Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Girit Konulu Dergiler
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Eki 2020, 18:07

Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun
Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler

Kemal Arı



1.0. Giriş
30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan Türk-Rum Nüfus Mübadelesi protokolü uyarınca mübadele işleri oluşturulacak Muhtelit Mübadele Komisyonları tarafından yürütülecekti. Bu kurul hem Tür- kiye’de Ankara’da hem de Yunanistan’da Atina’da görev yapacak ve yine bu kurula bağlı olarak görev yapan ara komisyonlar ile mübadillerin genel sorunlarının tespiti ve çözümü için çaba harcanacaktı. Terk edilen mal kayıtlarının yapılması da bu komisyonun ve ona bağlı olarak çalışacak ara komisyonların göreviydi. Komisyonun çalışmalarını belirleyecek yetki, görev ve sorumluluklar, mübadele protokolünün belirlediği kurallar içinde belirlenmeliydi. Bu ko- misyonun Birinci Dünya Savaşı’na katılmamış ülkelerden seçilen üç bağımsız üyesinin yanında bir Türk bir de Yunan üyesi bulunu- yordu. İşte komisyon başkanlığı bu tarafsız üyeler tarafından yerine getirilecek, ara komisyonlar da aynı kurallara göre oluşturulacaktı. Muhtelit Mübadele Komisyonu’na Türkiye adına görevlendirilen kişi, İzmir Mebusu Tevfik Rüştü Bey’di. Kurul dönemin başvekili Ali Fethi Okyar tarafından bir tezkereyle meclise önerilmiş ve meclis önerilen kişileri seçerek yetkilendirmişti1.

2.1. Atina’daki Çalışmalar ve Eleştiriler
Tevfik Rüştü Bey başkanlığında oluşturulan kurul, mübadele başlamadan önce karma kurula katılmak üzere, 1923 yılının Ekim ayının ilk haftası içinde Atina’ya gitmişti. Atina’da bir otele yerleşti. Atina’da Türkiye dışından gelen öteki heyet üyeleriyle de temas kurularak, ilk toplantı 13 Ekim 1923’te gerçekleşirdi. Bu süreç içinde Selanik, Kavala, Drama, Hanya ve Kandiye’de birer ara komisyon da oluşturulmuş ve bu komisyonlar çalışmalarına başlamışlardı2.
Karma Komisyonun Yunanistan’da toplanması hem mübadele edilmeyi bekleyen Türker, hem de onların sesi olan Türk basını ta- rafından hiç de hoş karşılanmayarak çok ciddi bir rahatsızlık ve eleştiri konusu oldu. Yapılan yorumlarda karma komisyonun toplantı yeri için Yunanistan’ın başkenti Atina’nın seçilmesi, komisyon üyelerinin rahata olan düşkünlükleri olarak görülüyordu3. Örneğin İz- mir gazetelerinden Ahenk, kurulun Atina’da toplanmasının nedenini, Yunan baskısı altında ezilen Türkler’in iniltilerinden kulakları tıkayarak kaçmak olarak yorumlamaktaydı. Makedonyalı bir grup Türk, bu konuda duydukları rahatsızlığı bir mektup yazarak, Başvekil İsmet Paşa’ya çektikleri telgrafla ilettiler4. Bu mektupla ilgili bilgiler, Ankara’dan Tevfik Rüştü Bey’e ulaştırıldı. O da bunun üzerine bir açıklama yapmak zorunda kalarak, komisyonun Atina’da toplanmasının gerekçelerini açıklamıştı5. Tevfik Rüştü Bey’e göre, komisyonun Atina’da toplanmış olması bir zorunluluktu. Atina’nın toplantı yeri olarak seçilmesinin en önemli nedeni, Yunan Hükümeti ile hızlı bir şekilde iletişim ve ilişki kurma zorunluluğuydu6. Ancak eleştiriler durmadı. Kimi yorumlarda toplantı yerinin Atina olması nedeniyle, bu iş, “Yunan Hükûmeti yararına tatbikata meydan vermiş ve boyun eğmiştir” diye eleştirilmişti7. Örneğin Müstakil Gazete’de yine sonraları çıkan bir eleştiride; sırf bu boyun eğme nedeniyle gerektiği gibi yapılamadığı anlatılmıştı. Tevfik Rüştü Bey ise bu eleştiriye yanıt vermiş ve: “Yunanistan’a gittiğimiz vakit, mukavelenameyi doğrudan ölü bulduk. Karşımızda bir ihtilal idaresi vardı”8 biçiminde bir görüşe sığınmıştı. Konu üzerine görüş belirten İsmet Paşa ise, Atina’da toplanılmasının o kadar önemli olmadığını açıklamaktaydı.





Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ens-
titüsü (kemal.ari@deu.edu.tr)

1 TBMM Zabıt Ceridesi,Devre.II, İçtimaa.1, C.I, Ankara, 1961, s.311; ayrıca
bkz. Tevfik Rüştü Aras, Görüşlerim, İstanbul, 1968, s. 186.

2 Tevfik Rüştü Bey’in açıklaması: Hâkimiyet-i Milliye, 23 Teşrinisani 1923.
3 Hâkimiyet-i Milliye, 11 Teşrinievvel 1923.
4 Ahenk, 7 Teşrinievvel 1923.
5 Hâkimiyet-i Milliye, 23 Teşrinisani 1923.
6 Hâkimiyet-i Milliye, 10 Kânunusani 1924
7 Ömer Dürrü Tesal, “Türk-Yunan İlişkilerinin Geçmişinden Bir Örnek: Azın-
lıkların Mübadelesi”, Tarih Ve Toplum, IX/53 (Mayıs 1988), s. 308 (52);
8 Hâkimiyet-i Milliye, 25,28 Mayıs 1924 yine bkz. T.R. Aras, a.g.e., ss. 185-
186; yine aynı tür eleştirilere yanıtı: Hâkimiyet-i Milliye, 23 Teşrinisani 1923.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Eki 2020, 18:21

Ona göre komisyon olumlu ve iyi niyetli bazı kararlar almıştı; ama ne var ki buna karşın mezalim devam etmekteydi9.
O zamanlarda mübadelenin uygulanmasına henüz başlanamamıştı. Bunun en temel nedeni her iki tarafın da savaşın hemen ardından karşı karşıya kaldıkları yoğun göç olaylarının yarattığı toplumsal, ekonomik, siyasal ve gündelik yaşama ilişin zorluklardı. Türkiye bir nüfus boşalması yaşamış, Yunanistan ise yoğun biçimde Anadolu’dan ve Trakya’dan gelmiş olan Ortodoksları kabul etmek durumunda kalmıştı. Bir ülkeden bir milyon nüfus, daha mübadele uygulanmadan kuralsız biçimde karşı tarafa göç etmişken ve o ülke bu göç etmenin neden olduğu ekonomik ve toplumsal boşluğun yarattığı güçlüklerle karşı karşıya iken; öteki ülke, karşı taraftan yığınlarla gelen bir milyon göçmenin neden olduğu yığılma sorunlarıyla uğraşıyordu. Öte yandan, her iki tarafta da oransal olarak önemli fark olmasına karşın, karşı tarafta hala mübadele uyarınca göç ettirilmeyi bekleyen yoğun nüfus grupları vardı. Bunlar için gönderilecek gemilerin hazırlanması, eksikse yeni gemilerin alınması; öte yandan indirme iskelelerinin belirlenmesi, geldikleri zaman da sağlık, barınma, mal dağıtımı ve yerleştikleri topraklarda üretici duruma getirilmeleri hala önlerinde dev sorunlar olarak duruyordu. Öte yandan, Yunanistan’da bekleyen Türkler için başka bir zorluk vardı: Yüz binin üzerinde aile, evlerinden Yunanistan’daki değişik gruplar tarafından atılmışlar ve bir kışı dağınık, aç, susuz ve hasta bir durumda sokakta geçirmişlerdi. Şimdi Ekim ayı geldiğine ve 1923 yılının 1924’e bağlanan zaman diliminde, yeni bir kışa doğru gittiğine göre, karşı karşıya bulunulan zorluklar gerçekten dehşetliydi.
Mübadele sözleşmesinin imzalanmasından o güne, on aya yakın bir zamanın geçmesi, doğal olarak göç etmeyi bekleyen mübadilleri çok zor duruma düşürmüştü. O tarihlerde Yunanistan’ın liman kentlerinde öbek öbek Türkler toplanmış; karşılaştıkları baskı ve zorlamalardan kurtulmak için bir gemi bularak, canlarını Türkiye’ye atma telaşına düşmüşlerdi. Özellikle Selanik limanı kaynaşıyordu. Derme çatma çadırlarda, yağmur ve soğuk altında titreşen göçmenler, her türlü beslenme, barınma ve sağlık olanaklarından uzak bir durumda bulunuyorlardı. Yunanistan’ın içinde bulunduğu durum, yukarıda anlatıldığı gibi, tahmin edilemeyecek kadar güçtü. Üstelik bu güçlükler daha da artmaktaydı. Salgın hastalık riski vardı. Yunan fanatizmi akıl almaz düzeylere varmış; Türklere dönük katliam olayları sık sık görülür olmuştu. Böyle bir anda, bu toplantının yapılması önemliydi.


9 Hakimiyet-i Milliye, 23 Teşrinisani 1923;
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Eki 2020, 18:29

2.2. Türk Kurulunun Önerileri

Komisyon’un en çok üzerinde durduğu konu, Selanik etrafından gelen göçmenlerin, iskeleler yakınındaki derme çatma çadırlar için- deki perişan durumuydu. Bu çadırların büyük kısmını mübadiller kendi olanaklarıyla kurmuşlardı. Çevrede basit insani olanaklara dahi ulaşma güçlüğü bulunuyordu. Üstelik ortam, göçmenlerin her an aleyhine işleyecek zorlukları da kendi yapısında taşıyordu. Bu soruna ivedi çözüm bulmak, dertlerine derman olmak gerekiyordu. Kıyı kentlerine yığılanlar büyük kalabalıklar oluşturuyorlar ve Tür- kiye’ye gelmek için can atıyorlardı. Açlık dayanılmaz düzeydeydi. Sağlık sorunları ürkütücüydü. Tevfik Rüştü Bey, Karma Heyet’e, Türkiye’den Hilal-i Ahmer’den heyetler getirilmesinin sağlanma- sını istedi10. Burada sözü edilen, adına “İmdad-ı Sıhhi” denilen sağ- lık kurullarıydı. Sonradan Yunanistan’da sağlık hizmeti verecek olan ve birçok saldırılara da uğrayan kurullar henüz göreve başla- mamıştı. Bunun gerçekleşebilmesi için Yunan Hükümeti’nin onayı gerekiyordu ve bu isteğin karşılanması da ya iki hükümet arasında yapılacak müzakerelere ya da karma hükümetin yapacağı başvuruya bağlıydı. Bu açıdan kurulun vereceği karar çok önemliydi. Tevfik Rüştü Bey, Karma komisyonun devreye girmesi durumunda sorunun aşılabileceğini ve Türkiye’den sağlık kurullarının gelebileceğini düşünmekteydi. O, Kurul üyelerine yollara düşen ve kötü görüntüler veren Müslümanların durumunu ayrıntılı biçimde anlattı. O zamana dek herhangi bir güvenlik ya da sağlık önlemi yoktu. Göç- menler bu tür sorunları varsa, bunları çözümlemeleri olanaksız olan koşulların içinde boğuluyorlardı. Türkiye’den, Hilal-i Ahmer’e bağlı heyetler getirildiğinde, bu sefil duruma düşmüş insanlara sağlık, gıda ve barınma yardımı yapılabilirdi.
Durumun zorluklarını ve ne denli ivedi olduğunu gören Karma Kurul, Tevfik Rüştü Bey’in anlattıklarını ve önerisini ilgiyle dinledi.


10 Bu yardımın genel yönleriyle ilgili bkz. İbrahim Erdal, “Türk Yunan Nüfus Değişiminde Türk Mübadillere Yapılan Yardım Faaliyetleri”, Ankara Üni- versitesi, Tarih Araştırmaları Dergisi, XXV/40 (2006), s. 203-214; ayrıca bkz. Mesut Çapa, “Lozan'da Öngörülen Türk Ahali Mübadelesinin Uygulanmasında Türkiye Kızılay (Hilal-i Ahmer) Cemiyetinin Katkıları”, Atatürk Yolu, I/2 (Kasım 1988), s. 243-244.


Ardından da öneriyi kabul etti ve bu konuda bir açıklama da yaptı. Buna göre karma kurul, Türkiye’den sağlık kurulu getirilmesi için Yunan Hükümeti nezdinde girişimde bulunacaktı. Ancak kurul, başka bir öneride daha bulundu. Bu zamana değin, Samsun’dan ayrılamamış Rumların da içinde bulundukları koşullar ağırdı. Bu konuda da Türk hükümeti adım atmalı ve bölgeye bir sağlık kurulunun gönderilmesini kabul etmeliydi. Pekâlâ bunu yine Türkiye Hilal-i Ahmeri yapabilirdi. O insanların durumunun kötü olduğuna ilişkin türlü haberler geliyor, yakınmalar oluyordu. Kış koşullarının artık uç vermek üzere olduğu böyle bir dönemde, o insanların da sağlık sorunları ortaya çıkıyordu ve bunlar yakın bir zamanda daha da artacaktı. Bu durumda kurul, Türk kurul üyelerine; Yunanistan Türkleri için Türkiye’den yardım göndermeyi öneren Türk heyete, Türklerin kendi ülkelerindeki Rumların sağlık durumlarıyla da ilgilenmesini koşul olarak sundu.
Ancak bu karşı öneriye Türk kurul, oldukça çekinceli baktı. Türkiye’nin kendi olanaklarıyla kendi soydaşlarının içine düştükleri duruma katkıda bulunmak, onlara el atmak ve yardım etmek, en doğal hakkıydı. Bu insanlar o gün Yunan tebaası görünebilirlerdi; ama anlaşma gereği, Türkiye topraklarına ayak bastıkları anda, Türk yurt- taşı olacaklardı. Türkiye’nin kendi soydaşlarıyla ilgilenme zorunluluğu, en azından bu bağlar açısından bakılınca pek doğaldı. Bu konuda adım atacakken, kimi zorlukları göğüsleyeceği de görülebilirdi. Ancak Türkiye nasıl kendi soydaşlarıyla ilgilenme gereksinimi duyuyorsa, Yunanistan da o an için Türkiye’de bulunan ancak gelecekte kendi yurttaşı olacak insanların sorunlarıyla ilgilenebilirdi. Türkiye gelecekteki kendi yurttaşları ve soydaşları çok daha kötü durumlarda ve baskılar altındayken, olanaklarını Türkiye’deki Ortodoksların durumunu düzeltme yolunda kullanamazdı. Türk kurul üyelerinin dile getirdiğine göre; kaldı ki, onların bu kötü duruma düşmesine neden olan şey, Yunanistan’ın ilgisiz, gevşek, hatta tecavüzkâr politikasıydı. Bu durum karşısında Türkiye’nin, öneriyi olumlu görmesi olanaksızdı. Tevfik Rüştü Bey bu yaklaşımı bir çifte standart olarak görüyor ve Türk isteklerine karşı geliştirilen bu tezi ret ediyordu.
Tevfik Rüştü Bey, Türkiye’den gelecek kurulların Yunanistan’da bulunan soydaşlarıyla ilgilenmek durumunda olduğu temel dayanak olarak kabul edildiğine göre, Türkiye’nin dışından gelecek kurullar da Türkiye’de ve sözü edilen Samsun’da bulunan Ortodokslarla ilgilenmeliydi. Bu noktada O, Amerikan Yardım Heyeti’nin adını söylüyor; Yunanistan ve Türkiye’deki Rumlarla ta Kurtuluş Savaşı yıllarından bu yana ilgilenen bu kurulun, bu aşamada da aynı kişilerle ilgilenebileceğini anımsatıyordu11.

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Eki 2020, 18:39

Bu açıklamalar karşısında, Karma Komisyon tarafından, Tevfik Rüştü Bey’in yaklaşımı ve savunması olumlu görüldü ve önerisi kabul edildi. Başta Amerikan Yardım Kurulu olmak üzere, bir takım uluslararası yardım kuruluşlarının devreye girmesine olumlu bakılarak sorun bu genel çerçevede biçimlendirildi12.
Bu konu, Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun içinde yer alan Türk kurul üyelerinin, diplomasi alanındaki bir başarısı olarak görülebilir. Tevfik Rüştü Bey, zaten dış ilişkilerde son derece deneyim sahibi ve donanımlı bir kişiliğe sahip olduğu için, Lozan Antlaşması’nın hemen ardından gerçekleşen bu toplantıda Türk tezini büyük bir başarıyla savundu. Ardından da bütün bu gelişmeleri, öne sunulan tezleri ve karşı görüşleri anlatan kapsamlı raporlar yazarak, Türk Hükümeti’ni ve Hilali Ahmer Genel Merkezi’ni bilgilendirdi. Bu arada hükümetten de bir istekte bulunarak, Yunanistan’da görev yapmak için hazırlanmış beş altı adet imdadı sıhhi kurulunun ivedi olarak Yunanistan’a gönderilmesini önerdi. Örneğin Türkiye’de herhangi bir salgın hastalığın yayılmasında taşıyıcı olmalarının önüne geçmek ya da bir takım virüslere karşı vücut dirençlerini artırmak üzere bu insanlar gelecek kurul içinde yer alacak sağlık uzmanları tarafından aşılanmalıydı. Yakında gemilerin Yunanistan’a gelmesi ve Türk göçmenlerini Türkiye’ye taşıması bekleniyordu. Komisyon toplantısında göçmenlerin yardıma muhtaç olanlarının taşıma ücretlerinin hükümetlere ait olduğu, diğerlerinin kendi ücretlerini ödeyebilecekleri kararlaştırılmıştı. Türk hükümetinin de isteği bu doğrultudaydı. Kurulun düşündüğü ile Türk hükümetinin düşünceleri arasında bu konuda bir çelişki görünmüyordu. Ancak yine de gerçekler, düşünülen şeyleri karşılamaya uygun değildi. Göçmenlerin genelinin yardıma gereksinimi vardı ve kendi taşıma ücretlerini kendileri ödeyemeyecek kadar yoksul bulunuyorlardı13.
Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Yunanistan’daki çalışmaları sırasında mübadele işlerinin bir düzene konulması için önemli çalışmalar gerçekleştirildi.


11 Metin Ayışığı, Kurtuluş Savaşı Sırasında Türkiye’ye Gelen Amerikan Heyet-
leri, Türk Tarih Kurum yay., Ankara, 2004, s.261-274.
12 Tevfik Rüştü Bey’in Heyet-i Vekile Riyasetine yazısı: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi A, 030-10, 123-874-10; Kızılay Tarafından kurulan sağlık kurullarını gösteren bir harita için bkz. Türkiye Hilal-i Ahmer Mecmuası, (15 Haziran 1923, s.322.
13 BCA, 030-10, 123-874-10.

Türk kurul, Türkler’in sorunlarının çözümü için yoğun çaba harcadı. Tevfik Rüştü Bey, sürekli olarak Tür- kiye’ye raporlar yazdı, mektuplar gönderdi ve Yunanistan’da mübadele işleriyle ilgili konular hakkında bilgiler verdi. Bu mektuplarının birinde, yoksul ve perişan duruma düşmüş olan göçmenlerin, Türkiye’ye taşınabilmesi için 12 geminin bu işe ayrılmasını önerdi14. Kurum gelen raporu ve mektubu değerlendirdi. Konuyu kendisine bağlı vapur kumpanyalarının eşgüdümünden sorumlu olan İstanbul Liman İdaresi’ne de bildirdi. Bu kurumun ön ayak olmasıyla, sözleşmeyi imzalayan gemi şirketleri, mübadele için bir kerede toplam
15.000 göçmen taşıyabilecek kapasitede 12 gemiyi hazırladılar15. Gemiler verilecek bir emirle her an yola çıkmak üzere talimat bekliyorlardı. Yunanistan’da toplanmış Türk mübadiller arasında huzursuzluğun ve yakınmaların gittikçe arttığını gören Muhtelit komisyon, başka toplantılar da yaptı. Bu toplantıların birinde Türkiye’den gemilerin gelmesiyle, göçmenlerin gemilere hangi sırayla bindirileceğine ilişkin strateji belirlendi. Tevfik Rüştü Bey'in isteği ve önerisi üzerine, ilk önce sahillerde yığılan göçmenler gemilere bindirileceklerdi. Bekleşen bu insanların gemilerle taşınmasından sonra, uzak yerlerden aşama aşama göçmenler kıyı kentlerine getirilecek; böylece halka gittikçe daraltılacaktı. İlk öneri bu olmasına karşın buna uyulmasının zorluğu derhal anlaşıldı. Kitleler kendiliklerinden ayaklanmış ve yollara dökülmüşlerdi. Bu durumda yapılacak şey, kendiliğinden gelen insanlardan başlanmak üzere, yakın bölgelerden uzak bölgelere doğru açılacak bir strateji oluşturmaktı. Ancak, soğuk altında titreşerek bekleşen limanlara yığılmış insanlar ivedi olarak Türkiye’ye taşınmalıydılar. Bahar ve yaz aylarına doğru da evinde-ocağında bekleşen mübadele Türklerinin Türkiye’ye taşınmaları uygundu. Bu toplantıda, 1923 yılı sonuna kadar yalnızca Selanik'ten 50.000 göçmenin taşınabileceği hesaplanmıştı. Yine komisyon bir ara kurul oluşturdu. Bu kurul taşıma işinde yakın yerlerde bulunan göçmenleri kıyılara aktarmanın kolaylığını algılamıştı; ancak iç bölgelerden kıyılara aktarılacak göçmenler için sorunlar vardı. Kış ortasında uzak yerlerden getirilecek bu insanların hangi araçlarla taşınacağı önemli bir sorundu. Bunun yanı sıra, göç- menlerden artakalan taşınmaz malların da hangi ilkeler içinde hesaplanacağı bu kurul tarafından saptanacaktı. Taşıma ücreti genel çerçevede göçmenlere aitti. Bu temel ilke gibi görünüyordu. Ancak, yoksul olan göçmenler için de “bir hal çaresi” düşünülmesi kararlaştırıldı. Bu toplantının sonunda, mübadeleye "resmen" 10 Kasım 1923 tarihinde başlanacağı belirtildi16.


14 İkdam, 18 Teşrinievvel 1924; ayrıca, Nedim İpek, Mübadele ve Samsun, TTK
yay., Ankara, 2000, s.46.
15 İkdam, 18 Teşrinievvel 1924; ayrıca, Nedim İpek, a.g.e., s.46.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Eki 2020, 18:43

3.0. Sonuç
Yunanistan’da Atina’da görevine başlayan Muhtelit Mübadele komisyonunun çalışmaları mübadele sürecinin belirlenmesinde son derece etkili olmuştur. Türlü eleştirilere karşın, karma komisyonda görev yapan Tevfik Rüştü Bey başkanlığındaki kurul, oldukça önemli başarılara imza atmıştı. Yunanistan hem Türkiye’yi zor du- rumda bırakmak ve hem de süreçten bir biçimde karlı çıkmak için, elini taşın altına koymamak adına, mübadeleyi yavaşlatmak gibi bir tutum izlemiştir. Yunanistan, bu sürecin hızlanması için bir çaba göstermemiş; işi ağırdan almış, kimi zorluklar da çıkarmıştı. Yunanistan’ın süreci ağırdan alarak, zaman kazanmaya çalıştığı çok belliydi17. Ancak bütün bunlar bir yere kadar etkili olabilirdi. Sonunda Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun ve ona bağlı ara kuruların gözetiminde Yunanistan’dan Türkiye’ye göçmen getirilmesine başlandı. Bu sürecin sonunda 500.000’e yakın göçmen Türkiye’ye getirildi ve yerleştirildi. 1.200.000 Ortodoks Rum’un da Yunanistan’a götürülmesi tamamlanarak, sürecin göçmen taşıma aşamaları tamamlanmış oldu.


16 Hâkimiyet-i Milliye. 16 Teşrinievvel 1923
17 Hâkimiyet-i Milliye, 18 Teşrinisani 1923.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Atina’daki İlk Toplantısı ve Eleştiriler Kemal Arı

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 18 Eki 2020, 15:11


MÜBADELE GÖÇMENLERİ
VE BURSA












EDİTÖR:
Dr. Hacer Karabağ


Yayın Kurulu:
Prof.Dr. Yusuf Oğuzoğlu
Prof.Dr. Kemal Arı
Prof.Dr. Barış Özdal
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 14 misafir