V., XV. ve III. Bentler) Burada dudağın şeklî güzelliğinden çok oradan çıkan sözlerin tatlılığından ve kıymetinden söz edilmektedir.
Acı sözler söylediği için ağzı tuzluğa benzemektedir. (X. Bent)
Bakışları sarhoş gibidir, mahmurdur. Bir bakışıyla hayret
sahiplerini mest eder. (III. Bent)
Gamzesi fitneci ve kan dökücüdür. (X. Bent)
Siyah zülüflerinin sevdası, siyahlığı âşığın gönlüne sıkıntı ve
ıstırap verir. (V. Bent)
Aslında sâkînin her uzvu çok değerlidir. Onun incik kemiği bile
gümüş kadar güzel ve kıymetlidir. (III. Bent)

b. Görevleri
Sâkî; piyaleleri doldurur. Meclistekilere mey verir. O istemezse
ondan ayak almak pehlivanlık ister, zordur. (I. ve V. Bentler)
Sunduğu şarapla meclistekilerin aklını fikrini alır, onları sarhoş
eder. (VII. Bent)
Asıl görevi mey sunarak sarhoş etmek olan sâkî bazen de
sarhoşluktan ayakta duramayan ve hasta olanlara yardım eder. (IV. Bent)
Mecliste ney çalar. (VII. Bent)
Bir şeyler anlatarak meclistekileri meşgul eder. Mecliste aşka, badeye dair Ģiirler okur bazen de Kevser sâkîsinin hâlini nakleder. (II. ve III. Bentler) Buradaki “Kevser sâkîsi” ile hikmet, ilim, Kur'an, tevhit, ilm-i ledün, marifetullah anlamlarına gelen “Kevser”i sunan Hz. Muhammet veya mürşid-i kâmil kastedilmektedir.
Sâkî, meclise layık olmayanları içeri almaz. Münkirlerin, dış görünüşe ve şekle önem veren zahitlerin meclis içinde yaşananlardan, âşıkların hâllerinden haberdar olmasını engeller. (XII. Bent)
Bir görevi de âşığı vuslata erdirmemek, mutsuz ederek kederler
içerisinde bırakmaktır. (V. Bent)

2. Sevgili
şiirde sâkî aynı zamanda sevgilidir. Yukarıda sâkîye ait olarak zikredilen vasıflar ve görevler sevgili için de geçerlidir. Hanyalı Nûrî, IX. ve XI. bentlerde sevgili ile sâkîyi birbirinden ayırmıştır. Sâkîye hitap ederek ondan sevgilinin ne olduğunu sormaktadır. Sevgiliyle ilgili olarak burada verilen bilgiler şunlardır:


173
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 09:26

Sevgili, sâkî ile âşığın kurduğu tuzağa düşmesi beklenen, korkmuş,
ürkmüş, çekingen bir ahudur. (IX. Bent)
Sevgilinin dudağı gonca, yanağı güldür. (XI. Bent)
Âşıkların gönülleri sevgilinin yanağının zikriyle coşar. Âşıkların bu tespihinden melekler sessiz kalır. Burada âşıkların hem sayıca çokluğu hem de yaptıkları zikrin çokluğu anlaşılmaktadır. (XI. Bent)

3. Âşık
Klasik edebiyatımızda çoğulu olan uşşak veya âşıkîn kelimeleriyle de yer alan âşık, aynı zamanda şairin kendisidir. Tasavvufî olarak Allah‟ı çok seven, onu hakkıyla tanımaya çalışan müridi, saliki karşılamaktadır.
Âşık aşüftedir, aşkından çıldırmıştır. (I. Bent)
Âşıkların gönlü, devamlı cevreden sevgilinin cefasından,
gamzesinden, bakışından yaralıdır. Bu sebeple âşıklar için ecel merhametli, şefkatli, sevimli ve güler yüzlüdür. (X. Bent)
Sâkî olmayınca âşığa âlem dar gelir. Âşık, sâkîsiz işret edemez,
safa süremez. (XIII. Bent)
Devamlı ağladığı için artık âşıkta gözyaşı kalmamıştır.
Gözlerinden sadece kan gelir. (XIII. Bent)
Ehil olmayanların, münkirlerin bezme girmesi âşıklar için afettir,
beladır. (XII. Bent)

4. Zahit
Zahit, dünyaya rağbet etmeyen, kendini tamamen ahirete adayan, mala mülke önem vermeyen anlamlarındadır. Fakat bilindiği gibi divan şiirimizde bu anlamlarının dışında kullanılmaktadır. Divan şiirinde zahit ham sofu, dinin özünden habersiz, şekilci ve zahire bakan kişidir. Âşık veya arif olmadığı için hakiki aşkı bilmemektedir.
Zahitler, işret meclisinde bulunanlara karşı kin beslerler. (II. Bent)
Münkir ve soğuk tabiatlı oldukları için onların varlığı bezme
ağırlık, kasvet verir. (XII. Bent)

5. Muğbeçe
Muğbeçe, Mecusi çocuğu demektir. Fakat divan edebiyatında
mürit, işret meclisinde sâkîlik yapan güzel anlamlarında kullanılmaktadır.
Hanyalı Nûrî, sâkîye seslenerek bir muğbeçe ile ülfet eylediğini
söylemektedir. (XIV. Bent)

c. Bezm İle İlgili Unsurlar
1. Bezm
Bezm âşıkların işret ettiği, sevindiği, mutlu olduğu yerdir. (IV. Bent) Bazen züht ehlinin gelişiyle bezmin havası ağırlaşır, âşıklara sıkıntılı gelir. (XII. Bent)


174
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 10:19


İşret meclisi şarabın ışığı ile aydınlanır. (II. Bent) Bezmde meyhaneci ve sâkîye hürmet edilir. (XIV. Bent)

2. İçki
Sâkî-nâmede geçen başlıca içecekler; mey, bade, arak ve punçtur.
Edebiyatımızda şarabın rengi sevgilinin yanağıyla benzerlik

kurulabilmesi için genellikle kırmızıdır. Hanyalı Nûrî, meyin

kırmızılığını yakut-fâm ve lal-gûn diyerek belirtmektedir. (I. Bent) şarabın ışığı, nuru âşıklar meclisini aydınlatır. (II. Bent)
Mecliste âşıklar kadehi elden bırakmaz, devamlı bir şeyler içilir.
(IX. Bent)
Geceyi içerek geçiren âşıklar, sabah ayılmak için yine şaraba
müracaat ederler. (VIII. Bent)
şarap anlamına gelen bade, ilahî aşkı karşılamaktadır. (IX. Bent) Kevser, cennetteki ırmağın adıdır. Sâkî-nâme‟de şarap âşığa can
verici, ayrılık ateşiyle yanan gönlü teskin edici yönüyle Kevser‟e benzetilmiştir. (X. Bent)
Hanyalı Nûrî‟nin ismini zikrettiği diğer bir içecek ise araktır. Aynı zamanda ter anlamındaki arak tevriyeli olarak kullanılmaktadır. Sevgilinin yanağındaki terler elmas gibi değerlidir. (I. Bent)
Bir bentte de keyif verici özelliği olan punç adlı bir çeşit şerbet geçmektedir. Punç aynı zamanda harareti giderici özelliğe sahiptir. (III. Bent)
3. Kadeh
içkinin sunulmasında kullanılan bardaktır. Câm, piyale, ayak, sagar
gibi değişik adlarla anılır.
Kadeh, sâkî tarafından sunulurken tamamen doldurulmalıdır. (I.
Bent)
Ayak da denilen kadeh, sâkînin elinde olunca mübarektir. O
mübarek ayağı almak ise pehlivanlık ister, zordur. (XV. ve V. Bentler.)
Kadeh, yapılış maddesi cam olduğu için cihanı gösteren bir aynaya
teşbih edilmiştir. (VIII. Bent)
Dünyanın geçici lale bahçeleri ancak içilmiş bir kadeh kadar değerlidir. şair burada kadeh ile lale arasında şekil bakımından bir benzerlik kurmuştur. (VI. Bent)
şarap şişesi demek olan mina ise içi yakut gibi değerli kırmızı
şarapla doludur. (II. Bent)

d. Diğer Unsurlar
1. Dünya
Sâkî-nâmenin VI. bendinin tamamında dünya ele alınmıştır. Bu
bende göre; felek yayından âşığa cefa okları atan dünya vefasızdır, bir



175
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HANYALI NÛRÎ OSMAN’IN SÂKÎ-NÂMESİ Abdullah AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 15 Kas 2019, 10:25

kararda durmaz, bazen sıcak bazen soğuk olur. Aslında kendi de konuk olan dünya kalıcı değildir, geçicidir.
Bir diğer bentte ise; sâkînin güneş gibi parlak olan yüzünün dünyayı aydınlattığı belirtilmiştir. (XIII. Bent)

2. Yiyecek

Sâkî-nâme‟de mey meclisinde tüketilen yiyeceklere

değinilmemiştir. Üç bentte yiyecek adı vardır. Bunlar da teşbih unsuru olarak yer almıştır:
Âşıkların gönülleri kebap gibidir, aşk ateşiyle kızarmıştır. (IV.
Bent)
Kebabın bir çeşidi olan büryan da susuzluktan yanan âşığın benzetilenidir. şair bu hararetin giderilmesi için sâkîden Kevser şarabı istemektedir. (X. Bent)
Âşıklar için, mecliste, meze olarak sâkînin dudakları yeterlidir. (V.
Bent)

3. Müzik Aletleri

Sâkî-nâme‟de müzik aleti olarak def ve rübap geçmektedir. Bu
aletler, meclistekilere şeyh Galip‟in beytini söylemektedir. (V. Bent)


e. Kurmaca Mecliste Bulunan Şairler
1. Âgâh (Ö. H. 1141/ M. 1728)
Semerkantlı Hafız Hacı Mehmed Bulak‟tır. “Mürettep Türkî divanı
ve Farisî eş‟ârı vardır.” Diyarbakır‟da metfundur29.
Hanyalı Nûrî, Âgâh‟ın beş beyitlik bir gazelinin matla beytini
iktibas etmiştir:
Ol denli bezm-i yârda germ-ülfet olmuşuz Gûyâ ki tab„-ı bâdede keyfiyyet olmuşuz30

2. Arpaemîni-zâde Mustafa Sâmî (Ö. H. 1146/ M. 1733) Edebiyatımızda Sebk-i Hindî akımının temsilcileri arasındadır31.
Sâkî-nâmeye aşağıdaki beyti alınmıştır:


29 Cemal Kurnaz, Türkiye-Orta Asya Edebî İlişkileri, Ankara 1999, s. 166; Ali Emirî Efendi, Esâmî-i Şu‟arâ-yı Âmid, (Haz: Galip Güner, Nurhan Güner), Ankara 2003, s. 10; şerife Akpınar, “Hacı Hâfız Mehmed Bulak Âgâh ve Dîvânı” Ç.Ü. Sosyal Bilimler


30

Enstitüsü Dergisi, C. 15, S. 2, Adana 2006, s.429.
şerife Akpınar, Âgâh Divânı ve İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Doktora Tezi, Konya 2006, s. 343.
31 Fatma Sabiha Kutlar, “XVIII. Yüzyıl Divan şiirinde Bir Sebk-i Hindî ġairi: Arpaemini- zade Sami”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. 13, S. 1-2, Aralık 1996, s. 125-140.


176
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 12 misafir