GİRİT HANYA'LI HÜSEYİN NESİMİ BEY

Giritli Tanınmış şahsiyetler
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

GİRİT HANYA'LI HÜSEYİN NESİMİ BEY

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Eyl 2019, 09:18

Hüseyin Nesîmi Bey
Lice Kaymakamı
(1868 Girit – 23.06.1915 Diyarbakır)

huseyin-nasimi-bey.jpg
huseyin-nasimi-bey.jpg (10.37 KiB) 1923 kere görüntülendi
Hüseyin Nesimi Bey, 1868’de Girit’in Hanya kazasında dünyaya geldi. Kadirî mezhebine bağlı Şeyh Fatinzade Ahmet Ata Efendi’nin oğludur. Dönemin sosyal katılımcı ve hümanist görüşlerini benimsemiş ve oğlu Abidin (Abdin olarak da tanınır) Nesimi’nin de belirttiği gibi, Bektaşi mezhebine yakın durmuştur.

Mülkiye’de okuduğu sırada dönemin devrimci hareketinde yer aldığından, devlet memuriyetinde amir olma hakkı elinden alınmış, ancak 1901 yılında II. Abdülhamit’e sunduğu kalkınma planından sonra yeniden iade edilmiştir.

Meslek hayatına 1890 yılında Kalem Katibi olarak başlayan Hüseyin Nesimi Bey, 1893’te Girit Vilayeti Muhasebe Katipliğı ve 1899’da Hanya Belediyesi Başkatipliğine atanır. 1901’de sürgün olarak getirildiği Palu Kazası Kaymakamlığı görevinden istifa ederek ayrılır ve ikinci Meşrutiyete dek (1908) İstanbul’da serbest çalışır. 1909 yılından itibaren, Navervan, Tercan (Daha önce Erzurum Mamahatun, şimdi Erzincan'a bağlıdır), Kiğı (Daha önce Diyarbakır, şimdi ise Bingöl'e bağlıdır), Vilçetrin ve Premedi (1) kazalarında çalıştıktan sonra, Nisan 1914’te Savur ve 13 Ocak 1915’te Diyarbakır'da Lice kaymakamlığına atanır.

Hüseyin Nesimi Bey, daha henüz öğrenciyken benimsediği, o dönemki söylenişiyle ‘Cemiyet-i İçtimaiye’, yani sosyal katılımcı dünya görüşününden hiç bir zaman taviz vermemiştir. 1800’lerin sonunda kurulmasına önayak olduğu ‘Muhıbb-i İnsaniyet Cemiyeti’, yani Hümanistler Derneği Genel Sekreterliğinin yanı sıra, Çarlık Rusyası ile Osmanlı Devleti arasında Ermenilerin de dahil olacağı bır Kafkas Devletinin kurulması gibi fikirlerini de açıklamaktan çekinmemiştir.

Hüseyin Nesimi Bey, Lice’de görevde bulunduğu dönemde Diyarbakır Valisi Dr. Reşit (Şahingiray) Beyin Ermenileri katletme emri verdiğini biliyordu. Bu nedenle bir yandan güvenilir kimselerden Ermenileri korumaları konusunda teminat alıyor ve beri yandan tehciri kentte bulunan Ermeni ve Keldanilere zarar vermeyecek ve aynı zamanda devlette kuşku uyandırmayacak bir şekilde uygulamaya çalışıyordu. Bu amaçla sürgün kafilelerini bizzat takip ve kişileri emin kimselere teslim ederek korunmalarını sağladığı bilinmektedir.

Hüseyin Nesimi Bey, 'Ben bu günaha ortak olmam' diyerek karşı çıktığı tehcir emrinden kısa bir süre sonra, 15 Haziran 1915'te Dr. Reşit Bey’in ağalara verdiği talimat üzerine Teşkilat-ı Mahsusa tarafından yolda katledilmiştir. Bu cinayetin resmi kayıtlardaki görünüşü, ‘Eşkıya takibi sırasında 15 Haziran 1331'de (1915) Ermeni çetelerinin taaruzuna uğrayarak şehit edildiği’ doğrultusundadır.

Nesîmi Bey äußerte einmal: "An dieser Sünde werde ich mich nicht beteiligen!” Kurze Zeit nach dieser Äußerung wurde er vom Vali Reşit nach Diyarbakır einbestellt und unterwegs in einer Bergschlucht auf Befehl Reşits durch einen Offizier der “Sonderorganisation” ermordet. In den Medien wurde dieser Mord wie folgt geschildert: "Er wurde bei der Verfolgung von irregulären Kämpfern am 15. Haziran 1331 [15. Juni 1915] bei einem Angriff armenischer Irregulärer in den Stand eines Märtyrers erhoben."

Gazeteci ve yazar Oral Çalışlar’ın da içinde bulunduğu bir araştırma ekibi, 2011 yılında Hüseyin Nesimi’nin mezarının kalıntılarını Diyarbakır’ın Karaz (Kocaköy) ilçesi yakınlarında bulmayı başarmıştır. Bu araştırma sırasında, mezarın bulunduğu yerin günümüzde dahi ‘Tırba Qeymaqam’ olarak anıldığı görülmüştür.
tirba-queymaqam-karaz.jpg
tirba-queymaqam-karaz.jpg (32.67 KiB) 1923 kere görüntülendi
Tırba Queymaqam in Karaz - Diyarbakır BIA haber merkezi, Şeyhmuz Diken
"Tırba Queymaqam" in Karaz, Diyarbakır (Foto: BIA Nachrichtenzentrum, Şeyhmuz Diken)


Diyarbakır'da görevli bulunan kaymakam ve mutasarrıfların yarısından fazlasının Dr. Reşit'in katliam emirlerine karşı çıktığı ve uygulamamak için ellerinden geleni yaptıkları bilinmektedir. Fransa Ermeni tarihçilerinden Raymond Kevorkian, bu durumun Dr. Raşit'in verili yasaya kesinlikle uymayan yaptırımlarda bulunmasının sonucu olarak, memurların kendi emniyetleri açısından merkezi idare mercilerinden yazılı tamim talep etmelerinden kaynaklandığını belirtmektedir.

Ancak bu durum, emirlere itaat etmeyen memurların görevden alınması ve hatta öldürülmeleri sonucunu doğurmuştur: Katledilen üç memurunun ardından 1 Temmuz 1915'te Çermik kazasında Mehmet (Muhammet) Hamdi Bey'in yerine Ferik Bey getirlmiştir. Savur Kaymakamı Mehmet Ali Bey, 2 Mayıs ile 1 Ekim 1915 arası görevde kalabilmiş ve Silvan Kaymakamı İbrahim Hakkı Bey 31 Ağustos 1915'te görevinden alınmıştır (2). Aynı şekilde, Dr. Raşit'in katliam emirlerine itaat etmeyen Mardin Kaymakamı Hilmi Bey 25 Mayıs 1915'te ve ardından Şefik Bey Haziran 1915'te görevlerinden ardı ardına azledilmişlerdir. (3) Diyarbakır Derik Kaymakamı Reşit Bey ise 12 Ekim 1914-2 Mayıs 1915 arası sürdürdüğü görevinden azledilmekle kalmamış, Diyarbekir yolunda Mutasarrıf Mehmet Reşit'in Çerkez korumaları tarafından katledilmiştir. Hüseyin Nesimi'nin katlinde olduğu gibi, bu cinayet de Ermenilere mal edilmiştir. Bu asılsız suçlama bahane edilerek Derik'te Ermeni erkekleri toplu katliama uğramış ve kalanlara tehcir uygulanmıştır.

Lice Kazasında 1914 yılında 5.980 Ermeni yaşamaktaydı. Bu nüfusun yarısı, 1980 Süryani ile birlikte merkezde, diğer yarısı ise ulaşılması güç olan 32 dağ köyünde yerleşikti. Lice Ermenilerinin imhası, İcra Dairesi Başkanı olan Katolik Süryani Naman Adamo'nun gizli tutanağının ardından alışılagelmiş şekilde meydana gelmiştir: Evlerin aranmasının ardından Hristiyan ileri gelenler tutklanmış ve Dıştapise'nin güneyinde bulunan mağaralarda katledilmişlerdir. Daha sonra on yaşın üstünde olan tüm erkek Hristiyanlar ödürülmüş ve kadınlarla çocuklar sürgün edilmiştir. Bu insanların akibeti bilinmemektedir. Toros köylerinde yaşayan erkeklerin ise, bulundukları yerde katliama uğradıkları sanılmaktadır.
Kaynakça:

Abbasoğlu, Doğan Barış: Lice katliamı ve Hüseyin Nesîmi Bey. ANF News Agency, 01.05.2010.

Çalışlar, Oral: Türkiye'nin Vicdanı Bu Toprakta. Radikal Gazetesi, 29.05.2011.

Çalışlar, Oral: Öldürülen Lice Kaymakamı Nesîmi'nin Hayatı. Radikal Gazetesi, 01.06.2011.

Diken, Şeyhmuz: 'Kaymakam Ermeniydi, Öldürdüler...'. Diyarbakır BİA Haber Merkezi. 23.04.2011.

Ekinci, Tarık Ziya: Lice'den Paris'e Anılarım. İstanbul, 2010.

Gust, Wolfgang: Alman Belgeleri: Ermeni Soykırımı 1915-1916. İstanbul, 2012.

Kévorkian, Raymond: The Armenian Genocide: A Complete History. London, New York 2011, S. 363 und 368

Nesîmi, Abidin [Sohn des Hüseyin Nesimi]: Yılların İçinden. İstanbul, 1977

http://www.aga-online.org/hero/huseyin-nasimi-bey.[/size][/size][/size]php?locale=tr[/size][/size]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir