Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Girit Konulu Dergiler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:09

Türk eğitim sistemini yeniden yapılandıran Tevhid-i Tedrisat Ka-nunu İstanbul basını ve özellikle muhafazakâr eğilimleriyle bi-linen dergilerin hedefi oldu. Oysa Velid Bey, davaya konu olan yazıları için geçerli olmak şartıyla, Vasıf Bey’le ilgili eleştirilerinde bu kanuna değinmedi. Sadece aynı günlerde, İstanbul basınında yer alan okullardaki yozlaşma konusundaki yorumların benzer-lerini gündelik hayata uyarladı. Uyarlamayı da Vasıf Bey ve onun destekçisi olduğunu iddia ettiği acemi avukatlar, layik ve asrî beyler üzerinden yaptı. Velid Bey kadınların açıklığından, içki ve kumar illetinin yaygınlaşmasına kadar yaşanan yozlaşmanın garplılaşma-nın ürünü olduğunu savundu. Aynı günlerde, Velid Bey değinme-se de, İstanbul basını genel olarak ülkede ve özellikle İstanbul’da bir mektep buhranı olduğu iddiasındaydı. Buhrandan anlatılmak istenen hem okul sayısındaki azlık hem de okullarda var olduğu iddia edilen yozlaşmaydı24.

Velid Bey-Vasıf Bey Davasına Konu Olan Makaleler

Makalelerden ilki 11 Eylül 1924 tarihli olup isimsiz olarak yayın-lanan “Vekillerimiz de Zeybek Oyununa Çıkarsa”25 başlıklı ma-kaleydi ve yukarıda anlatıldığı gibi iki vekilin halkın huzurunda zeybek oynaması eleştirilmişti. Davaya konu edilen 21 Eylül 1924 tarihli makalenin adı “Acemi Avukatlar”dı ve yargılama sırasında en çok üzerinde durulan makale bu oldu26. Acemi avukatlar terimi adından da anlaşılacağı üzere bir konuda taraf olanları, avukatlık yapanları daha doğrusu kraldan çok kralcı olanları anlatıyordu. Bu makale, yukarıda adı verilen, Velid Bey’in hedef gösterildiği Akşam gazetesinin 21 Eylül 1924 tarihli nüshasında yer alan “Hal-ka Verir Talkımı” başlıklı yazıya bir cevaptı27. Belirtilen makalede irtica yanlısı olarak gösterilen Velid Bey irtica konusunun bir acem




24 Bu konuda özellikle bkz. Ahmet Cevdet, “Yunus Nadi Bey’e”, İkdam, 10 Teşrin-i evvel 1924, s. 1.

25 Bu makale isimsiz olarak yayınlanmışsa da Velid Bey tarafından kaleme alındığı anlaşılmaktadır.

26 Ebuzziyazâde, “Acemi Avukatlar”, Tevhid-i Efkâr, 21 Eylül 1924, s. 1.

27 Bazı gazeteler bu yazının tarihini 20 Eylül 1924 olarak vermişlerdir. Yan-lışlık bununla da kalmamış makalenin adı “Millete Verir Talkını” şeklinde anılmıştır.


Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD) 73
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:10

kılıcı gibi karşısına çıkarılmasından rahatsızdı; yeniliklere taraf-tar olup onların avukatlığını yapanların sıkışınca, onun deyimiyle cürm-i meşhud halinde yakalanınca, kabahatlerini unutturmak adı-na kendisini mürteci gibi gösterdiklerini ve insanları kışkırttıkla-rını iddia ediyordu.

“Acemi Avukatlar”da bundan sonraki makalelerinde de hep ya-pacağı gibi, bir şekilde, İstiklal Mahkemesi yargılamasına sözü getirerek kendisini mürteci olarak tanımlayan bu kişilerin jurnal-leriyle İsmet Paşa’yı vehme düşürdüğünü ve o vehm yüzünden yarım saat içinde bir İstiklal Mahkemesi kararı alındığını söylüyordu. Fakat bu hataya rağmen başvekil onun bir vatan haini olarak anıl-masını bir şekilde engellemişti.

Acemi avukatlarla, kendisinin karşısında olanları layik ve asrî beyler olarak niteleyen muhafazakâr Velid Bey, layik ve asrî bey-lerin garplılaşmayı garbın rezalet ve fazâhatlarını almak olarak anla-dıklarını ve yaptıklarının Avrupa’nın kötülüklerini taklitten başka bir şey olmadığını savunuyordu28. Ona göre cumhuriyetin yeni kurulduğu o günlerde, içki içmek alenileşmiş ve hatta kadınlara sirayet etmişti. Basında kadınların uygunsuz şekilde resimleri ya-yınlanıyor, dans denilen maskaralık yanında kadınlar sahillerde açık saçık denize giriyor ve bu ahlaksızlık karşısında namuslu bir memur çıkıp da cumhuriyet memuru böyle şey yapar mı şeklindeki tehditler yüzünden bir şey yapamıyordu. Layik ve asrî beylerin karşısında olan Velid Bey kendi üzerinden muhafazakâr kişilerin yaşam biçimlerini tarif ediyordu: Bir muhafazakâr şarap içmez, kumar oynamaz ve zevk ve safa alemlerinden uzak dururdu.




28 Tam da bu noktada Necmettin Sadık’ın şu sözlerine dikkat çekmek gere-kir: “Sebilürreşad” ile “Tevhid-i Efkâr” ele ele vermişler, son bir gayretle bu aki-deleri, en adi vakalarla yan yana getirerek terzîle çalışıyorlar. Yeni bir tarz-ı hükümete, yeni bir siyasete doğrudan doğruya hücum etmekten çekinen bu irtica bakiyyetü’s-suyûfu bi’l-vasıta bir hücum düsturu bulmuşlar: güya te-ceddüd taraftarları garb medeniyetinin faideleri ve muhassenâtıyla birlikte garb memleketlerinin rezaletlerini de taklid etmek zaruri olduğu fikrinde imişler. Bu düsturdan başlayarak, son inkılap din ile siyaseti tefrik eden mu-karreratı, Fransızca tabiriyle laik siyasetini memleketimizde gördükleri bir takım ahlaksızlık, dinsizlik, müfrit garbperestlik cereyanlarının yegane amili olarak gösteriyorlar”. (Necmettin Sadık, “Halka Verir Talkını …”.


74 Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:11


Velid Bey İstiklal Mahkemesi sırasında, kendisini terakki düşmanı-dır diye anan Vasıf Bey’in adını ancak makalenin sonunda verdi. Bu da acemi avukatların başının kim olduğunu gösteriyordu. Ken-disinin Vasıf Bey tarafından terakki düşmanıdır diye tanımlanması-nın toplum üzerinde engizisyonkârî bir etki yarattığı iddiasınday-dı. Hem İstiklal Mahkemesi’nden itibaren devam ettirile gelen bu engizisyonkârî ithamdan hem de acemi avukatların jurnallerinden ancak layik ve asrî beyler gibi davranıp yaşantısını ona göre tan-zim ederse kurtulacağını belirtmesi de ayrı bir konuydu.

“Acemi Avukatlar” adlı makalesinin ancak sonunda Vasıf Bey’in adını anan Velid Bey bundan sonra Vasıf Bey’i hedefine alacak ve onun maarif vekili olamayacağını ispat etmeye çalışacaktır. Bu amaçla yazdığı makale “Vasıf Bey’e Cevap” başlığını taşımak-tadır29. Makalenin içeriğini Vasıf Bey’in Velid Bey’e gönderdi-ği uzun telgraf oluşturmaktadır ve telgrafta İstiklal Mahkemesi yargılaması, bu yargılama sırasında Velid Bey’in yazdığı mektup konu edilmiştir. Ne telgraf metni ne de belirtilen mektup günü-müze ulaşmamıştır ve her ikisiyle ilgili yapılacak değerlendirme-ler Velid Bey’in yazdıkları doğrultusunda olacaktır.

“Vasıf Bey’e Cevap”ta geçen ifadelerden anlaşıldığına göre, Vasıf Bey telgrafında, Velid Bey’e yargılama sırasında beraatını rica eden mektubunu ve bu mektupta beyan ettiği bir daha yazı yazmayaca-ğı yönündeki vaadini hatırlatmış, Velid Bey’in kişiliği hakkında-ki fikrinin de bu mahkeme sırasında oluştuğu bilgisini vermiştir. Bu iki konu Velid Bey’i bir hayli rahatsız etmiştir. Kendisi Vasıf Bey’in telgrafını hayli telaşlı bir ruh haliyle kaleme aldığı ve asabi ifadeler kullandığı iddiasındadır.

Makaleye göre, dönemin İstiklal Mahkemesi savcısı Vasıf Bey adı geçen mektubu mahkeme sonucuna müdahale etmek olarak de-ğerlendirmiştir. Bu konuyu kısaca geçen Velid Bey ilerleyen sa-tırlarda beraat talep edip etmediği konusuna vurgu yapmadan, Vasıf Bey’in kendisinin beraatını rica ettiğini söylemesine takılmış, beraatın rica edilemeyeceğini anlatmaya çalışmıştır. Ardından geçmişin İstiklal Mahkemesi savcısı Vasıf Bey’in o görevi sırasın-




29 Ebuzziyazâde, “Vasıf Bey’e Cevap”, Tevhid-i Efkâr, 25 Eylül 1924, s. 1.


Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD) 75
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:12


da herkeste hürmetle karışık yarattığı korkudan, o macera-yı elimi müteakip … damdan düşer gibi Maarif Vekâleti’ne tayin edilmesin-den ve iki önemli görevden dolayı da kimseye hesap vermeme yönünde geliştirdiği ruh halinden bahsetmiştir.

Velid Bey meçhul kalmış bir şeyi ifşa eylemek olarak andığı ve yargıla-madan üç saat sonra gönderdiği mektubun bu şekilde açıklanma-sına kızmıştı. Oysa bu mektubu Savcı Vasıf Bey’in yargılama sıra-sında gösterdiği nezakete istinaden yazmıştı. Vasıf Bey’i yeteri ka-dar tanımamaktaydı ve onun hakkındaki tek bilgisi İstanbul Valisi Haydar Bey’le ilgili geçmişte yaşanan bir olaydı. Velid Bey’e göre, 1923 yılında İstanbul’a ziyarete gelen TBMM mebuslarına hüsn-i kabul göstermeyen İstanbul Valisi Haydar Bey TBMM’de sert söz-lerle eleştirilmiş, oturumlardan birinde söz alan Vasıf Bey valinin asılmasını istemişti. Oysa ilgili oturumdaki konuşmalar incelen-diğinde Vasıf Bey’in böyle bir talebinin olmadığı görülecektir30. Vasıf Bey’in bu tavrını şımarıklık ve çılgınlık olarak yorumlayan Velid Bey makalede konuyu kendisiyle Vasıf Bey arasında olan mertlik farkına getirmişti. Ona göre Maarif Vekili zor durumda ka-lan kişiye yüklenmeye meyilliydi ve bunu da İstiklal Mahkemesi sırasında kendisinin eli ayağı bağlıyken, astığı astık kestiği kestik tarzında kurduğu cümlelerle göstermişti. Geçmişteki Vasıf Bey’i mert olmamakla suçlayan Velid Bey şimdi Maarif Vekili olarak hükümet içinde gücünü kullanıp başta Başvekil İsmet Paşa olmak üzere üst mevkilerdeki kişileri kendisine karşı kışkırtabileceğin-den çekiniyordu. Ona göre Vekil Vasıf Bey’in başvekil üzerinde büyük etkisi vardı ve şu sözleri, bu durumu özetliyordu:

Bugün her ne kadar bir sözle artık başımızı uçurmazsa da mesela İsmet Paşa’yı bizim aleyhimizde kolayca tahrik edebilmek iktidarını haizdir.

Vasıf Bey telgrafında, Velid Bey’in İstiklal Mahkemesi sırasında yazdığı mektupta … beraat ettikten sonra artık yazı yazmayacağını ve hayat-ı matbuattan tamamen çekileceği yönündeki vaadini hatırlat-



30 TBMM’nin ilgili oturumunda Vasıf Bey’in konuşması sırasında idam te-rimini kullandığı ama bunu valinin asılması için söylemediği net bir şekilde görülmektedir (TBMMZC, II. Devre, İ: 33 (8 Teşrin-i evvel 1339), s. 600.


76 Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:13

mıştır. Bu konuya açıklık getiren Velid Bey, ruhunun gıdası ve aile mesleği olan yazı hayatından tamamen çekilmesinin söz konusu olmadığını söylemektedir31. Onun niyeti yazı hayatına sağlık so-runları nedeniyle kısa süreli ve istirahat maksatlı ara vermektir. Bu kararı da İstiklal Mahkemesi kapsamında tutuklanmadan beş gün önce, Mazhar Osman’ın yaptığı muayene sonrasında almıştır. Makalenin sonuna doğru Vasıf Bey’den talebi şu olmuştur: musal-lat olduğu Maarif Vekâleti’nden çekilmesi32.

“Vasıf Bey Maarif Vekili Olabilir mi?”33 sorusu bir makalenin baş-lığıdır ve Velid Bey’in önceki yazılarını dikkatle okuyan bir oku-yucu bu soruya doğrudan cevap verebilir: Vasıf Bey Maarif Vekili olamaz. Sorunun cevabını kendi gerekçeleriyle açıklayan Velid Bey’e göre, Vasıf Bey asrîlik iddiasında olmasına rağmen garp lisanlarından birine dahi vakıf değildir; Maarif Vekili olmasına rağmen Türkçeyi doğru konuşamamaktadır; yalan söylediği gibi içkiye ve işrete düşkün bir kişiliktir.

Makalenin içeriği bu özet üzerine kurulmuştur ve makam gücüne sahip Vasıf Bey’in karşısında sadece kalemi olan Velid Bey vardır. Makam-kalem kıyaslamasında makamın gücü ortadadır; ama Ve-lid Bey’in güçsüzlüğü vekili eleştiremeyeceği anlamına gelmez. Bu bakış açısıyla makale içinde eleştirilerin dozu bir hayli artar ve Vasıf Bey ülke maarifini keyfi usulde yöneten, hiçbir mekteb-i ali görmemiş ve Türkçeyi doğru dürüst telaffuz edemeyen bir kişi olarak anlatılır. Mekteb-i Hukuk’tan mezun olmadığı halde me-zun olduğu bilgisini veren Vasıf Bey yalan söylemekle suçlanır34.




31 Oysa Velid Bey’in böyle bir söyleminin olduğu başka yazarlar tarafından da hatırlatılmıştır. Necmettin Sadık bu konuda şunları söylemektedir: “Hi-lafetin mehâkim-i şeriyyenin medreselerin ilga edileceğini ilk defa haber al-dığımız İzmir seyahatinden avdet ederken artık bu memlekette gazetecilik edemeyeceğini söyleyen Tevhid-i Efkâr sermuharriri diyar-ı küffârda aylarca geşt ü güzâr ettikten sonra her nedense tekrar yazı yazmaya başladı”. Nec-mettin Sadık, “Halka Verir Talkını …”,

32 Ebuzziyazâde, “Vasıf Bey’e Cevap”, Tevhid-i Efkâr, 25 Eylül 1924, s. 1.

33 Ebuzziyazâde, “Vasıf Bey Maarif Vekili Olabilir mi?”, Tevhid-i Efkâr, 26 Eylül 1924, s. 1.

34 Velid Bey mezuniyet konusu üzerinde çok durmuştur. Hatta Vasıf Bey’den


Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD) 77
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:14

Bir milletin ana mektebine devam eden beş yaşındaki çocuğun-dan üniversiteye giden 25 yaşındaki gencine kadar yönetiminden sorumlu olan bir vekilin bu durumu büyük bir eksikliktir. Bunun yanında layiklikten bahseden, ülkeye asrîliği ithal edeceğini söyle-yen Vasıf Bey Avrupa lisanlarından birine dahi vakıf değildir:

Garbın ulûmundan, irfanından, hatta elifbâsından bile bu kadar uzak olan bir zatın Ankara’da oturup da ‘ben garpçılığı temsil edenlerin başındayım’ demesi kadar

gülünç bir şey olamaz diyen Velid Bey ülkenin çocukların mu-kadderatını belirleyecek bir mevkide bulunan adamın bu haline ağlamak ister.

Türkçeyi doğru konuşamıyor iddiasıysa Vasıf Bey’in bazı kelime-leri telaffuzundaki farklılıklardan kaynaklanıyor olmalıdır. Velid Bey, Vasıf Bey’in bu eksikliğini İstiklal Mahkemesi yargılamala-rında fark etmiş ve hatta o zaman Hüseyin Cahit Bey’le birlikte bu eksikliğe gülmüşlerdir.

Vasıf Bey’in 1923 seçimlerinde İzmir’den mebus adayı olduğu fakat İzmir gazetelerinde kendisi aleyhindeki ağır ithamlardan dolayı bu vilayetin adaylığından çekildiği ve ancak Saruhan’dan mebus seçilebildiği iddiası aynı makale içinde yer alır. Bu iddiala-rıyla Velid Bey şahsiyata girmekte ve Vasıf Bey’in kişiliği hakkın-da ithamlarda bulunmaktadır. İstiklal Mahkemesi yargılamaları-nı tekrar anarak gündüz mahkemede TBMM’nin adaletini temsil edip tantanalı cümlelerle cumhuriyetten vatandan, asrîlikten bahseden Vasıf Bey gecelerini Beyoğlu’nun bir takım kötü sefahathanelerin-de geçirmektedir. Kısacası Velid Bey, Vasıf Bey’in vekil olamaya-cağını ispat için tüm bildiklerini sıralamakta ve onun vekillikten bir an önce çekilmesi için payına düşeni yapmaktadır. Kendi de-yimiyle yazdıkları garazkârlıktan değil, vekilin kendi kabahatle-rinden ileri gelmektedir ve Vasıf Bey kendisine yapılan eleştirilere kızacağına nefsini ıslaha, irfanını tezyîde çalışmalıdır.



mezun olduğunu ispat adına, şahadetnamesinin tarihi ve numarasını açık-lamasını istemiştir (Ebuzziyazâde, “Vasıf Bey’in Davası”, Tevhid-i Efkâr, 30 Eylül 1924, s. 1).


78 Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:15


Belirtildiği gibi Velid Bey dava açıldıktan sonra Vasıf Bey’le ilgi-li sadece bir makale yazdı ve bundan sonraki yazılarında Vasıf Bey’in adını anmadı. Fakat Tevhid-i Efkâr davayla ilgili bütün ge-lişmelerden okuyucuyu haberdar etti; konuyla ilgili yorum ya-zıları isimsiz olarak yayınladı. Duruşmalar dışındaki haberlerin içeriği genelde Maarif Vekili Vasıf Bey’e destek veren kurum ve kişilerle ilgili olup neredeyse tamamı bu haberlere yönelik eleştiri mahiyetindeki yazılardı.

İstanbul Birinci Ceza Mahkemesi’ndeki Duruşmalarda Yaşananlar


Mahkeme işlemleri oldukça hızlı gelişti; dava ile ilgili ilk duruşma 8 Ekim 1924 günü yapıldı35. Hazırlanan iddianameye göre Tevhid-i Efkâr gazetesi müdürü Kâzım Bey ve Velid Bey’e ceza kanunun

215. maddesi, basın kanununun 13. maddesi kapsamında yargıla-nacaklardı. Dönemin ceza kanununda 215. madde kadh ü zemm olarak anılan suçu tanımlamaktaydı. Kanunun bu maddesinin açıklaması şöyle yapılabilir: Kişiler fikir ya da niyetlerini yazılı ya da sözlü olarak açıklayabilir, fiili olarak da uygulayabilir. Fakat bu fiil topluma ya da kişilere zarar verip genel asayişi bozarsa fiili yapan kişi cezalandırılır. Matbuat serbestliği de hukuken tasdik edilmiştir. Fakat fikirlerin basın yoluyla açıklanmasında bazı sı-nırlamalar getirilmiştir. Kişilere ya da kurumlara yönelik hakaret ve kınama (kadh ü zemm), hakareti içine alacak bir lisanla yapı-lırsa kişi matbuat ceraimi yani matbuat suçu işlemiş olur. Bu suçun cezası da mahkemenin kararına göre para ya da hapis cezasıdır36. Matbuat kanununun 11. maddesi de suç isnad edilen maddeydi. İlgili maddeye göre gazete başta olmak üzere süreli yayınların içeriği dolayısıyla verilecek cezalarda önce süreli yayının müdür ve sorumlu müdürü sırasıyla suça mesned olan makalenin yazarı,



35 İkdam, syf. 1-2, 9 Teşrin-i evvel 1924.

36 Yanya Bidayet Mahkemesi Azasından: Yako Sami, “Sebb ü Şetm ve Kadh
ü Zemm”, İlm-i Hukuk ve Mukayese-i Kavanin Mecmuası, nr. 21-22 (1327), s.
678-679.


Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD) 79
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:16

matbaacı ve yayıncı suçluydu. Suçlanan kişilerin zarar ve ziyanla-rını da süreli yayının sahibi karşılamak zorundaydı37.

İstanbul Birinci Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruş-masına yoğun ilgi gösterildi. Davayı izleyenler arasında tanınmış zevat, gazete yazarları ve mebuslar da vardı. İzleyici grubun mah-keme salonuna girişinden, davayı takip edişine ve çıkışına kadar yaşananlar jandarma, mübaşir ve mahkeme başkanına kadar pek çok kişinin grubu uyarmasına neden oldu. Dinleyicilerin yer al-dığı salon yeterli büyüklükte değildi ve ikinci duruşma gününde salonun tahta döşemelerinden bir kısmı çöktü. Üstelik ilk duruş-madaki kalabalık nedeniyle ikinci duruşma tarihi kamuoyuna açıklanmamıştı. Bu arada 15 Ekim’de yapılan ikinci duruşmayı takip edenler arasında bulunan 20 kadın öğretmen, duruşmaya Vasıf Bey’in eğitim politikalarını desteklediklerini göstermek adı-na katılmışlardı. Hemen hemen aynı günlerde Türkiye’nin dört bir yanında öğretmenler benzer şekilde Vasıf Bey’e verdiği desteği dile getireceklerdi. Davanın ilk duruşma gününde, dinleyenlerin yarattığı kaos ve davaya konu olan bütün makalelerin uzun uzun okunmasından kaynaklanan havasızlık öne çıkarken, mahkeme kararının okunduğu dördüncü duruşma ise beraat kararıyla dik-kat çekti38.

Velid Bey ve Tevhid-i Efkâr gazetesinin müdürü Kazım Bey, son duruşma hariç, bütün duruşmalara katıldı; avukatları Talha Ce-naheddin ve Ali Galip Beylerdi. Davacı olan Vasıf Bey’i duruşma-larda avukatı olan Sadettin Ferit Bey temsil etti. Davalılar hakkın-daki karar 4 duruşma sonrasında verildi ve kadh ü zemm suçla-masıyla yargılanan Velid ve Kazım Beyler beraat etti.

İlk duruşmada Vasıf Bey’in avukatı müvekkiline yönelik eleştirile-rin kınama (zemm) içerdiğini ispata çalıştı. Zeybek oyununu eleş-



37 “Matbuat Kanunu”, Düstur, II. Tertip c. 1, s. 398; Matbuat ve Matbaalar Ka-nunu, Dersaadet 1334, s. 7. John Dewey’le ilgili yazı nedeniyle Maarif Vekâleti gazeteyi mahkemeye vermişti ve Tevhid-i Efkâr matbuat kanununun 31. Mad-desi gereğince suçlanmıştı (İlgili madde için bkz. “Matbuat Kanunu”, Düs-tur, II. Tertip c. 1, s. 402).

38 İleri, 9 Teşrin-i evvel 1340, s. 1-2, İkdam, 9 Teşrin-i evvel 1924, s. 1-2.


80 Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:17

tiren makaleden müvekkilinin rahatsız olmasına rağmen konuyu kapattığını; fakat Velid Bey’in bundan sonra yazdığı makalelerde tenkidin çok ötesine geçerek şahsiyata girdiği için dava açtığını söyledi. Müvekkilinin kişilik haklarına saldırı söz konusuydu. Üstelik söylemediği bazı sözlerin onun tarafından söylendiğinin iddia edilmesi ciddi bir rahatsızlık konusuydu. Örneğin Velid Bey’in “Acemi Avukatlar” makalesinde iddia ettiği gibi terakki ve teceddüd düşmanı sözünü Vasıf Bey söylememişti.

Vasıf Bey genel olarak İstiklal Mahkemesi yargılamalarıyla ilgi-li yapılan yorumlardan rahatsızdı. Çünkü makalelerde görev ve yetkilerini kendi menfaati doğrultusunda kullanan, savcı oldu-ğu İstiklal Mahkemesi’nde adeta kanun tanımayan bir şahsiyet olarak gösterilmekteydi. Ayrıca Vasıf Bey’in makamını kullanıp başvekili yönlendirebileceği yönünde bir güce sahip olduğu da söylenmişti. Hal ve tavırlarından dolayı şımarık, Maarif Vekâleti’ne musallat olan bir kişi olarak anılması Vasıf Bey’in kamuoyundaki itibarını zedelemekte ve halkın gözünden düşürmekteydi39.

Sadettin Ferit Bey engizisyonkârî terimi üzerinde durdu ve bu kelimenin kullanılışını müvekkilinin yararına açıklamada başarı-lı oldu. Velid Bey bu terimi, Vasıf Bey’in kendisiyle ilgili yaptığı terakki düşmanı tanımlaması nedeniyle kullanmış ve içine düştü-ğü güç durumu anlatmak istemişti. Sadettin Bey anlamı farklı bir yöne çevirdi. Sadettin Bey’in savunmasına göre, bu kelimeyle İs-tiklal Mahkemesi’nin sert ve kesin karar alma yönündeki niteliği anlatılıyor, Ortaçağ Avrupa’sında kurulan engizisyon mahkeme-lerinin Avrupalılar üzerinde yarattığı olumsuz etkinin benzeri İs-tiklal Mahkemeleri için de yaratılmaya çalışılıyordu:

Engizisyon mahkemelerinin cinayât-ı azimesi ve kanlı tarihi vicdan-ı ammede çok derin nefret ve husumetler tevlîd etmiştir. Bunu anlamayan, işitmeyen kalmamıştır. Binaenaleyh istimal edil-diği farz edilen bir tabire istinad ettirilerek halkın husumetini tah-rik etmek bir cürmdür40.




39 İkdam, 9 Teşrin-i evvel 1924, s. 1-2; Vatan, 9 Teşrin-i evvel 1924, s. 1-2.

40 Bu cümleler bütün gazetelerde aynen verilmiştir. Örnek olarak bkz. Cum-huriyet, 3 Teşrin-i sani 1924, s. 2; Tevhid-i Efkar, 3 Teşrin-i sani 1924, s. 4.


Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD) 81
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: Vasıf Çınar-Velid Ebuzziya Davası Safiye Kıranlar

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 28 Kas 2019, 09:18

Sadettin Ferit Bey’in üzerinde durduğu bir diğer konu Vasıf Bey’in yalan söylediğini göstermek adına, Velid Bey’in sürekli tekrar ettiği, müvekkilinin Mekteb-i Hukuk’tan mezun olmadığı halde kendisini mezun olarak tanıtması konusuydu. Sadettin Bey, Vasıf Bey’in bu okula başladığını, Milli Mücadele’ye katıldığı için bitiremediğini fakat hiçbir şekilde kendini mezun olarak tanıtma-dığında ısrarcıydı.

İlk gün çok az konuşan Velid Bey kendisine söz verildiğinde ma-kalelerinde söylediklerinin aynılarını yeniledi41. Birinci duruş-mada az konuşan Velid Bey 15 Ekim 1924 günü yapılan ikinci duruşma gününde Sadettin Ferit Bey’e cevap verdi. İlk ele aldığı engizisyonkârî kelimesini Sadettin Ferit Bey’in kullandığı anlam-da kullanmadığını açıkladı. Bu sözü Akşam gazetesinde kendisi için yapılan yorum için ve Vasıf Bey’in İstiklal Mahkemesindeki sert tavrına atfederek kullandığını kabul etti. Mekteb-i Hukuk’tan mezuniyet konusundaysa iddiasının arkasında durdu ve Vasıf Bey’in belirtilen yargılama sırasında bu mezuniyeti bizzat kendi-sinin dile getirdiğini söylemekten çekinmedi. Mahkeme başkanı-nın Velid Bey’e yönelttiği tenkitlerinizde daha mutedil bir lisan kul-lanamaz mısınız? şeklindeki soru farklı ve can alıcı soruydu. Velid Bey’in soruya verdiği cevap özetle şöyleydi: Bu tutum kendisinin değil gazetesinin yayın politikasının ürünüdür42.

İkinci duruşma gününde mahkeme heyeti Velid Bey’in Dişçi Sami (Günzberg) Bey’le olan davasını bu davayla birleştirdi43. Dönemin tanınmış diş hekimlerinden Sami Bey Velid Bey’in kendisini ca-suslukla suçlaması nedeniyle dava açmıştı44. İki davanın birleşti-rilmesi hem iş yükünün artmasına neden oldu hem de Dişçi Sami




41 İkdam, 9 Teşrin-i evvel 1924, s. 1-2; İleri, 9 Teşrin-i evvel 1340, s. 1-2. Aynı gün Tevhid-i Efkâr gazetesi müdürü Kazım Bey de sorgulanmış ve o da makalelerin kadh ü zemm içermediğini iddia etmiştir (İleri, 9 Teşrin-i evvel 1340, s. 1-2).

42 Cumhuriyet, 16 Teşrin-i evvel 1924, s. 4; “İleri 16 Teşrin-i evvel 1924, s. 3.

43 Cumhuriyet, 16 Teşrin-i evvel 1924, s. 4. Velid Bey’e mahkemede aynı gün Dişçi Sami Bey hakkında casus ve namussuz olduğunu iddia etmiş ve ilgili dosyanın gelmesi durumunda bu iddialarını ispat edeceğini belirtmiştir (gös. yer).

44 Davayla ilgili gelişmeler hakkında bkz. Rifat N. Bali, Sarayın ve Cumhuriye-tin Dişçibaşısı: Sami Günzberg, İstanbul 2007, s. 60-64.


82 Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir