ETEM KUTSİGİL

Giritli Tanınmış şahsiyetler
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

ETEM KUTSİGİL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 11 Ağu 2019, 02:45

11760323_1609708545966607_6903229683553335058_n.jpg
11760323_1609708545966607_6903229683553335058_n.jpg (88.45 KiB) 1780 kere görüntülendi
Rahmetli ETEM KUTSİGİL Hocamız,Işıklar içinde uyusun.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ETEM KUTSİGİL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 11 Ağu 2019, 02:49

Vatan haini kim ?

Etem Kutsigil

Gerek TV'lerden, gerekse basından edindiğim kanaat, Recep Tayip Bey’in yine aşırı yorgunluktan kaynaklanan birtakım agresif (saldırgan) tavırlar sergilediğidir.

Bu durum, gerek kendi sağlığı, gerekse görevinin önemi açısından çok tehlikelidir.
Bu kanaatim 30 Ekim’deki grup konuşmasında daha da belirginleşti.
Tayyip Bey’in bu seferki hedefi, televizyonlardaki konuşmalarda Türkiye'nin siyasî ve askeri durumunu inceleyen, eleştiren, senaryolar üreten, ihtimâller üzerine yorumlar yapan sivil uzmanlar ve özellikle emekli veya muvazzaf paşalardı
(muvazzaf paşalardan açık oturuma çıkana ben hiç rastlamadım).
Bir başbakan her vatandaş gibi eleştiriler yapabilir. Fakat, aralarında PKK ile neredeyse göğüs göğüse çarpışıp kendi canını ortaya koyması yetmezmiş gibi yüzlerce Mehmetçiğin sorumluluğunu alarak savaşmış kişilere yakıştırdığı"tahrik memuru" sıfatı, en hafif deyimiyle ayıptı. Ve devam ediyordu Tayyip Bey: - "Bunlar, bu ülkenin birliğine-beraberliğine saldırmaktan başka birşey değildir. Çünkü bunların sırtında herhangi bir sorumluluk yok. Sadece oraya gelip, acaba
biz buradan şu anda hükûmeti nasıl köşeye sıkıştırırız, yaptıkları bu…"
Görüyor musunuz endâzesi olmayan lâfı!.. Acaba hangi Türk generali böyle bir zamanda hükûmetini köşeye sıkıştırmak ister?... Başbakan açıkça bu kişileri "Vatan hainliği" ile itham ediyor!
Rahmetli Osman Bölükbaşı'ya bir gün TBMM’deki toplantıda Demokrat Parti milletvekillerinden birisi "deli" demiş. Rahmetli pek hazırcevaptı: - "Aklımın zekâtını versem, sana yüz yıl yeter!.." diyerek, konuşmasını bilmeyen bu münasebetsize hak ettiği cevabı vermişti.
Kıssadan hisse: Bu emekli generaller de vatan sevgilerinin zekâtını dağıtsalar, kendisini vatansever diye tanıtan çok kişiye yeter (!).
Bir kusurunu daha yazayım müsaadenizle. Son zamanlarda kendisine karşı olan herkesi "vatan haini" diye damgalar oldu. Bu kelime çok lâf kaldırır. Nâzım da bir zamanlar vatan haini ilân edilmişti. Hattâ kendisi bile bir şiirle kabul etmişti vatan
hainliğini. Şu farkla ki; bir "ise" ekleyerek:
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar,
üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un.
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim,
siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın, üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
”Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Eminim ki, TV'lerde konuşan paşaların-beylerin pek çoğu, bu cins vatan hainleridir!
"Siyasete girsinler" diyor Tayyip Bey… Hangi siyasete?.. 1950’den beri yozlaşa yozlaşa halkın "çirkef" (affedin ben değil, halk böyle söylüyor) diye isimlendirdiği siyasete mi?..
Parti içinde, milletvekili olabilmek için parti başkanlarının yollarına halı olanlarla mı,başkanlarına yaranıp Meclis’e girebilmek ve imtiyazlı vatandaş olabilmek için vıcık vıcık yağ kokan yağdanlıklarla mı yarışacaklardı o kişiler?
Elinizdeyse siz önce siyasetin içini-dışını temizleyin Sayın Başbakan, parti içi demokrasiyi uygulayın Seçim Yasası’nı çağdaşlaştırın… O zaman hepimiz geliriz.
Değerini biliniz o beylerin, paşaların. Onlar, tecrübeleriyle, görüşleriyle yolunuzu aydınlatıyorlar. Onlara, Başbakan olduğunuza güvenip, “vatan haini” anlamına gelecek sözler söylemeyin sakın. Bu öyle iddialı bir lâftır ki, gün gelir, devran döner ve iktidarınız zamanında yapılan ve özelleştirme gibi, orman yağması gibi, vatan toprağının yabancılara satılmasına izin veren davranışlarınız gibi, gelir dağılımının eşitsizliği gibi, dış siyasetiniz gibi, halkın bir türlü içine sindiremediği pek çok icraatınız masaya yatırılır. Ve maazallah haksız itham sahibine döner.
Son sözüm:
Zor bir görev yapıyorsunuz. Şuna inanınız ki, size muhalif olan bizler, vatansever olduğumuzdan, ve sizin içinde bulunduğunuz siyasî ortamın acemisi olduğunuzu da bildiğimizden, endişe içindeyiz.
Ve yine inanınız ki, bu gaileden başarıyla çıkarsanız -ki temennimizdir- sizi ilk kutlayacak olanlar yine bizler olacağız.
Yeter ki, gerçekleri görmenize engel olan hâlet-i rûhiyeden ve kişilerden kendinizi kurtarın.
Mürşîd-i Ezel ve Ebed olan ALLAH’ın Türk Milleti’ne lûtfudur ATATÜRK. Onu örnek alın.

ERDAL İNÖNÜ İÇİN
Yukarıdaki yazıyı yazarken bilim ve siyaset hayatımızın örnek kişisi Erdal İnönü’nün vefat ettiğinin haberi geldi.
Merhum İnönü, kısa süren siyasî hayatında, bir siyaset adamının nasıl olması gerektiğini bu günkü siyasilere ders olacak şekilde yaşadı. Anlayana (!)
Onunla ilgili bir anıyı naklederek, yurtseverliğine ve insancıllığına örnek vermek istiyorum.
Birinci Körfez savaşı sırasında ABD Büyükelçisiyle görüşmesinde, Büyükelçi Türkiyenin de savaşa girmesini telkin ederken: “Saddam Kuveyt’ten çıkmazsa bir varil petrolû 80 - 90 dolara satın almaya hazır mısınız?” diye sorar. İnönü’nün kapitalizmin her şeyi para ile ölçen bu tavrı İnönü’nün canını sıkar. Yavaşça Büyükelçinin kulağına doğru eğilir ve sorar: “Sayın Büyükelçi, bir varil insan kanı kaç dolar?” Odada buz gibi bir hava eser. Ve Büyükelçi çeker giderken, İnönü onu ancak odanın ortasına kadar getirir, oradan uğurlayıp döner.
Her partinin siyasetçileri!! Erdal İnönü’nün siyasî hayatını okuyun. Orada alacağınız pek çok dersin bulunduğunu göreceksiniz.
Kendisine Allah’tan mağfiret, ailesine, onu sevenlere baş sağlığı dilerim.

31 Ekim 2007 17:03:34 -
Efesten haberler
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir