ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-1945) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 23:38

C. Siyasi Etkiler Açısından


Yunanistan tarafından uygulanan iskan politikasında mübadiller, Makedonya ve Batı Trakya’ya yerleştirilmiş, hedeflenen homojenleştirme sağlanmış ve bahse konu yerler Yunanlaştırılmıştır, ancak bu durum beraberinde şehirlerin farklı kesimlere ayrılmasına ve gettoların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Mübadillerin siyasi tercihlerini komünistlerden yana kullanmaları 1930’lu yılların başında Komünistleri iktidara taşımış, bölünmüşlük 1949 yılına kadar süren iç savaşta da kendisini göstermiştir.153


Mübadele ile Rumların Türkiye’den ayrılmasının, Türk siyasal hayatı üzerinde de etkisi olmuş, ekonomik olduğu kadar siyasal hayatın da elit bir kısmını oluşturan Rumların yerine yeni bir bürokrasinin kurulması gerekmiştir.154


Nüfus mübadelesi ile ülkenin ekonomik yönden en gelişmiş kitlesi göç etmiş, onların yerlerini dolduran Müslüman iş adamları söz konusu fırsatın devletin almış olduğu mübadele kararından kaynaklandığı düşüncesi ile devlete daha da bağımlı hale gelmiştir. Dış güçlerin desteğini, etnik mensubiyetlerinin farklı olmaması nedeniyle, elde edememiş olan bu kitle devlete muhalif politik örgütlenmeler içerisinde de yer almamıştır. 155


Mübadil kitlenin toplam nüfusa göre Yunanistan’da daha kalabalık, Türkiye’de ise az olması ekonomik, demografik ve siyasi açıdan mübadele etkisinin Yunanistan’da daha fazla hissedilmesine neden olmuştur. Bu farklılığın en belirgin olduğu alan da muhalif siyasi akımlarla karşılaşılmasını sağlayan Yunanistan’daki mübadil örgütlenmesi olmuştur.




153Renee Hırschon, a.g.m., ss.23-24. 154Renee Hırschon, a.g.m., s.24.
155
Çağlar Keyder, “Nüfus Mübadelesinin Türkiye Açısından Sonuçları”, Der: Renee Hırschon, Ege’yi Geçerken-1923 Türk-Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi, İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2005, ss.63-64.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 23:39




Ç. Sosyo-Kültürel Etkiler Açısından



Kültürel alanda mübadele unutulmuş kültürlerin ortaya çıkartılmasına yardımcı olmuş, mübadele ile birlikte Yunanistan’da resim, heykel ve oymacılıkta Bizans gelenekleri yeniden ortaya çıkarılarak Ortodoks Hıristiyan ilahiyatı canlandırılmıştır. Anadolu’dan gelen mübadiller ile birlikte Yunan müziği, folkloru ve edebiyatı çeşitlenerek zenginleşmiştir.


Türkiye’de ise mübadeleye ilişkin edebi yapılar ve farklı unsurları barındıran müzik eserlerine 1990 yılından itibaren rastlanmıştır. Burada mübadil kitlenin Yunanistan’a gidenlere oranla daha az olması ve Türkiye’ye gelen mübadiller arasında örgütlülüğün daha geç tarihlerde gerçekleşmesinin etkisi büyüktür.156


Mübadiller, göç ettikleri yere kendi kimliklerini de götürmüşler ve ilk iş olarak terk ettikleri memleketlerinin adını, önlerine “yeni” sözcüğü getirerek geldikleri yerlerde de kullanmışlardır.157 Bunun en iyi örneklerinden birini de Kapadokya’nın Karvali bölgesinden Yunanistan’da deniz kenarında boş bir araziye yerleştirilen ve yerleştikleri araziye Nea Karvali adını veren 300 mübadil aile oluşturmaktadır.158 Yunanistan hükümeti ise 1926 yılında aldığı bir karar ile ülkesinde bulunan Türkçe yerleşim yerlerinin adlarını değiştirmiştir.159


İsim değişiminin de ötesinde Yunanistan ve Türkiye’de başkalarının kendileri için inşa ettikleri evlerde yaşamak zorunda kalan mübadiller, otonomi duygularını yitirdiklerinden kilise, camilere ya da cemaat yaşamına



156 Hırschon, a.g.m., s.25. 157
Vasso Stelaku, “Alan, Mekan ve Kimlik: Kapadokyalı İki Rum Grubunun Yerleşiminde Bellek ve Din”, Der: Renee Hırschon,Ege’yi Geçerken-1923 Türk-Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi, İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2005, ss.272-273
158 Stelaku, a.g.m., s.277-282. 159
Sefer Güvenç, “80. Yılında Mübadele ve Güncel Sorunlar”, Der. Müfide Pekin, Yeniden Kurulan Yaşamlar-1923 Türk-Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi, İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2005, s.448.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 08 Ara 2019, 23:40

aşırı bir kimlik duygusu yükleyerek aidiyet duygusunu yeniden kazanma arayışına girmişlerdir.


Mübadelenin ilk yıllarında göç edilen ülke halkı ile mübadiller arasındaki ilişkiler mesafeli seyretmiş, ilk 10 yıl “kızı yerliye verirsek, burada kalır” anlayışı ile evlilikler bile gerçekleştirilmemiştir.160


Kuşkusuz mübadelenin en sancılı geçen bölümünü sosyo-kültürel uyum sorunları oluşturmuş ve göç edilen ülke halkları tarafından, mübadiller “Yarı Gavur” ve “Türk Dölü” olarak adlandırılmıştır. Yaşanan sorunlar, mübadelenin ilk kuşağı ile sınırlı kalmış, çocuk ya da torunlar için dede ya da ninelerin anlattığı anılardan ve boyunlarda taşınılan Anadolu toprağından öteye gidilememiştir. Kısacası sosyo-kültürel açıdan mübadele her iki halk için de kayıpların en büyüğü olmuştur.



160 Yalçın, a.g.e., s. 220.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 11:00

İKİNCİ BÖLÜM


İSYANLAR SONRASI KÜRTLERİN İSKANI


I. İSKAN AŞAMALARI



Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulus inşası sürecinin ilk aşaması nüfusun niceliksel olarak Türk-Müslüman olmasını sağlamaktır. İkinci aşama ise, farklı kültürlere sahip insanların aynı kültüre mensup olmasını sağlayarak hem ulus oluşumuna katkıda bulunmak hem de devletin geleceğini garanti altına almaktır.


Söz konusu süreçlerden ilki tek parti döneminde nüfus mübadelesi ile gerçekleştirilmiş ve ulus nüfus olarak Türkleştirilmiş/Müslümanlaştırılmıştır. İkinci süreç ise; İskan Kanunu ile Türk kültürüne mensup olmayan halkın Türk ulusu haline getirilmesidir.


Çalışmanın bu bölümünde öncelikle Osmanlı devletinin Doğu Anadolu politikası incelenmiştir. İncelemenin ikinci bölümünde; Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin ilanı ile birlikte gerçekleştirilen devrimlere tepki niteliğinde ortaya çıkan Kürt isyanları, isyan sebeplerinin rejim karşıtlığı ya da etnik/dini temeli sorgulanmaksızın, ele alınmıştır. Üçüncü bölümde isyanlar sonrası uygulanan politikalar, döneme ait raporlar, parti söylemleri, anayasal metinler ve İskan Kanunu açılarından sıralanmıştır. Son bölümde ise İskan Kanununun “ulus inşası” amacına hizmet edip etmediği değerlendirilmiştir
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 11:01

II. OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE KÜRTLER


A. Türk-Kürt İlişkilerinin Başlangıcı


Türk-Kürt ilişkisinin başlangıcı, “Kürt” ya da “Kürdistan” teriminin ilk ortaya çıkışı ile paraleldir. Kürtler konusundaki uzmanlığı ile tanınan Minorsky’e göre; Selçuklular zamanında kullanılan bu terimler, 11.yüzyılda Kürdistan, İran’da, başkent Hemedan olmak üzere, Emir Çoban isimli Oğuz Beyi liderliğinde kurulan Kürdistan eyaletinden gelmektedir.1 Ancak iki unsur arasındaki ilişkilerin başlangıcı esas olarak Osmanlı Devleti dönemindedir.


1501’de Akkoyunlu devletinin yıkılması ile Şii Safevi egemenliğine giren Sünni Kürtlerden bir kısmı, Sünni Osmanlı devletinin egemenliğine girmek için Doğu Anadolu’ya göç ederken Anadolu’daki Alevi Türkmen aşiretlerinin bir kısmı da, Şii İran egemenliğine girmek için İran’a göç etmiştir. Bu göçlerin en büyük yansıması 1514 tarihli Çaldıran Savaşı sırasında yaşanmış ve Safevilerden rahatsız olan Sünni Kürt ve Türkmen beyleri Osmanlı devletinin savaşı galip olarak bitirmesinde önemli bir rol oynamıştır. Kürt aşiret beyleri Osmanlı’ya sığınma nedenlerini “ariza” isimli metinde şöyle ifade etmişlerdir:


“Can ü gönülden İslam sultanına biat eyledik, ilhadları (dinden çıkışları) zahir olan Kızılbaşlardan teberi eyledik…Cihada gayret gösterdik ve İslam Padişanı’nın yollarını bekledik…Hepimizin arzusu şudur ki; bu muhlis ve size itaat eden beldelere yardım edesiniz. Bizim beldelerimiz Kızılbaş diyarına yakındır, komşudur ve hatta karışıktır. Nice yıllar bu mülhidler (dinden çıkmışlar), bizim evlerimizi yıkmışlar ve bizimle savaşmışlardır. Sadece İslam Sultanı’na muhabbet üzere olduğumuz için, bu inancı saf insanları o zalimlerin zulümlerinden kurtarmayı merhametinizden bekliyoruz. Sizin inayetleriniz olması, biz kendi başımıza müstakil olarak bunlara karşı çıkamayız. Zira Kürtler ayrı ayrı kabile ve aşiret tarzında yaşamaktadırlar. Sadece Allah’ı bir bilip Muhammed ümmeti olduğumuzda ittifak ederiz. Diğer hususlarda birbirimize uymamız mümkün değildir. Sünnetullah (Alalh’ın kanunu) böyle cari olmuştur.ancak ümit varız ki, Padişah’tan yardım olursa, Arap ve Acem Irak’ı ile Azerbaycan’dan o zalimlerin elleri kesilir.”2





1 Mustafa Akyol, Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek, Yanlış Giden Neydi, Bundan Sonra
Nereye? İstanbul, Doğan Kitap, 2006, s.24.
2 Akyol, a.g.e. ss. 28-31.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 11:03


Türk-Kürt uzlaşması, Anadolu’nun Osmanlı hakimiyetine geçmesine de katkı sağlamıştır. Şah İsmail, Maraş ve Sivas’taki Türkmenleri etkilemeye çalışırken I. Selim de İdris Bitlisi yardımı ile bölgenin aşiret beylerine fermanlar göndererek güvence vermiştir. 17 bayrak ve 500 adet değerli hediye ile Kürdistan seferine çıkan İdris Bitlisi, sadece padişah tuğrası bulunan boş fermanları aşiretler arasında dağıtarak, “Bu fermanlardan dilediği kadar alınsın. Üzerini de kendi yazıp, bölgenin beylerine, emirlerine, aşiret ağalarına dağıtılsın. Din için, devlet için, ülkenin sıhhat ve selameti için kanunlara uyup, bir savaş zamanı asker toplayarak orduya dahil olmalarını sağlayasın” 3 emrini yerine getirmeye çalışmıştır. Fermanlar sayesinde beyler, aşiretler “Mir Aşiretliği” unvanını almış ve padişahtan başka hiç kimseye karşı sorumluluk kabul etmeyen “otonomi” statüsünü elde etmişlerdir. 4


Akkoyunlular ve Safeviler’in, büyük Kürt ailelerinin güçlerini dağıtma politikası güderek Kürt yöneticilerinin yerlerine Şii-Türk yöneticilerini yerleştirmeleri Kürtlerin, bu devletlere olan bağlılığının azalmasına ve Osmanlı devleti yanında yer almasına neden olmuştur. 1514-1517 yılları arasında Osmanlı yönetimde kurulan Kürt bölgeleri; Van Gölünün batısından, Diyarbekir’i de içine alan bölgede “Diyarbekir” bölgesi, Urfa ve Suriye’nin Rakka kentini içeren refah seviyesi yüksek “Rakka” bölgesi, “Süryani” bölgesi ve şimdiki Irak Kuzeyi’ne tekabül eden “Musul” bölgesidir.5


Osmanlı yönetimi, Anadolu’daki hakimiyetin sağlanması ile birlikte I. Süleyman zamanında eyalet sistemi uygulamasına geçmiş ve, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yönetimin babadan oğla geçtiği 16 hükümet
kurdurmuştur. Bu hükümetler; Cizre, Hazro, Eğil, Palu, Kiğı, Genç, Bitlis, Hizan, Hakkari, Mahmudi, Şehrizor, Mihrivana, Amadiye, Asti, Tercil ve








3 Hasan Yıldız, 20.Yüzyıl Başlarında Kürt Siyasası ve Modernizim, İstanbul, Nüjen

Yayınları, 1996, s.14.
4 Akyol, a.g.e., s.34.
5 Martin Van Bruinessen, Ağa, Şeyh ve Devlet, Ankara, Özge Yayınları, Bila Tarih, s. 191.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 11:07

Mihriban’dır. 6 Hükümetler aynı zamanda sancaklara da ayrılmıştır. Bölge yirmi sancağa bölünmüş ve merkezden atanan sancak beyleri tarafından yönetilmiştir. Bu sancaklarda merkezi hükümet müdahale yetkisine sahip olmuş, ancak bölgede yaşayan Kürt beyleri kısmen de olsa egemenliklerini muhafaza etmiştir. Merkezi hükümet yönetici seçimine müdahale etmemiş, yöneticilik babadan oğla geçmiş, merkezi otoriteye toprak vergisi ödenmemiş ve düzenli orduya asker yollanmamıştır.7


Evliya Çelebi “Seyahatname”sinde Kürtlerin yaşadığı bölge koruyucu bir tampon bölge olarak tanımlamış, Kürt aşiret ve beyliklerinin nispeten bağımsız oldukları belirtilmiştir.8 Kürt beylerinin egemenliklerini devam
ettirdikleri bu durum, 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile birlikte değişmeye başlamış, Osmanlı devleti, yeni idari yapılanmasına uygun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde de ayan tipi örgütlenmeyi benimsemiştir. Buna göre bölgelerde bulunan belli başlı emirlikler; Botan, Bedinan, Hakkari, Baban ve Soran’dır. Bu beylikler “Müstakil Kürt Emirlikleri” ya da “Müstakil Kürt Hükümetleri” olarak takdim edilmişlerdir.9


Kürt beylerinin egemenliğini kısıtlayan bir başka gelişme de Sultan Abdülmecit dönemindeki Toprak Yasası’dır. Toprak yasasıyla birlikte, vakıf topraklarının az bir bölümü dışındaki toprak mülkiyetinin, devlete ait olduğu ilan edilmiş ve toprağın zilyetliğinin bireylere bağışlanmasının özel bir devlet kurumu aracılığıyla gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Yasa, küçük bir bahşiş karşılığında topraktaki hakkı ifade eden bir belge verilmesi ve bütün ekilebilir toprakların özel kişiler adına kaydedilmesini öngörmüştür. Yasa uyarınca; bir köyün ya da kasabanın toprağının bütün olarak halka ya da halktan birkaç kişiye bağışlanmaması, ayrı ayrı toprak parçaları halinde herkese verilmesi kararlaştırılmıştır. Böylece aşiretlerin bölünmesi ve aşiret


6 Yıldız, a.g.e., s. 16.
7 Van Bruinessen, a.g.e., s.191.
8 Martin Van Bruinessen, “16. ve 17. Yüzyıllarda Kürdistan”, Toplumsal Tarih, Sayı: 155,
Aralık 2006, s.27.
9 Abdülhaluk Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, Turan Kültür Vakfı Yayınları, Ankara 1996, s.282.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 11:08


liderleri dışında halktan kimselerin de toprak sahibi olması amaçlanmıştır. Toprak kanunun diğer bir özelliği de göçebelerin toprağa yerleşimini sağlamaktır. Sayılan amaçlar doğrultusunda toprak reformu hemen başlatılmış, ancak reformun başlaması ile birlikte Kürdistan’da büyük topraklara sahip olan kişiler zamanla hakimiyetlerini ilan etmeye
başlamışlardır.10


Osmanlı devletinin, bünyesinde barındırdığı Kürtlere ilişkin bir başka uygulaması da II. Abdülhamit’in emriyle, 1890 tarihinde Doğu Anadolu’da Ermeni ve Ruslara karşı savaşması amacıyla kurdurulan Hamidiye Alaylarıdır. Amaç; düzenli orduda askerlik görevini yerine getirmeyen Kürtlerden faydalanmaktır.


Hamidiye Alayları, 1909 yılında “Aşiret Alayları”, 1912’de ise “Aşiret Süvari Fırkaları” olarak yeniden isimlendirilmiştir. Bahsi geçen alaylar Balkan Savaşları, I.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşında yer almışlardır.11 Ayrıca, Hamidiye alaylarının oluşturulmasından sonra Kürt beylerinin devlete bağlılığını sağlamak maksadıyla beylerin çocuklarını eğitmek üzere 1892’de İstanbul’da bir Aşiret Mektebi açılmıştır.12


I. Dünya Savaşının başlaması ile birlikte İttihat ve Terakki hükümeti aşiretler üzerinde olumlu tesir yaratmak amacıyla Sivas, Ankara ve Bitlis hapishanelerinde bulunan Kürtleri affederek serbest bırakmış ve Kürt aşiretlerinin hükümete bağlılıklarını sağlamak maksadıyla Nakşibendi şeyhlerine vaazlar verdirtmiştir. İttihat ve Terakki yöneticileri 1915 tarihinde Ermeni Tehciri ile başlayan iskan politikaları kapsamında, Mardin ve








10 Van Bruinessen, a.g.e., ss.224-225.
11 Akyol, a.g.e., s.46. 12
Malmisanij, Kürt Milliyetçiliği ve Dr. Abdullah Cevdet, Jina Nu Yayınları, 1986, ss.10- 11.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 13:05


Midyat’ta Ermenilerden boşalan köy ve kazalara aşiret süvari alaylarına mensup muhacirler yerleştirilmesidir. 13


I. Dünya Savaşı sırasında Rusların saldırılarına karşı korunmak amacıyla Orta ve Batı Anadolu’ya gönderilen Kürtlerin sayısı Muhacirin Dairesi’nin resmi kayıtlarına göre 700.000’dir. Babanzade Muşlu Hilmi Yıldırım’ın iddiasına göre I.Dünya Savaşı başlar başlamaz 3700 Kürt ailesi Rumeli ve Anadolu’ya göç ettirilmiştir. Muhacirin Müdiriyet-i Umumiyesi tarafından göçmenlerin yerleştirilmesi hakkında basılıp yayınlanmış olan talimatnamenin ilk iki maddesi ise şöyledir:


“Kürtler ufak ufak kafilelere ayrılıp, silahlardan arındırılarak değişik bölgelere gönderilecek, orada genel nüfusun %5’ini geçmeyecektir ve Kürt mültecileri yerlerine geri gönderilmeyecektir.

Yozgat ve Ankara’ya Kürt reisleriyle, molla ve nüfuz sahibi kişiler ilkin diğer kişiler ile birlikte sevk olunacak ve orada bulunanlar diğer kişiler ile ilişkide bulunmayacak şekilde ayrılacak ve hükümet gözetimi altında bulundurulacaktır.”14


Rusların Osmanlı topraklarına girişi ile birlikte Kürtlerin iskanında yeni bir dönem başlamış, Van, Bitlis ve Erzurum’dan gelen ve çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Müslüman göçer nüfus, 1916 baharından itibaren ülkenin diğer bölgelerine sevk edilmiştir. İlk aşamada Kürtlerin Batı Anadolu’ya müteferrikan iskanı planlanmış, öncellikle batı illerinde daha önceki yıllarda iskan edilmiş olan Kürtlerin miktarı, yerli Türk ahali ile münasebetleri, kendi aralarında hangi dilleri konuştukları, Türkçe’ye aşina olup olmadıkları ile adet ve lisanlarını muhafaza dereceleri hakkında bilgiler gerekmiştir. Bilgileri öğrenmek maksadıyla 26 Ocak 1916 tarihinde Talat Paşa, Konya, Kastamonu, Ankara, Sivas, Adana, Aydın ve Trabzon vilayetleri ile Kayseri, Canik, Eskişehir, Karahisar ve Niğde mutasarrıflıklarına şu telgrafı çekmiştir:





13 Fuat Dündar, İttihat ve Terakki’nin Müslümanları İskan Politikası, İstanbul, İletişim
Yayınları, 2001, ss.138-139
14 Malmisanij, a.g.e., ss.64-65.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ULUS İNŞASINDA ZORUNLU GÖÇ UNSURU: TEK PARTİ DÖNEMİ (1923-19445) İSKAN KANUNLARI Hayriye YÜKSEL

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 09 Ara 2019, 13:07

“Ahval-i harbiye dolayısıyla dahile iltica eden Kürtlerin Anadolu vilayet-i garbiyesine sevkleri ile müteferrikan iskanları mutasavvır ise de evvel emirde dahil-i vilayet/livada Kürdler ve Kürd köyleri hakkında tafsilatlı malumat alma icab ettiğinden: Nerede ne kadar Kürt vardır? Nüfusları miktarı nedir? Lisan ve adet-i asliyelerini muhafaza ediyorlar mı? Türk köylüsü ve köyleriyle münasebetleri ne derecededir? Serian tahkikat icrasıyla mufassalan ve ilave-i mütealalarıyla birlikte inbası.”15


Talat Paşa imzasını taşıyan, Kürtlerin sevk ve iskanı ile ilgili netleşmiş ifadeleri barındıran ve Diyarbakır vilayetine çekilen 2 Mayıs 1916 tarihli telgrafta; Doğu vilayetlerinden gelen Kürt mültecilerin, Kürt ve Araplardan oluşan yerlerde iskanı sakıncalı görülmüş, bunların “harp mıntıkasından Anadolu içlerine” sevk ve iskan edilmeleri gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca lider ve şeyhlerin kafilelerden koparılarak kasabalarda ve geri kalanlarının da köylerde iskan edilmelerine ilişkin talimatname hazırlanmıştır.16


Kürt mültecilerin iskan edileceği tüm vilayetlere gönderilen başka bir telgrafta ise; harp mıntıkalarından gelen Kürt mültecilerin reis, imam ve şeyhlerden ayrı ve yerli ahalinin %5 oranının geçmeyecek surette Anadolu içlerine iskan edilmesi istenmiştir.17


1917 yılında Rus işgalinin ilerlemesi ile birlikte Urfa ve Diyarbakır’da

mülteci izdihamı yaşanmıştır. Kürt mültecilerin Batı Anadolu’ya

taşınmalarında ana toplanma yeri olarak Konya belirlenmiş, Konya’nın doğusundaki iller ve işgal bölgesine yakın yerlerde genellikle Türkler iskan edilmiş, Batı bölgelerinde ise Kürtlerin iskan edilmesi planlanmıştır. 4 Haziran 1917 tarihinde Konya’da biriken büyük kitlelerin diğer illere dağıtımına yeniden başlanmış ve mültecilerin memleket, lisan ve meslekleriyle kaç evde kaç nüfusun bulundurulduğunun araştırılması istenmiştir. Talat Paşa’nın







15 Dündar, a.g.e., s.140.
16 Dündar, a.g.e., s.141-142.
17 Dündar, a.g.e., ss.143-144.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 7 misafir