HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Girit İle ilgili Akademik Yayınlar
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:15

Araştırma Makalesi/Research Article







HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN
DÜZENLEMELER

Hasan Ali CENGİZ


ÖZ: Osmanlı Devleti yirmi beş yıllık bir mücadeleden sonra 1669 yılında Girit adasının tamamına hâkim olmuştur. Daha sonra çıkarılan özel kanunlarla da adada bulunan Türk ve Rum halkının huzur içinde yaşaması için dini ve örfi konularda serbest olmalarını sağlamıştır. Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra Girit Rumlarını sürekli kışkırtması, Osmanlı Devleti’nin zayıflayan idaresi, Rus tahrikleri ve Fransız ihtilali ile uyandırılan milliyetçilik akımının etkileriyle adada huzurlu dönem sona ermiş ve Girit’te Osmanlı idaresine karşı isyan olayları görülmeye başlanmıştır. Belirli aralıklarla görülen bu isyan olayları karşısında Osmanlı idaresi, Rum halkına bazı tavizler vererek bu olayları bastıracağını ve Avrupalı devletlerin buraya müdahalelerine engel olacağını düşünmüştür. Verilen bu tavizlerden biri de Halepa Fermanıdır.
Girit Rumları, 20 Kasım 1878’de yürürlüğe giren Halepa Fermanı ile muhtariyet kazanmışçasına serbest bir idare tarzına sahip olmuşlardır. Belirli bir süre sonra bu ayrıcalıklardan da memnun kalmayan Rumlar, tekrar isyan etmişlerdir. Osmanlı Devleti, adada başlayan bu isyan olaylarını bastırmak ve devam eden Avrupa devletlerinin baskılarını azaltmak amacıyla Rumlara yeni tavizler vermek zorunda kalmıştır. Verilen bu yeni tavizler de sorunları çözemediği gibi Girit’in Yunanistan’a bağlanmasını hızlandırmıştır.

Anahtar Kelimeler: Girit, Halepa Fermanı, Rum, Yunanistan, İsyan

HALEPA FERMAN AND SUBSEQUENT ARRANGEMENTS IN
CRETE

ABSTRACT: The Ottoman Empire ruled over the island of Crete in 1669 after twenty-five years of struggle. Later, it made possible for people to be completely free of religious and customary matters for the peaceful life of the Turkish and Greek people located on the island with special laws issued. After Greece gained its independence, the peaceful period ended in the island and rebellion incidents against the Ottoman administration started to be seen in Crete with the effects of the constant provocation of the Cretan Greeks, weakening administration of the Ottoman State, Russian provocations and the nationalist movement awakened by the French Revolution. In the face of these rioting events seen in certain periods, the Ottoman administration thought that it would suppress these events by giving some concessions to the Greek people and would prevent the European states from interfering here. One of these concessions is Halepa Ferman.
Cretan Greeks had a free style of administration with the Halepa Ferman which entered into force on November 20, 1878. After a certain period of time, the Greeks, who were not satisfied with these privileges, rebelled again. The Ottoman State had to make new concessions in order to suppress these rebellion incidents that started in the island and reduce the ongoing pressures of the European states. These new concessions could not solve the problems and also they accelerated the connection of Crete to Greece.
Key words: Crete, Halepa Ferman, Greek, Greece, Rebellion





* Öğr. Gör., Trakya Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü, hasancengiz@trakya.edu.tr https://orcid.org/0000-0001-9175-4737

Geliş Tarihi (Received): 10.01.2018
Kabul Tarihi (Accepted): 11.05.2018
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:18

Giriş
Girit’in 1669 yılında Osmanlı Devleti hâkimiyetine girmesi, yaklaşık yirmi beş yıl süren bir mücadelenin sonrasında gerçekleşmiştir. Osmanlı idaresinde merkezi Kandiye olan Girit adası Kandiye, Hanya ve Rosmo adlı sancaklara ayrılarak yönetilmiş ve Osmanlı Devleti bünyesinde ayrıcalıklı vilayetlerden biri olmuştur. Bu dönemde Osmanlı himayesinde yaşayan ada halkının can, mal ve namusları güvence altına alındığı gibi yerli ahalinin cemaat işlerine de karışılmamıştır1. Çıkarılan özel kanunlarla da ada halkının huzur içinde yaşaması, dinî ve örfî konularda tamamen serbest olmaları sağlanmıştır. Böylece yaklaşık bir buçuk asır, adadaki bütün topluluklar barış içerisinde bir arada yaşamışlardır.
Girit’teki Rumlara her türlü haklar tanınmış olmasına rağmen sulh devresi bir süre sonra sona ererek Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmaların baş gösterdiği yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemin sona ermesinde, Yunanistan’ın bağımsız olmasından sonra adada yaşayan Girit Rumlarını sürekli kışkırtması, Rusya’nın tahrikleri, Fransız ihtilali ile uyandırılan milliyetçilik akımları ve Osmanlı Devleti’nin günden güne bozulan, zayıflayan idaresinin de etkili olduğunu söylemek mümkündür.

Yunanistan’ın Bağımsızlığını Kazanmasının Girit Adasına Etkileri Osmanlı Devleti içerisinde yaşarken her türlü ayrıcalığa sahip olan
Rumlar, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla ve Fransız Devrimin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımlarından da etkilenerek bağımsızlık mücadelesine girişmişlerdir. Rumların bu mücadelelerine hız ve şekil vermek maksadıyla 1814’te Odesa’da Etnik-i Eterya Cemiyeti2 kurulmuş ve yoğun bir şekilde faaliyetlerine başlamıştır. Bulunduğu yer itibariyle Avrupalı devletlerin nüfuz bölgesi içerisinde olması Avrupalı devletlerin desteklerini de görmesi


1 Cemal Tukin, “Girit”, DİA, XIV, İstanbul 1996, s. 87.
2 Bu cemiyetin kuruluşu sırasındaki adı Filik-i Eterya idi. Bu cemiyetin adı 1894 yılında Etnik-i Eterya olarak değiştirilmiştir. Birçok kaynakta Filik-i Eterya ile Etnik-i Eterya birbirine karıştırılmaktadır. Bkz. Şükrü S. Gürel, Tarihsel Boyut İçinde Türk Yunan İlişkileri, Ankara 1993, s. 27.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:19

Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. 1821 yılında Mora ve çevresinde başlayan isyanlar ve 1827’de Navarin’de Osmanlı donanmasının yakılması ile devam eden olayların neticesinde bağımsız Yunanistan’ın temeli atılmıştır. 1828-29 Osmanlı Rus Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin mağlup olması üzerine 14 Eylül 1829’da imzalanan Edirne Anlaşması ve akabinde 16 Kasım 1930’da imzalanan Londra Protokolü ile Yunanistan bağımsızlığını elde etmiştir3.
“Megali İdea” çok eskiden beri Rumların güttüğü eski Bizans’ı yeniden canlandırmak düşüncesidir. Bu düşünce ile hareket eden Rumlar, ilk olarak Mora’da da bir Yunan Devleti kurmayı planlamışlardır. Bu planın devamında 3 Şubat 1830’da Yunan sınırları çizilirken bu sınırların dışında kalan Orta Yunanistan, Batı Trakya, Selanik, Ege Adaları, On iki Ada, Girit, Batı Anadolu, Kıbrıs’ı ve son olarak da İstanbul’u da Yunanistan’a dahil etmeyi amaçlamışlardır4. Bu fikir oluşturulurken kuzeye doğru Teselya, Epir, Makedonya ve Trakya, güneyde de Girit ve öteki Ege alınarak Ege denizi tamamen Helen gölü haline getirilmek istenmiştir5. Bu nedenlerle başta Girit olmak üzere Eğriboz, Sisam, Atina ve Makedonya’da bağımsızlık rüzgârları estirilmeye başlanmıştır.

Girit’teki İlk İsyanlar

Girit’te 1821 yılından itibaren Osmanlı yönetimine karşı hareketlenmenin başladığı görülmektedir. Osmanlı Devleti’nin Tepedelenli Ali Paşa isyanı ile ile uğraştığı bir dönemde çıkan Rum isyanına İsfakya ve Hanya Rumları da katılmışlardır. Böylece Girit’te Osmanlı hâkimiyetine karşı ilk isyan hareketi patlak vermiştir. Bu isyanı Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa bastırabilmiştir. 1830’da imzalanan Londra Protokolü’nde Girit’in Yunanistan sınırları dışında kalması nedeniyle Rumlar tekrar ayaklanmışlardır. Bu ayaklanmayı da başarılı bir şekilde bastıran Mehmet Ali Paşa’ya on yıl süreyle adanın yönetimi bırakılmıştır. Bu dönemde adanın genel idaresi Mustafa Naili Paşa tarafından yürütülmüştür. Girit’teki Mehmet Ali Paşa dönemi 1840 Londra Protokolüne kadar devam etmiştir6.
1853-1856 yıllarında yaşanan Kırım meselesi nedeniyle çıkan Osmanlı Rus Savaşında Ruslardan yardım gören Yanya bölgesindeki Rumlar isyan etmişlerdir. İsyan sırasında Yanya ve Tırhala bölgelerinde yer yer çatışmalar çıkmıştır. Bu olaylarda Rusya’nın Yunanlıları desteklemeleri nedeniyle


3 Metin Hülagu, “1897 Türk-Yunan Harbine Kadar Osmanlı İdaresinde Girit”, CIEPO XIV
Uluslararası Türk İncelemeleri Kongresi,, 18–22 Eylül 2000, s. 325-326.
4 Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul 1955, s. 138.
5 Bilal N. Şimşir; Ege Sorunu, Ankara 1989, s. XXIX.
6 Ayşe Nükhet Adıyeke, Osmanlı İmparatorluğu ve Girit Bunalımı, Ankara 2000, s. 19.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:20

İngiltere ve Fransa, Yunanlıların tarafsız kalmalarını sağlamak için Pire limanını işgal etmişlerdir. Osmanlı Devleti, Keçecizâde Fuat Paşa’yı Yüksek Komiser olarak bölgeye göndererek isyanın daha da büyümeden
sonlandırılmasını sağlamıştır7.
Adadaki büyük isyan olaylarından bir diğeri 1866 yılında gerçekleşmiştir. Bu sefer Giritli Rumlar, Yunan isyanından beri kendileri için vaat edilen iyileştirmelerin yapılmaması ve Osmanlı idaresinin koyduğu ağır vergileri bahane ederek isyan etmişlerdir. Oysa asıl maksatları adayı Yunanistan’a ilhak etmek ve bunun için Avrupa kamuoyunu harekete geçirerek onların desteğini almaktır8. Girit’in Yunanistan’a ilhakı konusunda adada ilhak komitesi kurulmuş, 2 Eylül 1866 (21 Rebiülahir 1283)’da da Girit’in Yunanistan’a ilhakını ilan etmişlerdir. Osmanlı Devleti, Avrupa
Devletlerinin isyanı bahane ederek olaylara müdahale etmelerinden ve Yunanistan lehine kararlar almalarından endişelendiği için adaya Sadrazam Ali Paşayı göndermiştir. Ali Paşa, yaptığı gözlemleri bir rapor halinde merkeze sunmuştur. Bu rapor çerçevesinde adada askeri, siyasi, idari ve mali konuları içeren “Girit Usul-i İdaresi” adında bir ferman yayınlanmıştır.
Bu ferman ile Girit adasında bir takım idari, mali ve siyasi düzenlemelere gidilmiştir9. Düzenlemelere göre; Ada’nın yönetiminden sorumlu olan valilik kurumu ile kumandanlık kurumu birbirinden ayrılarak valinin yanında biri Müslüman biri Hıristiyan iki müşavir görev yapacaktır. Ada livalara bölünecek ve liva yönetimlerin yarısı Müslüman yarısı Hristiyan olacaktır. Ada halkının yükümlü olduğu aşar vergisinin 1868 yılı Mart ayından itibaren iki seneliğinin tamamı af edilecek ve diğer iki senelik verginin yarısı ise adaya bırakılacaktır. Ayrıca adadaki Müslüman halk askerlikten muaf tutulduğu gibi Hristiyan halk da muaf tutulacaktır. Girit Vilayetinde her kazadan iki üye seçilerek yılda bir kere toplanacak bir meclis-i umumi oluşturulacaktır. Toplanan bu mecliste, adayla ilgili bayındırlık, ziraat ve eğitim konuları görüşülerek alınan kararlar Osmanlı Devletine sunulacaktır.
Alınan bu kararlar sonucunda Rumlar, adada nüfus yoğunluğu bakımından çoğunlukta olmaları nedeniyle oluşturulacak bu mecliste de çoğunluk onların eline geçecekti. Böylece Rumlar, bu üstünlüklerini adanın Yunanistan’a ilhakı ile ilgili mücadelelerinde her daim kullanacaklardı.





7 Hülagu, agm., s. 330.
8 Adıyeke, age., s. 23.
9 Düstur, 1 Tertip, I, İstanbul 1299, s. 652-654.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:22

Girit’e Özerklik Getiren 1878 Halepa Fermanı
1868 Fermanıyla kendilerine tanınan imtiyazlara rağmen Rumlar, hem Balkanlarda ortaya çıkan Bosna-Hersek ve Bulgar isyanlarını fırsat bilerek hem de Yunanistan’ın desteğini alarak tekrar ayaklanmışlardır. Osmanlı Devleti’nin 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı ile uğraşmasından istifade eden Yunanistan bu dönemde Osmanlı idaresi altındaki toprakları işgal etme kararı aldığını bildirerek Epir, Teselya, Girit gibi yerlerdeki isyanlara destek vermiştir. Fakat Rusya’nın, gerek Yunanistan’ın takip ettiği Pan-Helenizm’i Pan-Slavizm karşısında tehlikeli bulması ve gerekse İngiltere ve Fransa’nın bu durumu uygun görmemesi üzerine Yunanistan bu emellerini
gerçekleştirememiştir10.
1877-78 Osmanlı-Rus savaşının sonunda ise Girit üzerinde bir İngiliz- Rus mücadelesi ortaya çıkmıştır. 3 Mart 1878 (28 Safer 1295)’de Ayestefanos Antlaşması’nın 15. maddesine göre, Osmanlı Devleti Girit’teki durumunu genişletecektir. Bu konuda aldığı tedbirleri uygulamadan önce Rusya’ya da danışma şartı getirilmiştir11. Böyle bir madde Rusya’nın Girit’e müdahale etmesine imkân vermiştir. Ancak İngiltere bu durumdan rahatsız olduğundan dolayı bunu değiştirmenin yollarını aramış ve 13 Temmuz 1878
(13 Recep 1295)’de Berlin Antlaşması’nın 23. maddesi ile de Ayestefanos’ta getirilen bu hüküm kaldırılmıştır. Yerine 1868 muhtariyet planının uygulanması ve bu konuda Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletlerini bilgilendirmesi esası getirilmiştir12.
Ayrıca İngiltere, Ayestefanos Antlaşması sonucu Rusya tehlikesi karşısında Kıbrıs’a yerleştiği gibi, Berlin Antlaşmasından sonra Doğu Akdeniz’deki durumunu kuvvetlendirmek için Girit’e yerleşmeyi
planlamıştır. Bunun için Girit Rumlarını desteklemiş, ama hiçbir zaman Girit’in Yunanistan’a katılmasını istememiştir13.
Avrupa Devletleri, Berlin Kongresi’nde adaya vaat edilen hususların gerçekleştirilmesi için Osmanlı Devleti’ne baskılar yapmışlardır. Avrupa Devletleri karşısında taahhüt altına giren Osmanlı Devleti, hem bu baskılardan kurtulmak hem de adada devam eden isyan olaylarını sona erdirmek için 9 Eylül 1878 (12 Ramazan 1295) tarihinde Gazi Ahmet Muhtar Paşayı ve temyiz mahkemesi üyelerinden Salim Efendi’yi Girit’e göndererek iki taraf arasında sorunları çözmek istemiştir. Girit Rumları



10 Hülagü, agm., s. 333.
11 Reşat Ekrem Koçu, Osmanlı Muhaedeleleri ve Kapitülasyonlar, İstanbul 1934, s. 216.
12 Nihat Erim, Devletlerarası Hukuk ve Siyasi Tarih Metodu, I, Ankara 1953, s. 413.
13 Fahir Armaoğlu, Siyasi Tarih (1789-1860), Ankara 1975, s. 316.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:23

temsilcileri ile Ahmet Muhtar Paşa arasında Hanya civarındaki Halepa mevkiinde, 23 Ekim 1878 (26 Şevval 1295)‘de bir anlaşma imzalanmıştır. Girit’te bulunan Avrupa Devletleri konsoloslarının gözetiminde uygulanacak bu anlaşma, Padişahın 20 Kasım 1878 (25 Zilkade 1295)’de Girit Valisi Aleksandır Paşa’ya gönderdiği ferman ile yürürlüğe girmiştir14. Bu fermanda şu hususlar bulunmaktadır15;
1- Vali, Girit nizamnâmesine göre beş yıllığına atanacaktır.
2- Meclis-i Umumi seksen azadan oluşacak, bunun 49’u Hıristiyan ve 31’i
Müslüman olacaktır.
3- Meclis-i Umumi’nin toplanması senede kırk gün olacaktır. Gerekirse yirmi gün daha uzatılabilecektir. Buradan çıkan kanunlar Osmanlı Devleti tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir. Çıkacak kanunlar Osmanlı Devleti’nin kanunlarına ters olmadığı müddetçe onaylanacaktır.
4- Kuvve-i adliye ve kuvve-i icrâiyyeden ayrı olacaktır.
5- Valinin bir müşâviri olacak, vali Müslüman olursa müşaviri Hıristiyan,
Hıristiyan olursa müşaviri de Müslüman olacaktır.
6- Meclisin zabıt mazbataları iki lisan üzerinden yapılacak, ancak halkın
geneli Rumca konuştuğu için meclisteki müzakereler Rumca olacaktır.
7- Girit adasının jandarma kuvvetlerin oluşturulması için yerli halktan kişiler seçilecek ancak sayı doldurulamaz ise Osmanlı Devleti’nden buraya tayin olunacaktır.
8- Adanın gelirleri olan gümrük, tuz ve duhan gibi gelirler ilk önce adanın ihtiyaçlarının karşılanması için harcanacak, kalan miktar ise merkeze gönderilecektir.
9- Adada matbaaların te’sisi ve evrak-ı havâdisin basımı serbest olacaktır.
Görüldüğü gibi Girit Rumları, Halepa Sözleşmesi ile birçok ayrıcalık elde etmişlerdir. Bu ayrıcalıkların başında Rum halkından olan birisinin vali olabilmesinin yolu açılmıştır. Adanın gelirlerinin öncelikle ada halkı için harcanma esası getirilerek adanın ekonomik kalkınması amaçlanmıştır. Bunun yanında ada meclisindeki üye sayısının çoğunluğunu Rumlar oluşturduğu için meclisten Rumlarla ilgili kararlar çıkartmaları da kolaylaşmıştır. Ayrıca ada meclisinde Rumların çoğunlukta olmasından




14 Mehmet Selahi, Girit Meselesi 1866-1889, Yay. Haz. Münir Aktepe, İstanbul 1976, s. 16-
17.
15 Düstur, 1 Tertip, IV, İstanbul 1299, s. 559-863.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:24

dolayı meclisteki konuşmaların Rumca yapılması hakkını da elde etmişlerdir.
Giritli Rumlar, Halepa Fermanı ile buna benzer pek çok ayrıcalık elde ederek kendilerine muhtariyet kazanmışçasına serbest bir idare tarzı sağlamışlardır. Adadaki Rumlara sağlanan bu ayrıcalıklardan Müslümanlar yararlanmamış, bu durum onların ezilmelerine ve perişan olmalarına neden olmuştur16.
Halepa Fermanının ilk uygulaması olarak adaya 8 Aralık 1878 (13 Zilhicce 1295) tarihinde Fatyoti Paşa, Vali olarak atanmıştır. Bunun akabinde Girit mahkemeleriyle ilgili bir nizamnâme ile adada kaza ve sancaklarda toplam 23 adet “Sulh Mahkemesi”, her sancak merkezine bir “Bidâyet Mahkemesi”, Hanya, Resmo ve Kandiye’de birer de “Ticaret Mahkemesi” kurulmuştur. 28 Nisan 1879 (25 Rebiulahir 1295) tarihinde de “Girit Nizamnâmesi” ile adada nahiyeler oluşturularak nahiye meclisleri etkin hale getirilmiştir17.
Halepa Sözleşmesi ile büyük ayrıcalıklar kazanan Girit Rumlarının, belirli bir süre sonra yine bu kazanımlardan memnun kalmadıkları görülmüştür. Girit’teki huzursuzlukların bir türlü bitmemesi ve bu sorunu bahane eden Avrupa Devletleri’nin sürekli Osmanlı Devleti üzerinde baskı oluşturması nedeniyle bu dönemde Girit’in Yunanistan’a verilmesi bile gündeme gelmiştir. Ancak İngiltere’nin, Girit başka bir ülkeye verilirse kendisinin de toprak talep edeceğini ileri sürmesi üzerine bundan vazgeçilmiştir18.
Girit Rumları 1885’te, Bulgaristan Prensliği ile Şarki-Rumeli’nin
birleştirilmesi bahanesiyle tekrar ayaklanmışlar, adanın Yunanistan’a ilhak




16 Bu dönemde Girit Müslüman ahalisinin durumunu Namık Kemal şöyle anlatmaktadır; Müslüman ahali o hale gelmiştir ki vaktiyle memleketlerinde bey olan, ağa olanlar şimdi başka yerlerde 120 Kuruşa zabtiyelik görevi yapar hale gelmiştir. Bu dönemdeki dört bir tarafa yayılan muhacirin erkek nüfusu 5 bin civarındadır. İ. Hakkı Uzunçarşılı, “Namık Kemal’in Abdulhamit’e takdim ettiği arizalarla Ebuziya Tevfik Bey’e Yolladığı Mektuplar”, Belleten, XI, S. 42, s. 262-264.
17 Adıyeke, age., s. 29.
18 Bu dönemde Girit’in İngiltere tarafından işgal edilmesi için Müslüman ahaliden bazılarının Hanya’daki İngiliz konsolosluğuna müracaat ettikleri haberlerinin aslı olmadığı, bunun Yunanistan esaretine girmektense İngiliz esaretine girmeyi tercih ettiklerinden kaynaklandığı belirtilmiştir. Yine bu dönemde kamuoyunda Girit adasının İngiltere’ye satılacağı, Fransa’nın ise İngiltere’nin verdiği ücretten daha fazla ücret vereceği söylentileri ortaya atılmış ama bunların da aslı olmadığı, sokak dedikodusundan ibaret olduğu anlaşılmıştır. BOA, Y.A. Hus., Nr. 189/20, 27 Şubat 1301-11 Mart 1886; BOA, Y.Mtv. Nr. 53/86, 20 Muharrem 1309-26 Ağustos 1891; E. Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, VIII, Ankara 1998, s. 119.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:27

edilmesi talebinde bulunmuşlardır19. Osmanlı Devleti bu dönemde adada asayişin sağlanması için idare-i örfinin ilanının uygun olmadığını, müteyakkız hareket edilmesinin uygun olacağı kararını almıştır20.
Ayaklanmaların devam etmesi üzerine, Osmanlı Devleti, Şûrây-ı Devlet Tanzimat Dairesi Başkanı Mahmut Celalettin Paşa ile askeri teftiş komisyonu üyelerinden Yâverân-ı Şehriyârı Ahmet Râtip Paşa’yı adaya göndererek asilerle anlaşma yolunu tercih etmiştir21. 24 Temmuz 1887 (3 Zilkâde 1304) tarihli fermanla Girit adası halkına daha da geniş imtiyazlar tanınmıştır. Bunlardan önemli olanları şunlardır22;

“Girit gümrüğü gelirlerinin yarısı, bundan önceki seneler ihtiyaç duyulduğunda adaya bırakılmakta iken, bundan böyle her sene sene-i iane olarak adanın vilayet sandığına verilecekti. Adanın mahsulünün az olduğu feyizsiz senelerdeki bütçe açığı, mahsulün çok olduğu senelerdeki bütçe fazlasıyla kapatılacak ve geriye kalan gelirin yarısı Girit vilayetine diğer yarısı merkeze gönderilecekti. Girit umumi meclisi tarafından Osmanlı Devleti’ne arz olunacak layiha ve kararlar, verildiği üç ay içinde ret veya kabul edilecekti. Bunlar üzerinde yapılacak herhangi bir değişiklik vali vasıtası ile tekrar meclise sunulacak ve kabul edilmesi durumunda yürürlüğe girmesi, mecliste değişiklik yapılır ise tekrar Osmanlı Devleti’ne sunulması sağlanacaktır.”

Osmanlı Devleti, mali ve idari bakımdan Giritli Rumlara bu kadar ayrıcalıklı davranmasına rağmen Rumlar yine de memnun kalmamışlar, Yunanistan’a ilhak talebiyle yeniden isyan etmişlerdir. Adada bulunan Müslüman ahali de bunlara mukabele edince iki taraf arasında şiddetli çarpışmalar olmuştur. Rumlar Türk köylerini basarak tecavüzlerde bulunduklarından Türk halkı büyük şehirlere taşınmaya başlamışlardır23.
1889 yılında Girit’te olayların devam etmesi üzerine Ada’ya Şâkir Paşa 5 Temmuz 1889 (7 Zilkâde 1306)’da Girit vali vekilliği ve Fırka-ı Askeriyeye


19 Yorga, Osmanlı Tarihi, Terc. B Sıtkı Baykal, V, Ankara 1948, s. 603.
20 BOA, M.V., Nr. 6/41, 28 Safer 1303-6 Aralık 1885.

21 Mahmud Celaleddin Paşa, 1887 yılında Girit’teki olaylar ile ilgili tahkikat yapmak için

fevkalâde görevle adaya gönderilmiştir. Buradaki görevini kırk gün içinde başarılı bir şekilde tamamlayarak İstanbul’a dönmüştür. Mahmud Celaleddin Paşa, 13 Haziran 1889’da Girit’teki olayları yatıştırmak için ikinci defa adaya gönderilmiştir. Olayları yatıştırdıktan sonra geri dönen Mahmud Celalettin Paşa, 3 Eylül 1891’de Girit Vali vekilliğine getirilmiştir. Girit’teki başarılarından dolayı liyakat madalyası alan Mahmud Celaleddin Paşa, 30 Temmuz 1894’de Turhan Paşa’nın Girit vali vekilliğine tayin olmasına kadar adada kalmıştır. Mahmud Celaleddin Paşa, Mirʻât-ı Hakîkat, Yay. Haz. İsmet Miroğlu, İstanbul 1983, I, s. 20-21.
22 Selahi, Girit Meselesi 1866-1889, s. 22-23.
23 Bu olaylar cemiyet üyesi üç Rum tarafından Resmo’nun Rustika köyündeki Müslümanların koyun ve keçilerini gasp etmeleri ile başlamıştır. Pınar Şenışık, Girit Siyaset ve İsyan, İstanbul 2014, s. 106.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:28

Fevkalade kumandanlığına görevlendirilmiştir24. Adada sıkıyönetim Şakir Paşa’nın gelmesi ile uygulanmaya başlamıştır. Şakir Paşa, ilk olarak genel af ilan etmiş ve daha önce isyanların bastırılması için Müslümanlara dağıtılan silahları toplatmıştır25. İsyancılara karşı yalnızca devletin nizamî kuvvetinin kullanımı esasını getirilerek adadaki mevcut jandarma alayını yeniden düzenlemiştir. Şakir Paşa, Girit’te 11 ay kaldıktan sonra İstanbul’a dönmüş, yerine Cevad Paşa getirilmiştir26.

Halepa Düzenlemesinde Kısıtlamalara Gidilmesi ve Adadaki
Hareketlilik

Girit’teki iç kargaşalıkların ve çekişmelerin artması üzerine 26 Ekim 1889 (1 Rebiül-evvel 1307) tarihinde yayınlanan yeni bir fermanla Halepa Fermanındaki bazı uygulamalarda düzenlemelere gidilmiştir. Bu düzenleme ile valinin görev süresi beş yıl ile sınırlandırılmayıp, sınırsız bırakılmıştır. Halepa Kararnamesinde yetkileri genişletilmiş olan Girit Genel Meclisi’nin ayrıcalığı elinden alınarak üye sayısı 80’den 57’ye indirilmiştir27. Halepa Kararnamesi’nde jandarma heyetinin adanın yerli halkından oluşturulması, yeterli olmazsa diğer vilayetlerden alınmaması kabul edilmiş iken, yeni ferman ile jandarma heyetine diğer vilayetlerden de elaman seçilebileceği hükmü getirilmiştir. Halepa kararnamesi ile adanın gümrük gelirlerinin yarısı adaya bırakılmışken yeni ferman ile gümrük gelirlerinin tamamının Osmanlı Devleti’nin hazinesine aktarılması kararlaştırılmıştır28.
Bu yeni düzenlemelerle verilen haklardan kısıtlamalara gidilmesi, Girit’teki gayrimüslimleri memnun etmediği gibi İngiltere ve Rusya’nın da Osmanlı Devleti’ni protesto etmelerine neden olmuştur.
Bu dönemde Ada’da tepki çeken bir diğer düzenleme, 1889’da uygulamaya konulan “Teslis” (Üçleme) ya da “Tesdis” (Altılama) düzenlemesidir. Bu düzenleme ile zeytin ürününün bir yıl bol, diğer yılda az olmasından dolayı Ada’nın bütçesinde bir yıl fazla çıktığı gibi diğer yıl eksik çıkmasını önlemek için adanın son altı yıllık öşür geliri esas alınarak bunun ortalaması hesaplanmış ve her yıla eşit miktarda öşür alınması esası getirilmiştir29. Bu uygulama ilk yılında adada çok büyük tepkilere neden olmuştur. Özellikle ürünsüz senelerde öşürü nakdi olarak ödemek zorunda


24 Ali Karaca, Anadolu Islahatı ve A. Şakir Paşa, İstanbul 1993, s. 25; BOA, İ. Müm. Girit,
No. 775, 15 Zikade 1307- 3 Temmuz 1890.
25 A. Cevat Emre, İki Neslin Tarihi, İstanbul 1960, s. 17.
26 BOA, İ. Müm. Girit, Nr. 878, 21 Zilkade 1307-9 Temmuz 1890; BOA, Y.A. Hus.,Nr.
236/81, 21 Zilkade 1307-9 Temmuz 1890.
27 BOA, MD. Nr. 263, s. 242-243, 1 Rebiülevvel 1307-26 Ekim 1889.
28 BOA, MD., Nr. 263, s. 244, 1 Rebiülevvel 1307-26 Ekim 1889.
29 BOA, MD. Nr. 263, s. 262-265, , 1 Rebiülevvel 1307-26 Ekim 1889.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: HALEPA FERMANI VE SONRASI GİRİT’TE YAPILAN DÜZENLEMELER

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 17 Mar 2021, 10:29

olmaları büyük hoşnutsuzluk yaratmıştır. Girit’teki Hıristiyan Rumlar, vergi konusundaki şikâyetlerini büyük devlet konsolosluklarına iletmişlerdir30. Büyük devletlerin İstanbul elçileri de Osmanlı Devleti’ne bir muhtıra vererek yeni bir vergi düzenlemesi yapılmasını istemişlerdir. Bu konuda Girit Meclisi Hıristiyan üyelerinin de gümrük meselesi halledilmedikçe meclise devam etmeyeceklerini bildirmeleri31 üzerine Osmanlı Devleti yeni vergi sistemi hazırlamıştır. Buna göre adada yetişen ürünlerden ne kadar öşür alınacağıyla ilgili bir liste oluşturulmuş ve verginin bu listeye göre alınması kararlaştırılmıştır32.
Bu yeni vergi düzenlemesi ile ortalık birazcık yatışmıştır. Ancak bu düzenlemenin adadaki sorunları tam olarak bitirdiğini söylemek mümkün olmamıştır. Gün geçtikçe iki toplum arasındaki kin ve nefret derecesi artmış33, ilk kıvılcım, 1894 yılı Temmuz ayında Mahmut Celalettin Paşa’ya karşı girişilen suikast olayı ile çıkmıştır34. Yine bu dönemde Avrupa basınında Girit’in Kıbrıs ile mübadele edileceği haberleri de çıkmaya başlamıştır35.
Adada kurulan İhtilal Cemiyeti (Epitropi), Osmanlı Devletini hayli meşgul eden Ermeni olaylarından36 yararlanarak kapsamlı bir ayaklanma tertip etmeyi, bu şekilde hem Halepa Kararnamesi’nin ayrıcalıklarını geri getirmek hem de Yunanistan ile birleşme yolunda bir adım daha atmayı planlanmıştır. Girit meclisinin Hıristiyan üyeleri de artık sorunların mecliste çözülemeyeceğini ve bunları çözmenin tek yolunun silah olduğunu düşünmüşler ve bu maksatla Rum halkı her geçen gün silahlanmış ve cemiyetler kurarak ihtilal hazırlıklarına başlamışlardır37. 1895 Aralık ayında



30 Girit’te bu dönemde meydana gelen olayların âşar usulündeki düzenleme meselesinden kaynaklanmayıp, adaya Hıristiyan bir vali tayini meclis-i umuminin toplanması ve Halepa fermanının tekrar getirilmesini istediklerinden kaynaklandığı bildirilmiştir. BOA, Y.A. Hus.,Nr. 299/106, 9 Zilhicce 1311-13 Haziran 1893.
31 BOA, Y.A. Hus., Nr. 202/83-2, 7 Temmuz 1303-19 Temmuz 1887.
32 Yeni düzenleme ile zeytin, portakal, mandalina ve içkiden % 13, ihracat ürünlerinden %10 öşür alınması kararlaştırılmıştır. , BOA, İ. Girit, No.1028, 12 Temmuz 1310- 24 Temmuz 1894.
33 BOA, İ. Müm. Girit, Nr. 1025, 19 Temmuz 1310-31 Temmuz 1894.
34 BOA., Y.A. Hus.,Nr. 304/92, 29 Muharrem 1312-2 Ağustos 1894.
35 Yine bunlardan birisi “Tağtilat” gazetesinin Atina’dan aldığı haberlere göre İngiltere ile Kıbrıs ve Girit’in mübadele yapılacağı, İngiltere’nin bu mübadelenin üzerine 12 milyon Lira vereceği belirtilmiştir. Bkz. BOA, Y.A. Hus.,Nr. 308/133, 4 Rebiülevvel 1312-5 Eylül 1894.
36 Bu tarihteki Ermeni olayları için bkz. Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1985, s.
150/160.
37 Epitropi Cemiyeti adadaki faaliyetlerini ilk Apakoron’da başlamıştır. Bu cemiyet üyeleri iki gruptan oluşmaktadır. Birinci grup adada ağır suçlar işleyen suçlular, ikinci grup ise çeşitli
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 11 misafir