GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 19:58

Resim 2: Taş Mektep
tez 6.png
tez 6.png (77.36 KiB) 5110 kere görüntülendi

121 Burçe Tokuş, Mudanya Zeytinbağı Eskipazar Caddesinde Tarihi Dokunun Analizi ve Rehabilitasyon Önerisi, Haliç Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2009, s. vi.

Tirilye’de halen mübadele öncesi Rumlardan kalma birçok yapı varlığını korumaktadır. Bunlar arasında Taş Mektep ve Kemerli Kilise ön plana çıkmaktadır. Kemerli Kilise Ortodoks dünyasının ilk resimli kilisesi olması bakımından önemli kabul edilmektedir.
Resim 3: Kemerli Kilise
tez 7.png
tez 7.png (47.8 KiB) 5110 kere görüntülendi
Bölgede yer alan Fatih Camii ise kiliseden çevrilmiştir ve aşağıdaki resimde de göreceğimiz gibi, yapının sütunları Bizans mimarisi örnekleri arasındadır.
Resim 4: Fatih Camii
tez 8.png
tez 8.png (24.44 KiB) 5110 kere görüntülendi
Geleneksel Tirilye evleri ise Resim 5’te görebileceğimiz gibi genel olarak beyaz ve yapı itibariyle geleneksel Rum mimarisi özellikleri taşımaktadır.

Resim 5: Tirilye Evleri
tez 9.png
tez 9.png (43.84 KiB) 5110 kere görüntülendi
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 20:10

BEŞİNCİ BÖLÜM
5. TİRİLYE’DE GİRİT MÜBADİLİ GÖÇMEN KADINLARA İLİŞKİN BULGULAR

5.1. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER

Karma anket formumuz kapalı ve açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. (anket soruları/ekte)Toplam 60 kişiye uygulanan karma anket formunda eşit sayıda erkek ve kadın ile görüşme yapılmış; Girit ve Yunanistan’ın diğer bölgelerinden gelenler ile de görüşme sayısı aynı oranda tutulmuştur. Farklı iki tip soru şekli yer aldığından soru sıralaması takip edilmemiş ve öncelik açık uçlu sorulara verilmiştir. Karma anket formunda açık uçlu sorular ile katılımcıların esnek cevaplar verebilmesi amaçlanmıştır. Bu sorular ile ilgili sözlü bulgulara ulaşılmıştır.

Araştırmaya, karşılaştırma yapabilmek amacıyla eşit sayıda olmak üzere 18–35, 35–58 ve 58–90 yaş aralığında 30’ar erkek ve kadın katılmıştır.
Araştırmaya katılan;


- Kadınların çoğu (11 kişi) Tirilye doğumlu olmakla birlikte Mudanya doğumluların sayısı da Tirilye doğumlulara oldukça yakındır. (9 kişi) Erkekler ise çoğunlukla Tirilye doğumludur. (16 kişi)
- Kadınların ve erkeklerin yarısı Girit’ten, kalan yarıları ise diğer bölgelerden göçmüşlerdir.
- Kadınların 22’si evli 5’i bekâr, 3’ü ise boşanmış ya da dul, erkeklerin ise 19’u evli, 6’sı bekâr, 5’i ise boşanmıştır.
- Kadınların, 9’u okuryazar değil, 6’sı ilkokul, 4’ü ilkokul, 4’ü lise, 4’ü ise yüksekokul mezunu iken, erkeklerin 3’ü okuryazar değil, 7’si ilkokul, 8’i ortaokul, 6’sı lise, 3’ü yüksekokul mezunudur.




- Kadınların 12’si ev hanımı, 6’sı küçük ve orta ölçekli ticaret / serbest meslek mensubu, 2’si emekli, 3’ü özel sektörde işçi, 7’si ise tarım/hayvancılık ile uğraşırken, erkeklerin 8’i küçük ve orta ölçekli ticaret / serbest meslekle, 9’u emekli, 2’si öğrenci 1’i kamu sektörü işçisi, 6’sı özel sektör işçisi, 4’ü ise tarım ve hayvancılık ile meşguldür.

Aşağıdaki tablolarda anket çalışmamıza katılan kişiler ile ilgili demografik özellikler ile ilgili ayrıntılı bilgilere gösterilmektedir.

Tablo 4: Cinsiyete Göre Doğum Yerleri

tez 10.png
tez 10.png (6.84 KiB) 5108 kere görüntülendi
Tablo 5: Cinsiyete Göre Medeni Durum
tez 11.png
tez 11.png (4.38 KiB) 5108 kere görüntülendi
Tablo 6: Cinsiyete Göre Öğrenim Durumu
tez 12.png
tez 12.png (6.48 KiB) 5108 kere görüntülendi
Tablo 7: Cinsiyete Göre Mesleklerin Dağılımı
Tez 13.png
Tez 13.png (5.67 KiB) 5108 kere görüntülendi
tez 14.png
tez 14.png (2.5 KiB) 5108 kere görüntülendi
Tablo 8: Cinsiyete Göre Göç Edilen Yerler
tez 15.png
tez 15.png (5.96 KiB) 5108 kere görüntülendi
[/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 20:18

5.2. AİLE VE EVLİLİK HAYATI


Birçok araştırma, toplumsallaşma sürecinin başlangıcını aile olarak görür. Bireylerin, ilk sosyalleştikleri alan ailedir. Anne-baba ve birinci dereceden yakınlar, çocukların sosyalleşme sürecinde önemli bir rol oynar. İnsan yaşamının özellikle ilk yıllarındaki fiziksel ve psikolojik gelişim sürecinde ailenin etkisi çok büyüktür. Aile çocuğu kuşatan ilk çevre olması ve hayatın önemli bir kısmının bu çerçevede geçmesi nedeniyle önemli bir sosyalizasyon mekanizmasıdır. Ailenin çocuklar üzerinde en belirgin etkisi, anne babaların çocukların tercih ettiği değerler sistemini öğretmesi ve çocuklarında bunu öğrenmesidir. Çocukların yetişirken yakın çevresindekilerden etkilenmeden büyümesi mümkün değildir. Ailenin siyasal toplumsallaşma sürecine olan etkisi açıktır. Çünkü aile çocuğun dış dünyaya açılan ilk penceresidir. Buna göre, siyasal toplumsallaşma sürecinin başlangıcı ailedir. Aileni sahip olduğu eğitim düzeyi, çocuğa karşı yaklaşımları ve yetiştirme tarzları, siyasi ve dini görüşlerini çocuğa aktarma biçimleri, siyasal toplumsallaşma sürecinde etkilidir. Bu bağlamda, çocuk zihinsel gelişimine paralel olarak zaman içinde geliştireceği siyasal davranış ve düşüncelerini biçimlendirirken aile’den önemli şekilde etkilenir.122
Örneğin aile’nin birbirlerine ve çevreye karşı demokratik bir yapıda olması, bazı kararların alınmasında çocuğun fikrini alınması, çocuğun sorduğu sorulara yerinde ve eğitici cevaplar vermesi, odasına kapıyı çalarak girmesi gibi davranışlar, çocuğun kişilik gelişimi yanında sosyal davranış ve tutumlarında da etkili olacaktır. Birçok araştırma sonucu göstermiştir ki, ailenin eğitim düzeyi ve statüsü yükseldikçe, çocukların aile içi kararlara katılım, siyasal katılma eğilimleri ve siyasal konulara olan duyarlılıkları artmaktadır. Bunun yanında, farklı yöndeki araştırmalara göre, aile içi baskı ve anti- demokratik yaklaşımlar arttıkça çocukların siyasi olgulara eğilimlere yönelimleri farklı yönde olmaktadır.123



122 Ejder Okumuş, Toplumsal Değişme Ve Din, İnsan Yayınları, İstanbul, 2003, s.34–35.
123 Türker Alkan ve Doğu Ergil, Siyaset Psikolojisi: Siyasal Toplumsallaşma ve Siyasal Yabancılaşma, Turhan Kitabevi, Ankara, 1989, s.69.

Aile yapısına ilişkin soruların, yaşa göre farklılık gösterip göstermediğinin gösterilebilmesi için tek yönlü varyans analizi uygulanmıştır. Buna ilişkin sonuçlar aşağıda gösterilmektedir.

Tablo 9: Evlilik Tercihine İlişkin Anova Testi
tez 16.png
tez 16.png (10.3 KiB) 5108 kere görüntülendi
tez 17.png
tez 17.png (9.82 KiB) 5108 kere görüntülendi
Buna göre; evlilik tercihinde yaşa göre 0,05 anlamlılık düzeyinde farklılık göstermemektedir. (sırasıyla p=0,387 > 0,05 ve p= 0,534 > 0,05 ) Ayrıca TV dizilerini izleme ve fal baktırma konusunda da 0,05 düzeyinde farklılık göstermemekteyse de, 0,10 anlamlılık düzeyine göre farklılık göstermektedir. Diğer tüm sorularda ise yaş grubuna göre farklılık söz konusudur. Ancak tek yönlü varyans analizlerinde, gruplandırma yapılan faktörün (yaş faktörü) üç grubu olduğu durumlarda Tukey Post

Hoc testinin de uygulanması gerekmektedir. Bu test yardımı ile oluşan farklılıkların üç farklı gruptan hangi gruplar arasında oluştuğu gözlemlenebilmektedir. Tukey Post Hoc testine ilişkine tablo da aşağıda görülmektedir.


Tablo 10. Girit’e Yönelik İsteklere İlişkin Tukey Post Hoc Testi
tez18.png
tez18.png (25.43 KiB) 5108 kere görüntülendi
tez 19.png
tez 19.png (8.71 KiB) 5108 kere görüntülendi
Buna göre, 39. soru olan evlilik şekline verilen cevaplar ile 40. soru olan evlilik tercihine ilişkin soruya verilen cevaplar 18–35 yaş aralığı ile 58–90 yaş aralığında olanlar bakımından farklılık göstermektedir. (p=0,02<0,05) 18–35 yaş aralığında severek evlendik cevabı çoğunlukta iken, 58–90 yaş aralığında görücü usulü ile evlendik cevabı daha fazladır. Bu durumdan, Girit göçmeni olsalar dahi, günümüz gençlerinin görücü usulü ile evlenmeyi kabul etmedikleri, buna karşılık 58–90 yaş aralığının, yani geçtiğimiz yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren doğanların evliliklerinin görücü usulü olduğu gözlemlenebilmektedir. Kısacası, evlilik ve evlendirme şekline ilişkin toplumsal görüşler Girit göçmeni kadınlar özelinde yapılan bu çalışmada da tekrarlanmıştır.

Bireyler kendilerini ait oldukları gruplara göre tanımlamakta ve değerlendirmektedir. Bu grup üyelilerinin bireyin sosyal kimliğine olumlu ya da olumsuz katkıları bulunmaktadır. Toplumlarda göz1emlenen hızlı değişimler sonucu ortaya çıkan kimlik sorunu sosyal kimlik olgusu ile ele alınabilir, özellikle göç eden kitleler geleneksel kültürlerini sürdürmeye çalışırken diğer yandan hızlı toplumsal değişimin koşullarına ayak uydurmak istemektedirler. Dolayısıyla bunun sonucunda bir takım çelişkiler yaşayan gruplarda kimlik sorunu ortaya çıkmaktadır. Kimlik sorunu yaşayan grupların sosyal kimlik yapılarının araştırılması bu noktada önem kazanmaktadır.

Araştırmaya katılanlara kendilerini nereli olarak gördükleri sorulmuş ve 58–90 yaş aralığındaki kadınların kendilerini daha çok Türkiyeli olarak gördükleri, 18–35 ve 35–58 yaş aralığındaki kadınların ise kendilerini daha çok Tirilyeli olarak gördükleri görülmüştür. Bu durum, 58–90 yaş aralığındaki kişilerin Yunanistan ve Girit ile olan bağlarından tam olarak kopamadıkları, kendilerini sonradan göçtükleri yer olan Tirilye olarak görmedikleri ancak Yunanistan ya da Giritli olarak da görmediklerini, genel geçer bir ifade olan Türkiyeli olarak ifade ettiklerini belirtmektedir.

18–35 ve 35–58 yaş aralığındaki kadınlar ise kendilerini doğdukları yer olan Tirilyeli olarak görmektedirler. Dolayısıyla bu yaş aralığındaki kadınların, Yunanistan ve Girit ile bağlarının kalmadığını söylemek mümkün olmaktadır. Ayrıca Tirilye doğumlu olup, kendilerini Giritli ya da Girit göçmeni görenler de yalnızca 3 kişidir. Dolayısıyla kadınların Girit ya da Yunanistan’la olan bağlarının zayıf kaldığını söylemek mümkün olmaktadır.
[/size][/color][/i][/b][/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 20:28

Tablo 11: Yaşa Göre Kadınların Kendilerini Nitelemeleri
tez 20.png
tez 20.png (11.35 KiB) 5106 kere görüntülendi
Aynı soru erkeklere de yöneltilmiş ve sonuç olarak 58–90 yaş aralığındaki erkeklerin kendilerini Girit göçmeni ya da Selanik, Kavala vb. günümüz Yunanistan coğrafyasında kalan yerlere ait hissettikleri görülmüştür. Yine, Tirilye doğumlu olduğu halde kendisini Tirilyeli yerine Girit göçmeni ya da Selanik, Kavala vb. yere ait hisseden erkekler de çoğunluktadır. Bu durum, araştırmaya katılan erkeklerin kadınlara göre kendilerini Girit’e daha bağlı hissettiklerini göstermektedir.
Tablo 12: Yaşa Göre Erkeklerin Kendilerini Nitelemeleri
tez 21.png
tez 21.png (13.37 KiB) 5106 kere görüntülendi
Cinsiyete Göre Anakaradan Coğrafi Özellikleri İle Bağımsız Olan Girit Adasının, Anakaradan ( Yunanistan) Örf Adet, Dil, Giyim Kuşam Vs. Yönlerden Farklı Olup Olmadığına İlişkin Görüşlere Yönelik Çapraz Tablo ve Kikare Analizine göre; Kadınların 19’u Girit ve Yunanistan arasında örf, adet, dil ve giyim kuşam yönünden farklılık olduğunu düşünürken, erkeklerin 13’ü farklılık olduğunu düşünmektedir. Ancak Yunanistan ve Girit arasındaki görüşlere ilişkin cinsiyete göre farklılık olup olmadığının incelenmesi için yapılan kikare testinde cinsiyete göre anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. (p: 0,195>0,05)

Tablo 13: Cinsiyete Göre Yunanistan ve Girit Arasında Farklılığa İlişkin Frekans Analizi ve Kikare Tablosu
tez 22.png
tez 22.png (4.57 KiB) 5106 kere görüntülendi
Yine aidiyet açısından bakıldığında irdelenmesi gereken konulardan bir diğeri de Girit kökenli kadınların Girit’teki hayata ilişkin sorulara verdikleri yanıtlardır. Örneğin evlilik tercihi, evlilik şekli, evlilik tercihini kimin yaptığı, çocuğun cinsiyetinin önemi, eşe sormadan gezmeye çıkmak ya da alışveriş yapmak gibi konular, Girit’teki yaşama ilişkin ipuçları taşımaktadır. Buna göre araştırmaya katılan kadınların;

Evlilik tercihinde Girit göçmenini biri ile evlenmek tercihi ön plana çıkmıştır. (7 kişi) Ayrıca görücü usulü evlenenlerin sayısı da severek evlenenlerden fazladır. Bu nedenle evlilik tercihini kendileri yapanların sayısı, yapmayanlardan azdır. (13 kişi) Ayrıca araştırmaya katılan kadınlarda eşine sormadan dışarıya / gezmeye çıkan ve alışveriş yapanların sayısı daha azdır. Kısacası araştırmaya katılan Girit kökenli kadınlar eşlerine sormadan dışarı çıkıp alışveriş yapmamaktadırlar. Bu durum, Girit’e özgü kültürel ve toplumsal mirasın devam ettirildiğine örnek teşkil etmektedir. Kültürel yapıya ilişkin davranışların yaşa göre dağılımları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 14: Yaşa Göre Aile ve Evlilik Hayatına İlişkin Frekans Analizi

tez 23.png
tez 23.png (16.34 KiB) 5106 kere görüntülendi
tez 24.png
tez 24.png (6 KiB) 5106 kere görüntülendi
Yaş aralığına baktığımızda, 58-90 yaş aralığındaki insanların evliliklerini Girit göçmenleri ve Yunanistan’ın diğer bölgelerinden gelenler ile gerçekleştirmektedir. Bu durum yaş aralığı düştükçe farklılık gösteriyor. Yine yaş aralığı düştükçe bireylerin evlilik tercihlerini kendilerinin gerçekleştirdikleri belirlenmiştir.İleri yaş grubunda eşlerine sormadan alışveriş yapan ya da herhangi bir şey alan sayısı azalıyor. Eşi vefat ettiğinde evlenecek kişi sayısı ise genç yaş grubunda artış gösteriyor.

[/size][/color][/i][/b][/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 20:45

Tablo 15: Yaşa Göre Girit’e Yönelik İsteklere İlişkin Frekans Analizi
tez 25.png
tez 25.png (13.29 KiB) 5103 kere görüntülendi
tez 26.png
tez 26.png (5.35 KiB) 5103 kere görüntülendi
Ankete katılan Girit’ten zorunlu mübadele ile Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan kadınlara Girit’te bulunup bulunmadıkları sorulmuş ve yalnızca 2 kişinin şimdiye değin Girit’te bulunduğu görülmüştür. Ancak katılımcılara Girit’i ziyaret etmeyi isteyip istemedikleri sorulduğunda ise toplam 30 katılımcının 21’inin Girit’i ziyaret etmek istediği görülmüştür. Bu durum, doğup büyüdüğü yerler olmasa dahi, atalarının yaşadığı yerleri ziyaret etme isteğinin Girit göçmeni kadınlarda yaygın olduğunu göstermektedir. Katılımcılara şuanda Girit’te yaşamak isteyip istemedikleri sorulduğunda ise önceki soruya ters bir şekilde yalnızca 6 kişinin Girit’te yaşamak istediği görülmüştür. Girit’te daha önce bulunan 58–90 yaş aralığında 1 kişi bulunurken, Girit’te yaşamak isteyen 2 kişi bulunmaktadır. Bu tablodan görülen, katılımcıların artık Girit ile olan bağlarının koptuğu ve Girit’e dönmek istemedikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca Lozan Mübadilleri Derneği’ne üye olan katılımcıların sayısı ise yalnızca 8’dir.

Son olarak sözlü görüşmelerden elde ettiğimiz bilgiler neticesinde Girit’ten gelmeden önce ailelerin amca ve dayıları da kapsayan geniş aile şeklinde yaşanıldığı, ancak göç sonrasında bu geleneğin terk edildiği belirtilmiştir. Tirilye’ye ilk ulaşıldığında anneanne/babaanne ve dedelerden oluşan geçici büyük aileler kurulmuştur. Bunun temel nedeni ailelerin birçoğunun farklı yerlere göç etmesi, evli kadınların kocalarının yanında yer alarak göç deneyimi yaşaması gösterilebilecektir.

5.3. MESLEK DURUMLARI

Tarih boyunca Tirilye önemli bir liman kenti olmuştur. Bunun en önemli nedeni coğrafi konumu nedeniyle Bizans ve Osmanlı gibi büyük imparatorlukların asker ve yakın bölgelerde yetiştirilen ürün sevkiyatının Tirilye'den sağlanıyor olmasıdır. Ayrıca yetiştirilen ürün yelpazesinin bolluğu ve kalitesi de limanın öneminin artmasında ayrıcalıklı bir rol oynar. Şarabı, zeytini ve ipeğiyle büyük bir üne sahip olan Tirilye’de günümüzde bağcılık ve şarapçılık aynı yoğunlukta devam etmemekte fakat zeytincilik yörenin hala en önemli geçim kaynağı sayılmaktadır. 19. yüzyılda bölgede 19 adet yağhanenin bulunduğu Tirilye, bu yüzyılın en önemli zeytinyağı üretim merkezlerinden biriydi. Amerika'ya bile bölgeden zeytinyağı sevkiyatı yapılmaktaydı.124 Zorun göçten sonra balıkçılık, zeytincilik geçim kaynağı olarak Tirilye’de de devam etmiştir.

124 Tokuş, s. 20.

Resim 6: Tirilye’de Zeytinyağı Çıkarma
tez 27.png
tez 27.png (66.95 KiB) 5103 kere görüntülendi
Yukarıdaki fotoğraf Tirilye’de balık lokantası işleten Girit mübadili Mehmet Kara’dan alınmıştır. Evin erkeleri zeytinyağı çıkarma makinesinin başında fotoğraflanmışlar.

Mehmet Kara bölgede ekonomik faaliyetler ile ilgili şu bilgileri vermiştir:


“ Bizimkiler zeytincilik yapmış buraya gelince; ama Girit’te yaşadıkları dönemde de zeytincilermiş. Buraya gelince Rumların ektikleri zeytinlikleri devlet bize vermiş. Şanslıyız; çünkü Girit Adası ve Tirilye’nin iklimi ve bulunduğu konum birbirine benziyor. Bir ara balıkçılık yapılmış, şimdilerde balık çıkmıyor biz de balık restoranı işletiyoruz; ama balığı dışarıdan getirtiyoruz. Şaraphaneler vardı burada çok önceden, şimdi de yapan birileri var ama hobi olarak yapıyorlar diye biliyorum retim yeri yok. İpekböceği bitti önceleri Girit’te de yapılmış, buna bağlı olarak dokuma önemliymiş. Kadınlar çok dokurdu önceden bizim.”




Alan çalışmamız sırasında önceleri dokumacılığın önemli bir yere sahip olduğuna tanık olduk. Girit mübadili Meral Ertokat konu ile ilgili şunları belirtmiştir:

“ Girit’te yaşanılan dönemlerde benim ananem çok iyi dokuma yaparmış ve oraya has dantelleri ile marifetli bir hanım olarak bilinirmiş. Buraya geldikten sonra da annem bunu devam ettirdi, hatta o günlerden kalan ve Girit’ten getirilen bir dikiş makinesi hala evimizin bir köşesinde durur ama dokuma tezgâhları o günü telaşı ile getirilememiş.”
Resim 7: Girit Dokuma Örnekleri - 1
tez 28.png
tez 28.png (50.45 KiB) 5103 kere görüntülendi
Resim 8: Girit dokuma örnekleri – 2
tez 29.png
tez 29.png (42.53 KiB) 5103 kere görüntülendi
Giritliler dantel, dokuma ve işlemelere büyük önem vermişlerdir ve yaptığımız görüşmelerde Giritli genç kızların çeyizlerinde bu ürünlere büyük ölçüde yer verildiği görülmüştür. Ayrıca Girit danteli, birçok bakımdan farklılıklar taşımaktadır ve Mudanya Belediyesi de Kasım 2011 de basına yansıyan haberlere göre bu danteli dünyaya tanıtmak için harekete geçmiştir. Haber basına şu şekilde yansımıştır.125

“Bursa´nın Mudanya ilçesi Girit dantelleriyle dünyaya tanıtılacak. Mudanya Kent Konseyi tarafından açılan Girit usulü iki tığlı dantel örme kursu başladı. İlk etapta 10 kursiyer dantel kursuna kaydoldu. Kurs öğreticiliğini belediye personeli Sevgi Akuş yaparken, kursiyerlere salı ve perşembe günleri 10.00–12.00 saatleri arasında ders verilecek. Talebe göre kurs süresi artırılacak. Kent Konseyi Başkanı Soyer Kazancı, maksatlarının Mudanya´ya göç eden insanların kültürlerini gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyledi. İtalya´nın Burano (Dantel adası) gibi Mudanya’nın adını Girit dantelleriyle dünyaya duyurmak istediklerini ifade etti. Kurs öğretmeni Sevgi Akkuş ise, ilçede iki tığlı dantel işlerini Mudanya´da bir marka haline getirmek istediklerini söyledi.”

Resim 9: Girit’ten Getirilen Dikiş Makinesi

tez 30.png
tez 30.png (41.96 KiB) 5103 kere görüntülendi
125 “Mudanya Girit Danteliyle Dünyaya Tanıtılacak”, http://www.bursa.bel.tr/mudanya-girit-danteliyle- dunyaya-tanitilacak/haber/8626/, (01.03.2012)

Resim 10: Girit Dantel Örneği
tez 31.png
tez 31.png (35.96 KiB) 5103 kere görüntülendi
Resim 11: Meral Ertokat
tez 32.png
tez 32.png (69.6 KiB) 5103 kere görüntülendi
[/size][/color][/i][/b][/size][/color][/i][/b][/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 20:58

5.4. DİL ÖĞRENME SÜREÇLERİ


Toplum iç inde çeşitli sosyal kategorizasyonlarda (örneğin cinsiyet, din, mili ve etnik orijin gibi üyelikleri bulunan bireylerin bu gruplarla farklı düzeylerde özdeşleşmeleri söz konusudur. Bu anlamda bir bireyin kendini tanımlaması ile ilgili problemler sosyal kimlik olgusu içerisinde ele alınmaktadır. Bireylerin sosyal kimliğinin göstergelerinden biri de dildir.

Girit kökenli kadınların aile büyüklerindeki Yunanca konuşma durumuna bakıldığında 30 kadından 13’ünün aile büyüklerinin Yunanca bildiği, bunun 9’unun aile büyüklerinden yalnızca 1–2 kişinin Yunanca bildiği görülmektedir. Bu durum Girit kökenli kadınların ailelerinde Giritçe’nin yerine Türkçenin konuşulduğunu, dolayısıyla Girit’te yaşıyor olsalar dahi Türk dilini kullanmaya özen gösterdiklerinin bir göstergesi olmaktadır. Bunun yanı sıra, ankete katılan Giritli kadınlardan 7’si aile büyüklerinden Yunanca öğrenmiştir. Bu kadınların 5’i ise Yunanca şarkı, mani, atasözü ya da deyim bilmektedir.

Tablo 16: Giritçe / Yunanca Konuşma Durumuna İlişkin Frekans Analizi
tez 33.png
tez 33.png (5.42 KiB) 5101 kere görüntülendi
Tirilye'de yaptığımız görüşmeler sırasında dil öğrenme süreci ile ilgili pek çok değişik öyküye rastlanmıştır. Görüştüğümüz kişiler arasında maalesef birinci kuşak mübadile rastlanmamıştır. Dolayısı ile yaptığımız sözlü görüşmeler ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşaklar ile gerçekleştirilmiştir. Anket analiz aşamasında kuşaklararası değişime yeterince yer verilecektir. Araştırma alanından edindiğimiz bilgiye göre;

mübadiller Tirilye'ye geldiklerinde Türkçeyi bilmiyorlar ve geldikleri yerdeki halk ile anlaşabilmek için ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Şuan 86 yaşında olan Ayşe Tezel bu durumu şu şekilde anlatmıştır:


“Babam ve annem buraya geldiklerinde yeni evliler annem 16 yaşındaymış, kızlar erken evlendirilirmiş o zaman. Tirilye'ye geldikten iki sene sonra ben dünyaya gelmişim. Annemin demesine göre Giritçe/ Rumca konuşmak yasakmış, jandarma kahvehanelerde gezermiş ve Rumca konuşanlara para cezası kesilirmiş.”

“Ben Rumcayı annem ve babamdan öğrendim, ibadet dilimiz Kur’an diliydi, bazı duaları ve nazar duasını Rumca okuyorum. Annem nazar duasını hep Rumca okurdu çünkü ondan gelen bir alışkanlık. Rumca konuşunca bizimkilere gevur demişler. Hatta önceden Giritli (gevur) mahallesi aşağıda denize yakındı, Müslüman mahallesi biraz daha yukardaydı. Zamanla birbirlerine kaynaştılar, kız alıp vermeler oldu. Bizimkiler hep karşı çıkmış gevur değiliz demişler; hâlbuki bizimkiler Giritte de kapalıymış, namaz kılarlarmış, erkekler sünnet olurmuş, oruç tutarlarmış. Babam Türkçeyi kahvede, arkadaş arasında öğrenmiş. Kadınlar için Türkçe kurslar açılmış. Çocuklar okulda öğrendiler Türkçeyi. Taş mektep var burda önceden burası papaz okuluymuş, papaz yetişirmiş sonradan burası ilkokul ve orta öğretim yeri oldu. Burada okudular, beni okula göndermediler. Türkçeyi anne ve babamdan zamanla öğrendim.”

5.5. DİN


Sosyal yaşam içerisinde insanların geçmişten miras olarak aldıkları birtakım örf ve adetler devam etmektedir. İnanç süzgecinden geçirilmemiş bu örf ve adetler, sosyal yaşam içerisinde belli ölçüde inanma ve uygulama alanı bulabilmektedir.

Tablo 17: Nazara İlişkin Frekans Analizi
tez 34.png
tez 34.png (5.93 KiB) 5101 kere görüntülendi
Tablo 18: Nazara İlişkin Anova Testi
tez 35.png
tez 35.png (5.81 KiB) 5101 kere görüntülendi
tez36.png
tez36.png (1.68 KiB) 5101 kere görüntülendi
Türk kültüründe bakışlarında tesir olduğuna inanılan insanların, baktıkları şeylerde menfi yönde gelişmeler meydana getirdiklerine inanılmaktadır. Nazar isabet eden kimsenin kendisine, malına veya eşyasına bir zarar geleceğine inanılır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak üzere bazı tedbirlere başvurulmaktadır.

Girit mübadilleri ile sözlü görüşmelere göre nazar değdiğinde yapılan uygulamalar arasında en yaygın olanı nazar boncuğu takmaktır. Çiçeklerine nazar değmemesi için ise yumurta kabuğu asmak anlatılmıştır. Nazar değmemesi için yapılan en ilginç uygulama ise Ayşe Tezel’in annesinden öğrendiği “Güneş Alması” uygulamasıdır.
Ayşe Tezel güneş alma uygulamasını şu şekilde anlatmıştır:


“Güneş almasını annemden öğrendim ben, önce külleri alıyorsun sonra da güzelce karıştırıyorsun sonra rengi değişene kadar başının üstünde güneşe doğru tutuyorsun. Sonra bir beze sarıp alnına sarıyorsun. Nazar değer, güneş çarparsa; güneş alması diye biz bunu yaparız. Üstüne de Rumca nazar duasını okurum...”

Resim 12: Nazar Boncuğu
tez 37.png
tez 37.png (48.71 KiB) 5101 kere görüntülendi
Türkiye’de halen yaygınlığını koruyan nazar boncuğu asmak yanında Giritliler çiçeklerine de nazar değmemesi için yumurta asmak gibi bir geleneği sürdürmüşlerdir. Bugün uygulayıcılarının sayısı azalsa da bu durum Giritlilerin doğaya ve evde çiçek yetiştiriciliğine ne kadar büyük önem verdiklerini göstermektedir.
[/size]
Resim 13: Yumurta Asma Uygulaması - 1
tez 38.png
tez 38.png (83.01 KiB) 5101 kere görüntülendi
Resim 14: Yumurta Asma Uygulaması – 2
tez 39.png
tez 39.png (58.76 KiB) 5101 kere görüntülendi
Girit ile bağlarını koparmayan katılımcılarımızdan elde ettiğimiz izlenimlere göre adadan geldikten sonra Türkler belli inanışlarında Giritçe (Rumca) kullanmayı sürdürmüşler ve bu durum katılımcılarımızdan bazıları tarafından bugün de sürdürülmektedir.

Sözlü görüşmelerden edindiğimiz bilgiler ışığında Giritliler başlangıçta geldikleri bölgelerde önce gâvur olarak aşağılanmış ve Müslüman olarak görülmemiştir. Ancak zamanla Giritlilerin ibadetlerini sürdürmeleri ve belirli geleneklerin uygulanması yerli halkın göçmenlere karşı olan önyargısını değiştirmiştir.

[/size][/color][/i][/b][/size][/color][/i][/b][/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 21:10

5.6. SOSYO-KÜLTÜREL YAŞAM


İnsan hayatında doğum, evlenme ve ölüm gibi üç önemli geçiş dönemi bulunmaktadır. Hemen hemen bütün kültürlerde hayatın önemli anları olarak ifade edebileceğimiz bu durumlar, insanlara genellikle bir öncekine nispetle yeni statüler kazandıran dönemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemler yaşam sürecinde birçok inanç ve uygulamalarında ortaya çıkmasına imkân vermişlerdir.

En ilkel topluluklardan en modern topluma kadar her dönemde doğum/ölüm ve evlilik gibi olgular önemsenmiş ve bu olgulara birçok anlam yüklenmiştir. Girit özelinde incelediğimiz sosyo-kültürel yaşam içerisinde de bu olgular, belirgin bir yer tutmaktadır.

Bireylerin, toplumsal yapıda bir ilişkiler ağı içinde yer almaları ve bu ilişkiler sonucunda edindikleri bilgiler, görgüler ve deneyimlerin oluşturduğu bir bütün olarak kültür kavramı, aynı zamanda bu deneyim ve bilgilerin gelecek kuşaklara aktarılması konusunu da içinde taşımaktadır. İnsanoğlu yaşamına, sürdürebilmek için, bir ilişkiler ağı içerisinde yer almaktadır. Değişen sosyal ortamlar ve gelişen bilim ve teknoloji ile birlikte edinilen bilgiler, görgüler ve deneyimler de karmaşıklaşmıştır. Bireyler,




edindikleri bilgileri ve deneyimleri gelecek kuşaklara aktarmaya çabalamıştır. Aktarılan bu bilgiler o toplumun kültürünü oluşturmaktadır.

Girit’te yaşadıkları dönemde Yunanistan örf ve adetlerinin uygulanıp uygulanmadığı katılımcılara sorulmuş ve hem kadınlar hem de erkekler Yunanistan örf ve adetlerinin uygulanmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Tablo19: Cinsiyete Göre Yunan Örf ve Adetlerinin Uygulanıp Uygulanmadığına İlişkin Analizi

tez 40.png
tez 40.png (3.35 KiB) 5094 kere görüntülendi
Tablo 20: Cinsiyete Göre Devletin Göçmenlere Sahip Çıkıp Çıkmadığını Düşünmeye
İlişkin Frekans Analizi
tez 41.png
tez 41.png (3.49 KiB) 5094 kere görüntülendi
Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, göç sırasında Giritli / Yunanistan’dan gelen mübadillere devletin sahip çıktığını düşünmektedir. Bu durum özellikle sözlü tarih çalışması sırasında da belirgin bir şekilde gözlemlenmiştir. Hatta katılımcılardan Kemaliye Kara’nın anlattıklarına göre o dönem Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan hayranlıktan ötürü, Girit göçmenleri arasında pek çok erkeğe Kemal, kızlara ise Kemaliye ismi verilmiştir.

Tablo 21: Cinsiyete Göre Tirilye'ye Kendi İsteği İle Gelip Gelmemenin Frekans Analizi

tez 42.png
tez 42.png (3.31 KiB) 5094 kere görüntülendi
Araştırmaya katılan mübadillerin büyük çoğunluğu Tirilye’ye kendi istekleri ile yerleşmediklerini belirtmişlerdir. Bu durum sözlü görüşmeler sırasında da ortaya çıkmıştır. Katılımcılardan Ahmet Baytekin’in anlattıklarına göre ilk zamanlar kimseye nereye yerleşmek isteği sorulmamış, herkes gösterilen yere yerleşmek zorunda kalmıştır. İlerleyen yıllarda kimi iskân edilen yerde kalmış kimi ise göç etmiştir. Katılımcılardan Ahmet Baytekin’e göre Tirilye’ye yerleştirilenler şanlıdır, çünkü Tirilye ve Girit Adası pek çok yönden birbirine benzemekte ve bu yüzden gelenler hiç yabancılık çekmemiştir.


Tablo 22: Cinsiyete Göre Ayrımcılığa Maruz Kalıp Kalmamaya İlişkin Görüşlerin Frekans Analizi
tez 43.png
tez 43.png (4.28 KiB) 5094 kere görüntülendi
Devletin göç sırasında mübadillere sahip çıktığını düşünen kadınların büyük çoğunluğu bu görüşlerini göçmen olarak ayrımcılığa maruz kalmadıklarını belirterek desteklemişlerdir.

Kendileri ile aynı kültürel geçmişe sahip insanlar ile daha iyi anlaştıklarını düşünen erkeklerin sayısı 14 iken, kadınlarda bu sayı 13’tür. Görüldüğü üzere, kültürel geçmiş konusundaki görüşler kadınlar ve erkekler arasında hemen hemen eşit düzeydedir. Kısacası aynı kültürel geçmişe sahip insanlarla daha iyi anlaşıp anlaşmama durumunun cinsiyete göre farklılık göstermediği görülmektedir. Bu durum, bağımsız

[/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 21:42

örneklem t testinde de gösterilmiş ve kültürel geçmiş konusunda cinsiyetler arasında görüş ayırımı olmadığı ortaya konulmuştur. (p = 0,799 > 0,05)
Tablo 23: Cinsiyete Göre Aynı Kültürel Geçmişe Sahip İnsanlarla Anlaşıp Anlaşmamaya İlişkin Frekans Analizi
tez 44.png
tez 44.png (5.73 KiB) 5090 kere görüntülendi
Tablo 24: Cinsiyete Göre Aynı Kültürel Geçmişe Sahip İnsanlarla Anlaşıp Anlaşmamaya İlişkin Bağımsız Örneklem t Testi
tez 45.png
tez 45.png (8.18 KiB) 5090 kere görüntülendi
Tablo 25: Cinsiyete Göre Başı Sıkıştığında Başvurabileceği Kişilerin Frekans ve Kikare Analizi
tez 46.png
tez 46.png (5.77 KiB) 5090 kere görüntülendi
Tablodan da görüleceği üzere araştırmaya katılan kadın ve erkeklerin görüşlerinde bariz farklılık bulunmaktadır. Araştırmaya katılan kadınlar başları sıkıştıklarında çoğunlukla komşularından yardım isterken, erkekler ise komşularından hiç yardım istemeyip akraba ve arkadaşlarından yardım istemeyi tercih etmektedirler. Oluşan bu durumun istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığının test edilebilmesi için kikare bağımsızlık testi uygulanmış ve ailece görüşüp başı sıkıştığında yardım edebileceği kişiler bakımından erkekler ve kadınların görüşleri arasında farklılık olduğu ortaya konulmuştur. (p: 0,000<0,05)

Girit kökenli kadınların kültürel mirasla ilgili olarak sorulara verdikleri yanıtların frekans analizi aşağıdadır.

Tablo 26: Kültürel Mirasa İlişkin Frekans Analizi
tez 47.png
tez 47.png (7.3 KiB) 5090 kere görüntülendi
tez 48.png
tez 48.png (3.14 KiB) 5090 kere görüntülendi
Buna göre zorunlu göç sonrası dönemde kültür ve geleneklere adaptasyon sorunu yaşayan kadınlar yaşamayanlara göre çok daha fazladır. Bu durum, kültürel mirasın bir kolu olan mutfak tercihinde de görülmüş ve Girit kökenli kadınlar evlerinde daha çok Girit mutfağından yemekler yapmışlardır. Kısacası Girit kökenli kadınlar, zorunlu göçten sonra alışkanlıklarından vazgeçmemiş ve Girit’teki kültürlerini devam ettirmişlerdir. Ancak yine de bu durum yalnızca göç edenler özelinde kalmış, göçten sonra doğan nesilde Türkiye’ye ve Türk insanına özgü kültürel gelenek yerleşmiştir.


Evlenme, bütün toplumlarda kız ve erkek için olduğu gibi yeni akrabalık ilişkisi kuran, kendi grupları içinde yüksek değeri olan bir olaydır ve bu haliyle evlilik evrensel bir kültürdür. Ancak her toplum bu olgu ile ilgili olarak kendi kültürel değerlerini oluşturmuştur. Her toplumda evlenme olayı bir dizi seremoni, pratik ve geleneksel davranışlarla gerçekleştirilmektedir. İki gencin bir yuva kurması yalnızca bu iki kişiyi ilgilendirmez; iki aile, içinde yaşadıkları toplum bu konuyla ilgilidir ve asla dışında kalamazlar.

Çalışma kapsamında görüşülen kişiler de Girit mübadillerinin evlilik törenlerine ilişkin bilgiler vermişlerdir. Buna göre kız istemeye gidildiğinde sakız ve armut kurabiyesi götürüldüğü birkaç katılımcıdan öğrenilmiştir. Ancak bu geleneğin şu anda yaşamadığını belirtmek de gerekmektedir. Yurdun genelinde olduğu gibi kız istemeye ağırlıklı olarak çikolata götürülmektedir ve bu durum kültürel değişmenin örneklerinden biri durumundadır.

Çalışma kapsamında görüştüğümüz mübadiller, Girit’te bulundukları yıllarda Türkler, doğum düğün ve cenazelerde İslam dinin gerektirdiklerini yaptıklarını belirtmişlerdir: Girit mübadili Hatice Gökova düğün ve cenaze törenleri ile ilgili şu bilgileri vermiştir:

“Düğünlerimizden önce kız isteme, söz, nişan gibi bütün adetler yapılırmış. Önceden çikolata yoktu lokum gidermiş kız evine ya da sakız. Doğumdan sonra lausa şerbeti yapılır ve kırk mevlidi mutlaka okunurmuş. Cenazelerde bütün mevlitler sırası ile okunur, helvası yapılırmış. Ölenin eşyaları, ihtiyaç sahiplerine verilir ve odasının ışığı kırk gün açık bırakılırmış; bir bardak su da odada bırakılırmış. Girit’te yaşanılan dönemde bütün bunlar yapılmış ama Yunanlıların paskalya günlerine doğum ve cenazelerine bizimkiler de gidermiş. Komşuluklar iyiymiş. Onlar

cenazelerinde siyah giyerlermiş, bizimkiler beyaz bir örtü takarlarmış başlarına”

Türk toplumunda dini ve milli kültür bağlamında çocukla ilgili olan en yaygın ve vazgeçilemeyecek uygulama ise sünnet geleneğidir. Bu geleneğin yüzyıllar boyu sıkı ve kesin bir şekilde yerine getirilmesinde birtakım inançlar ve görüşler egemendir. Bunların bir kısmı dinsel, bir kısmı toplumsal, sıhhî ve cinsel içeriklidir. Girit kültüründe de sünnet, erkek çocuğu için bir geçiş dönemi sayılmış ve önemli kutlama ve merasimlere sahne olmuştur. Bu mutluluk merasimleri, millet içerisinde gelecek kuşaklara aktarılacak eskimez değerlerden olan, yardımlaşma ve dayanışma örneklerini de beraberinde getirmiştir. Katılımcılardan Ayşe Kasap’ın belirttiği gibi Girit’te Müslüman erkek çocuklara mutlaka sünnet yapılırmış;

“Sünnetsiz erkek olur mu, bizim büyüklerimiz hep böyle derler. O zaman fakirlik varmış böyle düğünler yokmuş elbet; ama mutlaka erkek çocuklar sünnet ettirilir ve ardından mevlit okunurmuş. Sünneti yapanlar genelde berberlermiş. Öyle hastaneye falan gitmek yok o zaman, Müslüman kahvesinde berber gelir usturası ile halledermiş. Sünnet olmadan erkek olmaz derler.”

Dini bayramlar ile ilgili olarak Girit mübadili Hasan Korkmaz ise şu bilgileri vermiştir:

“ Kurban ve Ramazan bayramlarında büyüklerin elleri öpülür ve ziyaretler yapılırmış; şimdi burada olduğu gibi. Mutlaka kurban kesilirmiş, hemen hemen herkes kesermiş kapısının önünde kurbanını kesemeyen olduğunda da mutlaka bir parça et verilirmiş. Kurban kesme olayına Rumlar iyi gözle bakmazmış ama saygı duyarlarmış. Müslümanlar da onlara karışmamış çünkü. Girit’te dini bayramlar hep kutlanmış ve bayram namazı kılınmış”

Sözlü görüşmelerimiz sırasında Meral Ertokat Tirilye’de mübadele sonrasındaki kültürel yaşam ile ilgili şu ayrıntıları da vermiştir:

“ Girit’ten göç edildiği yıl Bando ve Futbol takımı kuruldu Tirilye’de. Daha önce böyle bir şey yokmuş. Bu da Giritli mübadillerin Tirilye’ye kattığı önemli değerlerdendir.”

Resim 15: Mudanya Lozan Mübadele Derneği Arşivinden İlk Bando Takımı, 1924
tez 49.png
tez 49.png (68.66 KiB) 5090 kere görüntülendi
Resim 16: Mudanya Lozan Mübadele Derneği Arşivinden, Giritliler Tarafından İlk Kurulan Futbol Takımı
tez 50.png
tez 50.png (185.81 KiB) 5090 kere görüntülendi
5.7. GÜNLÜK YAŞAM


İnsanların sosyo-demografik özelliklerinden elde ettiğimiz bir takım bilgilerle onların yaşam stillerini bir ölçüde yorumlayabiliriz. Ancak bu insanların davranışlarının açıklanabilmesi ve yordanabilmesi onların yaşam stillerinin belirlenmesi ile gerçekleşir. Bu anlamda sosyo-demografik bir takım değişkenlerle elde edilen veriler yetersiz kalmaktadır. Yaşam stilinin ölçümü bir anlamda somutlaştırılması tanımlanan yaşam stili kavramına bağlıdır.

Tablo 27: Girit'ten Gelme Eşya Olup Olmamanın Frekans Analizi
tez 51.png
tez 51.png (3.51 KiB) 5090 kere görüntülendi
Araştırmaya katılanlara zorunlu göçten sonra yerleştikleri evlerinde Girit’ten getirdikleri eşya olup olmadığı sorulmuş ve 60 katılımcıdan yalnızca 8’i (4 erkek 4 kadın) evinde Girit’ten gelme eşya olduğunu belirtmiştir. Kısacası, ankete katılanlar zorunlu göç nedeniyle eşyalarını Girit’te bırakıp Türkiye’ye gelmek zorunda kalmışlardır.


Tablo 28: Günlük Yaşama İlişkin Anova Testleri
tez 52.png
tez 52.png (5.91 KiB) 5090 kere görüntülendi
tez 53.png
tez 53.png (12.55 KiB) 5090 kere görüntülendi
Yukarıdaki tablodan görüldüğü üzere ankete günlük yaşama ilişkin soruların ankete katılanların yaşlarına göre farklılık gösterip göstermediğinin belirlenebilmesi için yapılan anova testinde günlük yaşama ilişkin soruların, katılımcıların yaşlarına göre p=0,05 anlamlılık düzeyinde farklılık gösterdiği belirlenmiştir. (tüm sorulara ait p değerleri 0,05’ten küçüktür.)

Oluşan bu farklılığın hangi yaş gruplarında olduğunun belirlenebilmesi için anova testine ek olarak tukey post hoc çözümlemesi de yapılması gerekmektedir. Uygulamaya ilişkin tablo aşağıdadır.


Tablo 29: Günlük Yaşama İlişkin Tukey Post Hoc Çözümlemesi
tez54.png
tez54.png (2.19 KiB) 5090 kere görüntülendi
tez55.png
tez55.png (5.61 KiB) 5090 kere görüntülendi
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 22:08

TEZ56.png
TEZ56.png (21.01 KiB) 5090 kere görüntülendi
TEZ57.png
TEZ57.png (10.34 KiB) 5090 kere görüntülendi
Buna göre denize girme durumu, 18-35 yaş aralığındakilerle diğer yaş aralığındakiler bakımından farklılık göstermektedir. Araba kullanma durumu tüm yaş grupları için farklılık göstermektedir. Paralı gün yapma ise 35-58 ve 58-90 arasında farklılık göstermemektedir. Tv dizilerini izleme ve fal baktırma da yaşa göre tüm yaş grupları bakımından farklılık göstermektedir. Bu durum aşağıdaki tabloda yer alan frekans analizleri bakımından da doğrulanmaktadır.

Tablo 30: Yaşa Göre Günlük Yaşama İlişkin Frekans
TEZ 58.png
TEZ 58.png (13.64 KiB) 5090 kere görüntülendi
5.8. GİYİM


Kültürün belirleyicilerinden biri de giyim tarzıdır. Bir toplumun ayırıcı nitelikleri arasında sayılan giyim kuşam alışanlıkları da zamanla, belirli kurallarla ya da Girit mübadilleri özelinde gördüğümüz gibi sosyal etkileşim ile değişebilmektedir.

Tablo 31: Cinsiyete Göre Giyim Tarzına İlişkin Frekans Analizi
TEZ 59.png
TEZ 59.png (3.49 KiB) 5090 kere görüntülendi
Giyim kuşam konusunda katılımcılara zorunlu göçten sonra Türkiye’de de aynı giyim tarzına sahip olup olmadıkları sorulmuş ve katılımcıların çok büyük çoğunluğu giyim kuşam konusunda Girit’teki giyim tarzını terk ettiğini belirtmiştir.


Tablo 32: Yaşa Göre Giyim Tarzına İlişkin Frekans Analizi
TEZ 60.png
TEZ 60.png (4.36 KiB) 5090 kere görüntülendi
Görüldüğü üzere, yalnızca 58–90 yaş aralığındaki kadınlar Girit’teki giyim kuşam tarzını devam ettirmektedir. Bu da, yaş ilerledikçe çağa uyum sağlamanın zorlaştığının bir kanıtı olmaktadır.

Katılımcılarımız arasında yer alan Mehibe Erdil mübadele öncesi kadın ve erkelerin giyimi ile ilgili şu bilgileri vermektedir.

“Annelerimizin kimi peçe takarmış kimi ise başörtüsünü sadece önden bağlar gezermiş. Şimdi de kadınlar kapalı olsalar da başörtülerini önden

bağlarlar. Girit’te genç kızlar arasında açık olan ve modern giyinenlerde varmış, ama onlara pek iyi gözle bakılmazmış o zamanlar. Kadınlar iş yaparken “puta” denilen bir önlük takarlarmış önlerine. Kadınlar tek renk giyerlermiş, öyle alacalı giyinmezlermiş. Erkekler ise fes ya da şapka takarlarmış ama muhakkak başlarında bir şey olurmuş. Rum erkekler daha modern şapkalar takarlarmış”

Resim 17: Girit Adasında Yaşayan Türk Kadın Ve Erkek (Mehibe Hanımın Aile Dostları)
TEZ 61.png
TEZ 61.png (65 KiB) 5090 kere görüntülendi
Girit adası yüzyıllar boyunca Osmanlı toprakları içerisinde iki farklı kültürün tek bir kültür yarattığı bir ada olması dolayısıyla her zaman farklı bir coğrafya olmuştur. Bugün bile ada sakinlerinin kendilerini Yunan olarak değil Giritli olarak tabir etmeleri de bu durumu kanıtlamaktadır. Üstteki fotoğrafa gördüğümüz gibi kadın erkeğinin yanında yer almış, Cumhuriyet öncesi Türkiye’sinde olduğu gibi erkeğin oldukça geri

plana ittiği bir konumda olmamıştır. Her ne kadar ataerkil yapı korunsa da, bölgedeki Türk aileler için ailede kadının konumu her zaman önemli olmuştur.

Resim 18: Mehibe Hanımın Girit’teki Akrabaları
TEZ 62.png
TEZ 62.png (73.76 KiB) 5090 kere görüntülendi
Üstteki fotoğrafta görülen Giritlilerin modern giyimleri dikkat çekicidir. Zamanla katılımcılardan bazıları çarşafın yerini modern giyim tarzının aldığını belirtmiştir, yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi. Bu nedenle Girit’ten gelen kadınların Cumhuriyet sonrası kıyafet inkılabı ile farklılaşan giyim kültürüne adaptasyon konusunda bir zorluk yaşanmamış olduğu düşünülebilir.

Resim 19: Girit'te Yaşanan Yıllar
TEZ 63.png
TEZ 63.png (48.85 KiB) 5090 kere görüntülendi
Resim 20: Girit'te Yaşanan Yıllar – 2
TEZ64.png
TEZ64.png (35.98 KiB) 5090 kere görüntülendi
Girit’in belirgin özelliklerinden biri de adada fotoğrafçılığa verilen önemdir. Katılımcılarımızla yaptığımız görüşmelerden elde ettiğimiz bilgilere göre aile üyelerinin 1900’lü yılların başında adada Türklerin de yürüttüğü fotoğrafçılığı ciddiye alarak, her aile bireyinin fotoğraflarının çekildiğini belirtmişlerdir. Bu nedenle mübadele sonrasında




Girit’teki fotoğraflarını getiren Türkler ada yaşamı hakkında önemli bilgiler sağlamışlardır.


Resim 21: Katılımcılardan Mehmet Kara’nın Babası
TEZ 64.png
TEZ 64.png (44.27 KiB) 5090 kere görüntülendi
Resim 22: Girit’te Yaşanan Yıllar – 3
TEZ 65.png
TEZ 65.png (45.81 KiB) 5090 kere görüntülendi
Resim 23 ve Resim 24’de gördüğümüz gibi Giritli erkekler fötr şapka ve kasket giyerlermiş. Katılımcılardan Hatice Baysal’ın söylediği kadarı ile Girit’ten geldikten sonra Atatürk’ün şapka ve kılık kıyafet devrimine uyum sürecinde zorluk yaşanmamış;




çünkü Girit’te modern şapkalar takılır; kadınların kimi ise açık giyinirmiş. Göçten sonra “gevur” olarak aşağılandıklarında onlar “Avrupalı“ olduklarını söylerlermiş.


Resim 23: Girit’te Yaşanan Yıllar – 4
TEZ 66.png
TEZ 66.png (50.93 KiB) 5090 kere görüntülendi
Resim 24: Girit’te Yaşanan Yıllar – 5
TEZ 67.png
TEZ 67.png (23.69 KiB) 5090 kere görüntülendi
5.9. YEMEK KÜLTÜRÜ


Bir toplum içerisinde topluluğun kültürünün belirleyicilerinden biri de yeme-içme alışanlıklarıdır. Aile bireylerinden yakın çevreye kadar her kesimden insanı etkileyen bu toplu kültür, bireylerin bir arada bulunması ve kültürel ritüelleri konusunda önemli ipuçları vermektedir ve her kültürel alanda olduğu gibi dışarıdan gelen etkilere de açık durumdadır. Yaptığımız görüşmeler sırasında mübadil göçmeni kadınların Girit mutfak kültürü ile ilgili verdikleri bilgiler aşağıdaki gibidir. Uygulamalı olarak gösterdikleri her bir yemek Girit mutfak kültürünün önemli tariflerindendir. Yemeklerin yapımı sırasında mutfaklarından ve kendilerinden görüntü almamamızı isteyen kadınların sadece yaptıkları yemeklerin yakın fotoğrafları çekilmiştir.

DAKOS (Kukuvaya)

Bu tarif Girit göçmeni Ülfet Özen’den alınmıştır. Özen yemeğin yapılışını şu şekilde anlatmıştır:
Malzemeler:

• 1 adet Girit peksimeti (arpa unundan)
• 1 büyük olgun domates
• 2–3 kaşık ufalanmış beyaz peynir (Yunan Fetası, Türk teneke peyniri ya da tulum loru)
• Zeytinyağı
• Kekik
• Deniz tuzu
• Kapari

“Her şeyde olduğu gibi bu peksimetlerin de bir usulü var. Peksimeti ya çeşmeden akan suyun içinde tutacaksınız ya da 1 kâse suya daldırıp çıkaracaksınız. Çünkü böylece elinizde dağılmayacak kadar yumuşadığından emin olabiliyorsunuz. 1 kâse suya

[/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT KÖKENLİ MÜBADİL KADINLAR ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK BİR ARAŞTIRMA” (BURSA/TİRİLYE ÖRNEĞİ)

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Ağu 2019, 22:18

daldırmak dendiğinde, ne kadar kalması gerektiğini belirtmek çok zor ve peksimet bir anda öyle çok yumuşayabilir ki tutup kâseden bütün halde çıkarmak mümkün olmayabilir. Dediğim şekilde yumuşattığım peksimeti tabağa alıyoruz. Üstüne olgun, kıpkırmızı bir yaz domatesini rendeliyoruz. Tuzunu ve kekiğini atıp bolca sızma zeytinyağı gezdiriyoruz. Üstüne beyaz peynirimizi ufaladıktan sonra, tekrar kekik, tekrar zeytinyağı gezdiriyoruz.”
Resim 25: Dakos
TEZ 68.png
TEZ 68.png (47.5 KiB) 5090 kere görüntülendi
KUZU ETLİ STAMNAGATİ


Bu tarif Girit göçmeni Kemaliye Türker’den alınmıştır. Türker yemeğin yapılışını
şu şekilde anlatmıştır:

“Stamnagati, Girit’te oldukça yaygın bir çeşit radika. Acımsı tadından hoşlananlar çiğ yemeyi tercih ediyor, bazıları da haşlayıp tüketmeyi. Bir de buralara özgü olarak kuzu, hatta tercihen keçi etiyle yapılan yemeği oluyor. Tarif oldukça yalın ve kolay. Üstelik bazı kitaplarda Stamnagati yerine bildiğimiz radikayla da yapılabildiğini eklemek istiyorum.


• Yarım kilo stamnagati (ya da bulabildiğiniz bir cins radika)
• Yarım kilo kuzu/keçi eti
• 2 limonun suyu
• 1 yumurta
• Karabiber, tuz
• Zeytinyağı

Stamnagati’leri ayıklayıp güzelce yıkadıktan sonra kaynar suda 5 dakika kadar haşlayıp süzüyoruz. Bu işlem aynı zamanda otların acılığını da alıyor. Yemeklik parçalara doğranmış eti zeytinyağında 4–5 dakika kadar kavuruyoruz. Yarım bardak kadar sıcak su ekledikten sonra kapağı kapalı kısık ateşte yarım saat pişiriyoruz. Yarım saat sonra haşlayıp süzdüğümüz otları ekleyip yavaşça karıştırıyoruz. Tuzunu ve karabiberini ekleyip 20 dakika daha kısık ateşte pişirmeye devam ediyoruz. Pişmenin sonunda limon suyu ve çırpılmış yumurtayla yaptığımız terbiyeyi -yemeğin suyundan alıp yavaş yavaş alıştırarak- yemeğimize ekliyoruz. Sıcak servis yapıyoruz.”


Resim 26: Kuzu Etli Stamnagati
TEZ 69.png
TEZ 69.png (53.97 KiB) 5090 kere görüntülendi
PİTA

Bu tarif Girit göçmeni Ayşe Kara’dan alınmıştır. Kara yemeğin yapılışını şu şekilde anlatmıştır:

Malzemeler:
½ kilo un
1 bardak ılık su
1 fincan zeytinyağı Tuz
Karışık otlar (1 kilo kadar) 2–3 kuru soğan
1 fincan kadar zeytinyağı


“Otları ayıklayıp güzelce yıkadım ve sularını süzdürdüm. İrice doğrayıp iyice harmanladım. Önce doğranmış soğanı kavurdum, sonra da otları ekleyip kavurmaya devam ettim. Bu arada ılık su, zeytinyağı ve unla hamuru tuttum. Çok az bir süre dinlendirdikten sonra merdaneyle açtım. Bir bardak yardımıyla yuvarlaklar kesip bir yarısına kavrulmuş ot karışımından koydum. Yarım ay şeklinde kapattım. Hortopitakya pişmeye hazır. Yağlanmış tepsiye dizip üstlerine yumurta sürdüm ve tabi ki susam serptim. Bunun peynirlisi de yapılır. Ona Tiropitakya denir.”
Resim27:Pita
TEZ 70.png
TEZ 70.png (47.53 KiB) 5090 kere görüntülendi
Kara, pitanın gerçekte Kavala yemeği olduğunu ve komşuları sayesinde yemeğin kendi mutfaklarına da girdiğini belirtmiştir. Bu durumda Tirilye’de farklı bölgelerden gelen göçmenler sayesinde mutfak kültürünün zenginleştiğini söyleyebiliriz.


ENGİNARLI PİLAV

Bu tarif Girit göçmeni Ayşe Bilge’den alınmıştır. Bilge yemeğin yapılışını şu şekilde anlatmıştır:

Malzemeler:

3 enginar çanağı 4–5 dal taze soğan 1 bardak pirinç
1.5 bardak sıcak su Zeytinyağı Dereotu

“Enginarları, ince kıyılmış soğanlarla zeytinyağında, hafif sulu bir şekilde pişiriyoruz. Enginarlar yumuşayınca bunları bir kenara alıyoruz. 4'e bölüyoruz. Tüm malzemeyi süzüyoruz. Bir tarafta pilavımızı pişiriyoruz, süzdüğümüz suyu da pilava ilave ediyoruz. Pişmesine yakın enginarları ve kıyılmış dereotunu pilava ilave ediyoruz. Kendini iyice çekince altını kapatıp, demlenmeye bırakıyoruz.”

Resim 28: Enginarlı Pilav
TEZ 71.png
TEZ 71.png (41.48 KiB) 5090 kere görüntülendi
ŞEVKETİ BOSTAN

Bu tarif Girit göçmeni Kemaliye Kara’dan alınmıştır. Kara yemeğin yapılışını şu şekilde anlatmıştır:


1 kg şevket-i bostan 2 adet kuru soğan
300 gram kuzu eti - böbrek yatağından- 1/2 su bardağı sızma zeytinyağı
1 adet limon
2 yemek kaşığı un 2 çay kaşığı tuz

“Kuru soğanları yemeklik olarak doğrayıp düdüklü tencereye koyun. Soğanları yumuşayıncaya kadar zeytinyağı ile kavurun. Üzerine kuzu eti ilave edip etin rengi dönene kadar kavurmaya devam edin. Şevket-i bostanları ayıklayıp doğrayın ve etin üzerine ilave edin. Tuz ve 2 su bardağı sıcak su ekleyip tencereyi kapatın. Kaynamaya




başladıktan itibaren 45 dakika kadar pişirin. Limon suyu ve unu çırparak kestirme (terbiye) hazırlayın. Pişen şevketi bostanın suyundan ilave ederek kestirmeyi -terbiyeyi- seyreltin. Hazırladığınız karışımı yemeğe ilave edip sıcak olarak servis yapın.”
Resim 29: Şevketi Bostan
TEZ 72.png
TEZ 72.png (37.34 KiB) 5090 kere görüntülendi
YOĞURTLU OĞLAK ETİ

Bu tarif Girit göçmeni Meral Ertokat’tan alınmıştır. Ertokat yemeğin yapılışını şu şekilde anlatmıştır:

1 kg oğlak veya kuzu eti 1/2 kg süzme yoğurt
3 yemek kaşığı un
1 çay bardağı sızma zeytinyağı 2 adet yumurta
1 çay kaşığı pul biber 1 çay kaşığı kekik
10 tane karabiber 2 çay kaşığı tuz.

“Etleri kuşbaşı doğrayıp bir tencereye alın. Sızma zeytinyağı, karabiber taneleri, kekik ve tuz ilave ederek yumuşayıncaya kadar pişirin. Suyunu süzüp diğer tarafta yoğurt, yumurta ve unu karıştırın. Karışıma 1 su bardağı et suyunu ilave edip tekrar




karıştırın ve karışımı etin üstünü kaplayacak şekilde yayın. Kapağını kapatıp 10 dakika pişirin. Üzerine kırmızıbiber ilave edip sıcak olarak servis yapın.”

Resim 30: Yoğurtlu Oğlak Eti
TEZ 73.png
TEZ 73.png (43.69 KiB) 5090 kere görüntülendi
[/size][/color][/i][/b]
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 7 misafir