HIDRELLEZ VE KLİDHONA

Girit Manileri (Madhinadesleri)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

HIDRELLEZ VE KLİDHONA

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 24 Tem 2021, 16:54

HIDRELLEZ VE KLİDHONA

Giritlilerin kutladıkları yıllık törenler arasında ‘’klidhona’’ dan da söz etmek gerekir. Bu dilek tutma, kehanet bekleme adetinin pagan çağının tapınaklarda yapılan kehanet törenlerinden günümüze intikal ettiği düşünülmektedir.

Yunanistan ve Anadolu’nun Hıristiyan adetleri arasında bulunan bu tören Hıristiyanlarca Aziz Yahya’nın (Saint Jean) günü olan 24 Haziran’da kutlanır.
Giritli Müslümanlar Türkçe anlamı kilit olan ‘’Klidhona’’ yı 6 Mayıs’ta kutlanan Hıdrellez (Hızır- İlyas) günü Hızır- İlyas adlarını zikrederek açarlardı. Çocukluk yıllarımda Hıdrellez her seferinde katıldığım bu törenin uygulanması aşağıda anlatıldığı gibi yapılmaktaydı.

‘’Klidhona’’ ya katılanların çoğunluğu genç kadınlar ve kızlardan oluşurdu. Rumca ‘’Kurupi’’ denilen küçük bir toprak küp su ile doldurulduktan sonra, katılımcıların her biri yalnız kendisinin bildiği düğme, yüksük, boncuk gibi herhangi bir nişanı yanındakilere göstermeden, besmeleyle küpe bırakırdı. Bu işlem tamamlandıktan sonra küpün ağzı bir bezle bağlanarak kapatılır, böylelikle ‘’Klidhona’’ kilitlenmiş olurdu. Bu küp, Hıdrellez arifesinin akşamında bir gül ağacının dibine bırakılırdı. O gece Hızır VE İlyas adlı azizlerin o gül fidanının yanından geçebileceği varsayılır ve bunun gerçekleşmesi için dilek sahipleri dua ederdi.

Azizlerin o gece oradan veya civarından geçtikleri bazı ayak izlerinden tahmin edilirdi. Bu takdirde dilek sahipleri bu işaretleri dileklerinin kabul edileceği şeklinde algılarlar, bu avuntuyla teselli bulurlardı.

Hıdrellez sabahı bütün mahalle gün doğmadan uyanır, gül ağacının dibinde toplanırdı. Reşit olmayan bir çocuğa (tercihen oğlan çocuğu) besmeleyle küp açtırılırdı. Elini küpe sokan çocuk herhangi bir nişanı suyun içinde tutarken, gençlerden biri ortama uygun ve nabza verilen şerbet misali bir ‘’madhinada’’ söyler, ardından nişan sahibine verilirdi. Ve bu minval üzerine sırası gelen bir mani söyler, ardından da küpten çıkarılan nişan sahibine verilirdi. Böylece gülüşmeler ve şakalaşmalar arasında hoşça vakit geçirilir ve eğlenceye neden olan son nişanın çekilmesi ile bu eğlenceli tören nihayete ererdi.

Yine Hıdrellez’de yukarıdakine benzer bir tören daha yapılırdı. Evlenmek isteyen genç kızların, yeniden evlenmeyi arzulayan genç dulların ve herhangi bir muradını bir türlü gerçekleştiremeyenlerin bahtlarını açmak için 5 Mayıs akşamı başlarının üzerinde bir kilit kilitlenir ve bir gül ağacının altına konulurdu. Ertesi sabah kilit dilek sahibinin başı üzerinde anahtarla açılırdı. Böylece bu bahtı kapalıların bahtlarının açılacağına inanılırıdı.

Bu iki törenden ayrı olarak, 5 Mayıs akşamı mümkünse deniz kenarları veya dere yataklarına gidilir ve ev sahibi olmak isteyenler orada buldukları çakıl taşlarıyla planlar yaparlardı. Hıdrellez sabahı tekrar oraya dönülür ve Hızır-İlyas’ın çakıl taşları üzerinden geçip geçmediğine bakılırdı. Eğer yapılan planlar bozulmuş ise sözü edilen azizlerin oradan geçtiklerine ve dileklerinin yerine geleceğine inanılırdı.. Hıdrellez eğlenceleri 5 Mayıs akşamı başlar, gecenin geç saatlerine kadar devam ederdi. Ertesi gün kırlara çıkılır, yemekler yenir ve eğlenilirdi. Bu adetler bugün dahi (eskisi kadar coşkulu olmasa da) devam etmektedir.
GELENEKSEL KÜLTÜRÜYLE TÜRK GİRİT TOPLUM
Araştırma Derleme Çeviri
Ali Ekrem ERKAL

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir