1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 20:37

Girit adasında yaşayan reayadan bazılarının da imzalarının yer aldığı bir başka mektup, Seline muhafızlarına ve Girit’in diğer Müslüman idarecilerine hitaben 13 Şubat 1841 tarihinde yazılmıştır. Reayanın bu mektupta ifade etmek istediği şey, intikam almak için değil, ortaklaşa bir şekilde vatanlarında serbestçe ve kanunlar çerçevesinde beraber yaşamak üzere geldiklerini haber vermektir. Mektubun devamında eşkıya:

“Bizim vatanımız sizin de vatanınızdır. Büyük devletlerin yani İngiltere, Fransa ve Rusya’dan yardım istemek de mümkündür. Fakat ne sizin ne de bizim müstakil bir idareye sahip olma şansımız vardır. Bu yüzden zayıf olan güçlü olanın hâkimiyeti altında yaşamak zorundadır. Bizim taraftan size bir zarar gelirse kendi baş ve canımızla tazmin etmeye taahhüt ederiz. Ancak sizler de yanlış hareket edip bize bir sebep vermemeye dikkat ediniz. Zirâ o takdirde hukukumu zu korumak için vazifemizi icra eder, sizi hem Yüce Allah’a hem de üç büyük devlete şikâyet ederek aleyhinize protesto ederiz” demiştir. Bu ifadelerin yer aldığı yazı, Mustafa Naili Paşa’ya kendileri tarafından bizzat takdim edilmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 2).

1.6. 25 Şubat 1841 Tarihli İlk Şura Toplantısı


Girit’te bulunan Hristiyan reayanın eşkıyanın sözlerine itimat ederek galeyana gelip birbirlerini etkileme ihtimaline karşı bir an evvel eşkıya meselesine bir çözüm yolu bulmak gerekiyordu. Bu gerekçe ile 25 Şubat 1841 Perşembe günü Hanya’da Mustafa Naili Paşa’nın huzurunda bir şura22 toplanmış ve bir müzakere metni hazırlanmıştır.

Ulemanın da katıldığı şura toplantısında nahiye memurlarından gelen mektuplar, eşkıyanın yayınladığı ilanlar ile kendilerine gönderilen emirler okunup değerlendirilmiştir. Adada bulunan asker ve muhafızların tamamına yakınının eşkıyanın bulunduğu bölgelere sevk edilmesi kararlaştırılmıştır. Aslında hepsi gönderilse daha iyi olurdu, ancak bu defa diğer nahiye ve köylerin güvenliği tehlikeye girecekti. Bu yüzden her bir bölgede bir miktar asker bırakmak suretiyle geri kalan askerler eşkıyanın bulunduğu bölgelere sevk edilmiştir.

Şura esnasında, kıyıya gelenlerin gerçekten Girit’in eski tebaası olup olmadığıyla ilgili bazı şüphelerin olduğu ortaya çıkmıştır. Eşkıyanın silahlı olarak adaya gelmiş olması, onların Yunan tebaasından ve hatta askerlerinden olabileceği ihtimallerini akla getirmiştir. Bunun üzerine Şura üyeleri, Girit’te bulunan Yunan konsolosunu çağırıp, bu soruları ona yöneltmek istemişlerdir. Yunan konsolosuna bu husustan bahsedilirken, diğer devlet konsoloslarının da orada bulunması uygun görülmüştür. Bu yüzden Girit’te bulunan bütün konsoloslar davet edilmek suretiyle, tekrar bir şura tertip edilmesine karar verilmiştir.

Şurada alınan karar gereği, meselenin büyük bir isyana dönüşmeden halledilmesi için adada bulunan mevcut askerler gerekli yerlerde görevlendirilecektir.Ayrıca adanın tamamen eşkıyadan arındırılması,halkın emniyet ve huzuru için bir miktar askerin devamlı adada bulunması gerekli görülmüştür.Bu yüzden merkezden birkaç harp gemisi ile bir miktar askerin devamlı adada bulunmak üzere gönderilmesi istenmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 5). Bu karara istinaden Mustafa Naili Paşa,Nisan ayı ortalarında Girit’te eşkıyanın bulunduğu yerlere gönderilecek olan görevlilere refakat etmek üzere birer kişinin tayin edilmesini talep etmiştir. Ayrıca adada başlayan ihtilal sebebiyle, Kandiye ve Resmo ile diğer kalelerin durumundan haberdar olmak üzere küçük bir vapura ihtiyaç duyulmuştur.Fakat bu taleplere bir cevap henüz gelmemiştir.23 Mektup gemi ile gönderildiği için havanın kötü olması sebebiyle İstanbul’a ulaşması biraz zaman alabilirdi. Bu yüzden, Girit taraflarında bulunmak üzere küçük bir vapurun gönderilmesi talebi tekrarlanmıştır (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 12).




22Bu toplantıda imzası bulunan 27 üyeden ikisi Rum’dur (İ. MTZ. GR, nr. 1/7).
23Bu arada peyderpey Mora tarafından gelen ve içlerinde cephane ile hırsızların olduğu kayıklar zapt edilmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 12).

50
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 20:51

Cevabı getirecek olan geminin de bir süre Girit’te kalması istenmiştir. Merkeze gönderilen her iki talep yazısı için herhangi bir cevap gelmeyince Mustafa Naili Paşa, eğer bir savaş yapmak zorunda kalınırsa, bu şekilde başlamak zorunda kalacağını ifade etmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 13). Nihayet İstanbul’dan gelen cevap, beklentileri karşılayamamıştır. Zirâ mevcut gemiler hizmette olduğundan Girit’e gemi gönderilemeyeceği, şimdilik durumun idare edilmesi gerektiği
belirtilmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 5).

2. 1841 İsyanı Öncesi Adadaki Konsolosların Arabuluculuk Faaliyetleri


Yunanistan’dan Girit nahiyelerine gelen eşkıyanın fesat çıkartma niyetinde olduğu anlaşılınca Mustafa Naili Paşa, Girit’te bulunan büyük devletlerin konsolosları ile görüşerek zihinlerde bir istikrar oluşturmak istemiştir.

Seline sahiline Mora tarafından gelmiş olan kayıklar ile içlerinde bulunan silahlı kişilerin
amaçlarının ne olduğunu Yunan konsolosuna sormak üzere, bir toplantı yapılması
kararlaştırılmıştır. Yapılacak olan toplantıya katılmaları için İngiltere, Rusya, Avusturya ve Fransa devletleri konsoloslarına da haber verilmiş ve hepsi de bu toplantıya iştirak etmişlerdir. Bu şekilde adadaki yabancı devletlerin konsoloslarıyla görüşülerek, adaya gelen silahlı adamların ya adayı terk etmeleri ya da silahlarını bırakıp ada sakinleri gibi itaat etmeleri sağlanacaktır. Eğer bu şartları kabul etmezlerse üzerlerine gidilerek haklarından gelinecek ve böylece ada büyük bir ihtilalden kurtulmuş olacaktır.

2.1. Hanya’da Bulunan Konsoloslar ile Hazırlanan Müzakere Metni


Mora taraflarından gelen eşkıyayla ilgili görüşme yapmak üzere büyük devletlerin Hanya’da bulunan konsoloslarıyla ve Yunan konsolosuyla bir toplantı yapılmıştır (HAT, nr. 1222/47797; Tayyarzade, 1291-1293).

Bu toplantı esnasında Mustafa Naili Paşa, özellikle Girit adasına gelenlerin yanlarında silahlarının da olduğunu vurgulamıştır. Konsoloslar, yabancıların asıl niyetlerinin ne olduğunu biliyorlardı. Adada yaşanması olası kötülükleri doğru bulmadıklarını ifade etmişlerdir.Yabancıların bir an önce adadan uzaklaşıp, söz konusu hasarları gerçekleştirmeden gitmeleri,uzaklaşmadıkları takdirde yapılan hareketlerden her ne ortaya çıkarsa kendilerinin sorumlu tutulacağını belirtmişlerdir.Daha sonra aynı zamanda Rusya Konsolosu vekilleri olarak, İngiltere Konsolosu Ongley, Avusturya Konsolosu Steflitsch ve Fransa Konsolos vekili Aleksandretta tarafından bir müzakere metni kaleme alınmıştır.Fransızca olarak yazılmış bir uyarı metni,Rumcaya tercüme ettirilerek,bulundukları Seline ve Apokoron kazalarında okunmak suretiyle kendilerine bildirilecektir.

Hanya’da bulunan konsoloslar, Fransızca olarak kaleme alınan bu müzakere metniyle birlikte tekrar Mustafa Naili Paşa’nın huzuruna gelerek bir görüşme daha yapmışlardır. Konsoloslar, silahlı kimselerin adadan kovulması ve uzaklaştırılmasında yardım edeceklerine dair Mustafa Naili Paşa ile anlaşmışlardır.Böylece ada,olası bir ihtilalden korunmaya çalışılacaktır.Konsoloslar,arabuluculuk faaliyetleri konusunda devletlerinin kendilerini desteklediğini belirtmişlerdir.

Görüşmeler esnasında bazı kararlar alınmıştır.Konsoloslar,silahlı kimselerin bulunduğu yerlere gidip ne isteklerini soracak ve geri dönmeleri gerektiğini bildirileceklerdi.Eğer geri dönmeyi kabul etmezlerse, kendilerine Mustafa Naili Paşa’nın uygun göreceği bir şekilde uzaklaştırılacakları bildirilecekti. Konsoloslar, adanın emniyet ve asayişinin korunması için Mustafa Naili Paşa’nın alacağı tüm tedbirlere uyacaklarını vaat etmişlerdir.

Fransa Konsolosu toplantıya gelememiş, vekil olarak Mösyö Aleksandretta’i göndermiştir. İngiltere ve Avusturya Konsolosları bizzat gelmiş, Rusya Konsolosu da, İngiltere ve Avusturya Konsoloslarını vekil tayin etmiştir. Konsoloslar ve vekilleri, silahlı yabancıların bulunduğu yerlere



51
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 20:52

gidip alınan kararı kendilerine bildireceklerdi. Mustafa Naili Paşa, kendi memurlarından iki kişiyi de konsolosların yanında gönderecekti.

Adaya gelen yabancıların bir an evvel burayı terk edip gitmeleri gerektiği, eğer gitmemekte ısrar ederlerse bunun vahim sonuçlar doğuracağıyla ilgili hazırlanmış olan bir beyannâme metni,Mustafa Naili Paşa’nın huzurunda 25 Şubat 1841 tarihinde hazırlanmıştır. Konsolosların imzaladığı bu beyannâmede,Girit’te güvenliğin sağlanması için gönderilmiş olan İngiliz kumandanın adı da yer almıştır. Konsolosların her birine beyannâmenin birer sureti verilmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 5) İngiltere Konsolosu Ongley ise metni onaylamış ancak eşkıyanın kovulup uzaklaştırılmasında Mustafa Naili Paşa’nın zor kullanmaması gerektiğini eklemiştir.

2.2. Konsolosların Eşkıya İle Görüşmesi ve İhtilal Teşebbüsünün Kontrol Altına Alınmaya Çalışılması


Konsoloslar,karar verdikleri gibi silahlı adamlarla görüşmeye gitmişlerdir. Hanya nahiyesi memuru Mehmet Ağa’ya, konsolosları silahlı adamların yanına götürmesi için bir kişiyi daha yanına alması emredilmiştir. Ayrıca, konsoloslar ile orada kalıp Tuzla’ya kadar birlikte dönmeleri söylenmiştir. Konsoloslar nihayet,kayıklardaki yabancılarla orada bulunanlar aracılığıyla görüşmüştür (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 20).

Bu görüşmenin sonucunda,Hacı Ali Ağa’nın Mustafa Naili Paşa’ya getirdiği ilk haberler ile örtüşen cevaplar alınmıştır. Bu kişiler konsoloslara kendilerinin Mora’dan geldiklerini, 500 kişi olduklarını ve niyetlerinin savaşmak olmadığını, sadece haklarının verilmesini istediklerini söylemişlerdir. Konsoloslar tarafından kendilerine, Mora’dan bu şekilde gizlice gelmiş olmaları ve halkı huzursuz ettikleri gerekçesiyle karaya çıkmalarının uygun olmadığı söylenmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 10). Aralarında söz sahibi olan Halo Vasili konsoloslara cevaben, 13 sene önce üç devletin isteği üzerine silahlarını bıraktıklarını ve adanın Avrupa usulü ile idare edilmek şartıyla Mehmet Ali Paşa’ya verilmişse de zikredilen şartın yerine getirilmediğini ifade etmiştir. Halo Vasili ayrıca, rahat ve emniyetlerinin verileceğini umut ettiklerini ve Girit’e gelmek isteyen başka hemşerilerinin de olduğunu belirtmiştir. Kimseye zarar verme amacında olmadıklarını, eğer içlerinden birinin ada sakinlerinden birini rencide edecek olursa şiddetli bir şekilde
cezalandırılmak üzere teslim edileceğini bildirmişlerdir. Mustafa Naili Paşa’nın, can ve mallarını himaye eden usulleri uygulayacağını ümit etmekteydiler.

Konsolosların görüştüğü diğer kişiler de, Müslümanların Avrupa ve diğer yerlerde oturdukları yerlerin devletleri tarafından himaye edilip rahat bir şekilde mülklerinde yaşadıklarını
belirtmişlerdir. Mustafa Naili Paşa’dan bir şikâyetlerinin olmadığını, bilakis kendisinin güzel hasletlere sahip olduğunu, ancak ara yerde telef olmak istemediklerini, silahlanma sebeplerinin kendilerini korumak olduğunu belirtmişlerdir. Zirâ 1833 tarihinde birkaç kişinin Mustafa Naili Paşa’ya bir takım taleplerini bildirmek için geldikleri sırada 30 kadar asker tarafından önlerinin kesildiğini ve ifadeleri alınmadan serbest bırakılmadıklarını anlatmışlardır. Halo Vasili bunlara ilaveten akrabalarından birinin kasabada hiçbir girişimi yokken idam edildiğini iddia etmiştir. Bu sebeplerden dolayı hemşerilerinin dertlerini arz etme konusunda korkularının olduğunu,
kendilerini korumak üzere silahlandıklarını ve istekleri verilemediği takdirde fırsat buldukları anda haklarının mücadelesini vereceklerini açık bir şekilde ifade etmişlerdir. İçlerinden biri, eğer Mustafa Naili Paşa, kendilerini incitmezse, onların da kimseye kötülük yapmayacaklarını söylemiştir. Son olarak isteklerinin yerine getirilmesini aksi takdirde ölmeyi göze alacaklarını çok keskin bir şekilde ifade etmişlerdir.24 Yabancılar, Girit’e gelmelerinin Mora devleti tarafından



24 Adaya gizlice gelmiş olanlar, en azından kemiklerini adada bırakarak böyle yaşamaktansa ölmenin daha hayırlı olacağını ifade ederek kararlılıklarını belirtmişlerdir. Nitekim Kandiye’de isyancıların matbu olarak neşrettikleri ilanda, eğer istekleri yerine getirilmezse hepsinin Hristiyan olarak ölmeyi arzuladıklarını belirtmişlerdir. Vatanlarının Minos adlı meleğin vatanı olduğunu ve Girit’te güzel işlerin hep O’nun sayesinde olduğunu söyleyerek eğer istekleri yerine getirilmezse ölmenin kendileri için daha kârlı olacağını ifade etmişlerdir (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 4).

52
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 20:57

yasaklandığını ve yakalananların hapsedilmesi için savaş gemilerinin görevlendirilmiş olduğunu ifade etmişlerdir. Buna rağmen kendilerinin sağ salim geldiğini,hepsinin Girit sakinlerinden olduklarını, içlerinde yabancı kimsenin olmadığını belirtmişlerdir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 6).

Konsolosların yaptığı bu görüşme neticesinde,ilk ifadelere göre,yapılan çirkin hareketten hiçbir devletin haberinin olmadığı, özgürlük ve eşitlik bahanesiyle, ahalinin rahatını bozmak için kendi kararlarıyla gelmiş oldukları anlaşılmıştır. Onların bu hareketleri büyük devletlerin rızaları dışında gelişmiştir.Girit ahalisi bu yabancıları adada istemediklerini belirtmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 20)25.

Konsoloslarla yapılan görüşme sonrasında,Mora’dan İsfakiye ve Seline taraflarına gelmiş olan silahlı isyancılar,kendilerine birkaç kişiyi vekil tayin etmişler ve bu kişileri Suda Limanı’nda bulunan İngiltere savaş gemisine göndermişlerdir.Büyük devletlerin konsoloslarının da bulunduğu bir ortamda, kendilerine “adayı terk etmeleri ya da silahlarını İngiliz kumandanına teslim edip,Suda Limanı’nda bir gemiye binerek kumandanın muhafazası altında bulunmaları” teklif edilmiştir. Kabul etmedikleri takdirde gerçekleşecek eylemler hiçbir devletin rızasına uygun olmadığından tasvip edilmeyecektir. İtaatsizliklerinden dolayı adada meydana gelecek olan her kötülükten kendileri mesul tutulacaktır. Bu hususlar ilan edilerek herkese duyurulacaktır (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 17).

Eşkıya vekilleri,kendilerine yapılan bu teklifi kabul etmediklerini ifade etmişlerdir.Konsoloslar,Mustafa Naili Paşa’nın yanına gelerek itaat etmeyen eşkıyanın yapacağı davranışlardan kendilerinin sorumlu olduğuna dair daha önce alınmış olan kararın ilan edilmesine oybirliğiyle karar vermişlerdir.Yaşanan son gelişmeler neticesinde Mustafa Naili Paşa, acilen Girit’e bir iki kıta gemi gönderilmesini ve bir miktar sekban askerinin tayin edilmesini gerekli görmüştür. Girit’te oturan İngiltere,Fransa,Avusturya,Rusya ve Yunan konsoloslarının imzalarıyla hazırlanmış olan beyannâme metni,Hariciye Nezaretine gönderilmiştir. Beyannâmenin tercümesi ve aslı mecliste okunup,müzakere edilmiştir. Nihayet Osmanlı hükümeti, Mustafa Naili Paşa’nın talep ettiği askerleri göndermeyi kabul etmiştir. Girit’in ihtiyaç duyduğu askerin tedarik edilmesi için,Miralay Mustafa Bey’in tecrübesiyle tanınmış bir kişi olması sebebiyle mevcut maiyeti olan nizâmiye askerleriyle Sisam’dan Girit’e tayini uygun görülmüştür (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 22).

2.3. Konsoloslar Tarafından Teklif Edilen Çözüm Önerileri

Girit adasında 1841 yılında gerçekleşen ilk ihtilal hareketi,Mustafa Naili Paşa tarafından pek çaba sarf etmeksizin sıkı tedbirler ile kontrol altına alınmıştır.Bu konuda İngiliz kumandan ve diğer devletlerin konsoloslarının da çabaları olmuştur.Kumandan ve konsolosların yardımıyla bir müzakere gerçekleşmiştir.Yunan tarafından adaya gelen şahısların daha sonra araştırıldığında 150 askerden ibaret olduğu anlaşılmıştır.26

Konsoloslar,eşkıyayla görüşmeye gittikleri esnada adayı vatan edinen Hristiyanlardan çoğunun eşkıya ile müttefik olduklarını ve silahlarını alıp korkusuzca nahiye memurlarına ve birlikte geldikleri iki subayın önüne açıkça geçmiş olduklarına şahit olmuşlardır.27 Adaya gelen
yabancılardan diğer nahiyelere ve özellikle İsfakiye nahiyesine bazı vekiller gönderilmiş olduğu tahkik edilmiştir. Bu zamana kadar kan dökülmesine teşebbüs edilmemiş ve adada bir ihtilal ortamı oluşturulmamıştır. Dolayısıyla yabancıların zorla kovulup uzaklaştırılması söz konusu değildir. Fakat bu, daha sonra da olmayacağı anlamına gelmiyordu. Bu yüzden konsoloslar


25 Konsoloslar, yabancılarla yaptıkları görüşmeyi imzalı bir dilekçeyle Mustafa Naili Paşa’ya 1841 yılı Mart ayı başlarında arz etmişlerdir. (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 6).
26 Mustafa Naili Paş a, 2 Mart 1841 tarihinde Hanya’dan kendisine gelen haberle fitne çıkarmak için adaya gelen silahlı yabancıların büyük devletlerin izni ile gelmiş olduğunu öğrenmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 11).
27 Konsoloslar Apokoron’da bulundukları esnada yabancıların silahlı olarak gelmiş olmalarını uygun bulmadıklarını gösteren 28 Şubat’ta yazdıkları mektubu daha sonra iade edilecek olan rehinler vasıtasıyla kendilerine göndermişlerdi r ( İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 21).

53
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 21:11

tarafından adayı ihtilalden korumak üzere bazı tedbirler düşünülmüş ve kabul edilmesi veya edilmemesi Mustafa Naili Paşa’nın iradesine bırakılmıştır.

Bu tedbirlerden birincisi, adaya gelmiş olan silahlı yabancılar, ada üzerinde herhangi bir meydan okuma eylemine girişmeyecekler ve buna sebebiyet vermeyeceklerine dair söz vereceklerdi. Aralarından bir kişiyi seçip bu sözlerine dair rehin vereceklerdi. Eğer içlerinden birisi meydan okumaya kalkarsa askere teslim edilerek mahkemeye verilecekti. İkinci olarak, yabancıların kendi devletlerine ve diğer devletlere yazacağı dilekçelere vali tarafından yasak konulmayacaktı. Üç gün içinde valinin bu hususlara dair ne düşündüğünü kendilerine bildirmesini istemişlerdir.28 (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 6).

2.4. Mustafa Naili Paşa’nın Hristiyanlara Yaptığı Af Çağrısı

Mustafa Naili Paşa konsolosların teklifini kabul etmenin pek mümkün olmadığını söyleyerek reddetmişti, fakat kendisi daha ılımlı bir çözüm yolu bulmuştur. Buna göre, Mustafa Naili Paşa tarafından, Girit Hristiyanlarına hitaben bir çağrı yapılacaktı. Yeni gelen yabancılar da dâhil olmak üzere bütün Rumların, aksi bir tavırda bulunmadıkları takdirde mal ve emlakleri korunacak, evlerinde huzurlu bir şekilde oturmaları sağlanacaktı (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 21).

Affın tek şartı silahların teslim edilmesidir. Mustafa Naili Paşa tarafından 6 Mart tarihinde verilen mazbatada, Girit reayasından silahlarını teslim edenlerin af edileceği vaat edilmiştir. Girit sakinlerinden olup, silahlı olarak gelenlerin yanına gitmiş ve onlara katılmış olan ne kadar kişi varsa gelip itaat etme cesaretini gösterirlerse, sorgu sual edilmeyecektir. Bunlara en ufak bir eleştiri bile yapılmayacağına ve kendilerinin uzaklaştırılmayacağına dair söz verilmiştir. Yine aynı şekilde bahsedildiği üzere yeni gelenler de taşıdıkları silahları bırakıp, ada yönetimine itaat eder, adanın emniyet ve asayişini bozmak niyetinden vazgeçerlerse, suçlarından dolayı
sorgulanmayacaklardı. Mustafa Naili Paşa, bu konuda kendilerine söz vermiştir. Paşa’nın bu
taahhütleri dışarıdan gelenler ile ahaliden olup silahlı olarak onlara katılmış olanlara
gönderilmiştir. Paşa’nın yabancılar ve onlara katılmış olan ahali hakkında almış olduğu bu karar, konsoloslar tarafından hayretle karşılanmış ve kendisinin çok olgun bir insan olduğu belirtilmişti r. Yabancıların adaya gelişinin kabul edilmesi zor bir şey olduğunu söylemişlerdir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 6).

2.5. Mustafa Naili Paşa’nın İngilizlerden Yardım Talebi


Mustafa Naili Paşa, adaya gelen yabancıların olumsuz bir tavır sergilemelerine, adada huzur ve asayişin bozulmasına engel olmak için elinden geleni yapmıştır. Şubat ayında konsoloslar ile yaptığı görüşmelerin ardından Mart ayında da, İngiliz kumandan vasıtasıyla İngiltere’den alınacak yardım üzerine yoğunlaşmıştır.

Yabancıların halkı isyana teşvik etmeleri nedeniyle, Osmanlı Devleti’nin dost ve müttefiki İngiltere’den, hâlâ sahilde duran bu kayıkları alması için Mora Limanı’ndaki kumandanı marifetiyle, bir savaş gemisi göndermesi ve bu suretle Girit adasının huzur ve sükûnetini temin etmesi istenmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 11).

Girit valisi Mustafa Naili Paşa, İngiliz kumandanına bu hususları içeren mektuplar yazmıştır.29

Hanya’dan yazılmış olan 1 Mart 1841 tarihli mektupta İngilizlerden istenen şey, o civarda Osmanlı Devleti’ne tabi olmayan Arnavut askerleri varsa bunların Mısır’a gitmelerine engel olunması, silahlı Rumları Girit’e getiren ve boş halde limanda duran kayıkların alınması olmuştur. Bu





28 Mustafa Naili Paşa bu tekliflere pek sıcak bakmamıştır (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 21).
29Refakatinde bulunan başka bir gemi ile beraber, İngiliz kumandanının bindiği gemi Suda Limanı’nda demirlemişti. Bu İngiliz savaş gemileri limana geldiğinde, silahlı Rumlar Hanya’da bulunuyordu (İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 20).

54
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 21:13

hususlarda İngilizlerden dostluk gereği üstlerine düşen görevi yapmaları ve eğer lazım olan bir şey varsa bunu kendilerine bildirmeleri istenmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 12).

Girit reayasına Yunanistan tarafından yapılan tahriklere, İngiltere konsolosunun müdahale etmesi, İngiltere sefareti tarafından, Yunan konsolosuna bir uyarı yazısı gönderilerek bu uygunsuz hareketlerin engellenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca adada asi olan eşkıyanın hemen icabına bakılması için, Girit Defterdarı Mehmet Salih Bey tarafından, Girit’ten İstanbul’a giden İzzet Bey vasıtası ile haber gönderilmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 1). Adaya gelen yabancıların köylere geçip ahali arasında fitne ve fesat çıkardıkları, büyük devletlerin ruhsatları ile gelmiş oldukları30 ve istirahatta bulunan ahalinin rahatlarını bozmaya çalıştıklarından bahsedilmiş ve bunlara engel olunması talep edilmiştir.

İngiliz kumandan Mustafa Naili Paşa’ya verdiği cevapta, Girit adasında asayişin sağlanması için ellerinden ne gelirse yapacaklarını bildirmiştir. Osmanlı Devleti adına Mustafa Naili Paşa, İngilizlerden, Seline ve İsfakiye sahillerine yanaşan silahlı Rumların boşalttığı kayıkları ele geçirmelerini istemiştir. Kumandanın bu talebe verdiği cevap ilginçtir. Bahsedilen sahillerin İngiliz gemilerinin bulunduğu limandan takriben 150-200 mil uzakta bulunması ve mevsimin kış olması mazeret gösterilerek mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Bunun yerine Osmanlı
yönetiminin karadan kayıkların bulunduğu limana ulaşması tavsiye edilmiştir. Bunun için de İngiliz kumandan elinden gelen yardımı yapacağını belirtmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 12).

15 Mart tarihinde İngiliz yönetimi tarafından, Girit’te bulunan İngiliz kumandanına hitaben bir mektup yazılmıştır. Buna göre, Yunan memleketinden Girit’e gelmiş olan Rumlar, halkı tahrik edip isyana teşvik etmekte olduklarından bunu önlemek için adadaki meşru hükümete yardımcı olmaları istenmiştir. Ayrıca “müttefik devletler onlara yardım edecek” şeklindeki haberlerin de yalan olduğunun herkese ilan edilmesi gerektiği eklenmiştir (İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 1).

3. Sonuç

Tarihi süreç boyunca Girit adası isyanları ile meşhur bir yer olmuştur. Bunda adanın stratejik konumu ve ada reayasının etkisi büyüktür. 1770, 1821 ve 1831 isyanları ardından 1841 yılına gelindiğinde yaşanan gelişmeler ve bozulan asayiş yeni bir isyanın habercisi olmuştur. Her ne kadar ada yönetimi duruma müdahale edip, asayişi korumaya çalışmışsa da isyan kaçınıl maz olmuştur.

Adanın o yıllardaki valisi Mustafa Nâili Paşa, barışçıl bir metotla, eşkıyanın silahlarını bırakarak teslim olmasına çalışırken diğer taraftan da bazı tedbirler almayı ihmal etmemiştir. Gerek Osmanlı hükümetinin gerekse adadaki temsilcilerin öncelikli hedefi isyan faaliyetlerinin çok fazla büyümeden barış yoluyla halledilmesi olmuştur. Bu aşamada adada bulunan konsoloslar ile de irtibat sağlanmış ve konu ile ilgili görüşmeler yapılmıştır. Fakat eşkıya hiçbir zaman bu barış tekliflerine yanaşmamıştır. Zirâ sürekli Yunanistan tarafından asker ve mühimmat yardımı almışlar, kendilerine yapılan teklifleri kabul etmeye yanaşmamışlardır. Girit adasında eşkıyayı terbiye etmek için yapılan ilk iş nasihat vermek, ikaz etmek ve pişman olup aman dilemelerini sağlamak olmuştur. Eğer bu işe yaramazsa ancak o zaman kuvvet kullanılmıştır.

Alınan tedbirlerden birisi adanın abluka altına alınması olmuştur. Girit adasında fitne çıkarmak isteyen bazı kişiler, halkı kandırıp asayişi bozmaya yönelik davranışlarda bulunduklarından, asayişin korunması için bu türlü bozuk zihniyetlerin adaya girişini n engellenmesi gerekmiştir. Ayrıca isyancıların asker ve mühimmat yönüyle takviye edildiği yardım gemilerinin de girişine engel olunması gerekmiştir. Adada nizâm ve asayişi sağlayabilmek adına donanmaya ait birkaç


30Girit adasında bulunan silahlı Rumlar Hanya’da ikamet eden İngiltere, Fransa ve Rusya devletlerinin konsoloslarına gönderdikleri mektupta, yaptıkları hareketlerde gösterdikleri cesaretin büyük devletlere olan güvenden
kaynaklandığını belirtmişlerdi. Kendilerine haklarının alınması konusunda yardım edilmesini beklediklerini ve bu beklentinin de yerine getirileceğine olan güvenden bahsetmişlerdi (İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 4).

55
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 21:14

gemi getirilerek Hanya, Resmo, Kandiye ve Suda iskeleleri dâhil her bölgenin abluka altına alınmasına karar verilmiştir. Abluka usulünün tam olarak uygulanmasıyla Yunanistan’dan gelen yardımları kesilen eşkıya, orduyla yaptığı çatışmalar neticesinde de çok kayıplar verecektir. Nihayet geri adım atmaya başlayacak ve emellerine ulaşamadan adayı terk etmek zorunda kalacaktır. Fakat baştan beri alınan bütün bu tedbirler neticesiz kalmış ve çatışma kaçınılmaz olmuştur.

1841 yılının Mayıs ayına gelindiğinde, olası bir çatışma için bütün hazırlıklar tamamlanmış, Mustafa Nâili Paşa ve kendisine eşlik edecek, adaya ordularıyla birlikte gelmiş olan diğer komutanlar, eşkıyanın bulunduğu yerlere gitmek üzere beklemeye başlamışlardır. Mustafa Nâili Paşa, adanın gereken yerlerini dolaşıp abluka memurlarına bakmak ve ihtiyaç duyulduğu anda hareket etmek üzere Suda Limanı’nda beklemiştir. Bütün kuvvetlerin birleşmesiyle meydana getirilmiş olan ordu önce, adanın etrafında keşif turları yapmıştır. Eşkıya, silahını bırakması için ikna edilmeye çalışılmıştır. Nihayet yola çıkma zamanı gelmiş, eşkıyayla yüzleşmek üzere hareket edilmiştir. Eşkıya zannedildiği kadar kolay pes etmeyecektir. Zirâ daha ilk günden yaşanan çatışmalarla birlikte 1841 isyanının süreci başlamıştır.

1841 isyanı Girit’te yaşanan ayaklanmaların ne ilki ne de sonuncusudur. İsyan bir süre sonra kontrol altına alınmışsa da bundan sonraki süreçte adada belli tarihlerde isyanlar yaşanmıştır. 1841 yılından sonra fırsat buldukça Osmanlı yönetimine karşı ayaklanan adanın gayrimüslim ahalisi, dışarıdan gelen tahrik ve desteğe kayıtsız kalamamıştır. 1859, 1866, 1878, 1885, 1896, 1905 senelerinde çıkarılmış olan bu isyanlar neticesinde 1913 yılında imzalanan Londra antlaşması ile Girit, Yunanistan’a bağlanmış ve üç asra yakın süren Osmanlı idaresi sona ermiştir.

Sonuç olarak Osmanlı egemenliğine karşı başlatılan diğer ayaklanmalar gibi Girit adasındaki ayrılıkçı faaliyetlere de engel olunamamıştır. Bağımsızlık amacı taşıyan bu ayaklanmalar hedefe ulaşana kadar devam etmiştir. Osmanlı idaresinin ve yerel yöneticilerin gayretleri ve alınan önlemler kısa vadede başarılı olsa da uzun vadede olumlu bir etki yapamamıştır. Fakat bu nihai durum ne Osmanlı idaresinin başarısızlığı ne de ada reayasının başarısı olarak görülür. İsyan süreci, değişen şartlar, batılı devletlerin çıkarları ve bu çıkarlar ölçüsünde onların müdahalesi ve Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durum çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 21:15

Kaynakça

BOA. C. AS, nr. 902/38897 BOA. HAT, nr. 1222/47797 BOA. İ. DH, nr. 20 /976 BOA. İ. DH, nr. 26 /1238. BOA. İ. MTZ 05, nr. 5/121 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/2 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/3 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/4 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/5 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7
BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 1 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 2 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 5


56


BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 6 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 7 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/7, lef 10 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 1 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 6 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 9 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 11 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 12 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 13 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 20 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 1/9, lef 22 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 1 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 4 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 5 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/12, lef 13 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 4 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 5 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 7 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 8 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 9 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 12 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 17 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 20 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/13, lef 21 BOA. İ. MTZ. GR, nr. 2/17, lef 81
Adıyeke, A. N. (1993). Girit’in Mehmet Ali Paşa yönetimine dair bir rapor. Belgeler-Türk

Tarih Dergisi, 15, 293-315.

Adıyeke, A. N. (2000). Osmanlı İmparatorluğu ve Girit bunalımı (1896-1908). Ankara: TTK.

Adıyeke, A. N., & Adıyeke, N. (2011). Yunan ayaklanması sırasında Girit Resmo’da müsadere ve
müzayedelere dair bir inceleme. Kebikeç, 32, 137-168

Adıyeke, N. (2007). Girit savaşları ve birleşik Hristiyan orduları. Fethinden kaybına Girit içinde
(s.27-42). İstanbul: Babıâli Kültür Yayıncılık

Adıyeke, N. (2007). Girit seferine konulan nokta Kandiye’nin fethi ve psikolojik sonuçları.
Fethinden kaybına Girit içinde (s.43-54). İstanbul: Babıâli Kültür Yayıncılık

Aydın, M. (2008). Girit sarı kitap. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.

Banoğlu, N. A. (2005). Tarihte Girit ve Osmanlılar dönemi. İstanbul: Kırmızı Beyaz Yayınları


57
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 21:15

Barchard, D. (2004). The Princely Pasha of Crete. Cornucopia, 30, 23-26

Baykal, B. S. (1969). Girit. Türk ansiklopedisi içinde (C.17, s.378-386). Ankara: MEB Yayınları Develioğlu, F. (1995). Osmanlıca-Türkçe ansiklopedik lügat. Ankara: Aydın Kitabevi.
Ebuzziya, A. V. (1328). Girit’in mazisi, hali, istikbali. İstanbul: Matbaa-i Ebuzziya Erim, N. (1953). Devletlararası hukuku ve siyasi tarih metinleri, 1. Ankara: TTK
Gülsoy, E. (1997). Girit’in fethi ve adada Osmanlı idaresinin tesisi (1645-1670). Yayımlanmamış
doktora tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul

Hanyevi, H. K. (1288). Girit tarihi. Dersaadet: Mühendisoğlu Ohanes Matbaası

Hülagü, M. (2004). Osmanlı idaresinde Girit. CIEPO Osmanlı öncesi ve Osmanlı araştırmaları
uluslararası komitesi XIV. Sempozyum bildiri kitabı, 321-359

Işın, M. (1945). Tarihte Girit ve Türkler, (374 sayılı Deniz Mecmuasının ilavesi). İstanbul: T.C.
Askeri Deniz Matbaası.

Kamil Paşa. (1326). Tarih-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye. Dersaadet: Matbaa-i Ahmet İhsan.

Kaynar, R. (1985). Mustafa Reşid Paşa ve Tanzimat. Ankara: TTK.

Kütükoğlu, M. (1986). Yunan isyanı sırasında Anadolu ve Adalar Rumlarının tutumları ve
sonuçları. III. Askeri tarih semineri, Türk-Yunan ilişkileri, 133-171. Macid, T. M. (1977). Girit hatıraları. İstanbul: Tercüman 1001 Temel Eser. Mecmua-i Muahedat. (1297-8), c.4, Hakikat Matbaası.
Örenç, A. F. (2000). 1821 Rum isyanı sonrası Sisam Adasına verilen yeni statü. İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, 36, 335-345.

Öztürk, Y. (2015). 1770 Girit ayaklanması. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Pakalın, M. Z. (1983). Osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü (C.1). İstanbul: Milli Eğitim
Basımevi.

Parmaksızoğlu, İ. (1977). Nâili Mustafa Paşa. Türk ansiklopedisi içinde (C.25, s.80). Ankara:
MEB Yayınları.

Rıfat, A. (1866). Verdü’l hâdâyik (Hâdikât’ül-vüzera zeyli). İstanbul.

Salahi, M. (1967). Girit meselesi (1866-1889). İstanbul: Edebiyat Fakültesi Matbaası.

Sâmi, Ş. (1314). Kâmûsü’l-a’lâm (C.5). İstanbul: Mihrân Matbaası. Sâmi, Ş. (1316). Kâmûsü’l-a’lâm (C.6). İstanbul: Mihrân Matbaası.
Sezen, T. (2006). Osmanlı yer adları (alfabetik sırayla). Ankara: TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü.

Süreyya, M. (1311). Sicill-i Osmanî, 4. Dersaadet: Matbaa-i Amire.

Tayyarzade, A. A. (1291-1293). Tarih-i ata (C.3). İstanbul: Yahya Efendi Matbaası.

Tukin, C. (1945). Osmanlı İmparatorluğu’nda Girit isyanları 1821 yılına kadar Girit. Belleten, 9(34), 163-206

Tukin, C. (1964). Girit. İslam ansiklopedisi içinde (C.4, s.791-804). Ankara: MEB.

Tukin, C. (1996). Girit. Türkiye diyanet vakfı islam ansiklopedisi içinde (C. 14, s.85-93). İstanbul:
TDVİAM.

58
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1841 GİRİT İSYANI ÖNCESİ GİRİT VALİSİ MUSTAFA NAİLİ PAŞA’NIN ADADA ALDIĞI ÖNLEMLER Kevser DEĞİRMENCİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 13 Ara 2019, 21:15

Türkgeldi, A. F. (1987). Mesail-i Mühimme-i Siyasiyye (C.3). Ankara: TTK.

Türkmen, Z. (2001). Girit Adası’nı Osmanlı idaresinden ayırma çabaları. Ankara Üniversitesi
Osmanlı Tarihi Araştırma Merkezi Dergisi(OTAM), 12, 219-244.

Yağlıkçızade, A. R. (2004). Lügat-i tarihiyye ve coğrafiyye. Ankara: Keygar Neşriyat.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir