1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Girit Konulu Dergiler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 19:56


Alternatif Politika, Cilt. 4, Sayı. 2, 129-146, Temmuz 2012 129





1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL

KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI


Gökçe BAYINDIR GOULARAS*


ÖZET


Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’ye doğru yapılan en önemli göçlerden biri 1923 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesidir. Bu zorunlu göç ile yüz binlerce kişinin hayatı değişmiş, mübadiller bir yandan yeni vatanlarına uyum sağlamaya çalışırlarken diğer bir yandan da doğdukları toprakların oluşturduğu kimlik ve kültürlerini gelinen vatanda yaşatmaya çalışmışlardır. Bu makalede mübadil kimlik ve kültürlerinin eski ve yeni kuşaklar tarafından yaşatılmaya çalışıldığı farklı ortamlar incelenecektir. Özellikle köy kahvehaneleri, dernek ve vakıflar ile internet ortamlarına değinilecek ve kuşak farklılıklarının kimliklerin
yaşatılmasında oynadığı rol ortaya konulmaya çalışılacaktır.


Anahtar kelimeler: Göç, Mübadele, Mübadil, Türkiye, Yunanistan, Kimlik.


1923 POPULATION EXCHANGE BETWEEN TURKEY AND GREECE: THE

SURVIVAL OF THE EXCHANGED POPULATION’S IDENTITIES AND

CULTURES


ABSTRACT

During the period of the Turkish Republic, the 1923 population exchange between Greece and Turkey marked one of the largest migrations into Turkey. As a result of this mandatory migration, the lives of thousands of people were changed. The exchanged population, in addition to their efforts to be integrated into their new homeland, sought to preserve their identities and cultures of origin, which had been shaped by their natal territories. This work presents a study on the survival of identities and cultures of both the old and new generations of the exchanged. In particular, village cafés, associations, foundations, and the influence of Internet will be examined in order to demonstrate the role that different generations played in this effort to ensure identity survival.
Keywords: Migration, Population exchange, Turkey, Greece, Identitiy.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 19:58

Giriş

Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleştirilen nüfus mübadelesi, Kurtuluş Savaşı ve Mudanya Anlaşması sonrasında, İsviçre’nin Lozan şehrinde toplanan Lozan Barış Konferansı’nda alınan kararlardan biridir. Bu karar, 30 Ocak 1923’te imzalanan “Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” ile kesinlik kazanmıştır. Mübadeleye tabii tutulacak olan halklar ve mübadele kapsamına girmeyen kişiler ile mübadelenin zorunlu karakteri, sözleşmenin ilk iki maddesinde belirtilmiştir.


Madde 1.

Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyrukları ile Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak, zorunlu mübadelesine girişilecektir. Bu kimselerden hiç biri, Türk Hükümetinin izni olmadıkça Türkiye’ye ya da Yunan Hükümetinin izni olmadıkça Yunanistan’a dönerek orada yerleşemeyecektir.


Madde 2.

Birinci Maddede öngörülen mübadele:

a) İstanbul’da oturan Rumları (İstanbul’un Rum ahalisini);

b) Batı Trakya’da oturan Müslümanları (Batı Trakya’nın Müslüman ahalisini) kapsamayacaktır.
1912 Kanunuyla sınırlandırıldığı biçimde, İstanbul Şehremaneti daireleri içinde, 30 Ekim 1918 tarihinden önce yerleşmiş (établis) bulunan bütün Rumlar, İstanbul’da oturan Rumlar sayılacaklardır. 1913 tarihli Bükreş Antlaşması’nın koymuş olduğu sınır çizgisinin doğusundaki bölgeye yerleşmiş tüm Müslümanlar Batı Trakya’da oturan Müslümanlar sayılacaklardır (Soysal, 2000:185).


Sözleşmenin birinci maddesinden anlaşıldığı gibi, mübadele edilecek olan halkların sadece dini kimliği esas alınmış, dilsel, etnik ve kültürel farklılıklar önemsenmemiştir. Yine aynı maddenin belirttiği mübadelenin zorunlu bir göç olması hususu, gerek göçün kısa sürede tamamlanmasını sağlama amacıyla, gerekse demografik değişiklikler nedeniyle her iki ülkenin de yaşayacağı ekonomik sorunların bir ölçüde azaltılması düşüncesiyle
öngörülmüştür.

Mübadele kararı, toplumların dini bakımdan homojen duruma getirilmesi açısından

gerek Türkiye’nin, gerekse Yunanistan’ın arzusu doğrultusunda alınmış bir karardır

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 19:59

Mübadele ile her iki ülkede de dinsel kimlik bütünlüğü kesin çözüm bulmuştur (Aktar, 2007:116). Ancak ekonomik açıdan baktığımızda, mübadele kararı Yunanistan için daha önemlidir çünkü 1923 yılına kadar Anadolu ve Doğu Trakya’dan 1.200.000’e yakın Rum Ortodoks Yunanistan’a göç etmiştir (Belli, 2006: 89). Rum muhacirlerin yerleştirilmesi ve en kısa sürede üretici duruma getirilmeleri için, Yunanistan topraklarında yaşayan
Müslümanların Türkiye’ye göç etmesi ve onların evleri ve arazilerine muhacirlerin yerleşmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır (Ladas, 1932: 465). Bu bağlamda mübadelenin, ulus-devlet kurmak ve güçlendirmek çerçevesinde hem dini hem de ekonomik temeli olduğunu ileri sürmek yanlış olmayacaktır.
Mübadele sözleşmesinin imzalanmasından itibaren Türkiye ve Yunanistan’da mübadillerin taşınması, yerleştirilmesi ve üretici durumuna getirilmesi için çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların en önemlisi, mübadillerin geldikleri yerlere ve sosyo-ekonomik statülerine göre yeni yerleşim birimlerinin belirlenmesidir. Ancak bu belirleme, en başta yerleşim yerlerinin müsait olup olmadığına bağlıdır. İşte bu nedenle iskan faaliyetleri her iki ülke için de birinci derecede önem taşımıştır.


Türkiye’de Mübadil Yerleşimleri


Mübadele sözleşmesinin sonucu olarak İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’da ikamet eden Ortodoks Rumların dışında tüm Anadolu’da ve Doğu Trakya’da ikamet eden Ortodoks Rumlar Yunanistan’a, Batı Trakya dışında Yunanistan topraklarında yaşayan tüm Müslümanlar Türkiye’ye gönderilmiştir.
Devlet İstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre, mübadele kararının sonucu olarak 1923 ile 1927 yılları arasında Yunanistan’dan Türkiye’ye 456.720 Müslüman gelmiş ve çoğunluğu Ekim 1923’te kurulan Mübadele İskan ve İmar Vekaleti tarafından önceden belirlenmiş olan köy ve şehirlere yerleştirilmiştir.
İskan faaliyetlerinin sonuçlarına baktığımızda, Türkiye’de mübadil iskanının en yoğun olduğu yerlerin genel olarak eski Rum yerleşimleri olduğunu görmekteyiz. Köy iskanı açısından ele aldığımızda, mübadiller çoğunlukla mübadele öncesi ya da mübadeleyle Rumların terk ettiği boş köylere iskan edilmişlerdir. Bu nedenle en çok mübadil iskanı Batı Anadolu ve Trakya’ya olmuştur. Diğer mübadiller ise yerli halkın yaşadığı köylere ya da kendilerinden önce iskan edilmiş olan muhacirlerin köylerine iskan edilmişlerdir.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:09


Tablo 1. 1923 ile 1927 yılları arasında illere göre iskan edilmiş mübadil sayıları

Adana 8440 Çanakkale 11638 Isparta 1175 Mersin 3330

Afyon 1045 Cebeli Bereket 2944 İstanbul 36487 Muğla 4968

Aksaray 3286 Çorum 1570 İzmir 31502 Niğde 15702

Amasya 3844 Denizli 2728 Kars 2512 Ordu 1248

Ankara 1651 Diyarbakır 484 Kastamonu 842 Samsun 22668

Antalya 4920 Edirne 49441 Kayseri 7280 Şanlıurfa 290

Artvin 46 Elazığ 2124 Kırklareli 33119 Şebinkarahisar 5879

Aydın 6630 Erzincan 116 Kırşehir 193 Sinop 1189

Balıkesir 37174 Erzurum 1095 Kocaeli 27687 Sivas 7539

Bayazıt 2856 Eskişehir 2567 Konya 5549 Tekirdağ 33728

Bilecik 4461 Gaziantep 1330 Kütahya 1881 Tokat 8218

Bitlis 3360 Giresun 623 Malatya 76 Trabzon 404

Bolu 194 Gümüşhane 811 Manisa 13829 Van 275

Burdur 448 Hakkari 310 Maraş 1143 Yozgat 1635

Bursa 34543 Hatay 1037 Mardin 200 Zonguldak 1285

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü (Behar, 1996: 63)


Tablo 1’de gösterilen veriler doğrultusunda, Edirne, Bursa, Balıkesir, Kırklareli, Kocaeli, Tekirdağ, İzmir ve İstanbul’un mübadillerin en yoğun olarak iskan edildiği iller olduğunu görmekteyiz. Aynı şekilde bu verilerin sonuçları mübadillerin %58’inin Marmara Bölgesi’ne, %13’ünün Ege Bölgesi’ne, %11’inin Karadeniz Bölgesi’ne ve %10’un İç Anadolu Bölgesi’ne iskan edildiğini göstermektedir. Doğu Anadolu %2,5 ve Güneydoğu Anadolu %0,5lik pay ile Türkiye’nin en az mübadil iskanı alan bölgeleri olmuştur (Harita 1). En yoğun mübadil iskanı, 260.000’den fazla mübadil ile Marmara Bölgesi’nde yapılmıştır. Sadece Trakya’ya 100.000’den fazla mübadil iskan edilmiştir (Erdal, 2006: 352). İstanbul’da en çok mübadil iskanı yapılan semtler, mübadele öncesinde en çok Rum nüfusa sahip olan yerler olmuştur. Avrupa yakasında başta Çatalca, Silivri ve köyleri olmak üzere, Sarıyer ve köyleri, Mahmutbey, Bağcılar, Esenler ve köyleri; Anadolu yakasında ise Kartal, Pendik ve Tuzla önemli sayıda mübadilin iskân edildiği yerler olmuştur. Mübadil iskanından sorumlu Mübadele İmar ve İskân Vekâleti’nin iskan faaliyetleri dışında, Marmara Bölgesi’ne, özellikle de İstanbul’a, 1924 yılından itibaren serbest iskan da yapılmıştır. İş bulmak ya da aile fertlerinin yanına taşınmak gibi nedenlerle diğer şehir ve köylerden İstanbul’a doğru gerçekleşen serbest göç hareketleri, İstanbul’da ikamet eden mübadil sayısını arttırmıştır.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:15




İskan çalışmaları sonucunda karşımıza iki farklı tablo çıkmaktadır. Mübadillerin bir bölümü geldikleri yerlerdeki mesleklerini devam ettirebilecekleri yerlere iskan edilmemişlerdir. Örneğin tütüncülük veya hayvancılıkla geçinen mübadillerin bir kısmı, ekonomik faaliyetlerini gerçekleştiremeyecekleri kıyı bölgelerindeki köy ve kentlere yerleştirilmişlerdir. Tarımla uğraşan birçok mübadil şehirlerde iskan edilirken, şehirli mübadiller ise kırsal kesime yerleştirilmiştir. İskan sonucunda iskan edilen köylerdeki kapasite nedeniyle bazı mübadillerin aileleri farklı yerlere gönderilmiş, aileler bölünmüştür (Kaplanoğlu, 1999: 82). İşte bu tür durumlarda genelde mübadiller iskan edildikleri yerlerden kendilerine daha uygun olan yerlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu şekildeki iç göçler önemli sayıda olmuştur (Arı, 2008: 156). Ancak, devletin iskanından vazgeçip başka yerlere göçen mübadiller, iskan yardımı ve üretici hale gelmelerini sağlayacak devlet yardımından faydalanamamışlardır.
İskan, aynı zamanda mübadillerin toplumsal entegrasyonu ile doğrudan bağlantılıdır. Yeni yerleşilen yerlerde karşılaşılan ekonomik, sosyal ve kültürel şartlar, mübadillerin yeni vatanlarına uyum sağlama aşamasında olumlu ya da olumsuz etkileri de beraberinde getirmiştir. Diğer bir taraftan, iskan yerleri, mübadillerin gelenek ve göreneklerinin, kıyafet, müzik, dans, mutfak kültürlerinin, dil ve lehçelerinin, kısacası ortak hafızalarının, kültürel miraslarının ve kimliklerinin Türkiye’de yaşatılması açısından çok önem taşımıştır.

Mübadil Kimlik ve Kültürlerinin Yaşatıldığı Mekanlar1

Mübadele nedeniyle eski toplumsal, kültürel ve doğal çevrelerini yitiren mübadillerin,
Türkiye’de bunları yeni baştan kazanmaları, kurmaları ve onarmaları gerekmiştir (Arı, 2008:

166). İskan yerleri, mübadiller bakımından, farklı kültürlerin yaşatılması, grup içi ilişkilerin ve dayanışmanın devamlılığı açısından en belirleyici etken olmuştur. Terk edilen Rum köylerine veya boş arazilere köy kurulması şeklinde gerçekleştirilen iskanlar bu devamlılık açısından olumlu sonuçlar vermiştir. Bu tip iskandan faydalanmış olan mübadiller, gelmiş oldukları çevredeki toplumsal kalıplarını yeni ortamlarında kurdukları köylerine aktarmışlar, kültürlerinin damgasını vurmuşlardır (Boran, 1945: 25-26). Özellikle de tamamen mübadillerden oluşan köyler, gelinen yerlerdeki gelenek ve göreneklerin yaşatılmasına ortam sağlamıştır (Gökaçtı, 2005: 280). Ancak önemli sayıda mübadil, kendilerinden daha önce Türkiye’ye göç etmiş olan başka muhacir gruplarının yaşadığı köylere, ya da bölgeye göre manav ya da gacal olarak adlandırılan yerli halkın yaşadığı köylere iskan edilmiştir. Bu durum, kimlik ve kültürlerin yaşatılmasının önündeki en önemli engel olmuştur.
Kültürel farklılıklar, mübadilleri Türk toplumuna karşı bazen yabancı kılmıştır. Bu nedenle Türkiye’ye geldikten sonraki en önemli sorunlardan biri de kültürel sorun olmuştur (Kaplanoğlu, 1999: 127). Çünkü göç, yalnızca coğrafi bir yer değiştirme değildir. Göç eden insanlar sadece yeni topraklara değil, aynı zamanda yeni bir topluma doğru göç ederler
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:17

(Yalçın, 2004: 12). Her ne kadar Türk toplumu mübadiller için tam anlamıyla yabancı bir toplum olmasa da, mübadillerin doğdukları topraklara özgü kimlikleri ve kültürleri vardır ve bu kimlik ve kültürlerdeki bazı öğeler Anadolu Türk kültürü ile tamamen eşleşmemektedir.
Türkiye’ye ve Türk toplumuna uyum sağlama sürecinde mübadiller, bir yandan farklılıklarını en aza indirmeye çalışmışlar, diğer bir yandan ise kimliklerinin ve kültürlerinin devamlılığını sağlamak için uğraşmışlardır. İskanı takiben kısa zaman içinde doğulan toprakları zorunlu olarak terk edişin yarattığı travma, yeni topraklarda eskiyi yaşatmak için kurulan düzenlerle giderilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, gerek kırsal gerek kentsel alanda olsun, kimlik ve kültürlerin yaşatılmasındaki en önemli etkenlerden biri mekanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, mübadil köy kahvehaneleri, mübadil dernek ve vakıfları ve son olarak internet ortamı bu devamlılığı sağlayan mekanlar olarak ele alınacaktır.


Mübadil Köy Kahvehaneleri


Mübadillerin Türkiye’ye yerleştikleri andan itibaren kurdukları ilk ve en eski sosyalleşme mekanı olarak köy kahvehanelerini belirtmek yanlış olmayacaktır. Kahvehaneler, gerek kimliklerin yaşatılması, gerek ortak hafızanın canlı tutulması, gerekse grup içi bağların sağlanması açısından, küçük ölçekli de olsa hala günümüzde en önemli mekanlardır.
Bir çok köy yerleşiminde kahvehanelerden başka sosyalleşme mekanı olmadığı göz önünde bulundurularak kahvehanelerin gündelik ve toplumsal hayatta çok önemli bir yer tuttuğu bir gerçektir. Köy sakinleri erkekler, özellikle de tarım faaliyetlerinin olmadığı dönemlerde zamanlarının büyük bir kısmını kahvehanelerde geçirmektedirler. Bu bağlamda, mübadil köylerindeki kahvehaneler mübadil hafızalarının canlı tutulmasını sağlamıştır. Kahvehanelerde özellikle birinci kuşak mübadiller, mübadele öncesi hayatlarından, gelenek ve göreneklerinden, mübadele yüzünden çekilen acılardan konuşmuşlar ve bu bilgileri genç kuşaklara aktarmışlardır. Bu sayede; ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşak mübadiller, büyüklerinin, atalarının tarihini ve yaşam tarzlarını öğrenmişlerdir. Aynı şekilde kişisel hikayeler bazen gerçek bazen de biraz abartıyla süslenmiş olarak aktarılmıştır.
Türkçeden başka bir anadile ya da dile sahip olan mübadillerin dillerinin yaşatılması açısından da kahvehanelerin önemi büyüktür. Birinci kuşak mübadiller arasında Türkçeyi Türkiye’ye geldikten sonra öğrenmiş, dil bilmemenin yarattığı sıkıntıları çok uzun süre yaşamış olanların olduğu unutulmamalıdır. Özellikle anadili Yunanca, Pomakça ve Slavca olan birinci kuşak mübadiller, iskanı takip eden yıllarda kahvehanelerde bu dilleri konuşmaya devam etmiş, diğer gruplarla olan ilişkilerinde öğrendikleri ölçüde Türkçeyi kullanmışlardır.

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:24

Günümüzde, özellikle de Marmara Bölgesi’nde, Türkçeden başka dillerin halen konuşulmakta olduğu köyler ve köy kahvehaneleri mevcuttur.

Mübadil köy kahvehaneleri, aynı zamanda gruplaşmanın ve kültürel farklılıkların getirdiği gruplar arası ayrışmalarının en fazla yansıdığı mekanlardır. Mübadillerle yerli halkın ya da mübadillerle başka bir muhacir grubunun beraber yaşadığı köylerde genelde her gurubun kendi kahvehanesi vardır. Bu durum, farklı yerlerden gelmiş olan mübadillerin beraber yaşadığı köylerde de bazen karşımıza çıkmaktadır. Bu şekilde görünmez sınırlar koyan köyün farklı sakinleri için, bu merkezi mekan ayrımı aslında bir yandan da grubun birliğini korumak için önemlidir. Bununla beraber bu tip bir ayırım, farklı grupların bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerini sınırlandırır çünkü bu tip ilişkiler temel kültürden uzaklaşmaya neden olabilir. Ancak bu sınırlandırmanın da bir sınırı vardır. Bu durum köyün farklı mübadil, muhacir ya da yerli halklarının tüm ilişkilerini saf dışı bırakmaz. Özellikle nüfusu az olan karma köylerde bu sınırlandırma daha azdır ve genellikle de tek bir kahvehane mevcuttur. Gözlemlerimiz, bu durumda da masaların ayrıldığını göstermektedir. Köyün genelini ilgilendiren bir konunun tartışılması ya da okey ve iskambil gibi oyunların dışında genelde kişiler kendi grubundan olanlarla aynı masayı paylaşmaktadır. Bu duruma en çok Edirne’nin karma köylerinde rastlanmıştır.

Bu ayrımda konuşulan diller de önemli bir etken olmuştur. Türkçeden başka bir anadil ya da dile sahip olan mübadiller, yoğunlukla kendi dillerinden konuşan kişilerle oturmayı tercih etmişlerdir. Günümüzde bu ayrım en çok Bulgarca konuşmaya devam eden Bulgaristan muhacirleri ile Yunanca, Pomakça veya Slavca konuşan mübadillerin beraber yaşadığı köylerin kahvehanelerinde karşımıza çıkmaktadır. Çünkü dil sadece bir iletişim aracı olmayıp, her şeyden önce bizzat kendiliklerimizin ve anlamın kurulduğu kültürel bir inşa aracıdır (Chambers, 2005: 37).
Mübadil köy kahvehanelerinin diğer bir özelliği ise mübadele ve mübadillerin tarihini ve anılarını yaşatmak amacıyla duvarlara asılmış olan birinci kuşak mübadillerin siyah beyaz fotoğrafları, mübadele tarihi ve köyün tarihini anlatan panolardır. Örnek olarak Kocaeli’nin Gündoğdu mübadil köyündeki kahvehaneyi verebiliriz. Bu köye yerleşen mübadiller Yunanistan’ın

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:27

Drama kentinin Ionikon köyünden mübadele ile Türkiye’ye gelmişlerdir. Gündoğdu köyü, mübadillerin köye gelmesinden önce başlıca ekonomik faaliyetin ipekböcekçiliği olduğu bir Rum köyüdür. Ancak Yunanistan’da tütüncülükle uğraşan mübadiller köye yerleştikleri zaman tütün yetiştirmek için dut ağaçlarını kesip arazi açmışlar ve burada tütüncülüğe devam etmişlerdir. 1934 yılında köylerinin kalkınması için Tarım Kredi Kooperatifi kurmuşlardır. Bu dönemde birinci kuşak mübadilleri arasındaki dayanışmayı genç kuşaklara göstermeyi amaçlayan Figür 1’deki fotoğraf, köy sakinleri tarafından kahvehanenin duvarına asılmıştır.
Bazı köy kahvehanelerinde, mübadillerin fotoğrafları yerine, mübadele tarihi ile ilgili yazılar görmekteyiz. Yunanistan’ın Drama kentinden mübadele ile Kocaeli’nin Avcıköy’üne iskan edilmiş olan mübadillerin kahvehaneleri buna örnektir. Avcıköy halkına göre bu tarih panosu, onlara geçmişlerini, kimliklerini, ve mübadele öncesi ve sonrasını hatırlatmaktadır.
Bu tip fotoğraf ve panolar, mübadiller tarafından ortak hafızanın devamlılığı açısından önemli bulunmaktadır. Özellikle de genç kuşaklar için ayrı bir anlam taşıyan bu semboller, geçmişle gelece arasında kurulmaya çalışan bağların en basit somut örneklerindendir. Ancak, kahvehaneler, sadece
bulundukları köyün erkek halkı tarafından kullanılır, diğer mübadillerle karşılaşmak için bir mekan olma özelliği taşımazlar. Bu nedenle gerek sözlü gerek semboller aracılığıyla kimlik ve kültürlerin yaşatılması çabası her mübadil köyünün kendi kahvehanesiyle sınırlı kalmaktadır.

Dernek ve Vakıflar


Köy kahvehanelerinden çok daha geniş bir kitleye ulaşma kapasitesi olan ve farklı mübadil kuşaklarının girişimleri ile kurulmuş olan dernek ve vakıflar ise mübadil kültür ve kimliklerinin yaşatıldığı diğer mekanları oluştururlar. Yunanistan örneğinin tersine Türkiye’de mübadil dernek ve vakıfları çok geç tarihte karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’deki ilk mübadil vakfı, 2000 yılında İstanbul’da kurulan Lozan Mübadilleri Vakfı’dır. 2000 yılından günümüze Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yirmiden fazla mübadil vakıf ve derneği kurulmuştur (Tablo 3). Bu vakıf ve derneklerin bir kısmı tüm mübadillere hitap ederken
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:34

(Lozan Mübadilleri Vakfı ve Derneği), bir kısmı ise sadece belirli bir bölgeden gelmiş ve/veya belirli bir bölgeye yerleşmiş olan mübadillere hitap etmektedir (Büyük Mübadele Derneği, Samsun Mübadele Derneği).


Tablo 3. Türkiye’deki bazı mübadil dernek ve vakıfları


Lozan Mübadilleri Vakfı-İstanbul Kartal Rumeli Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği - İstanbul
Lozan Mübadilleri Derneği-İstanbul Mudanya Lozan Mübadilleri Derneği-Bursa
Büyük Mübadele Derneği-İstanbul Adapazarı Selanik Türkleri Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği
Samsun Mübadele Derneği Selanik Muhacirleri Derneği-Kocaeli
Edirne Lozan Mübadilleri Derneği Mudanya Yalıçiftlik köyü ve Selanik Göçmenleri Kültür, Yardımlaşma, Dayanışma Derneği
Ankara Lozan Mübadilleri Derneği Bursa Mübadele Göçmenleri Kültür ve Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
Tuzla Sosyal Dayanışma ve Yardım Derneği-İstanbul Selanik Mübadele Muhacirleri Derneği-Antalya
Isparta Lozan Mübadilleri Derneği Selanik Muhacirleri Derneği-Mersin
Sarıyer Lozan Mübadilleri Derneği-İstanbul Gelibolu Lozan Mübadilleri Derneği
İzmir Lozan Mübadilleri Derneği Selanik Türkleri ve Buca Yaylacıklılar Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği-Kuşadası/İzmir

Yukarıda adı geçen dernek ve vakıflar, geç kurulmalarına rağmen kısa zaman içinde mübadil ağları oluşturmayı başarmışlar, farklı şehir ve köylerde ikamet eden farklı yaş gruplarından mübadil, mübadil çocuk ve torunlarını düzenledikleri faaliyetlerle bir araya getirmişlerdir. Dernek ve vakıfların faaliyetleri henüz genel olarak şehir ölçeğinde kalmakla beraber köylere de promosyonları devam etmektedir.
Genel amaçları genç kuşak mübadillerin geçmişle olan bağlarını korumak, kimlik ve kültürlerinin devamını sağlamak, bilgilerini genişletmek ve paylaşmak ve mübadil ağı yaratmak olan bu dernek ve vakıfların kuruluşlarının çok geç bir tarihe rastlamasından dolayı faaliyetlerinde birinci kuşakların katılımı yok denecek kadar az olmuştur.
Dernek ve vakıflar konusunda, Lozan Mübadilleri Vakfı ve Derneği, gerek ilk gerçekleştirilen mübadil örgütlenmesi, gerekse en kapsamlı çalışmalar yapan vakıf ve dernek olması açısından örnek gösterilebilir. Vakfın kuruluş amacı, vakfın internet sitesinde aşağıdaki şekilde belirtilmektedir (http://www.lozanmubadilleri.org.tr/hakkimizda. Erişim tarihi: 22.03.2012):

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ VE GÜNÜMÜZDE MÜBADİL KİMLİK VE KÜLTÜRLERİNİN YAŞATILMASI Gökçe BAYINDIR GOULARAS

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ağu 2021, 20:37

Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti ile Yunan hükümeti arasında 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan şehrinde imzalanan “Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi” kapsamına giren mübadillerin;
Kültür, sanat, folklorik değerlerini korumak, yaşatmak, Yakın tarihimizi ve mübadeleyi bilimsel olarak araştırmak, belgelemek, Mübadillerin geride bıraktıkları insanlık mirası olan kültür varlıklarının korunması
için çaba göstermek,

Türkiye ve Yunanistan halkları arasındaki dostluk, sevgi ve işbirliğini geliştirmek ve barış kültürünün yerleşmesi için çaba göstermek, Mübadiller ve sonraki kuşaklar arasındaki sosyal ve kültürel dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlamaktır.


Yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda vakıf, gerek sözlü gerek yazılı tarih çalışmaları yürütmekte, mübadele arşivi oluşturmak için fotoğraf ve belge toplamaktadır. Ayrıca mübadele öyküleri yarışması düzenlemekte ve mübadil iskan yerleri, mübadil hafızaları ve mübadele tarihi ile ilgili bir çok bilimsel yayın hazırlamaktadır.
Mübadillerin kültür, sanat, folklorik değerlerini korumak ve yaşatmak adına yapılan çalışmalara örnek 2010 yılında Çatalca’da açılan Mübadele Müzesi, 2005 yılından beri çalışmalarını bir çok konserle sürdüren Mübadil Korusu ile mübadil mutfak, müzik ve dans kültürleri üzerine yapılan araştırmalar gösterilebilir.
Lozan Mübadilleri Vakfı her sene tematik mübadil buluşmaları ve yemekli mübadil geceleri düzenlemektedir. Mübadiller ve sonraki kuşaklar arasındaki sosyal ve kültürel dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar arasında olan bu organizasyonların en önemlileri, her sene mübadele sözleşmesinin yıl dönümü olan 30 Ocak’ta mübadilleri anma adına düzenlenen yemekli toplantılardır. Bu toplantılarda, onur konukları olarak kabul edilen birinci kuşak mübadillere plaket ve hediyeler verilmekte, mübadil korosu mübadil şarkılarını seslendirmektedir.
Türkiye ve Yunanistan halkları arasındaki dostluk, sevgi ve işbirliğini geliştirmek ve barış kültürünün yerleşmesi için çaba göstermek amacıyla vakıf, Yunanistan’daki mübadil dernek ve vakıflarıyla özellikle de kültürel mirasın korunması adına ortak projeler gerçekleştirmektedir. Bunun yanı sıra mübadelede kaybolan kişilerin bigilerini paylaşmakta, Türkiye’den Yunanistan’a her sene birçok kez “doğulan toprakları ziyaret” isimli mübadil buluşmaları düzenlemekte, Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen mübadil, mübadil çocukları ile

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 19 misafir