MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Girit Konulu Dergiler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:33

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi:

AAM Derg., 2019 ; 35 (1) : 99 : 95-140

Makalenin Geliş ve Kabul Tarihleri : 29.08.2018-10.12.2018




MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE:

LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR*

RESUL BABAOĞLU
*




ÖZ

Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonlanmasının ardından, dönemin siyasi aktörleri, bir an önce, yeni bir devletin temellerini atmak istemişlerdir. Savaş haline son ver-mek için toplanan Lozan Konferansı, var olan sorunların çözülmesi için bir fırsat olarak görülmüştür. Zira İstanbul’un tahliye edilmesi ve savaş sonrası duruma geçilip devletler arasındaki sorunların kalıcı bir şekilde çözülebilmesi için Lozan Konferansı büyük önem taşımaktaydı. Lozan Konferansı’nda yürütülen müzakerelerin bir boyutu da son yüzyılda Avrupalı devletler karşısında bir varlık gösteremeyen Osmanlı diplo-masisinden farklılaşmak isteyen Anadolu Hareketinin Lozan müzakerelerinde karşı-laştığı içinden çıkılmaz güçlüklerdi. Bu çalışma kapsamında Türk delegasyon heyeti-nin Lozan Konferansı’nda içine girdiği diplomasi mücadelesinde yaşadığı çıkmazlar ve geliştirdiği çözüm yöntemleri üzerinde durularak birincil kaynaklar ışığında Yeni Türkiye Devleti’nin diplomatik temellerinin aydınlatılmasına katkı sunulmaya çalışılacaktır.


Anahtar Kelimeler: Lozan Konferansı, İsmet Paşa, diplomasi, savaş, TBMM.












* Bu çalışma, 2013 yılında İnönü Vakfı ve Çankaya Belediyesinin ortaklaşa düzenlemiş oldukları “90. Yılında Lozan” konulu makale yarışmasında üçüncülük ödülü kazanmış olan makalenin gözden geçirilmiş halidir.
** Dr. Öğr. Üyesi, Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, babaogluresul@ hotmail.com
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:34

FROM BATTLESHIP TO DIPLOMACY:

THE DIFFICULTIES THAT TURKISH COMMITTEE OF DELEGATION FACED AT THE LAUSANNE CONFERENCE

ABSTRACT

After the successful conclusion of the War of Independence, the political actors of the period wanted to lay the foundations of a new state as soon as possible. The La-usanne Conference, which was convened to end the war, was seen as an opportunity to resolve existing problems. Because the Lausanne Conference was very important for the evacuation of Istanbul and for the post-war situation to resolve the problems between the states permanently. One dimension of the negotiations carried out in the Lausanne Conference was the incomprehensible challenges to meet in the Lausanne negotiations of the Anatolian Movement, which wanted to differentiate from the Otto-man diplomacy, which did not have a presence in the last century against the Europe-an states. Within the scope of this study, it will be tried to contribute to elucidate the diplomatic basics of new Turkey in the light of primary sources by emphasizing the diplomatic stalemate dilemmas experienced by the Turkish delegation in the Lausan-ne Conference and the solution methods developed by them.

Keywords: Lausanne Conference, İsmet Pasha, diplomacy, war, TGNA.





























Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:36

GİRİŞ


97


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında savaşlar ve ihtilal olarak adlandırılabilecek birtakım tarihi gelişmenin yanında, diplomasi girişimlerinin de önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Bu çerçevede, Lozan Konferansı’nın taşıdığı önemi belirtmeden önce, yeni Türkiye Devleti’nin diplomatik ilişkilerinin tarihsel geçmişine kısaca yer vermek faydalı olacaktır.

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının hemen ardından Anadolu’yu nüfuz bölgelerine ayırıp fiili işgallere girişen İtilaf güçlerine karşı Büyük Millet Meclisi merkezinde birleşen Milli Mücadele Hareketi bir taraftan askeri önlemler alırken diğer yandan da dış siyaset yoluyla destek arayışına girmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda karargâh olarak kullanılan Ankara Ziraat Mektebi’nin bir odasında dış servis kurularak bir müsteşar ve bir siyasi danışmanın görevlen-dirilmesi bu bakımdan önemli bir ayrıntıdır1.

Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlandırılması için etkili bir siyaset yü-rüten TBMM Hükümeti, Sovyet Rusya başta olmak üzere Fransa ve İtalya ile çeşitli temaslarda bulunmuştur2. Dış yardımlar ve düşmanlığı sona erdirmek için giriştiği müzakerelerle TBMM yurtdışında tanınmaya başlamıştır. Denilebilir ki, yetersiz bir hariciye kadrosu ve kısıtlı haberleşme imkânlarına rağmen, Mustafa Kemal liderliğindeki Anadolu Hareketi askeri alanda olduğu gibi diplomaside de önemli bir başarı elde etmiştir. Bu dönemde başlatılan siyasi temaslarla kurtuluş mücadelesinin haklılığı dış dünyaya anlatılmaya çalışılarak Misak-ı Milli’de yer alan şartlar, mümkün olan her türlü yolla ortaya konmuştur.

Ankara Hükümeti’nin dış siyaset yoluyla kurduğu ilk ilişkiler Sovyet Rusya ile olmuştur. Mustafa Kemal’in Sovyet diplomat Çiçerin’e dostluk ifadeleri içeren mesajının ardından yapılan hazırlıklar sonucunda Hariciye Vekili Bekir Sami Bey’in başkanlık ettiği bir heyet, Mayıs 1920’de Moskova’ya gönderilmiştir.3 Anadolu’da devam etmekte olan bağımsızlık savaşını sürdürmede cid-di güçlükler yaşayan Ankara Hükümeti böylelikle aradığı dış yardıma ulaşma noktasında önemli bir adım atmıştır. Bu temaslar sonucunda elde edilen avan-



1 Salahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika II, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1991, s.4.

2 Kurtuluş Savaşı yıllarında izlenen dış siyaset ile ilgili bk. Yusuf Hikmet Bayur, Yeni Türk Devleti’nin Dış Siyasası, TTK, Ankara, 1995, s.63-117.

3 Roderic H. Davison, “Mondros’tan Lozan’a Kadar Türk Siyaseti” (Çev. Mine Erol), DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, 1981-1982, C XXIV, S 25, s. 81-112.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:36

taj, 16 Mart 1921 tarihinde Sovyet Rusya ile imzalanan Türk-Sovyet Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması ile diplomatik bir kazanıma dönüşmüştür4.

Yunan ordusuna karşı Batı cephesinde şiddetli çarpışmalar devam ederken, Batılı devletlerle temas kurmaya çalışan Ankara Hükümeti, İngilizlerle arası açık olan Fransızlar ile kendi koşulları üzerinde bir antlaşma yapmayı başarmıştır5. Lozan Konferansı’nda da Türk ve Fransız delegelerin hükümle-ri üzerinde uzlaşmaya varacakları 20 Ekim 1921 tarihli Ankara İtilafnamesi ’nin, imzalandığı tarihlerdeki ağır siyasal koşullar düşünüldüğünde TBMM Hükümetinin dış politikadaki hareket alanını genişlettiği söylenebilir. Fran-sa ise uzun süren savaşların Fransız kamuoyunda yarattığı tepkiyi önlemek amacıyla zamanında yaptığı bir anlaşmayla doğuda barışı sağlayarak savaştan çekilmiş, ayrıca bu yolla hem kamuoyundan gelen baskıları ortadan kaldırılmış, hem de İngiliz politikasına hizmet etmek durumundan kurtulmuştur6. Anadolu’daki ulusalcı güçlerin İtalya ve Fransa dışındaki diplomatik temas-larının diğer bir adresi de Londra idi. Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey’in (Tengirşenk) Paris ve Londra gibi başkentlerde TBMM adına barış için uzlaş-ma zemini arayışında her ne kadar bir sonuç elde edilemediyse de bu girişim, Anadolu Hareketinin barış konusundaki istek ve iradesini ortaya koymuştur7.

Kurtuluş Savaşı devam ederken Fransa ile geliştirilen olumlu ilişkilerin önemli bir sonucu olarak, Anadolu’daki İtalyan güçleri de Ankara Hükümeti ile barışçıl ilişkiler yürütmeye çalışmıştır. İtalyan kuvvetleri işgal bölgelerini boşalttıktan sonra, Ankara Hükümetine silah ve malzeme yardımında bulun-




4 Söz konusu antlaşmanın içeriği için bk. İsmail Soysal, Tarihçeleri ve Açıklamaları İle Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları, C I, TTK, Ankara, 2000, s. 27-29. Sovyet Rusya’nın büyük ölçüde boğazlar konusundaki hassasiyetlerinden kaynaklanan Türkiye ile yakın-laşma siyasetine Lozan Konferansı’nda da rastlamak mümkün olacaktır. Kurtuluş Sava-şı sırasında Sovyet Rusya’nın Ankara Hükümeti’ne gönderdiği silah ve para yardımının miktarı için bk. A. Şemsutdinoz- Y.A. Bagirov, Bir Karagün Dostluğu, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye- Sovyetler Birliği İlişkileri, (Çev. A. Hasanoğlu), Bilim Yayınları, No: 45, İstanbul, s.233-235.

5 Davison, a.g.m., s.98.

6 Bige Yavuz, Kurtuluş Savaşı Döneminde Türk-Fransız İlişkileri, Fransız Arşiv Bel-geleri Açısından, 1919-1922, TTK, Ankara, 1994, s.168.

7 Hakan Uzun, “Sakarya Muharebesi Sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ba-tı’daki Diplomatik Çalışmaları”, 90. Yıldönümünde Sakarya Zaferi ve Haymana, Haz. Hakan Uzun-Necdet Aysal, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara, 2012, ss.295-332.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:37

mayı taahhüt etmiştir8. Ancak, İtalya’nın Anadolu’daki askeri birliklerini geri çekmesiyle başlayan olumlu ilişkiler, İtalya’da faşizme kayan söylemlerle ik-tidara gelen Mussolini’nin 1930’lara doğru yayılmacı bir dış siyaset yürütme-siyle yerini korku ve güvensizlik temelindeki ilişkiye bırakmıştır9.

Nihayet, 1922 yılı itibarıyla Yunan ordusunun Anadolu’da bozguna uğ-ratıldığı sırada Fransa ve İtalya ile sürdürülen diplomatik görüşmeler Çanak-kale Olayında10 Türk tarafının lehine birtakım gelişmeler doğurmuştur11. Öte yandan, İngiltere’nin iç siyasetinde, Yakın Doğu’daki askeri varlığı tartışma konusu olmuş ve bundan dolayı Lloyd George Hükümeti zor günler geçirme-ye başlamıştır. Bununla birlikte, İrlanda, Hindistan ve diğer sömürgelerdeki milliyetçi yönelimler giderek ayrılıkçı bir yapıya bürünmüştür12.

Bu tarihlerde Anadolu’daki silahlı çatışma tehlikesine neden olan ger-ginlik, Mudanya Mütarekesi ’nin 4-11 Ekim 1922 tarihinde imzalanmasıyla yerini yumuşamaya bırakmıştır13. Anadolu’daki savaş durumunu geçici bir süreliğine askıya alacak olan ve çatışan tarafları uzlaştıran Mudanya Gö-




8 Dilek Barlas, “Friends or Foes? Diplomatic Relations Between Turkey and Italy, 1923-1936”, International Journal of Middle East Studies, May 2004, Vol. 36, No.2, pp. 231-252.

9 Mevlüt Çelebi, Milli Mücadele Döneminde Türk İtalyan İlişkileri, Dışişleri Bakanlı-

ğı Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 1999, s. 22. Paris Barış Konferansı’nda elde edemediği birtakım kazanımların peşine düşen İtalya, bu kayıpları Lozan Konferansı’nda elde etmeyi amaç edinmiştir. Maria Antonia Di Casola, “Italy and the Treaty of Lausan-ne of 1923”, The Turkish Yearbook of International Relations, C 23, Ankara, 1993, s.6578.

10 Çanakkale Olayı hakkında ayrıntılı bilgi için bk. David Walder, Çanakkale Olayı, (Çev. M. Ali Kayabal), Milliyet Yay., İstanbul, 1970.

11 Büyük Taarruz neticesinde Batı Anadolu’da mutlak bir hâkimiyet sağlayan Türk ordusu-nun ilerleyişini durdurmak için İngiltere Çanakkale’nin Anadolu topraklarına asker gön-dermiştir. İtalya ve Fransa’nın destek vermemesi üzerine Lloyd George yalnız kalarak ateşkese razı olmuştur. Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali C 2, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2010, s.736. Mudanya Görüşmeleri için bkz. Ali Fuat Türkgeldi, Mondros ve Mudanya Mütarekeleri Tarihi, Ankara, 1948.

12 Alfred L. P. Dennis, “British Foreign Policy and the Dominions’, The American Political Science Review, November 1922, Vol.16, No.4, pp.584-599. Avam Kamarası’nda yapılan eleştirilerde Llyod George için, Yunanistan’ı çılgınca bir serüvene sürüklediği gerekçe-siyle bir kumarbaz benzetmesi yapılıyordu. Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, TTK Yayınlar, Ankara, 2011, s.241.

13 İsmet Giritli, “Mondros’tan Mudanya’ya, Sevres’den Lausanne’a”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1989, S 14, s.277-284.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:38

rüşmeleri, Lozan Konferansı için önemli bir adım olmuştur14. Bununla bir-likte, başta Doğu Trakya ve İstanbul’un kurtarılması olmak üzere, Mondros Mütarekesi’nin yok sayılması, silahlı mücadeleye Türk tarafının lehinde son verilmesi ve Anadolu’nun paylaşılması planlarının rafa kalkması gibi sonuç-larıyla Mudanya Görüşmeleri, ulusal kurtuluş mücadelesinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Batılı devletlerin Sevr Antlaşması kapsamında Anadolu’da kur-maya çalıştıkları dengelerin sağlanması bu gelişmelerden sonra artık çok zor hale gelmiştir.

Lozan Konferansı’na giden süreçte, Avrupalı müttefikler, kapitülas-yonların devamı, Osmanlı Devleti’nin dış borçları, demiryolları ve maden-ler ile ticari imtiyazların devamı konusunda ortak hesaplar içinde olsalar da, Fransa’nın Ruhr bölgesini işgale yeltenmesi, Türkiye’ye karşı kurulması iste-nen Fransız-İngiliz ittifakını zorlaştırmıştır15. Bunun yanı sıra, son zamanlarda Türk- Rus ilişkilerinde görülen olumlu gelişmeler de bölgede kurulmak iste-nen düzeni belirleyici bir etken olarak hesaba katılacaktır. Bu gelişmelerden sonra Ankara Hükümeti, Batılı güçler ve diğer yabancı ülkelere karşı adli ve mali kapitülasyonların kaldırılması, Misak-ı Milli sınırları dâhilindeki Türk hükümranlığının tanınmasının yanında eşit ve bağımsız bir ülke olarak dünya siyasetine entegre olma politikasını kararlılıkla sürdürme noktasında ulusal bir bilinç ortaya koymuştur.

Barış düzeninin tesis edilmesi yolundaki önemli gelişmelerden biri olan Mudanya Mütarekesi, Ankara Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasındaki silahlı mücadeleye son veren askeri nitelikli bir mukavele ve aynı zamanda kalıcı barış için de gerekli bir aşama olmuştur16. Mütarekeden sonra İtilaf Devletleri zaman kaybetmeden kalıcı barışı sağlayacak olan antlaşma için gerekli hazır-lıklara başlamışlardır. Yunanistan’ın Anadolu’daki askeri macerasının başarı-sızlıkla sonuçlanmasının en büyük sonuçlarından biri olan İngiltere’deki hükü-met değişikliği, barışı hızlandıran gelişmelerden biri olmuştur. Llyod George kabinesinin istifasından sonra kurulan Bonar Law kabinesine Dışişleri Bakanı olarak giren Lord Curzon’un ilk işi barış konferansının Kasım ayının 13’ünde Lozan’da toplanmasını Fransa’ya bildirmek olmuştur17. Fakat Ankara’ya he-



14 Arnold J. Toynbee- Kenneth Kirkwood, Turkey, New York, 1927, s.111.

15 A.g.e., s.122.

16 Mustafa Budak, Misak-ı Milli’den Lozan’a, İdealden Gerçeğe Türk Dış Politikası, Küre Yayınları, İstanbul, 2008, s. 283.

17 Lord Curzon’un siyasi yaşamı için bk. Earl of Ronaldshay, The Life of Lord Curzon, London, E. Benn Ltd. 1928.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:39

nüz resmi bir başvuru yapılmadığı ve İngiltere’nin seçim sürecinde olduğu bu sıralarda Lord Curzon’un konferansa katılabilmesi için müttefikler, konferan-sın Avrupa’da toplanmasını isterlerken Ankara Hükümeti ise konferans için İzmir’i tercih etmiştir18. Ankara’nın bu isteğine karşılık İngiltere, Fransa ve İtalya, doğuda barışın sağlanması ve boğazlar idaresinin kurulması için arala-rında anlaştıklarını bildirmişlerdir. Nihayet 28 Ekim 1922 tarihinde müttefik devletlerin baş tercümanları, TBMM Hükümetinin İstanbul temsilcisine sözlü nota tebliğ etmek suretiyle 13 Kasımda Lozan’da toplanacak olan konferansa Ankara Hükümetiyle birlikte Babıali’yi de davet etmişlerdir19.

Türk Delegasyonunun seçimi ve TBMM’de II. Grubun Baskısı

Lozan Konferansı’na gidecek olan heyetin tayin edilmesi kolay olmamış-tır. Her şeyden önce, Türk Tarihinde yeni bir dönemi başlatacak olan bu tarihi buluşmada hazır bulunmak ve sorumluluk almak, başta dönemin başbakanı olan Rauf Orbay olmak üzere Kazım Karabekir ve diğer diplomatların ko-layca reddedecekleri bir paye değildi. Mustafa Kemal, Nutuk adlı eserinde; “Rauf Bey’in başkanlığında bulunacağı heyetin bizim için hayati olan mese-lede muvaffak olacağına emin olamıyordum. Müşavir olarak İsmet Paşa’nın yanına verilmesini teklif etti. Bu teklife karşı fikrimi söylerken İsmet Paşa’dan müşavir olarak edilecek istifade sınırlıdır. İsmet Paşa başkan olursa azami derecede istifade sağlanacağına ben de inanıyorum” şeklindeki ifadeleriyle heyete kimin başkanlık etmesini istediğini açıkça ortaya koymuştur20.


Rauf Orbay’ın anılarında yer verdiği; “Lozan’a gidecek murahhaslar heyetimize benim başkanlık etmemi istiyorlardı. Ben ise karşımıza gelecek olan devletlerin murahhas heyetlerine hariciye vekilleri başkanlık ettiğinden, bizim


18 Ali Naci Karacan, Lozan, Nokta Kitap, İstanbul, 2012, s. 46. İzmir’in altyapı ve haberleş-me alanlarındaki yetersizliği nedeniyle Konferansın Lozan’da toplanması kesinleşmiştir. Çağrı Erhan, “Lozan Barış Konferansı”, Baskın Oran (Edt.), Türk Dış Politikası, Kuru-luşundan Bugüne Olaylar, Belgeler, Yorumlar, C I, İstanbul, İletişim Yayınları, 2002, s. 216.

19 Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, TTK, Ankara, 2000, s.359. İtilaf devletlerinin bu yolla Türk tarafında ikilik çıkarma çabaları, saltanatın kaldırılmasıyla sonuçsuz bırakılmıştır. Bkz. Necdet Aysal, “Atatürk Döneminde İç Po-litika”, Temuçin Faik Ertan (Edt.), Başlangıcından Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2012, s.161.

20 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk C II, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1975, s.287. Musta-fa Kemal’in İsmet İnönü’ye duyduğu güvenin en önemli nedenleri arasında uzun yıllar sü-ren cephedeki dostluk ve sadakatin etkisi bulunuyordu. Bk. Abtülahat Akşin, Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasisi, TTK, Ankara, 1991, s.107.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:40

de aynı şekilde bu işe Hariciye Vekilimiz Yusuf Kemal Bey’i memur etmemizi muvafık buluyordum. Fakat Yusuf Kemal Bey, başkan olarak gittiğim takdir-de bana refakat edebileceğini ileri sürerek bu vazifeyi kabul etmedi. Bunun üzerine ben Mustafa Kemal Paşa’ya İsmet Paşa’yı tavsiye ettim”21 sözleri ise Nutuk’taki ifadelerden tam anlamıyla zıt yöndedir. İsmet Paşa’nın bu konuda-ki düşünceleri, heyette yer alma noktasındaki isteksizliğini ortaya koymuştur: “Sulh konferansı için Lozan’a gidecek heyete ben fazla ilgi göstermiyordum. Hariciye Vekili vardı, hükümet vardı. Ben bir büyük seferden sonra, bir de mütareke ile çok gergin askeri ve siyasi vaziyetlerin içinden geçmiş olarak çok yorgun bir haldeydim. Konferansa gitmek diye bir mesele hiçbir suretle benim zihnimde mevcut değildi. …Karabekir Paşa, Ruslarla Gümrü Muahe-desini yaptığı için, Ruslar Lozan Konferansı’na gittikleri takdirde kendisinin baş murahhas olmasını şart görüyordu.”22 Ali Fuat Cebesoy ise; “Türkiye Büyük Millet Meclisinin ekseriyeti sulh konferansına gidecek heyetimizde baş murahhas olarak İcra Vekilleri Heyeti Reisi Hüseyin Rauf Bey’i görmek isti-yordu” ifadeleriyle konuya bambaşka bir boyut katmıştır23. Görülüyor ki bu değerlendirmeler, delege seçimi konusunda liderler arasında derin bir anlaş-mazlığın var olduğunu göstermektedir.

Belirtmek gerekir ki, Lozan’a gidecek olan heyetin belirlenmesi konu-sundaki tartışmalar büyük ölçüde, TBMM bünyesinde II. Grubu oluşturan milletvekillerinin muhalefetine dayanıyordu24. Bu heyetin Heyet-i Vekile



21 Rauf Orbay, Siyasi Hatıralar, Örgün Yayınevi, İstanbul, 2009, s.540.

22 İsmet İnönü, Hatıralar, Yayına Hazırlayan, Sabahattin Selek, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2009, s.313.

23 Ali Fuat Cebesoy, Siyasi Hatıralar Büyük Zaferden Lozan’a, Lozan’dan Cumhuriyet’e I-II, Temel Yayınları, İstanbul, 2011, s.157. Ancak mecliste yapılan oylamada yüksek bir katılımla yer alması ve İsmet İnönü’nün oybirliğiyle baş delege olarak seçilmesi, Ali Fuat Paşa’nın bu sözlerini tartışılır hale getirmektedir. TBMMZC, D.1, C 24, s.336. Fethi Okyar, İsmet Paşa’nın baş delege olarak seçilmesini, Milli Mücadele liderleri arasındaki ilk bölünmelerin işareti sayarak, Ali Fuat Paşa ile ortak görüşü savunmuştur. Okyar’a göre Rauf Orbay, Hamidiye kahramanı olarak Lozan’a gidecek heyetin başına geçmeyi fazlasıyla hak ettiğini vurgulamıştır. Bk. Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam, (Yay. Haz.) Cemal Kutay, Tercüman Yayınları, İstanbul, 1980, s.331.

Falih Rıfkı Atay ise, Mustafa Kemal’in konferans İzmir dışında toplanması durumunda kendisinin katılamayacağını belirtmesi üzerine Franklin Bouillon’un İsmet Paşa’yı öner-mesinin de bu seçimde etkili olduğunu aktarmıştır. F. Rıfkı Atay, Mustafa Kemal’in Mü-tareke Defteri, Del yayınları, İstanbul, 1955, s.86-87.

24 I. TBMM’de II. Grup olarak bilinen muhalif örgütlenme, Mustafa Kemal Paşa liderliğin-deki Müdafay-ı Hukuk Grubu’na karşı Hüseyin Avni (Ulaş), Selahattin (Köseoğlu), Ali Şükrü Bey, Emin Bey, Necati Bey gibi muhalif simalar tarafından kurulmuştur. Bu grubun


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:41


tarafından mı yoksa TBMM tarafından mı seçileceği konusu 2 Kasım 1922 tarihli gündeme gelmiştir. Heyet-i Vekile Reisi Rauf Bey’in delegeler heyetinin hükümet adına gittiğini açıklamasının üzerine Hakkı Hami (Ulukan), Ziya Hurşit, Salahattin (Köseoğlu), Sırrı (Bellioğlu) ve Hüseyin Avni (Ulaş) gibi İkinci Grup’un ağır topları aksi yönde görüş bildirmişlerdir. Uzun tartışma-ların ardından 67 red ve 8 çekimser oya karşılık 121 oyla delegelerin Heyet-i Vekile tarafından seçilmeleri kabul edilmiştir25.

Son dönem Osmanlı diplomatlarının Avrupalı devletler karşısındaki ezik ve kompleksli tutumlarının Mustafa Kemal’in Lozan görüşmelerini yürütecek olan heyet başkanının belirlenmesi ile ilgili vereceği kararda tayin edici rol oynayan önemli hususlardan biri olduğu söylenebilir. Ona göre, konferansa gidecek olan Türk temsilcilerinin bazı önemli niteliklere sahip olmaları gerekiyordu. Her şeyden önce bu heyet Türkiye’nin iktisadi ve mali bağım-sızlığını gerçekleştirecek güç ve dirayette kimseler olmalıydı26. Osmanlı dip-lomatlarının özellikle dağılma döneminde imza attıkları antlaşmalar ve tabi tutuldukları muameleler askeri zaferlerle bağımsızlığını kazanan bir ulus için kabul edilemezdi27. 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması, böyle bir ant-



kuruluş tarihi ile ilgili farklı veriler olmasına karşın 1921 yılı sonlarına doğru grubun te-mellerinin atıldığı anlaşılmaktadır. Benzer şekilde gruba üye olan mebusların sayısında da kesinlik yoktur. Frederick Frey’in 118, İhsan Güneş’in ise 120 olarak verdiği üye sayısının gittikçe azaldığı ve Ahmet Demirel’in bulgularına göre H. Avni Ulaş ile birlikte bu sayı-nın 66’ya kadar indiği anlaşılmaktadır. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te Muhalefet, İkinci Grup, İletişim Yayınları, İstanbul, 2011, s.117; İh-san Güneş, Birinci TBMM’nin Düşünce Yapısı (1920-1923), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1997, s.180; Rıdvan Akın, TBMM Devleti (920-1923), Birinci Meclis Döneminde Devlet Erkleri ve İdare, İletişim Yayınları, İstanbul, 2001, s.60; Michael M. Finefrock, “The Second Group in the First Turkish Grand National Assambly”, Journal of South and Middle Eastern Studies, Vol. III, No. I, (Fall 1979), pp.3-17; Federick W. Frey, The Turkish Political Elite, The M.I.T. Press, Cambridge&Massachusetts,1956, s.307.

25 Demirel, a.g.e., s.506.

26 Budak, a.g.e., s. 288.

27 Avrupalı devletler, Hasta Adam olarak gördükleri Osmanlı Devleti’ni tam anlamıyla yok sayarak zaman zaman diplomatik nezaketin dışında birtakım davranışlar sergilemişlerdir. Örneğin; Paris Barış Konferansı’ndan sonra Osmanlı Devleti adına karşı bildiri sunmak üzere 17 Haziran 1919’da Paris’e gelerek Onlar Konseyi’nde bir konuşma yapan Damat Ferit’e Fransa Başbakanı Clemenceau: “Okuduğunuz kâğıdı bize bırakınız, siz aşağıda-ki büfeye gidip istirahat ediniz. Bunları biz tetkik ederiz.” Sözleriyle nezaketten uzak tepkisini ortaya koymuştur. Bir devlet adamının bu muameleye tabi tutulması Yeni Türk devletinin dış politikadaki ilkeleriyle örtüşmeyen bir durumdu. Anekdotu aktaran, Budak, a.g.e., s.75.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: MUHAREBEDEN DİPLOMASİYE: LOZAN KONFERANSI’NDA TÜRK DELEGASYON HEYETİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR RESUL BABAOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 17:47

laşmaydı. Batılı devletler, tıpkı Mondros Mütarekesi’nde olduğu gibi Sevr Antlaşması’nda da adeta bir ültimatom şeklinde isteklerini dikte etmiş, Türk tarafı da bu metinleri tartışmasız olarak imzalamıştır28.

İşte bu ortamda, Mustafa Kemal, Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey’den istifa etmesini rica ederek İsmet Paşa’nın Dışişleri Bakanı sıfatıyla konferansa katılmasının önünü açmıştır29. Yusuf Kemal Bey, sağlık sorunları nedeniyle M. Kemal Paşa’ya, Hariciye Vekilliğinden ayrılmak için istifa dilekçesi yolladığını, Paşanın da Bursa’dan bir telgraf ile İsmet Paşa konusunu gündeme getirerek icap edenlerin yapılmasının münasip olacağını yani istifasının kabul edildiğini belirtmiştir30. Yusuf Kemal Bey’in (Tengirşenk) bakanlıktan çekilmesi üzerine 26 Ekim’de TBMM’de İsmet Paşa, Dışişleri Bakanı seçilmiştir. Bakanlar Kurulu 2 Kasım’da Lozan’a gidecek olan heyeti saptayarak TBMM’nin onayına sunmuştur. Buna göre İsmet Paşa baş delege, Sağlık Bakanı Rıza Nur ikinci delege, eski İktisat Bakanı Hasan Saka ise delege seçil-mişlerdir. Ayrıca çok geniş bir danışmanlar grubu oluşturularak teknik konular için hazırlıklı olunmuştur31.

Lozan’a gidecek olan heyet TBMM tarafından onaylandıktan sonra Meclis çatısı altında yapılan müzakerelerde takip edilecek olan siyasetin esası da belirlenmiştir. Genel anlamda Misak-ı Milli belgesi çerçevesinde belirlenen siyaset, Lozan’a gidecek olan Türk heyetine verilen bir talimatla açıkça ortaya konmuştur. Milli Sınırlar, Kapitülasyonlar, Ermeni yurdu ve boğazları ele alan 14 maddelik ve üç sayfalık bu talimatname Lozan Konferansı’nda Türk tarafının kırmızı çizgilerini teşkil etmiştir32.

Lozan Konferansı’nın Başlaması ve Bazı Teknik Sorunlar

3 Kasım günü baş delege olarak seçilen İsmet İnönü, TBMM’de yaptığı konuşmada, konferansta Misak-ı Milli’de saptanan ve ondan sonra TBMM Hükümetince yapılan antlaşmalarda yer almış olan ilkeleri savunacaklarını



28 Bk. Seha L. Meray- Osman Olcay, Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküş Belgeleri, SBF Yayınları, Ankara,1977.

29 M.K. Atatürk, Nutuk C II, s. 289.

30 Yusuf Kemal Tengirşenk, Vatan Hizmetinde, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1981, s. 339.

31 Karacan, Lozan, s. 56.

32 Bk. Budak, a.g.e., s. 292-306. Rıza Nur’a göre bu talimatname aslında İsmet Paşa’nın kurşun kalemle bir kâğıt parçasına yazdığı nottan ibaretti. Rıza Nur, Lozan Hatıraları, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2008, s. 16.


Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2019, Sayı 99, 95-140
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 12 misafir