ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Girit ile ilgili Tezler
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:23

çevresinde gelişen Pire ekolü vardır. Pire ekolünde çiftetelliden ziyade hasapiko (kasap havası) ve zeybekikoya (zeybek) dansları şarkılara eşlik ederdi.180


Asıl gelişimini 1920–1960 yılları arasında Anadolu’dan gelen Rumların etkisiyle yaşayan rebetiko kentlerde yaşayan yoksul kesimlerin duygularını, düşüncelerini, meraklarını ve eğilimlerini anlatan bir tür olmanın yanında özellikle mübadelenin ardından mübadillerin acılarını ve sürüldükleri topraklara olan hasretlerini ifade eden bir tür haline gelecektir.181 “Anavatan”ı doğup büyüdükleri “ev” olarak belleyen gerek Rumlar gerek Giritli mübadiller için rebetiko, yakın tarihin unutturmaya çalıştığı bir dönemin insanlarının varlıklarını sürdürmelerinin ağıtı olmuştur.


Yaşanan acıların unutturulmaması, kültürün bedensel pratikler yoluyla sürekli hatırlatılması ve canlı tutulması hem Çerkes diasporası hem de Giritli mübadiller için son derece önemlidir. Devletin unutturmaya yönelik şiddeti karşısında, toplumsal hafızanın direnişini temsil ediyor olması bakımından bedensel pratikler ve gerçekleştirilen anma törenleri bugün hem Çerkes kimliğinin hem de mübadil kimliğinin varlığını koruyabilmesinin en önemli dayanağıdır.
















180 Nefin Dinç, “Rebetiko: İki Şehrin Müziği”, 2005.
181 Nefin Dinç, “Rebetiko: İki Şehrin Müziği”, 2005.



105
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:24


SONUÇ




Hafıza denince insanın aklına ilk gelen, insan anatomisinin bir parçası olan nörolojik ya da psikolojik hafızadır. İnsanın farkında olmadan gündelik hayatını şekillendiren, kimliğini belirleyen ise toplumsal hafızasıdır. Birey hikâyesini anlatırken, kendisini ait hissettiği kimliğin hikâyesini anlatır. Bu nedenle, toplumsal hafıza bireysel hafızamızdan daha önemlidir diyebiliriz. Travmatik etkiye sahip yaşanmış tarihsel olaylar, gerek bireysel bellekte gerek toplumsal bellekte derin izler bırakmaktadır. Sahip olduğu travmatik etkileriyle, patolojik bir süreç olan hatırlama, unutmadan farklı olarak aynı zamanda bir yas tutmadır182. Bu yönüyle devlet iktidarından bağımsız hatırlama da kaybedilen şeyi her defasında yeniden hatırlatmasıyla şiddet içerir. Yas tutma “görevi” cemaat oluşturmanın temel bedensel pratiklerinden biri haline gelir.


Toplumsal hafıza, maruz kaldığı şiddet uygulamaları nedeniyle hiçbir zaman “mutlak” bir hafıza olamamıştır. Sürekli iktidarın kontrolünde olmuştur ve devlet tarafından üzerinde iktidar kurulmaya çalışılmıştır. Toplumsal hafıza ve iktidar arasındaki ilişki, çoğunlukla devletin zor kullanarak bastırmaya çalıştığı, hafızanın ise direndiği bir arenadır. Bu çalışmada ele alınan örnek olaylarda toplumsal hafıza ve iktidar arasındaki ilişki unutturma politikası üzerine kurulmuştur. Ancak iktidarın toplumsal hafıza üzerindeki denetimi her zaman unutturma politikalarıyla yürütülmez. İktidar, çoğunlukla kahramanlık hikâyelerine yönelik seçici bir tavırla,





182 Yas tutma ve yasın şiddet gücü ile ilgili detaylı bir çalışma için bkz; Judith Butler, “Kırılgan Hayat Yasın ve Şiddetin Gücü”, Çev. Başak Ertür, İstanbul, Metis Yayınları, 2005.



106
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:25

hatırlatma politikası uygulayarak da toplumsal hafıza üzerinde denetim kurmaya çalışabilir. Dolayısıyla unutma/unutturma gibi hatırlama/hatırlatma da zor içerir.


Bu tez çalışması dâhilinde incelenen iki travmatik tarihsel olay farklı iki toplumsal hafıza örneği teşkil etmektedir. Siyasal yapısı imparatorluk olan Osmanlı, Çerkes sürgünü ile gelen Çerkesleri bünyesine kabul edebilmiştir. Dönemin nüfus ihtiyacı ve imparatorluğun çok uluslu bünyesi yeni bir farklı etnik kökenli topluluğu daha kaldırabilecek potansiyeldeydi. Ancak imparatorluktan modern ulus-devlete evrilen süreçte yaşanan mübadelenin sonuçları daha farklı olmuştur. Çerkesler için toplumsal hafızayı besleyen en önemli unsur sürgün öncesi yaşanan savaşlar, acılar ve sürgünün kendisidir. Ancak sürgün sonrası geldikleri Osmanlı’da, kültürel kimliklerinin bastırılmasına yönelik bir “zor kullanımı” ile karşılaşmamışlardır. Çerkeslerin bu topraklara geldikleri döneme bakıldığında, Osmanlı’da henüz çok- uluslu imparatorluk yapısından ulus-devlete geçiş süreci başlamamıştı. Bu nedenle Osmanlı sahip olduğu bu çok-uluslu yapı nedeniyle Müslüman Çerkesleri bünyesine katmakta hiçbir beis görmemiştir. Farklı ulusal kimliklerin daha kolay kabul gördüğü bir dönemde bu topraklara gelen Çerkesler bu anlamda mübadele edilen nüfusa göre kimliklerini koruma konusunda daha rahat olmuşlardır. Her şeyden önce Müslüman olmaları dinsel bütünlüğün bir parçası olmalarını kolaylaştırmıştır. Bu Çerkeslerin sıkıntı yaşamadığı anlamına gelmemekle birlikte, mübadele insanları için sürecin çok daha ağır ve sancılı geçtiğini de belirtmek gerekir. Mübadele, imparatorluktan ulus- devlete geçiş sürecinde, homojen ulusal kimliğin sağlanması amacıyla
gerçekleştirildiği için öncelikle Müslüman olmayan nüfusun coğrafyadan

temizlenmesi gerekiyordu. Hem Türkiye’nin hem de Yunanistan’ın içinde






107
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:25

bulundukları ulus-devletleşme süreci, mübadelenin karşılıklı olarak arzu edilmesinin temel nedenidir. Ancak mübadele edilenler için asıl sancılı süreç, mübadeleden sonra başlamıştır. Mübadele kararıyla “zorunlu göç”e tabi kılınan insanlar yerleştikleri bölgelerde yerel kültüre uyum zorunluluğu ile karşılaşmışlardır. Karşılaştıkları en önemli sorun dil sorunu olmuştur çünkü dinsel homojenliğin sağlanmasının ardından sırada dilsel homojenliğin sağlanması gelmektedir.


Mübadele insanları için ise, durum çok daha ağır sonuçlar doğurmuştur. Mübadele kararıyla “zorunlu göç”e tabi kılınan insanlar, bir de yerleştikleri bölgelerde yerel kültüre uyum zorunluluğu ile karşılaşmışlardır. Çerkesler için ise bir uyum zorunluluğundan bahsetmek mümkün değildir. İki tarihsel olay ve bu bellekte bıraktığı izler açısından belirleyici bir kavram da “azınlık” statüsü olmuştur. Çerkeslerin Osmanlı’ya yerleştikleri dönemde, imparatorluk dâhilinde bir azınlık statüsü söz konusu değildi. Daha sonra yeni kurulan devletle ortaya çıkan azınlık kavramı ise, gayrı Müslimleri ifade etmekte kullanılmıştır. Bu da Anadolu’da yaşayan gayrı Müslimlerin sınır dışı edilmelerine yönelik uygulamaları beraberinde getirmiştir. Rumların Anadolu’dan gönderilmesi ve Yunanistan’dan gelen Müslüman Türklerin göçü asimilasyon amaçlı olarak uygulanmıştır. Ancak Çerkesler için aynı şekilde süregelen bir asimilasyon çabasından bahsetmek güçtür. Çünkü devletin bunu gerçekleştirmek için “meşru” bir zemini bulunmamaktadır. Ancak Rumlar “azınlık” statüsünde bulunduklarından, homojen bir ulusal kimlik yaratma sürecinde “zorunlu göç”e tabi tutulabilmişlerdir.











108
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:26


Yaşanan acıların unutturulmaması, kültürün bedensel pratikler yoluyla sürekli hatırlatılması ve canlı tutulması hem Çerkes diasporası hem de Giritli mübadiller için son derece önemlidir. Devletin unutturmaya yönelik şiddeti karşısında, toplumsal hafızanın direnişini temsil ediyor olması bakımından bedensel pratikler ve gerçekleştirilen anma törenleri bugün hem Çerkes kimliğinin hem de mübadil kimliğinin varlığını koruyabilmesinin en önemli dayanağıdır. Ancak burada mübadil kolektif belleğinin Çerkes belleğine göre çok daha yeni olduğunu belirtmek gerekir. Gerek kronolojik olarak Çerkes Sürgününden çok sonra gerçekleşmiş olması, gerek üzerine yeni konuşulabiliyor olması, araştırma merkezlerinin kurulmaya başlaması, Türkiye ve Yunanistan arasındaki diplomatik ilişkilerde yeni bir sürece girilmiş olması, gelişen turizm, son dönemde mübadil ve Giritli kimliğinin daha özgürce ifade edilebilmesine olanak sağlamıştır. Bu da bize, devlet eliyle uygulanan şiddet politikalarının, toplumsal hafızayı bastırmaya yeterli olmadığını göstermektedir.



109
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:27

ÖZET




Ulus-devletlerin geçmişle kurdukları ilişkileri yönlendirme çabası dâhilinde

“bireylerin anlatacağı tarih”, yani toplumsal hafıza, ulusal kimliğin

benimsetilmesindeki başarıyı ortaya koyması açısından önemlidir. Kendini ifade etmenin ve konumlandırmanın yolu olarak bir kimliğe bürünmek, anlatılan hikâyeyle başlar. Birey, kendini ait hissettiği kimliğin hikâyesini anlatır. Anlatıldığı kadarıyla tarihin taşıyıcılarından biri konumundaki birey, böylelikle devlet tarafından gerek zorla olsun gerek rıza üretimi yoluyla olsun oluşturulmaya çalışılan ulusal hafıza inşa sürecine “bilinçli” bir katkı sağlamış olur. Homojen bir ulusal kimlik oluşturulması açısından tarihin araç olarak kullanılması en etkili yöntem olarak varlığını korumaktadır. Manipüle edilmeye açık olan tarih, ulusal kimliğin ve ulusal- siyasal- resmi hafızanın oluşturulmasında, ulus-devlet tarafından benimsenecek hatırlama politikasına göre belgelendirilecektir. Tarihin manipüle edilmesiyle, hakikatten uzaklaştırılan hafıza, sadakat göstermesi gereken yeni bir kurguyla karşı karşıya kalır. Kaynağı hatırlama olan tarih, hatırlamaya, hafızaya karşıt bir konuma taşınmış olur.


“21 Mayıs 1864” ve “Küçük Asya Felaketi” başka bir şey söylemeye gerek kalmadan, yaşanan olayların belleklerde bıraktığı travmatik izler nedeniyle bu iki tarihte ne yaşandığını anlatmak için kullanılan kavramlar olagelmiştir. İki olay kronolojik olarak birbirlerinden uzak olsa da, olayların etkilerinin hala devam etmektedir. İmparatorluktan ulus-devlete geçiş sürecinde “azınlık” ve “millet” kavramlarından meydana gelen anlam kayması hem siyasal yapıda meydana gelen





110
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:29

değişimin gözlenmesi açısından hem de bu iki tarihsel olayın arka planını kavramak açısından önemlidir. Bu değişim sürecinin yaşandığı coğrafyada, biri İmparatorluk döneminde gerçekleşen Çerkes Sürgünü, diğeri ulus-devlet inşası aşamasında gerçekleşen Mübadele farklı toplumsal hafıza ve şiddet pratiklerinin
görülebileceğinin karşılaştırmalı örneğidir.





ABSTRACT




The “history to be narrated by the individuals”, i.e. the collective memory, within the effort of the nation-states to steer the relations they establish with the past is important as it indicates the success in getting the national identity adopted. Adoption of an identity as a way of expressing and positioning the self starts with the story narrated. The individual narrates the story of the identity to which s/he feels belonging. The individual, who is one of the carriers of history to the extent that it is narrated, thus makes a “conscious” contribution to the construction process of the national memory that is tried to be created by the state either by force or through production of consent. The use of history as the most effective method for creation of a homogenous national identity is still surviving. Open to manipulation, history will be documented according to remembering policy to be adopted by the nation-state in creation of the national identity and the national-political-official memory. Together with manipulation of the history, the memory that has been drawn away from the truth encounters with a new fiction to which it must show loyalty. The history the source of which is remembering is thus carried to a position against remembering, memory.


“May 21, 1864” and the “Asia Minor Catastrophe” have always been the notions used to narrate what happened on these two dates due to traumatic traces of the experienced events without a need to say more. Although these two events are chronologically far from each other, the effects of the events are still continuing. The semantic shift in the notions of “minority” and “nation” in the process of transition




112

















from empire to nation-state is important to observe the change that has occurred in the political structure and understand the background of these two historical events. In the geography where this process of change has been experienced, the Circassian Exile that occurred in the Empire era and the Population Exchange that occurred during construction of the nation-state constitute a comparative example of the fact that different collective memory and cruelty practices can be seen.

113
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:30

KAYNAKÇA




Adıyeke, Nükhet, “Osmanlı Egemenliği Altında Girit’te Müslüman Kimliğin Oluşumu”, Yeniden Kurulan Yaşamlar 1923 Türk Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi, Der. Müfide Pekin, İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2005.


Agamben, Giorgio, Auschwitz’den Artakalanlar, Ankara, Bağımsız Kitaplar, 2004.




Akçam, Taner, “Türk Ulusal Kimliği Üzerine Bazı Tezler”, (Editör: Tanıl Bora, Murat Gültekingil) Milliyetçilik Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, Cilt 4, İstanbul, İletişim Yayınları, 2003 içinde s.53–63.


Aktar, Ayhan, “Homogenising the Nation, Turkifying the Economy”, Crossing The Agean: An Appraisal of The 1923 Compulsory Exchange Between Greece and Turkey, Editör: Renée Hirschon, New York, Berghahn Books, 2003, s. 79–95.


Alankuş, Sevda, “Demokratik Bir Kimlik Stratejisi Olarak Çerkeslik”, Nart Dergisi,

1998, Sayı 7, s. 15–20.




Althusser, Louis, İdeoloji ve devletin İdeolojik Aygıtları, Çev. Yusuf Alp, Mahmut

Özışık, İstanbul, 5. Basım, İletişim Yayınları, 2002.











114
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:30

Anderson, Benedict, Hayali Cemaatler, Çev. İskender Savaşır, İstanbul, Metis

Yayınları, 4. Basım, 2007.




Arendt, Hannah, Şiddet Üzerine, Çev. Bülent Peker, İstanbul, İletişim Yayınevi,

2002.




Arnason, Johann, “Civilizational Patterns and Civilizing Processes”, International

Sociology, 2001, sayı 16, s. 387–405.




Assman, Jan, Kültürel Bellek, Çev. Ayşe Tekin, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 2001.




Balcıoğlu, İbrahim, Şiddet ve Toplum, İstanbul, Bilge Yayıncılık, 2001.




Bauman, Zygmunt, Modernite ve Holocaust, Çev. Süha Sertabiboğlu, İstanbul,

Versus Yayınları, 2007.




Bedarida, François, “Tarihsel Pratik ve Sorumluluk”, (Editör: François Bedarida) Tarihçinin Toplumsal Sorumluluğu, Çev. Suavi Aydın, Ali Tartanoğlu, Ankara, İmge Kitabevi Yayınları, 2001 içinde s. 9–17.


Benlisoy, Foti; Benlisoy, Stefo, “Milleti Rum’dan Helen Ulusuna (1856–1922)”, (Editör: Mehmet Ö. Alkan), Cumhuriyet’e Devreden Düşünce Mirası Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikimi Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, İstanbul, İletişim Yayınları, 5. Baskı, 2003 içinde s. 367–377.




115
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: ŞİDDET VE TOPLUMSAL HAFIZA Lâle ÇEVİKER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 05 Ara 2019, 23:31

Bergson, Henri, Madde ve Bellek, Çev. Işık Ergüden, Ankara, Dost Kitabevi

Yayınları, 2007.




Berzeg, Nihat, Çerkesler Kafkas Sürgünü: Vatansız Bırakılan Bir Halk, İstanbul,

Çivi Yazıları, 2006.




Beslan, Bitok, “Folklor Bir Halkın Yaşam Biçimidir”(söyleşi), Nart Dergisi, Sayı

10, 1998, s.17–19.




Bora, Tanıl; Bağ, Yaşar, Türkiye Çerkeslerinde Sosyo Kültürel Değişme, Ankara,

Kaf Der yayınları, 1996.




Böke, Pelin, “İzmir’de Girit’i Hatırlamak”, Lozan Mübadilleri Vakfı Resmi Web



Sitesi, http://www.lozanmubadilleri.org.tr/aras ... inboke.htm,



13.11.2008.




Butler, Judith, Kırılgan Hayat Yasın ve Şiddetin Gücü, Çev. Başak Ertür, İstanbul,

Metis Yayınları, 2005.




Can, Kemal, “Etik Bir Değer Olarak Şiddet”, Birikim, Sayı 40, 1992, s.26–38.




Can, Kevser, “Lozan ve Mübadilleri”,

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php? ... berno=6470, 20.12.2008.





116
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir