GİRİTLİ HASAN İLMÎ VE ME’ÂLİMÜ’L-GARÂM ADLI DİVANÇESİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

GİRİTLİ HASAN İLMÎ VE ME’ÂLİMÜ’L-GARÂM ADLI DİVANÇESİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 16 Haz 2019, 09:33

GİRİTLİ HASAN İLMÎ VE ME’ÂLİMÜ’L-GARÂM ADLI DİVANÇESİ


Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/1 2014s. 191-209, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/1 2014 p. 191-209, TURKEY



GİRİTLİ HASAN İLMÎ VE ME’ÂLİMÜ’L-GARÂM ADLI DİVANÇESİ

İsmail AVCI

Özet
Girit Adası, Osmanlı Dönemi’nde yetiştirdiği yazar ve şairlerle adından çokça söz edilen, Türk kültür tarihi bakımından dikkate değer yerlerden biridir. Bu yazıya konu olan Hasan İlmî de “Giridî” olarak anılan müelliflerdendir. Hayatını imparatorluğun farklı yerlerinde çeşitli devlet görevlerinde bulunarak geçiren Giritli Hasan İlmî’nin elde üç eseri bulunmaktadır. Bunlardan ilki Osmanlı Dili adlı basılamamış bir sözlük çalışmasıdır. İkinci eser müellifin Yemen’de bulunduğu dönemde Hüseyin Hüsnü ile birlikte hazırladığı Yemen Salnâmesi’dir. Hasan İlmî’nin üçüncü eseri ise şiirlerini bir araya getirdiği Me’âlimü’l-garâm adlı divançesidir. Eserde 2 naat, 24 gazel, 1 manzume ve 3 şarkı bulunmaktadır. Bu yazıda önce Giritli Hasan İlmî ve eserleri hakkında bilgi verilecek, ardından Me’âlimü’l-garâm üzerinde durulacak ve eserin metni verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Girit, Hasan İlmî, Me’âlimü’l-garâm, divançe.
HASAN İLMİ OF THE CRETE AND HIS DIVANCHE TITLED ME’ALİMÜ’L-GARAM
Abstract
Crete Island is one of the most significant place by virtue of Turkish cultural history and often remembered by the authors and poets who lived in this island during the Ottoman period. The subject of this paper Hasan İlmi is amongst such authors commemorated as of the Crete. Hasan İlmi of the Crete worked as a government officer in various places in the Ottoman Empire and wrote several works of which only three works are available today. The first of these works is an unpublished Ottoman dictionary titled Osmanlı Dili. The second work of the author is titled Yemen Salnamesi with co-writer Hüseyin Hüsnü written during the period when the author served in Yemen. The last work of Hasan İlmi is a divanche (collection of his poems) titled Me’alimü’l- garam. This work is composed of 2 praises dedicated to the Prophet Muhammad, 24 odes, 1 poem, and 3 ballads. In this paper, information about Hasan İlmi of the Crete and works will be provided and then his work Me’alimü’l-garam will be presented in more detail.
Keywords: Crete, Hasan İlmi, Me’alimü’l-garam, divanche.
Giriş:

İskân tarihi milattan önce 3000’li yıllara kadar uzanan Girit, Doğu Akdeniz’deki büyük ve önemli adalardan biridir. Roma, Abbasi, Bizans ve Venedik hâkimiyetinin ardından parça parça fethedilen yerler neticesinde 1669 yılında kesin olarak Osmanlı toprağı olan ada, merkezi Kandiye olmak üzere imtiyazlı bir eyalet haline getirilmiş; ardından Kandiye, Hanya ve Resmo sancaklarına ayrılmıştır. Osmanlı idaresi altında 150 yıl kadar sükûnetin hüküm sürdüğü Girit’te



 Dr.; Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü, mailavci@hotmail.com.
sonraları birçok kez ayaklanmalar olmuş ve ada 1913 yılında elden çıkmıştır (Tukin, 1996: 14/85-93).
Girit, Osmanlı Dönemi’nde kültürel hayatın oldukça canlı olduğu yerlerden biridir. Adanın fethini takip eden ilk günlerden itibaren belli başlı yerleşim yerlerinde yapılan cami, mescit, tekke, medrese gibi eserler; belirgin şekilde yaşanan tasavvufi hayat; bölgede yetişen âlim, şair ve sanatkârlar ile matbaa faaliyetleri ve gazeteler kültürel hayatın zenginliğine işaret etmektedir (Kurtoğlu, 2006: 12-3).
Edebî anlamda Girit oldukça mümbit bir merkezdir. Türk edebiyatında "Giritli Şairler" şeklinde bir kavramın oluşması ve bu başlık altında Girit’te yetişen veya bir vesileyle burada bulunmuş şairlerle ilgili yapılan makale ya da kitap çalışmaları, adanın Osmanlı edebi sahasına yaptığı katkıyı göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Giritli şairlerden söz eden ilk çalışma Mustafa İsen’in 1985 yılında V. Milletlerarası Türkoloji Kongresinde sunduğu "Tezkirelerin Işığında Divan Edebiyatına Bakışlar-Osmanlı Kültür Coğrafyasına Bakış" başlıklı tebliğidir. İsen, burada tezkirelerden hareketle Osmanlı coğrafyasındaki belli merkezlerin yetiştirdiği şairleri verirken Giritli (Kandiye) dört şairden söz eder (İsen, 1997: 68). Ahmet Sevgi’nin 1994 yılında yayımladığı "Giritli Şairler" başlıklı yazısında ise şair sayısı on sekizdir. Sevgi’nin bu çalışması Girit’te çıkan İntibah Gazetesi’ndeki yazı dizisine dayanmaktadır (Sevgi, 1994: 34- 50). Konuyla ilgili bir başka çalışma Filiz Kılıç tarafından 2004 yılında yayımlanmıştır. "Giritli Divan Şairleri" başlığını taşıyan bu makalede Kılıç, Kandiye ve Hanya şehirleri merkez olmak üzere Giritli yirmi bir şairden söz etmektedir (Kılıç, 2004: 290-1). Orhan Kurtoğlu’nun 2006 yılında yayımladığı Girit Şairleri adlı kitap, Nurî Osman Hanyevî’nin Tezkire-i Şu’arâ-yı Cezîre-i Girid adlı eserinin metni ve incelemesini içermektedir. Bu eserde Giritli yirmi şairin biyografisi yer almaktadır, ancak bunlardan biri (Şeyh Gâlib) Giritli değildir (Kurtoğlu, 2006: 28-31). Marinos Sariyannis’in biri 2007, diğeri 2009 yılında yayımlanan iki çalışmasının (Sariyannis, 2007, 2009) konusu ise Nurî Osman Hanyevî’nin sözü edilen eseridir. Giritli şairlerden söz eden son çalışma Abdullah Aydın’ın "Hanyalı Nuri Divanı’ndan Hareketle Giritli Şairlere Ek" başlıklı makalesidir. Aydın çalışmasında sekiz şair tespit etmiştir ve verdiği bilgiye göre Giritli şairlerin sayısı bu tespitle kırk üçe yükselmiştir (Aydın, 2009: 48-9). Bu yazıda Me’âlimü’l-garâm adlı eseri üzerinde durulacak olan Hasan İlmî ile birlikte şu anki bilgilere göre sayı kırk dörde çıkmış olmaktadır. Yeni çalışmalarla bu sayının artacağını söylemek yanlış olmayacaktır.


1. Giritli Hasan İlmî’nin Hayatı:

Giritli Hasan İlmî’nin hayatına ve eserlerine dair şimdiye kadar iki çalışma yapılmıştır. Her ikisi de Cevat İzgi tarafından yapılan bu çalışmalardan ilki, 1987 yılında VIII. Millî Türkoloji Kongresinde sunulan "Giritli Hasan İlmî Bey ve ‘Osmanlı Dili’ Adlı Sözlüğü" başlıklı tebliğdir. İkinci çalışma ise İslam Ansiklopedisi’ne (Türkiye Diyanet Vakfı) yazılan "Hasan İlmî Bey" maddesidir. İzgi’nin burada aktardığı bilgiler Sicill-i Ahvâl Dâire-i Umûmiyyesince tutulan kayıtlara dayanmaktadır. Makalede müellifle ilgili verilecek bilgiler İzgi’nin bu iki çalışmasından alınmıştır.
Giritli mülkiye memuru, şair ve sözlük yazarı Hasan İlmî, 22 Ağustos 1846 tarihinde Girit’in Kandiye şehrinde doğmuştur. Babası Kandiye aşâr ve ağnâm mültezimi Ali Hilmî Efendi’dir. Hasan İlmî ilk eğitimine Kandiye’de Turşucu Yûsuf Efendi Medresesi’nde başlamış, burada Arapça ve Farsça, matematik, coğrafya, fizik, jeoloji dersleri almış, ayrıca Mesnevî, Divân-ı Hâfız ve Gülistân gibi eserleri okumuştur. Ardından bir yıl kadar Rum mektebine devam ettikten sonra 1863 yılında Menteşe’de şerî mahkeme mukayyitliğiyle memuriyete başlamıştır. Hasan İlmî 1866-1898 yılları arasında İstanköy, Aydın, Kastamonu, Lice, Yemen’de Tâiz, Ânis, Harâz, Lühayye, Basra’da Sûkuşşüyûh, Trablusgarp’ta Garyân, Misrâta, Zâviye vilayet, sancak ve kazalarında gümrük ve cinayet kâtipliği, tahrirat kalemi mukayyitliği, meclis-i idare vilayet başkâtipliği, tahrirat kalemi müdüriyeti, mektupçu kalemi müsevvitliği ve kaymakamlık gibi görevlerde bulunmuştur. Son görevi Garyân kazası kaymakamlığıdır. Müellifin 1897 yılında rîh-i tayyâr (romatizma) hastalığına yakalandığı bilinmektedir. Diğer taraftan müellifle ilgili Sicill-i Ahvâl’deki kayıtlar 1899 yılında kesilmektedir. Hasan İlmî Bey’in ölüm tarihi bilinmemektedir. Ancak Osmanlı Dili adlı sözlüğünün basımıyla ilgili yaptığı mukaveleye ve Me’âlimü’l-garâm’ı bastırdığı tarihe göre 1900 yılında hayattadır (İzgi, 1987: 2, 15-8; 1997: 16/325). Bu bilgiyi müellifin şair, araştırmacı ve gazeteci Müstecabizâde İsmet Bey’e (1868-1917) ait Yadigâr-ı Şehrâyin adlı eseri aynı yıl bastırması da desteklemektedir (Özsarı, 2007: 77; 2008: 24).
Şiirlerinde "İlmî" mahlasını kullanan Hasan İlmî Bey; Arapça, Farsça ve Rumca bilen, devlet memuriyeti yanında edebî ve kültürel faaliyetlerle de yakından ilgilenen yetişmiş biridir. 1876’da başladığı Kastamonu’daki memuriyeti sırasında bir süre Kastamonu Vilayet Gazetesi’nin muharrirliğini yapmış, biraz yukarıda ifade edildiği şekilde 1900 yılında Asır Matbaası’nda Müstecabizâde İsmet Bey’in Yadigâr-ı Şehrâyin adlı eserini bastırmış ve eser için kısa bir ön söz de yazmıştır. Telif ettiği değişik konulu eserler onun farklı alanlara dair birikimini ortaya koyması bakımından dikkati çekmektedir. Aşağıda da görüleceği üzere Hasan İlmî’nin sanat ve edebiyat çevreleriyle yakın ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.

2. Giritli Hasan İlmî’nin Eserleri:

Giritli Hasan İlmî’nin bilinen üç eseri vardır. Osmanlı Dili, Yemen Salnâmesi ve
Me’âlimü’l-garâm adlı bu eserler hakkında aşağıda bilgi verilmiştir.

2.1. Osmanlı Dili:

Dokuz defter hâlinde, rika hattıyla yazılmış 1305 sayfadan oluşan bir sözlük çalışmasıdır. Eserin tek nüshası, basılmasıyla ilgili hazırlanmış iki adet mukavele müsveddesiyle birlikte İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Hasan İlmî Bey, Osmanlı Dili’nin ön sözünde sözlüğün tertibi ve sözlükte yer alan kelimelerle ilgili bilgi vermektedir. Buna göre Türkçe kelimelere herhangi bir işaret konulmamış, Arapça ve Farsça asıllı olan kelimeler belirtilmiş, ayrıca galat ve değişikliğe uğramış kelimelere de dikkat çekilmiştir. Aslen Türkçe olduğu halde sonradan değiştirilmiş veya kullanımdan düşmüş kelimeleri de sözlüğüne alan yazar, değişikliğe uğrayan kelimelerin aslını kaydetmiş ve terk edilmiş olanları da belirtmiştir.
Osmanlı Dili, basılamamış bir çalışmadır. Hasan İlmî’yle Tahranlı tüccar Abdurrahman Şîr Mirza arasında imzalanan ilk mukavelenameye göre eserin müsveddesine müellif tarafından Mütercim Âsım Efendi’nin Kâmûs Tercümesi ve Burhân-ı Kâtı’ Tercümesi’ndeki kelimelerden Osmanlıca’da yaygın olarak kullanılanlar ilave edilecek ve "Burhân-ı Lugât-ı Osmâniyye" adıyla yeni bir sözlük hazırlanacaktır. Sözlüğün Kâmûs-ı Türkî sayfaları büyüklüğünde ve 120- 150 forma hacminde olması planlanmıştır. Ancak Hasan İlmî’nin sözlük üzerinde bu ilaveleri yapamadığı anlaşılmaktadır. Eserin basımı konusunda bir başka sözleşme Asır Matbaası ve Kütüphanesi sahibi Kirkor Fâik Efendi ile imzalanmıştır. Buna göre önceki sözlükten vazgeçilmiş, bunun yerine Kirkor Fâik Efendi’nin daha önce hareke sistemine göre yayımladığı Lugât-ı Nâcî’nin alfabetik olarak düzenlenmesi, buradaki örnek beyitlerin çıkarılması ve Osmanlı Dili’ndeki Türkçe kelimelerin buna ilave edilerek "Osmanlı Lugât Hazînesi" adıyla yeni bir sözlüğün hazırlanması kararlaştırılmıştır. Ancak bu düşünce de gerçekleştirilememiş, eser basılamamıştır (İzgi, 1987: 3-13; 1997: 16/325-6).
2.2. Yemen Salnâmesi:

Hasan İlmî’nin bir başka eseri Hüseyin Hüsnü ile birlikte hazırladıkları Yemen Salnâmesi’dir (III. Cilt, San’a, 1304/1886-7). Müellifin 24 Şevval 1303/26 Temmuz 1886 tarihinde gittiği Yemen’de meclis-i idare başkâtibiyken hazırlanan salnâmede Yemen ve kazalarına dair tarihî, coğrafi, iktisadi, sosyal ve istatistiki bilgiler yanında devlet görevlileriyle ilgili tanıtıcı malumat da bulunmaktadır (İzgi, 1997: 16/326).


2.3. Me’âlimü’l-garâm:

Hasan İlmî’nin üçüncü eseri Me’âlimü’l-garâm adını verdiği 31 sayfalık şiir kitabıdır. İçerisinde iki naat (s. 5-8), yirmi dört gazel1 (s. 9-27), bir manzume (s. 28) ve üç şarkı (s. 29-31) bulunan eseri, hacim ve muhteva itibarıyla küçük bir divançe olarak düşünmek mümkündür. Eser, 1318/1886 yılında A(rtin) Asaduryan Şirket-i Mürettibiye Matbaası’nda basılmıştır. Hasan İlmî eserini şair, yazar ve bestekâr Nûrî Şeydâ Bey’e (1866-1901) ithaf etmiştir. Eserin başında Nûrî Şeydâ Bey tarafından "Bir İki Söz" başlığıyla yazılmış takriz yollu kısa bir teşekkür/ön söz yazısı vardır: "Neşâ’id-i garâmdan ‘ibâret olan işbu nüsha-i nefîse, kâ’il-i pür-fezâ’il ‘izzetlü Hasan ‘İlmî Beg Efendi’niñ bir nişâne-i teveccühleri olmak üzere bu ‘âcize ihsân buyurulmuş oldıgından hakk-ı ‘âlîlerindeki hürmetimi ‘alenen beyân ile ‘arz-ı şükrân eylerim. M. Nûrî Şeydâ"
Me’âlimü’l-garâm iki "naat"la başlar. On dört beyitten oluşan ilk naat, mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Beş beyitlik ikinci naat ise gazel şeklinde kafiyelenmiştir.
Bu iki şiirden sonra "Gazeliyyât" başlığı altında karışık olarak verilmiş yirmi dört gazel yer almaktadır. 10 ve 13. gazeller dörder, geri kalanlar beşer beyitlidir. Eserde on üç gazelde (3, 5, 7, 8, 9, 11, 12, 14, 16, 17, 18, 22, 23) mahlas kullanılmışken on bir gazelde (1, 2, 4, 6, 10, 13,
15, 19, 20, 21, 24) mahlas yoktur. Divançede,

Fark itmedim ki gözleri ‘aynü’l-kemâl imiş Soñra o çifte âfeti bildim ne mâl imiş
beytiyle başlayan 9. gazel devlet adamı, şair, yazar ve müzisyen İbn Rif’at Sâmih Bey’e (1874-1933) ithaf edilmiştir. Eserdeki 20. gazelin ise Müstecabizâde İsmet Bey’in bir gazeline nazire olduğu yazılıdır. Ancak İsmet Bey’in Müstecabizâde İsmet Bütün Şiirleri (Özsarı, 2008) adıyla yayımlanan şiirleri arasında söz konusu gazele benzer bir şiire rastlanamamıştır.2 Diğer taraftan İsmet Bey’in de redifi farklı olmakla birlikte Hasan İlmî’nin bir şiirine naziresi vardır. Bu nazire İlmî’nin,
Gülzârı şûrezâra çevirdi hazânımız Hâmûş-ı hayret itdi hezârı figânımız



1 Cevat İzgi'nin yukarıda anılan her iki çalışmasında da gazel sayısı 21 olarak verilmiştir (İzgi, 1987: 14; 1997: 16/326).
2 Mustafa Özsarı, yayımlanmış şiir kitaplarından, sağlığında ve ölümünden sonra şiirlerinin yayımlandığı süreli yayınlardan, hakkında yazılmış yazılar ve şiir antolojilerinden, yakın dostlarının ona dair yazıları, hatıraları, mektupları vb. eserlerden uzun bir tarama, derleme ve düzenleme çalışması neticesinde İsmet Bey'in şiirlerini bir araya getirmiştir. Araştırmacı, gösterilen çabaya rağmen şaire ait bazı şiirlere ulaşılamamış olabileceğini ifade etmektedir (Özsarı, 2008: 10-1). Hasan İlmî'nin nazire yazdığı gazelin bu şiirlerden biri olduğu tahmin olunabilir.

beytiyle başlayan divançedeki 12. gazeline yapılmıştır. Şiir, İsmet Bey’in eserinde 108 numarada "Nazire" başlığıyla verilen,
Lâl eyledi sülâfe-i firkat zebânımı Hâmûş-ı hayretim bıçak açmaz dehânımı
matlalı gazeldir (Özsarı, 2008: 100). Me’âlimü’l-garâm’da yer alan 24 gazelde klasik olarak sevgili, aşk, ayrılık, rakip vb. konular işlenmiştir. Bu durum "aşkın izleri, sevginin işaretleri" şeklinde anlam verilebilecek olan eserin adıyla da uygun düşmektedir.
Eserde gazellerden sonra "Manzûme" başlığıyla mesnevi nazım şekliyle yazılmış beş beyitlik bir şiir gelmektedir. Manzumenin konusu gazellerde olduğu gibi sevgili ve ayrılıktır.
Me’âlimü’l-garâm’ın sonunda üç şarkı bulunmaktadır. Bu şarkılardan ilki uşşâk, ikincisi dügâh ve üçüncüsü hicâz makamlarında olmak üzere yukarıda adı geçen bestekâr Nûrî Şeydâ Bey tarafından bestelenmiştir.
Hasan İlmî eserde yer alan otuz şiirinde sekiz farklı aruz kalıbı kullanmıştır. Şairin en çok tercih ettiği kalıp, tamamı gazellerde olmak üzere on kez kullandığı "Mef’ûlü Fâ’ilâtü Mefâ’îlü Fâ’ilün" kalıbıdır. Eserde kullanılan diğer aruz kalıpları şöyledir:
Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün (6) Mefâ’îlün Mefâ’îlün Mefâ’îlün Mefâ’îlün (4) Mefâ’ilün Fe’ilâtün Mefâ’ilün Fe’ilün (3) Mef’ûlü Fâ’ilâtün Mef’ûlü Fâ’ilâtün (3) Mef’ûlü Mefâ’îlü Mefâ’îlü Fe’ûlün (2) Fe’ilâtün Fe’ilâtün Fe’ilâtün Fe’ilün (1) Mef’ûlü Mefâ’ilün Fe’ûlün (1)
Metin
Me‛ālimü’l-ġarām Na‛t
1 Ey feyż-i cenāb-ı Rabb-i ‛izzet Ey ŝun‛-ı bedí‛-i dest-i ķudret
2 Sen nūr-ı lašíf-i bí-bedelsiñ Maģbūb-ı Ĥudā-yı lem-yezelsiñ
3 Ey maşrıķ-ı nūr-ı ŝubh-ı ümmíd Rūyıñdan ider šulū‛ ĥūrşíd
4 Sen bādi-i feyż-i ĥākdānsıñ


Bir rūģ-ı mücessem-i cihānsıñ
5 Ey bādi-i kevn-i ĥāk ü eflāk
‛Unvān-ı celíliñ oldı levlāk
6 Sen revnaķ-ı ‛ālem-i emelsiñ Mıŝbāģ-ı meşārıķ-ı ezelsiñ
7 Nūruñla olur cihān firūzān Feyziñle bulur vücūd imkān
8 Ķandíl-i şebiñden oldı peydā Mihr ü meh ü encüm ü Śüreyyā
9 Allāh idi çünki mízbānıñ
‛Arş oldı anuñ’çün āstānıñ
10 Refref’di kemíne rāhvārıñ Cibríl-i Emín rikābdārıñ
11 Fermān-beriñ oldı hep ferişte Göster var ise miśāliñ işte
12 Biñ revģ[e] deger bir ibtisāmıñ Yegdir baña revģden ġarāmıñ
13 Ben reh-güźeriñde ĥāk-pāyım Ĥˇān-ı keremiñde yoķ mı payım
14 ‛İlmí saña ķuldur ey şehenşāh Bu rütbesine tebāreka’llâh (Mef‛ūlü Mefā‛ilün Fe‛ūlün)
Na’t
1 Ey rūģ-ı ‛aşķ-perver terk it bu ĥākdānı Yüksel feżāya keşf it esrār-ı āsmānı
2 Bir özge bārgehdir ey cān seniñ maķāmıñ Var anda ķıl temāşā envār-ı cāvidānı
3 Pehnā-yı fażl içinde taķvím-i aģsen olduñ Bir şāha bendesiñ kim ‛arş oldı āstānı
4 Hestígeh-i beķāda cānāndır aŝl-ı maķŝūd Erbāb-ı ‛aşķ n’eyler fāní cihānda cānı
5 Dídāra müfteķırsıñ ‛İlmí tereddüd itme Aŝģāb-ı zühde terk it nüzhetgeh-i cinānı


(Mef‛ūlü Fā‛ilātün Mef‛ūlü Fā‛ilātün)
Ġazelliyyāt
1
1 Mihr-i ruģuñ ki ‛āleme pertev-feşān olur Tenvír-sāz-ı maģfel-i lāhūtiyān olur
2 Lāl eyledi Kelím’i tecellí-i nūr-ı Šūr
Evsāf-ı ģüsn ü ānıña kim tercemān olur
3 Mest-i raģíķ-i cām-ı leb-i feyżbār kim
Neş’em medār-ı şevķ-i zemín ü zamān olur
4 Şerģ eylesem kitāb-ı mübín-i cemāliñi Metn-i metín-i nüsĥa-i Rūģu’l-beyān olur
5 Destin uzatdı ĥançer-i ebrūyıña raķíb
Ĥavfım budur ki bezm-i celāliñde ķan olur
(Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
2
1 Celāl-i ĥançer-i ebrū-yı yāre and içerim
Ki zaĥm-ı tír-i nigāhından özge yok kederim
2 Ĥadeng-i ġamzesine itse ķalbimi āmāc Yine o şūĥ-ı sitemkārı cān ķadar severim
3 Ne aĥź-ı śār idecekdim felekden āh eger Müsā‛id olsa idi bir daķíķacıķ ķaderim
4 Raķíb bezm-i cemālinde neş’e-mend-i viŝāl Ben ıžšırāb firāķıyla āh u zār iderim
5 Merāmı ‛arż-ı niyāz eylememse dildārıñ Kemāl-i minnet ile dest ü pāyını öperim (Mefā‛ilün Fe‛ilātün Mefā‛ilün Fe‛ilün)
3
1 Ģüsnüñde lem‛a-pāş-ı tecellí-i Źü’l-celāl Vechiñde rū-nümūn-ı füyūżāt-ı Lā-yezāl
2 Ĥašš-ı ruģuñ ma‛āni-i ģüsni beyān içün Yazmış kitāb-ı ‛aşķda bir şi‛r-i źí-me’āl
3 Ey mihr-i evc-i ān saña şāyān degil midir Reng-i şafaķdan olsa eger bürķa‛-ı cemāl
4 Ref‛ eyle ebr-i zülfüñi göster cemāliñi


Görsün felek ki bedr-i tamāmında yoķ kemāl
5 Keyfiyyet-i cemālini teşríģe ‛İlmiyā Biñ dāstān yazılsa yine yoķdur iģtimāl (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
4
1 Ey ney rebāb-ı síneme uy naġmekārım ol Tenşíš-i sāz-ı ĥāšır-ı sevdā-ķarārım ol
2 Dildāra olmadıñsa žafer-yāb-ı intisāb Ey ‛aşķ zíb-ŝadr-ı dil-i kāmkārım ol
3 Göstermez oldı yār baña rūy-ı iltifāt
Ey māh-tāb çıķ da benim ġam-güsārım ol
4 Düşdüm sevād-ı zülfine bí-tāb bí-şu‛ūr Ey ĥašš-ı nev-demíde yetiş dest-yārım ol
5 Kār eylemez ‛ilāc-ı šabíb ey šabíb-i cān Sen gel de çāre-sāz-ı dil-i zaĥmdārım ol (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
1 ‛Aķlım hevā-yı perçeminiñ tārmārıdır Göñlüm zebūn-ı díde-i āfet-şikārıdır
2 Gitmez šanín-i bang-ı vedā‛ı ŝımāĥdan Hengām-ı firķatiñ baña ŝoñ yādgārıdır
3 Bí-hūdedir telāşı hezārıñ güli degil Bādí-i giryem özge nigārıñ ‛ižārıdır
4 İtmez ķabūl-i tesliyet artıķ erir gider Ķalb-i ģazín başķa ġamıñ dāġdārıdır
5 ‛İlmí raķíb şimdi o sāķí-i gül-femiñ Mest-i müdām-ı cām-ı leb-i ābdārıdır (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
6
1 Raķŝ ider şevķ-i cemāl-i bā-kemāliñle zemín Yerlere eyler ģicābından güneş vaż‛-ı cebín
2 Māh nūrı mihr-i ruĥsārıñdan eyler iķtibās Reng-i zülfüñden şeb-i yeldā olur žulmet-ķarín


3 Şehd-i la‛liñden olur lāhūtiyān şírín-meźāķ Āb-ı rūyıñdan šarāvet-yāb olur Ĥuld-i berín
4 Ŝun‛-ı ķudretdir ĥamír-i cismiñ ey feyż-i İlāh Feyż-i Ģaķ’dır māye-i ģüsnüñ eyā ŝun‛-ı güzín
5 Rūģ ģall itmiş seniñ ancaķ kitāb-ı ģüsnüñi
Ŝanma kim tefsír ider bu baģśi her kilk-i metín
(Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilün)
7
1 Olmasa mihr-i ruĥuñ nāmiye-baĥşā-yı bahār İnkişāf eyleyemez ŝaģn-ı çemende ezhār
2 Ĥande-ríz olmasa gülşende ‛iźār-ı āliñ Ġonce leb-beste ķalır bülbül olur zār u nizār
3 Almasa bād-ı ŝabā būy-ı vefā zülfüñden Ŝubģ u şām itmez idi pāyıña ferş-i ruĥsār
4 Āb-ı rūyuñla šarāvet bulur ezhār-ı semen Cān virir tābiş-i ruĥsārıña reng-i gül-nār
5 Nažm-ı evŝāfıña itmiş ķalemim vaķf-ı ģayāt Dāġdār-ı ġam-ı hicrān olalı ‛İlmi-i zār (Fe‛ilātün Fe‛ilātün Fe‛ilātün Fe‛ilün)
8
1 Fer bulur tāb-ı cemāliñden şebistān-ı emel Mest olur la‛l-i lebiñden hūşyārān-ı emel
2 Źerre-i ĥāk-i rehiñden feyż-yāb olmaķ diler Yüz sürer her gün zemíne mihr-tābān-ı emel
3 Rişte-bend-i ģalķa-i bāb-ı temennā ol göñül Destiñe bir gün geçer elbette dāmān-ı emel
4 Nükhet-i gísū-yı müşgíniñden oldı ‛ıšr-sāz Ravża-i akŝā-yı maķŝad verd-i ĥandān-ı emel
5 Biñ tażarru‛ biñ recā biñ minnet ister ‛İlmiyā
‛Arż-ı endām itmege bir laģža canān-ı emel
(Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilün)


93
1 Farķ itmedim ki gözleri ‛aynü’l-kemāl imiş Ŝoñra o çifte āfeti bildim ne māl imiş
2 Ma‛nāsı yoķ kitāb-ı vefānıñ mübāģiśi Ĥašš-ı ‛iźār-ı yār gibi bí-me’āl imiş
3 Ŝūret-peźír-i naķş-ı vücūd olmuyor ümíd Mir’āt-ı dilde ‛aks-i emel bir ĥayāl imiş
4 Ancaķ benim ģażíż-i belāyāda mužšarib Herkes bir evc-i ģālde āsūde-bāl imiş
5 ‛İlmí cihān-ı şi‛r ü belāġatde Sāmiģ’iñ Her nažm-ı rūģ-perveri siģr-i ģelāl imiş (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
10
1 Šayanmaz oldı o şūĥuñ göñül teġāfülüne Ri‛āyet itmedi resm-i vefā te‛āmülüne
2 Rebāb-ı dille uŝūl-i fiġānı meşķ iderim Çemenlerinde bahārıñ hezār bülbülüne
3 Ķalenderān-ı ģaķíķat ider mi híç tercíģ Taġanniyāt-ı hezārı ŝurāģi ķulķulüne
4 Ŝabā perestiş ider ŝubģ u şām o tersānıñ Gehí güneş yüzine geh sevād-ı kākülüne (Mefā‛ilün Fe‛ilātün Mefā‛ilün Fe‛ilün)
11
1 Her bahārıñ biñ hezār-ı zār-ı ģüzn-efzāsı var Her hezārıñ gülsitānda biñ gül-i ra‛nāsı var
2 Āferín ol Ķays-ı reh-peymā-yı deşt-i ‛aşķa kim Teng-nā-yı ‛ālem-i imkānda bir Leylā’sı var
3 Mürġ-i dil žulmet-serāda lāne-sāz olmaķ diler Varsa yāriñ kākül-i şeb-gūnuna sevdāsı var
4 El uzatmaz lušf içün dāmān-ı dehre ehl-i dil Šab‛-ı ‛ulviyyet-güzíniñ cāndan istiġnāsı var
5 Āstān-ı ‛arş-pāyeñdir penāhı ‛İlmi’niñ

3 İbn Rif‛at Sāmiģ Beg Efendi'ye.

Pāyına yüz sürse ‛ālem vechi var ma‛nāsı var
(Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilün)
12
1 Gülzārı şūrezāra çevirdi ĥazānımız Ĥāmūş-ı ģayret itdi hezārı fiġānımız
2 Ārāma fürce-yāb olamaz bizde źevķ ü şevķ Bir maģşer-i elím-belādır mekānımız
3 Dil pāy-māl ceyş elem díde eşk-bār
Eyvāh böyle mi geçecek hep zamānımız
4 Zülfünde biñ neşíde oķurduķ hezār ile Olsaydı üss-i gír-i ķarār āşiyānımız
5 Lāl olmasun zebān-ı temennā ki ‛İlmiyā Zíb-i ŝımāĥ-ı yār olur elbet amānımız (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
13
1 Bir eşk-i ĥūn-feşānına bir rūy-ı zerdine Baķ ‛āşıķıñ da kesb-i vuķūf eyle derdine
2 Źevķ-i bahār ģüzn-i ĥazān tev’emāndır Baķma ģayāt ‛āleminiñ germ ü serdine
3 Göstermez ehl-i ‛aşķa felek rūy-ı ibtisām Ķan aġladır inanma anıñ zehr-i ĥandine
4 Tek ben şikenc-i kākülüne olmadım esír Pā-bend-i ģayret oldı göñül de kemendine (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
14
1 Ser-i sevdā-güzínim āstān-ı iģtişāmıñdır
Sevād-ı çeşm-i cān mir’āt-ı rūy-ı ġonca-fāmıñdır
2 Hevā-yı la‛l-i Şírín eylemiş Ferhād’ı ser-gerdān Beni mest-i müdām-ı ‛aşķ iden ŝahbā-yı cāmıñdır
3 Güneş āyínedir bezm-i neşāš-engíz-i ŝubģuñda Meh-i tābende mıŝbāģ-ı tecellígāh-ı şāmıñdır
4 Nihāl-i naĥlzār-ı cennete timśāldir ķaddiñ Gül-i bāġ-ı melāģat feyż-yāb-ı ibtisāmıñdır
5 Ķuluñ ‛İlmí esír-i āstān-ı ‛arş-ı pāyeñdir

Sezā-yı iltifātıñdır per-i settār-ġarāmıñdır
(Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün)
15
1 Bulsa ĥalāŝa imkān bir dem göñül cefādan Ķaš‛-ı nažar ķılardım ol yār-i bí-vefādan
2 Başımda olmasaydı yāriñ hevā-yı zülfi Āzāde-ser olurdum dūş oldıġım belādan
3 Şírín-meźāķ olur mı žannınca ‛aşķ-sencān Bu ģāli ile taģķíķ Ferhād-ı mübtelādan
4 Mecnūn’a bir nažar ķıl Leylā’yı it temāşā Al ders-i ‛ibret ey dil bu çifte bí-nevādan
5 Oldum zebūn-ı ķahrı bir ĥūb-ı źí-kemāliñ Rabb’im beni esirge bir başķa ibtilādan (Mef‛ūlü Fā‛ilātün Mef‛ūlü Fā‛ilātün)
16
1 Šā’ir-i ‛aşķıñ ģarím-i lānesi cāngāhdır Naġme-i sevdā-fezāsı na‛re-i eyvāhdır
2 Eşk teskín itmeden renc-i dili pāyān bulur Dāġdārān-ı ġam-ı ‛aşķa tesellí āhdır
3 Hem-dem-i maģmil-süvār-ı deşt-i ‛aşķ olmuş ceres Kim o da bang-āver-i Allāh illa’llāhdır
4 Kūy-ı yāre ‛azm içün yoķ reh-nümāya iģtiyāc Pey-revān-ı ‛aşķa ŝaģrā-yı cünūn şeh-rāhdır
5 Ķays u Leylā ķıŝŝasın ešfāle añlat ‛İlmiyā
‛Āşıķıñ ģāl-i dilinden ehl-i dil āgāhdır
(Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilün)
17
1 Zülfüñ šaġıtma yıķma amān ĥānmānımı Beytü’l-ģazen gel eyleme dārü’l-amānımı
2 Dem-beste-i ģicāb olur elģāniyān-ı ‛aşķ Meşķ eylese hezār uŝūl-i fiġānımı
3 Yād eyledikce ķalbim olur dāġdār-ı ġam Sensiz gelüp geçen elem-efzā zamānımı
4 Bir māh-rūya nisbeti var źerreyim felek


Var neyyireyne söyle benim ķadr ü şānımı
5 ‛İlmí cilā-peźír olur ‛ayn-ı remedverim Sildikce dest-i yār sirişk-i revānımı (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
18
1 Göñül zencír-i bend-i ķākül-i zer-tārıñ olmuşdur Buña bā‛iś füsūn-ı díde-i seģģārıñ olmuşdur
2 Ŝafā-yı feyż-i maşrıķdır cemāl-i pertev-efşānıñ Meh-i tābende peyk-i kevkeb-i ruĥsārıñ olmuşdur
3 Güneş tenvír-i sāz-ı ‛ālem-i ġayrā iken şimdi O da ruĥ-sūde-i ĥāk-i reh-i der-bārıñ olmuşdur
4 Tecellígāh-ı şevķ-i ‛aşķıñ olmuşken neden sínem Bugün pür-dāġ-ı ĥūn-ı ĥancer-i āzārıñ olmuşdur
5 Ģayāt-ı tāze buldı il nigāh-ı iltifātıñdan Ķuluñ ‛İlmí şehíd-i ģasret-i dídārıñ olmuşdur (Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün)
19
1 Sevād-ı ĥāli kuģl-i díde-i sevdā-güzínimdir Žalām-ı leyl-i ģasret sāye-i naķş-ı cebínimdir
2 Ruĥundan feyż alır güller gülistānlar olur ĥandān Hezār-ı zārı nālān eyleyen ‛aks-i enínimdir
3 Şeb-i firķatde tenhā aġlarım žann itmesün ol māh Enísim derd-i hicrāndır ĥayāli hem-nişínimdir
4 Dilim dönmez füsūn-ı çeşminiñ ta‛rífine ammā Yegāne tercemānım ĥāme-i siģr-āferínimdir
5 Feżā-yı sínede ‛anķā-yı istiġnā iken şimdi Şikār-ı pençe-i ķahr-āver-i ķalb-i ģazínimdir (Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün)
204
1 Hezār-ı ‛aşķ ile dem-sāz idi dil gülsitānımda İki āvāre hem-āheng idi āh u fiġānımda
2 Diyār-ı yāre šoġrı uçdı gitdi mürġ-i dil şimdi

4 Müstecābí-zāde ‛İŝmet Beg Efendi'niñ ġazeline nažíredir.

Öten bir būm-ı ģasret ķaldı ancaķ āşiyānımda
3 Yine bir fitne var gísū ile ebrū miyānında
Yetiş ey çeşm-i cān ķan olmasun dāru’l-amānımda
4 Rumūz-ı mübhemi ģall eyledim ĥašš-ı ‛iźārıñdan Anıñ’çün ‛aşķa dā’ir bir ĥašā yoķdur beyānımda
5 Bugün bir pāk-dāmen zíb-ŝadr bezmdir sāķí
Ŝaķın terk-i edebden maģfil-i ‛İŝmet-nişānımda
(Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün Mefā‛ílün)
21
1 Mevce-i nūr-ı ezel ruĥsār-ı tābānıñdadır Rūģ anıñ’çün her zamān endíşe-i ānıñdadır
2 Ním-ĥand-i iltifātıñdan ‛ibāretdir ģayāt Rişte-i ümmíd-i hestí dest-i iģsānıñdadır
3 Sír-i İskender ‛abeśdir teşnegān-ı ‛aşķ içün Āb-ı ŝāf-ı zindegí çāh-ı zenahdānıñdadır
4 Eylemem şemşír-i ebrū-yı celāliñden ģaźer Mevt-i hevl-engíz ĥışm-ı tír-i müjgānıñdadır
5 Bir zamān cem‛iyyet-i ĥāšırdan oldum nā-ümíd Díde-i cān şimdi gísū-yı períşānıñdadır
(Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilün)
22
1 Bezm-i šarabda olsun terk eyle āh u zārı İĥlāl iderseñ ey dil āheng-i naġme-kārı
2 Yükselme refte refte ey āh-ı āsmāngír Uġratma inkisāfa ĥūrşíd-i tābdārı
3 Ta‛díl-i girye ile ey çeşm-i ĥūn-feşānım Döndürme Kerbelā’ya pehnā-yı lālezārı
4 Derd-i derūnı ketm it āśār-ı şevķ göster Üzme göñül ġamıñla yār-i vefā-şi‛ārı
5 Tír-i nigāh-ı yāri síneñde ŝaķla ‛İlmí Dilden çıķarma öyle ķıymetli yādgārı (Mef‛ūlü Fā‛ilātün Mef‛ūlü Fā‛ilātün)

23
1 Ruĥsār-ı yār mürġ-i diliñ ġonce bāġıdır Tār-ı şikenc-i zülfi anıñ boynı baġıdır
2 Bir teng-nāy-ı derd ü belādır ki sínemiz Yol bulmaz anda źevķ ü ŝafā ġam šuraġıdır
3 Tír ü kemānıñ olmayıcaķ elde ey raķíb Kūy-ı nigāra uġrama arslan yataġıdır
4 Ĥašš-ı ‛iźāra beñzedi her yir çemen çemen Gülşende seyr eylemeniñ şimdi çaġıdır
5 ‛İlmí tefāĥür itse n’ola āsmāna dil Ĥūrşíd ü māhı yoķsa da cānān otaġıdır (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
24
1 Zülfüñ ki şāh-bāl-i Hümā-yı ġarāmdır Dil anda şimdi sāye-güzín-i merāmdır
2 Sínem bir āsmān-ı ŝafādır ki mihriniñ Her źerre-i kemínesi bedr-i tamāmdır
3 Dermānde-pāy ŝanma eyā şeh-süvār-ı nāz Destimde şimdi tevsen-i iķbāl rāmdır
4 Ser-mest-i yād-ı la‛l-i lebiñ ben miyim faķaš Sāķí de pír-i bādede mest-i müdāmdır
5 Göñlümdedir nuķūş-ı taŝāvír-i kā’ināt Āyíne-i Sikender’e baķmam ki cāmdır (Mef‛ūlü Fā‛ilātü Mefā‛ílü Fā‛ilün)
Manžūme
1 Bürünsün ebr-i ģicāb içre āftāb-ı münír Cihānı çünki seniñ mihriñ eyliyor tenvír
2 Gülüñ degil seniñ ey verd-i ĥande-ríz-i bahār Neşíde-ĥˇānıñ olur gülsitānda bülbül-i zār
3 Taģammül itmez iken dil daķíķa sensiz āh Naŝıl firāķıña ŝabr eylesün müdām ey māh
4 Geçeydi destime dāmān-ı šāli‛-i bed-gūn Pelās-pāre gibi çāk çāk iderdim o gün
5 Naŝıl ki benden ayırdı seni raķíb-i pelíd


Seni de andan ayırsun cenāb-ı Rabb-i mecíd
(Mefā‛ilün Fe‛ilātün Mefā‛ilün Fe‛ilün)
Şarķı5
1 Bízār idiyor cānımı ķalbimdeki yāre Feryād idemem aġlayamam āh ne çāre Ölsem daĥi ‛arż eyleyemem derdimi yāre Naķarāt
Feryād idemem aġlayamam āh ne çāre
2 Šayf-ı ecelimdir šolaşan píş ü pesimde Yoķdur baña bir ŝu virecek ŝoñ nefesimde Yār āy fiġān ķalmadı bi’llāh sesimde
Naķarāt
Feryād idemem aġlayamam āh ne çāre
(Mef‛ūlü Mefā‛ílü Mefā‛ílü Fe‛ūlün)
Şarķı6
1 ‛Arż-ı ruĥsār it çemende güller olsun şermsār Naġmekārım bir terennüm eyle lāl olsun hezār Gül ki gülsün ġonceler gülşende reşk itsün bahār Naķarāt
Naġmekārım bir terennüm eyle lāl olsun hezār
2 Ķıl nigāh-ı iltifātıñla bu zārı kāmrān
İşte dāmeniñdedir dest-i temennā el-amān Aç dehān-ı nāzıñı göñlüm açılsun bir zamān Naķarāt
Naġmekārım bir terennüm eyle lāl olsun hezār
(Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilātün Fā‛ilün)
Şarķı7
1 Sínemde siperdir güzelim ģırz-ı ĥayāliñ Te’śír idemez ķalbime şemşír-i celāliñ Ta‛víź-i amāndır baña timśāl-i cemāliñ Naķarāt
Te’śír idemez ķalbime şemşír-i celāliñ



5 Nūrí Şeydā Beg Efendi tarafından uşşāk makamında bestelenmiştir.
6 Nūrí Şeydā Beg tarafından dügāh makamında bestelenmiştir.
7 (Ģicāz) maķāmında Nūrí Şeydā Beg Efendi šarafından bestelenmişdir

2 Ser-mest olalı neşve-i bezm-i šarabıñdan Āzādeyim āşūb-ı nigāh-ı ġażabıñdan Āzürde-dil olsam bile āzār-ı lebiñden Naķarāt
Te’śír idemez ķalbime şemşír-i celāliñ
(Mef‛ūlü Mefā‛ílü Mefā‛ílü Fe‛ūlün)
Sonuç:

1. Girit Adası, Osmanlı kültür coğrafyasında önemli bir merkezdir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda Girit’te yetişmiş veya bir şekilde burada bulunmuş şairlerin sayısı 43 olarak tespit edilmiştir. Giritli Hasan İlmî ile bu sayı 44’e çıkmıştır. Ancak yeni çalışmalarla "Giritli" olarak anılan şair sayısının artacağı söylenebilir.
2. Giritli Hasan İlmî’nin edebiyat ve sanat çevreleriyle yakın ilişki içinde olduğu ve musikiye ilgi duyduğu anlaşılmaktadır. Üç müstakil eseri dışında Müstecabizâde İsmet Bey’in Yadigâr-ı Şehrâyin adlı eserini bastırması, esere bir ön söz yazması ve İsmet Bey’le karşılıklı nazireleri; Me’âlimü’l-garâm’ı bestekâr Nûrî Şeydâ Bey’e ithaf etmesi, Nûrî Şeydâ Bey’in söz konusu esere bir ön söz yazması ve ona ait üç şarkıyı bestelemesi; şiirlerinden birini şair ve bestekâr İbni Rif’at Sâmih Bey’e ithaf etmesi gibi hususlar bunu göstermektedir. Şairin yaşadığı döneme ait başka müellifler ve eserlere ait çalışmalar Hasan İlmî’nin bu yönünü daha belirgin hale getirecektir.
3. Hasan İlmî’nin şiirlerini topladığı Me’âlimü’l-garâm’da daha önceki çalışmalarda verilen bilgilerin aksine 21 gazel değil 24 gazelin olduğu tespit edilmiştir.
4. Tanzimat’ın ilanından (1839) kısa bir süre sonra dünyaya gelen (1846) ve bu yüzyılın sonunda hayatta olan Giritli Hasan İlmî’nin yazdığı şiirler, klasik divan şiiri tarzında yazılmıştır. Bu anlamda onu klasik şiir geleneğini devam ettiren şairlerden biri olarak görmek mümkündür.
Kaynaklar:

AYDIN, A. (2009). Hanyalı Nuri Divanı’ndan Hareketle Giritli Şairlere Ek. Türklük Bilimi Araştırmaları, 26, 45-58.
Giridî Hasan İlmî. (1318/1886). Me’âlümü’l-garâm. A(rtin) Asaduryan Şirket-i Mürettibiye Matbaası.
İSEN, M. (1997). Tezkirelerin Işığında Divan Edebiyatına Bakışlar-Osmanlı Kültür Coğrafyasına Bakış. Ötelerden Bir Ses, Divan Edebiyatı ve Balkanlarda Türk Edebiyatı Üzerine Makaleler. Ankara: Akçağ Yay., 64-76.
İZGİ, C. (1987). Giritli Hasan İlmî Bey ve ‘Osmanlı Dili’ Adlı Sözlüğü. VIII. Millî Türkoloji Kongresi, 14-18 Eylül (21 sayfalık bu bildiri basılmamıştır. Fotokopisi İSAM Ktp. nu. 51.054’te bulunmaktadır.).


İZGİ, C. (1997). Hasan İlmî Bey. İslam Ansiklopedisi, 16, İstanbul: TDV Yay., 325-326. KILIÇ, F. (2004). Giritli Divan Şairleri. Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 32, 275-294.
KURTOĞLU, O. (2006). Girit Şairleri (Tezkire-i Şu’arâ-yı Cezîre-i Girid). Ankara: Akçağ Yay.
ÖZSARI, M. (2007). Müstecabizâde İsmet Hayatı ve Eserleri. İstanbul: 3F Yay. ÖZSARI, M. (2008). Müstecabizâde İsmet Bütün Şiirleri. İstanbul: 3F Yay.
SARİYANNİS, M. (2007). A Source of Cultural Life of Eighteenth-Century Ottoman Crete.
Ariadni, 13, 79-99.
SARİYANNİS, M. (2009). Le Düstür de Hanyevi Nuri Osman comme source pour la vie culturelle de la Crète ottomane du XVIIIe siècle, in R. Zaimova ed., La culture ottomane dans les Balkans. Paris, Etudes Balkaniques, Cahiers Pierre Belon, 16, 45-60.
SEVGİ, A. (1994). Giritli Şairler. Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, 7-8, 33-51.
TUKİN, C. (1996). Girit. İslam Ansiklopedisi, 14, İstanbul: TDV Yay., 85-93.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir