İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Girit İle ilgili Akademik Yayınlar
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 18:39

Girit’ten ayrılmalarını takip eden ilk iki yılları son derece zor koşullarda geçen Raziye ve ailesi, yeni yerleşim yerleri olan Bolu’da başka nedenlerle de hayli güçlükler yaşamışlardı ve bunlar yeni yaşam çevrelerine uyum aşamasında ciddi birer engeldiler. Çünkü yeni yerleşim yerinin çevre koşullarının gelinen yere benzemesi, bir göçmenin adaptasyonunu kolaylaştırıcı bir etkendir. Ancak Raziye ve ailesinin yerleştiği Bolu ve çevresi iklim, bitki örtüsü gibi birçok açıdan Girit’e hiç benzemiyordu. Örneğin zeytin, turunçgiller ve başta keçi olmak üzere küçükbaş hayvancılığında usta olan Giritlilerin mutfak kültüründe yabani otlar büyük önem taşımaktadır. Ancak Raziye’nin iskân edildiği Bolu’nun tüm bunlara uygun olmadığı açıktır. Bu yüzden Raziye yüksek ihtimal özellikle tarım açısından, arazisine musallat olanların yaratmış olduğu sıkıntılar haricinde de sorunları bulunmaktaydı ve iskân bölgesinin, kendi alışkanlığından farklı olan üretim modellerine bir an önce uyum sağlaması gerekmekteydi. Oysa Anadolu’ya Girit’ten gelenler çoğunlukla Ege ve Akdeniz kıyı kesimine iskân edilmişken, az sayıdaki göçmen nüfus ise Bolu, Afyon, Konya gibi yerlere gönderilmişlerdi. Ege ve Akdeniz kıyı bölgeleri boyunca iskân edilenler mevsim, ısı, bitki örtüsü gibi benzerliklerden ötürü iç bölgelere gidenlere kıyasla daha şanslı oldukları muhakkaktır.

Raziye ve ailesi, Bolu’da kültürel açıdan da büyük sıkıntılar çekmiş olmalıdır. Balkanlardan ziyade Doğu Karadeniz ve Kafkas halklarının iskân bölgesi olan Bolu ve çevresi (özellikle Düzce ve Sakarya), şahit oldukları göçmen akınları sebebiyle farklı etnisitelere farklı dillere farklı göç hikâyelerine alışkındı. Fakat kayıtlardan anlaşıldığı üzere Kastamonu Vilâyetine Aydın, Adana, Konya, Halep, Trablusgarp, Lübnan ve Cezayir-i Bahr-i Sefid vilayetlerinde olduğu gibi büyük rakamlar içeren Giritli muhacir kafileleri gönderilmemiş, onlar için müstakil haneler inşa edilmemiş, köyler kurulmamıştı. Dolayısıyla Girit muhacir kimliği açısından homojen bir görünüm sergilemeyen Bolu ve çevresinde çok az sayıda Giritli muhacir bulunmaktaydı. Bu durumun diğer birçok kültürel unsurla birlikte “Giritçe” adını verdikleri, Rumcanın bir diyalektiğini konuşan Raziye ve çocuklarının, bu yöreye kendilerinden önce yerleşen göçmenlerle ya da zaten o bölge yaşayan yerli halkla iletişim konusunda zorluk yaşamalarına neden olmuş olmalıdır. Raziye’nin ve ailesinin sonraki hikâyesi, irdelenecek başka evraktan, örneğin bölgede gerçekleştirilen Rûmî 1320-21 nüfus sayımından ve sonraki sayımlardan ya da Bolu Hamidiye’de gerçekleştirilecek bir alan araştırması neticesinde takip edilebilir.

Raziye’nin üç çocuğu ile birlikte bu sorunları yaşadığı aynı süreçte ve İmparatorluğun, yüz binlerce göçmen ve onların iskân, iaşe, sağlık, eğitim gibi birçok problemiyle yüz yüze kaldığı zor bir döneminde, İrini ismindeki Osmanlı kadınının göç hikâyesi ise benzerlerinden çok farklı özellikler taşımaktaydı. Belgelerde “İrini” adı net olarak okunmasına ve her birinde aynı şekilde yazılmış olmasına karşın, ister Müslüman ister Ortodoks olsun hemen her Giritli ailenin sahip olduğu soyadının belirlenmesinde büyük sıkıntı çekilmiştir.48 Belgeyi kaleme alan Osmanlı memurlarının bu adı yazma aşamasında zorluk çekmiş olmaları muhtemeldir ancak Girit ve Rodos’tan edinilen bilgiler doğrultusunda İrini’nin soyadının Psaropoula olma ihtimali belirmiştir.49
Belgelerde ilk dikkat çekici unsur, İrini’den “muhacir” olarak bahsedilmesidir. Muhacir denilince Müslüman kitlelerin İmparatorluğun diğer güvenilir bölgelerine göç etmek zorunda kalan kitleler akla gelir oysa.

İrini Psaropoula da tıpkı Raziye gibi Giritliydi. Ne zaman, hangi kentinde doğduğuna, mesleğine ve evli olup olmadığına dair elde bir veri olmamasına karşın, Kandiye Olaylarını takip eden siyasal ve toplusal kargaşada, annesiyle birlikte Girit’ten hicret eden/etmek zorunda kalan binlerce kadından sadece birisiydi. Rum Ortodoks kilisesine mensup olduğu anlaşılan İrini, adada asayişin bozulması üzerine Anadolu’ya akın eden binlerce Müslüman’ın aksine, Anadolu’ya gelen ve Osmanlı’nın kayıtlarında annesiyle birlikte adı geçen tek Gayrimüslim muhacirdi.50
Güvenlik eksikliği nedeniyle adadan Yunan Krallığına göç eden Giritli Ortodoksların mevcudiyeti bilindiği halde İrini, Yunanistan’a değil de neden Anadolu’ya gelmişti?

Osmanlı arşiv belgelerine göre İrini Psaropoula, 19. yüzyılın tam sonunda Girit’te meydana gelen karışıklıkta, hükümet lehine “bazı yararlı ihbarlarda” bulunması üzerine bu hizmetleri karşılığında ödüllendirilmiş Osmanlı tebaasına mensup Giritli Ortodoks bir kadındır. Annesiyle birlikte Aydın Vilâyetindeki İzmir kentine iskân edilmiş ve kendisine münasip miktar maaş bağlanmıştır. İrini’nin belgelerde geçen “yararlı ihbarat” adına ne gerçekleştirildiği bilinmiyor; ancak gerek Rum çetelerinin adada Müslümanlara yönelik katliamları gerek Halepa Mukavelenâmesinden sonra Girit meclisinde çoğunluğu ele geçiren Ortodoksların planları gerek o dönemde adada etkin olmaya başlayan Britanyalı, İtalyan ya da Fransızların faaliyetleri olsun, bunlardan birine ya da birkaçına dair Osmanlı hükümeti lehine istihbarat sağladığı açıktır. Bu çalışmaları yüksek ihtimal açığa çıkan İrini’nin adada yaşama olanağı kalmamış ve 20. yüzyılın başında adadan ayrılan Giritli Müslüman nüfusu izleyerek ve elbette Osmanlı idaresinin izni ve desteğiyle İzmir limanına gelmiştir. Yanına annesini de alması, İrini’nin bekâr ya da dul olduğunu ve bu iskânın geçici değil kalıcı mahiyette olduğunu düşündürmektedir.



1909 tarihinde Kastamonu Vilâyetinden bu olayın aslını öğrenmek için tahkikat yapması istenmişti; BOA.DH.MKT.2753.20.

48 Giritlilerin soyadı ya da lakâp gelenekleri ve buna dair örnekler için bkz. Ayşe Nükhet
Adıyeke - Nuri Adıyeke, Girit Nikâh Defteri (1916-1921) ve Girit’teki Aile Adları, Lozan Mübadilleri Vakfı Yayınları, İstanbul, 2011; Tuncay Ercan Sepetcioğlu, A.g.t., 2011, ss.209- 219.
49 İrini’nin, Osmanlı arşiv belgelerinin okunması sonrası ortaya çıkan muhtemel beş farklı
soyadı arasında Psaropoula’nın önerilmesi hususunda Sayın Tsambikos Oikonomou ve Tanas Cimbis’e teşekkür ederim.
50 Binlerce kişinin çok kısa bir süre içinde Girit’i terk ettiği bir süreçte, İrini haricinde
Anadolu’ya gelen Ortodoks nüfusun varlığı elbette şaşırtıcı sayılmaz. Ancak bu süreçte arşiv çalışmamızda karşımıza çıkan (annensiyle birlikte) tek Gayrimüslim kişi İrini idi.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 18:46

İzmir’e yerleştirilen İrini, 1901 senesinde Aydın Vilâyeti İdare Meclisinin kararıyla, vaktiyle gerçekleştirdiği hizmetlerin karşılığı olarak aylık 100 kuruş maaş almaya başlar. İrini hakkında arşivde bulunabilen ilk yazışmalar 1904 yılında başlamaktadır. Başvekillikten 3 Ekim 1904 tarihinde Mâliye Nezâretine yazılan bir yazıdan anlaşıldığı üzere, Dâhiliye Nezâretinin 29 Eylül 1904 tarihli muhtaçlara dair ayrılan bütçeden bir miktar maaşın İrini’ye tahsisi hususunda gereğinin yapılması istenmektedir.51
Fakat annesiyle birlikte yaşadığı İzmir’de bu gelirle yaklaşık altı yıl, yani Mart 1907’ye dek geçinen İrini’nin maaşı sebebi gösterilmeden birden bire kesilir ve böylelikle bu gelirden iki kadın da mahrum kalırlar. Bunun üzerine İrini, yaptığı yararlı hizmetler karşılığında Girit Belediyesi tarafından kendisine verilen maaşının tekrar tahsisini ve ödenmemiş meblağın da bir neticeye kavuşturulmasını yazdığı dilekçeleriyle defalarca Aydın Valiliğinden arz eder. Valilik de Dâhiliyeye, lazım gelenin yapılmasına dair bir yazıyı 4 Mart 1907 tarihinde gönderir. Osmanlı idaresi, -yazılanlardan anlaşıldığı üzere- İrini’ye şefkatle yaklaşır ve maaşın tekrar işler hale getirilmesi hususunda olumlu bir tutum sergiler. Ancak İrini’nin kesilen maaşının ne için aldığı, nereden aldığı ve önceki evrağın nerede olduğu tam bir muammadır. Ve bu soruların yanıtına göre maaşın tekrar bağlanması söz konusu olabilecektir. Bunun üzerine İrini’ye ait belgeler irdelenmeye başlanır ve Aydın Valiliği, Dâhiliye Nezâreti, Mâliye Nezâreti ve Muhacir Komisyonu arasında bir dizi yazışmalar gerçekleşir.

Yapılan yazışmaların ardından, Dâhiliye Mektubî Kalemi (İç İşleri Kalemi) İrini’ye ait önceki evrağın kayıtlarda 2 Nisan 1904 tarihinde Muhacirin İdaresine emanet edildiği bilgisini verir. Ama bu idare, Muhacir Komisyonu adıyla yeniden yapılanmaya gitmiş ve eski idare lağvedilmiştir. İrini’nin durumunu bildiren evrak da Muhacir Komisyonundadır (tam adıyla Muhacirin-i İslamiyye Komisyon-ı Âlisi). 23 Mart 1907 tarihli belgeden anlaşıldığı üzere, komisyondan bilgilerin paylaşılması istenir.52
Fakat Osmanlı bürokrasisi çok yavaş işlemektedir ve akıp giden zaman İrini ve annesinin aleyhindedir.


51 Mâliye Nezâret-i Celîlesine, 20 Eylül 1320 tarihinde yazılan yazıda, “20 Rebî‘ulâhir sene
[1]322 târihli tezkireye zeyldir. Girid muhâcirâtından İzmir’de mukīme İrini Psaropoula’ya sadaka-i ser-i me‘âlî-efser-i hazret-i hilâfet-penâhî olmak üzere muhtâcîn tertibinden bir mikdâr maâş tahsîsi hakkında Dahiliye Nezâret-i Celîlesi’nden te’kîden gelen 19 Receb sene [1]322 târihli ve 37 numaralı tezkire dahi melfufuyla ma‘an savb-ı devletlerine isbâl kılınmağla îcâbının icrâ ve inbâsına ve melfufların iâdesine himmet” ifadeleri yer alırken, “Bâb-a Âlî Evrâk Odası’na mahsûs mu’amele pusulası” olduğu belirtilen 22 Rebiyülevvel 1322 tarihli yazıda, “Evvelki tezkiresinin leffiyle fî 1 Temmuz sene [1]320 tarihinde Maliye Nezâret-i Celîlesi’ne tezkire-i sâmiyye yazılıp henüz cevâbı gelmemişdir”, denilmektedir; BOA.A.MKT.MHM.525.32, s.1 ve 3.
52 Dâhiliye Mektûbî Kaleminden, Muhacir Komisyonu Birinci Azalığına 10 Mart 1323
tarihinde yazılan yazıda, “Girid’de iğtişâş esnâsında sebk eden ba‘zı hidmetine mükâfâten münâsib mikdâr maâş tahsîsiyle ikdârı Girid muhâcirlerinden İzmir’de mukīm İrini Psaropoula tarafından istid‘â olunduğundan bahs ile îfâ-yı muktezâsına dâir Aydın Vilâyet-i Aliyyesi’nden gelen 19 Şubat sene [1]322 târihli ve üç yüz doksan üç numrolu tahrîrât leffen sûy-i âlî-i dâverîlerine tisyâr olunmuş ve bu bâbda vilâyet-i müşârun-ileyhâdan evvelce gelen tahrîrâtın ahîren komisyon-ı âlîye ilhâk edilen Muhâcirîn İdâresi’ne 20 Mart sene [1]320 târihinde tevdî‘ kılındığı kayden anlaşılmış olmasıyla icrâ- yı îcâbı menût-ı re’y-i sâmî-i düstûrîleridir”, denilmektdir; BOA.DH.MKT.1154.63, s.1.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 18:52

Aradan bir buçuk yıl geçmesine karşın İrini’nin maaş problemi, Osmanlı idaresinin mağduriyetin giderilmesine dair niyetine rağmen henüz halledilmemiştir. 30 Ocak 1909 tarihinde Mâliye Nâzırı bizzat Dâhiliye Nezâretine bir yazı yazar ve bahsi geçen meseleyi ayrıntılarıyla tekrar belirttikten sonra bu durumun İrini’nin lehine çözülmesi konusunda görüş bildirir.53 Buna cevaben yazılan 9 Şubat 1909 tarihli belgede, Girit’te hükümete bazı ihbarlarda bulunması üzerine bağlanan bu maaşın İrini’nin bildiği gibi Girit Belediyesince değil, Hazinece (Hazîne-i Celile-i Mâliye), iskân olunduğu Aydın Vilâyeti malları üzerinden gerçekleştirilen düzenleme ile kendisine tahsis edildiği belirtilmiştir.54

Dolayısıyla maaşın kaynağı bulunmuştur ancak daha cevabı beklenen başka sorular da bulunmaktadır. Dâhiliye bünyesindeki Muhacirin İdaresinin -maaşın kesilmesin izleyen ikinci yılda- yazdığı 15 Nisan 1909 tarihli bir evrakta ise, bahsi geçen maaş miktarının ne gibi emir ve karar üzerine tahsis kılındığı, tahsis tarihi ve miktarının ne olduğu, hangi tarihe dek bu maaşın geçerli olduğu, nereden maaşın sağlanmaya devam edeceği ve neden bu maaşın kesildiğinin sorgulanması istenmektedir.55

Sonrasında olayların nasıl geliştiğine, Muhacirin İdaresinin sorularına aradığı cevapları bulup bulmadığına, İrini ve annesinin maaş almaksızın ne gibi zorluklar çektiğine dair bir veriye rastlanmamış olmasına karşın, İrini ve annesinin ciddi maddi sorunlar yaşamış olduğu varsayılabilir.

İrini’nin sonraki yaşamına dair başka belgeye çalışma esnasında rastlanmamıştır. Ancak Rûmî 1320-21 nüfus sayımlarında İrini’nin izlerini sürmek mümkün olabilir çünkü -üstte de belirtildiği gibi- Müslim ya da değil hemen tüm Girit göçmenlerinin soyadları bulunduğundan, İrini Psaropoula’ya kayıtlarda rastlamak olasıdır. 20. yüzyıl başlarındaki bölgenin siyasal, toplumsal ve demografik yapısında ciddi değişimler görüldüğünden İrini’nin hikâyesinin sonuna değin bir takım çıkarımlar yapmak olasıdır. Giritli muhacir İrini, İzmir’de iskân olmuştur ve -eğer 1923 senesine dek hayatta kalmışsa- Mübadele Anlaşması uyarınca Rum-Ortodoks olduğu için mübadeleye tabiydi.56

Çünkü İrini, “hizmetleri ve şahsi durumları nedeni ile” gayrı mübadil olan Rum- Ortodoks kökenli kişiler arasında yer almamaktadır.57
Dolayısıyla İrini, Anadolu’ya iskânı sonrasında Büyük Britanya, Fransa, İtalya gibi üçüncü bir ülkenin tabiiyetine geçmediyse-58 1923 sonrası Türkiye’de kalmadığı kesindir.





53 Bkz. EK 2: BOA.DH.MKT.2741.101, s.2.
54 27 Kânûn-ı Sânî 1324 tarihli belgenin tam metni şu şekildedir: “Maliye Nezâreti’nin işbu
18 Kânûn-ı Sânî sene [1]324 târih ve bin yüz doksan iki numrolu tezkiresinde bahs olunan Giridli İrini Psaropoula nâm kadının maâşı metn-i tezkire[de] beyân edildiği üzere Girid Beledîsi tarafından tahsîs ve i‘tâ edilmiş olmayıp Girid iğtişâşâtı esnâsında hükûmet-i seniyyeye ba‘zı gûne ihbârât-ı nâfiada bulunması üzerine hidemâtına mükâfâten Hazîne-i Celîle-i Maliyece muhassas ve Aydın Vilâyeti emvâline muhavvel olduğu ve bu def‘aki mürâcaatı da ahîren kat‘ olunmuş olan mezkûr maâşının yeniden tahsîsi ile beraber vaktiyle tedâhülde kalmış olan on sekiz aylığının da tesviyesini istirhâmdan ibâret bulunduğu ifâde-i vâkı‘asından anlaşılmış ve binâberîn ona göre îcâb-ı hâlin îfâsı iktizâ edeceği beyânıyla nezâret-i müşârun-ileyhâya cevâb-ı âlî tastîr buyurulması re’y ve irâde-i celîle-i düstûrîlerine vâbeste bulunmuş olmağla ol bâbda emr u fermân hazret-i men lehü’l-emrindir”; BOA.DH.MKT.2741.101, s.3.
55 Bkz. EK 3: BOA.DH.MKT.2802.78, s.2.
56 Batı Anadolu Rumlarının büyük çoğunluğunun, Afyon’da Türk ordusunun başarısı üzerine
1922 yılının Eylül ayı başlarında, Yunan ordusunu takiben bölgeyi boşalttıkları da bilinen bir gerçektir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Dido Sotiriyu, Benden Selam Söyle Anadoluya, Alan Yayınları, İstanbul, 1996.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 18:57


Sonuç

Tarih, sadece büyük siyasî ve askerî başarılar elde etmiş kimselerin tarihi değildir; o büyük siyasî ve askerî olaylardan etkilenen sıradan insanların da tarihidir. Bu çalışmada elit olmayan iki kadının; Osmanlı son döneminde Girit’te meydana gelen Rum ayaklanması sonucu adalarını terk etmek zorunda kalan biri Müslim diğeri Gayrimüslim iki kadının; yanına çocuklarını alıp göç yollarına düşen dul Raziye ile annesiyle birlikte İzmir’e iskân edilen İrini’nin göç sonrası yaşamları başta Osmanlı Arşivindeki bir takım belgeler yardımıyla ele alınıp incelenmiştir. Giritli Raziye ve İrini Hanımların Girit’ten göçlerinin ve Anadolu’daki yaşantılarının ilk yıllarına dair eldeki belgeler, bunların neden adadan göç ettiklerine, nasıl iskân olunduklarına, çektikleri sıkıntılara, devletten taleplerine, çocuk sayılarına ve Anadolu’daki ekonomik durumları hakkında bilgiler içerse de bu kişilerin sonraki “hikâyeleri” üzerine başka veriler de bulmak olasıdır. Fakat sıradan insanın tarihini yazmak, üzerine yazılı kaynak bulunma ihtimali yüksek olan tarih yapıcılarının tarihini yazmaktan çok daha büyük güçlükler ve aynı zamanda riskler içermektedir. Böyle bir tarih yazıcılığı güçtür, çünkü yazılı tarih sıradan insanları, hele ki bunlar bir de kadınsa, görmezlikten gelmeyi yeğlemiştir. Risklidir, çünkü üzerinde fazla belge ve bilgi bulunmayan kişilerin yapıp etmelerine dair eksik noktaların tamamlanmasında, tarih yazıcılığın -haklı olarak- pek de benimsemediği “olasılıklar” üzerinde sıklıkla durulmasını gerektirir. Oysa siyasî ve/veya askerî karar verici mercilerde bulunanların yazılı tarihinde olasılıklar hep asgarî düzeyde olmuştur. Dolayısıyla tarihin hep soğuk baktığı -ve açıkçası mantıksal bir çerçeveyi aşmadığı müddetçe soğuk bakması da gerektiği- olasılık hesabını, sıradan insanın tarihinin o eksik noktalarını birleştirmek için daha çok kullanmak gerekiyor.
Bununla birlikte, sıradan insanın tarihini ele almanın, tarihyazıcılığına bir takım getirisi olduğu da muhakkaktır. Bu çalışma bazında değerlendirilirse, makro düzeyde bakıldığında Girit muhacirlerinin iaşesi sağlanmış, dul ve yetimlere aylık bağlanmış, büyük çoğunluğu iskân edilmiş, toprak dağıtılıp tarım malzemeleri ve tohum tedarik edilmiş, hatta bir kısmı için hane inşa edilip köyler bile kurulmuştu. Fakat arşivdeki belgelerin dili bu olsa da uygulamalar hiç de bu yönde olmamıştır. Aynı zamanda belgeler, 19. yüzyılın hemen sonunda ve 20. yüzyılın hemen başında Girit’ten gelen muhacirlerin İslam dinine tabi olduğunu göstermektedir. Fakat iki kişi olsalar dahi İrini Psaropoula ve annesinin Anadolu’ya gelmesi, bu yargıyı sonlandırdığı gibi, Osmanlı’nın tabiiyetindeki Müslim ya da Gayrimüslim muhacire eşit olanaklar sunduğunu da belgelemektedir. İrini ve Raziye Hanımların talepleri de bunu göstermektedir. İşte mikro düzeyli bir çalışmanın en önemli yararlarından biri de kağıt üzerinde planlanan uygulamaların gerçekte nasıl işlediğini göstermesidir. Şu birkaç belge bile, Müslim ya da Gayrimüslim olsun hiç fark etmez, Osmanlı’nın kendi tabiiyetindeki kimselere nasıl kucak açtığını ve İmparatorluğun tüm zor koşullarına karşın onların ihtiyaçları doğrultusunda nasıl yardımda bulunduğuna dair çok güzel birer örnektirler. Dolayısıyla sıradan insanların tarihi, “büyük tarih yazıcıları” tarafından küçümsense de, bazen “büyük resmi” görmede işte bu şekilde hizmet edebilirler.


Tuncay Ercan SEPETÇİOĞLU ÇTTAD, XV/30, (2015/Bahar)

57 Mübadele Anlaşması uyarınca, mübadeleden muaf tutulanlara dair bkz. İbrahim Erdal,
Mübadele (Uluslaşma Sürecinde Türkiye ve Yunanistan 1923-1915), IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2006, ss.72-76.
58 Üçüncü ülke vatandaşları, mübadeleye tabi değillerdi. Ege Bölgesinde bu nitelikte,
özellikle de İzmir gibi büyük kentlerde, sayıları az da olsa Anadolu’yu terk etmemiş gayrı Müslim nüfus mevcuttu. Örneğin Aydın Söke’de Maria isimli İtalyan uyruklu bir Rum, iyice yaşlanıp çocuklarının yanına Sakız Adasına gitmeden evvel çok uzun bir süre Söke’de yaşamıştır; Tuncay Ercan Sepetcioğlu, “1924 Mübadillerinin Yeni Sosyal Çevreye Uyum Süreçlerinin Halkbilimsel Yönden İncelenmesi”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2005, Ankara, ss.19-20.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 19:00


KAYNAKÇA


I. Arşiv Kaynakları

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA). Dahiliye Mektûbî Kalemi (DH.MKT).1290.31

(19 Temmuz 1324) BOA.DH.MKT.2753.20 (07 S 1327) BOA.DH.MKT.1154.63 (10 Mart 1323) BOA.DH.MKT.2741.101 (8 M 1327) BOA.DH.MKT.2802.78 (2 Nisan 1325)
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA). Sadaret Mektûbî Mühimme Kalemi Evrakı
(A.MKT.MHM). 525.32 (20 Eylül 1320)

BOA.A.MKT.MHM.525.32 (22 Ra. 1322)

II. Kitaplar ve Tezler

ADIYEKE, Ayşe Nükhet, Osmanlı İmparatorluğu ve Girit Bunalımı (1896-1908),
Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.

ADIYEKE, Ayşe Nükhet - Nuri Adıyeke, Kıbrıs Sorununun Anlaşılmasında Tarihsel Bir Örnek Olarak Girit’in Yunanistan’a Katılması, Stratejik Araştırma ve Etüdler Milli Komitesi Yayınları, Ankara, 2002.

ADIYEKE, Ayşe Nükhet - Nuri Adıyeke, Girit Nikâh Defteri (1916-1921) ve
Girit’teki Aile Adları, Lozan Mübadilleri Vakfı Yayınları, İstanbul, 2011.

ARI, Kemal, Büyük Mübadele - Türkiye’ye Zorunlu Göç (1923-1925), Tarih Vakfı
Yurt Yayınları, İstanbul, 2003.

AK, Seyit Ali, Girit’ten İstanbul’a Bahaettin Rahmi Bediz, İletişim Yayınları,
İstanbul, 2004.

BAŞBUĞU, Ayşegül Yaraman, Elinin Hamuruyla Özgürlük, Milliyet Yayınları,
İstanbul, 1992.

BANOĞLU, Niyazi Ahmet, Tarihte Girit ve Osmanlılar Dönemi, Kırmızı Beyaz
Yayınları, İstanbul, 2005.

BERKTAY, Fatmagül, Tarihin Cinsiyeti (3.Basım), Metis Yayınları, İstanbul, 2010.

CÜCELOĞLU, Doğan, İnsan ve Davranışı - Psikolojinin Temel Kavramları (19.
Basım), Remzi Kitabevi, İstanbul, 2010.

160













Sıradan İnsanların Tarihi ve İki Muhacir Osmanlı Kadını: ... ÇTTAD, XV/30, (2015/Bahar)



ÇAKIR, Serpil, Osmanlı Kadın Hareketi (3.Basım), Metis Yayınları, İstanbul, 2010.

ÇELİK, Rüştü, Kandiye Olayları - Girit’in Osmanlı Devleti’nden Kopuşu, Kitap
Yayınevi, İstanbul, 2012.

ERDAL, İbrahim, Mübadele (Uluslaşma Sürecinde Türkiye ve Yunanistan 1923-
1915), IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2006.

ERİM, Nihat, Devletlerarası Hukuku ve Siyasî Tarih Metinleri: Osmanlı İmparatorluğu
Andlaşmaları, Cilt I, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara, 1953.

FAROQHI, Suraiya, Osmanlı Tarihi Nasıl İncelenir? (2.Basım), Tarih Vakfı Yurt
Yayınları, İstanbul, 2003.

HOBSBAWN, Eric, Tarih Üzerine, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 1999.

IGGERS, Georg G., Bireysel Nesnellikten Postmodernizme Yirminci Yüzyılda Tarih
Yazımı, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2003.

KARPAT, Kemal H., Osmanlı Nüfusu (1830-1914) - Demografik ve Sosyal Özellikleri
(Çev. Bahar Tırnakcı), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2003.

KANDİYOTİ, Deniz, Cariyeler, Bacılar, Yurttaşlar - Kimlikler ve Toplumsal
Dönüşümler (2.Basım), Metis Yayınları, İstanbul, 2007.

KODAMAN, Bayram, 1897 Türk-Yunan Savaşı (Tesalya Tarihi), Türk Tarih
Kurumu Yayınları, Ankara, 1993.

OKUDUCU, Güldal, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türk Kadınının Kısa Tarihi,
Kaynak Yayınları, İstanbul, 2014.

ORTAYLI, İlber, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, Alkım Yayınevi, İstanbul, 2006.

ÖZTÜRK, Said, İstanbul Tereke Defterleri (Sosyo-Ekonomik Tahlili), Osmanlı
Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1995.

SEPETCİOĞLU, Tuncay Ercan, “1924 Mübadillerinin Yeni Sosyal Çevreye Uyum Süreçlerinin Halkbilimsel Yönden İncelenmesi”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2005, Ankara.

SEPETCİOĞLU, Tuncay Ercan, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Girit’ten Söke’ye Mübadele Öyküleri (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın, 2007.

SEPETCİOĞLU, Tuncay Ercan, Girit’ten Anadolu’ya Gelen Göçmen Bir Topluluğun Etnotarihsel Analizi: Davutlar Örneği (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011.

SEZEN, Tahir, Osmanlı Yer Adları (Alfabetik Sırayla), TC Başbakanlık Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2006.

SOTIRIYU, Dido, Benden Selam Söyle Anadoluya, Alan Yayınları, İstanbul, 1996.

161













Tuncay Ercan SEPETÇİOĞLU ÇTTAD, XV/30, (2015/Bahar)



ŞENIŞIK, Pınar, The Transformation of Ottoman Crete: Cretans, Revolts and Diplomatic Politics in the Late Ottoman Empire, 1895-1898 (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007.

SVORONOS, Nikos, Çağdaş Helen Tarihine Bakış (Çev. Panayot Abacı), Belge
Uluslararası Yayıncılık, İstanbul, 1988.

YARAMAN, Ayşegül, Resmi Tarihten Kadın Tarihine, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 2001.

III. Makaleler

ADIYEKE, Ayşe Nükhet, “Girit’in Mehmet Ali Paşa Yönetimindeki Durumuna Dair Bir Rapor”, Belgeler - Türk Tarih Belgeleri Dergisi, Cilt XV, Sayı 19, 1993, s.293-315.

ADIYEKE, Ayşe Nükhet, “1881 Yılında Girit Vilayetinde Yapılan Nüfus Sayımı ve Tartışmalı Sonuçları”, Fethinden Kaybına Girit (Ed. Ayşe Nükhet Adıyeke- Nuri Adıyeke), Babıâli Kültür Yayıncılık, 2006, İstanbul, s.163-170.

ADIYEKE, Ayşe Nükhet - Nuri Adıyeke, “Türk Denizcilik Tarihi Açısından Girit
Savaşı ve Önemi”, Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, Sayı 9, Yıl 5, 2007, s.1-9.

ADIYEKE, Nuri, “Girit Seferine Konulan Nokta - Kandiye’nin Fethi ve Psikolojik Sonuçları”, 13. Uluslararası Türk Tarih Kongresi Bildirileri Kitabı (4-8 Ekim 1999) Cilt III, Kısım I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2002, s.153-161.

ADIYEKE, Nuri, “Girit Savaşları ve Hıristiyan Orduları”, Fethinden Kaybına Girit (Ed. Ayşe Nükhet Adıyeke-Nuri Adıyeke), Babıâli Kültür Yayıncılık, İstanbul, 2006, s.27-42.

ABACI, Nurcan, “Bir Tarih Metni Nasıl İnşa Edilir? (Dimitri’nin Kızlarını Kim Hamile Bıraktı?)”, Tarih Nasıl Yazılır? Tarihyazımı İçin Çağdaş Bir Metodoloji (Ed. Ahmet Şimşek), Tarihçi Kitabevi, İstanbul, 2011.

ATİLLA, Aylin, “Romance as Gendered History: George Eliot’s Feminist
Discourse in Romola”, Atılım Sosyal Bilimler Dergisi 1 (2), s.123-130.

BEYOĞLU, Süleyman, “Girit Göçmenleri (1821-1924)”, Türk Kültürü İncelemeleri
Dergisi, Sayı 2, 2000, s.123-138.

BUZ, Sema, “Göçte Kadınlar: Feminist Yaklaşım Çerçevesinde Bir Çalışma”,
Toplum ve Sosyal Hizmet, Cilt.18, Sayı 2 (Ekim 2007), s.37-50.

DEMİR, Aydoğan, “Bir ‘Akd-i Nikâh Belgesine Göre Midilli’li Mübâdillerden
Ayşe Hanım Nasıl Evlendi?”, Tarih ve Toplum, S.12, No.70, 1989, s.9-14. The Encyclopedia of Islam, Vol.I, “Crete”, Luzoc Co. Pub., London, 1913,s.878-880. FAROQHI, Suraiya, “Varlıklı İki Kadın”, Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak,
Yaşamak (2.Basım), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, s.249-264.

162













Sıradan İnsanların Tarihi ve İki Muhacir Osmanlı Kadını: ... ÇTTAD, XV/30, (2015/Bahar)



ÖKSÜZ, Melek, “Girit Meselesi’nin Belirsizlik Yılları (1908-1913)”, Karadeniz
Araştırmaları Dergisi, S. 25, 2010, s.93-114.

PALA, İskender, “Crete and Poems”, The Second National Symposium on the Aegean Islands (2-3 July 2004), Turkish Marine Research Foundation Pub., İstanbul, 2004, s.112-119.

RAVENSTEIN, Ernst Georg, “The Laws of Migration”, Journal of the Statistical
Society of London, Vol.48, No.2 (June, 1885), s.167-235.

SABANCIOĞLU, Müsemma, “Tarih Gibi Ciddi ve Ağırbaşlı Bir Alana Karikatürle Giren Selçuk Erdemle Görüştük - “Beni Asıl İlgilendiren Tarihe Geçmemiş Adamlardır”, Toplumsal Tarih, S.88, C.15, Nisan 2001, s.24-27.

SEPETCİOĞLU, Tuncay Ercan, “Sürgün ve İskân Kıskacında Giritli Müslüman Kadın (1896-1913)”, History Studies International Journal of History, Special Issue on From Past to Present the Turks in Greece, Vol. 6, Issue 2, Feb. 2014, s.103-123.

SEPETCİOĞLU, Tuncay Ercan, “Giritli Müslüman Diasporası ve Bir Etnik Kimlik Meselesi”, Osmanlı İdaresinde Girit ve Girit Müslümanları” (Arapça ve Türkçe) (Ed. Ali Ibrahim Bekraki, Wassim Ibrahim Bekraki), Ulinnoha Derneği Yayınları, Trablus Lübnan, 2014, s.69-92.

TERZİBAŞOĞLU, Yücel, “Eleni Hatun’un Zeytin Bahçeleri: 19. Yüzyılda Anadolu’da Mülkiyet Hakları Nasıl İnşa Edildi?”, Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar, S.4, Güz 2006, s.121-147.

TOPRAK, Zafer, “İkinci Meşrutiyet Yıllarında ‘Hukuk-ı Nisvân’ Ya Da Osmanlı
Kadın Hukuku”, Toplumsal Tarih, S.248 (Ağustos 2014), s.36-46.

TUŞ, Muhiddin, “Kayseri Tereke Defterleri Üzerine Bir Araştırma (1700-1730)”,
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.4, Konya 1999, s.157-191.

UNAT, Nermin Abadan, “Türkiye’de Kadın Hareketi-Dün-Bugün”,
‘Bilanço:1923-1998: Türkiye Cumhuriyeti’nin 75 Yılına Toplu Bakış’ Uluslararası Kongresi (10-12 Aralık 1998; ODTÜ Ankara) Bildiri Kitabı II. Cilt: Ekonomi, Toplum, Çevre, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1999, s.247-254.

III. İnternet Kaynakları

“African Proverb of the Month” - April 2006; www.afriprov.org (17.02.2013).






163













Tuncay Ercan SEPETÇİOĞLU ÇTTAD, XV/30, (2015/Bahar)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 19:03

BELGE 1.png
BELGE 1.png (822.58 KiB) 2388 kere görüntülendi
Hâk-i pây-i Sâmî-i Sadâret-penâhî’ye

Devletlü fehâmetlü efendim hazretleri

Girid ahâlî-i gayr-ı müslimesinden görmüş olduğumuz envâ‘-ı te‘addiyât ve i‘tisâfâta sabır ve tahammül edemeyerek hâmî-i dîn-i mübîn hâris-i şer‘-i metîn efendimiz hazretlerinin zîr-i cenâh-ı mültezemü’l-felâh-ı şehinşâhîlerine li-ecli’l- ilticâ bundan iki sene akdem iki nefer inâs bir nefer zükûr evlâdımdan mürekkeb âilemle Dersaadet’e hicret ve İskân-ı Muhâcirîn Komisyon-ı Âlîsi’ne mürâcaat ederek mazlûme, mağdûre ve hasâr-dîde olduğumuz tahakkuk eylemesine mebnî keyfiyyet arz-ı atebe-i felek-mertebe-i cenâb-ı cihân-bânî kılınmış ve fî 6 Mart sene [1]323 târihinde şeref-müte‘allik buyurulan irâde-i seniyye-i hazret-i pâdişâhî mûcib-i âlîsince sadaka-i ser-i me‘âlî-efser-i hazret-i tâcdârî olmak üzere masârıfât-ı râhiyyemiz komisyon-ı âlî-i mezkûrdan bi’l-i‘tâ Kastamonu Vilâyet-i Celîlesi’ne tâbi‘ Bolu Sancağı’na mülhak Hamidiye Kazâsı’na sevk ve i‘zâm buyurulmuş isek de şeref-mübelliğ-i emr-i telgrafî mûcebince meclis-i idâre-i kazânın tensîb ve karârıyla bâ-sened-i hakanî irâe ve teslîm edilen ve seksen seneden beri zirâat edilmediği şehâdât-ı umûmiyye-i ahâlî ile müsbet bulunan otuz dönüm arâzî-i hâliyyeye birkaç şahıs tarafından vukū‘ bulan müdâhalât-ı bâğiyâne ve kānûn-şikenâne yüzünden târih-i muvâsalatımızdan bu âna değin harâsetden mahrûm kaldıkdan başka üzerlerimizdeki esvâbı ve eşyâ nâmına olan bi’l-cümle levâzımât-ı beytiyyemizi satmak sûretiyle te’mîn-i ma‘işete mecbûriyet hâsıl olmuşdur. Bu bâbda gerek komisyon-ı âlîye ve gerek vilâyet-i müşârun-ileyhâ ile Bolu Mutasarrıflığı’na defa‘âtle vukū‘ bulan şikâyât ve istirhâmâtımız üzerine muârızların men‘-i müdâhaleleriyle irâde-i seniyye-i hazret-i hilâfet-penâhî ahkâm-ı münîfinin tamâmî-i infâzına dâir istihsâl ve teblîğ etdirdiğimiz evâmirnâme-i aliyye hükûmet-i mahalliyece kat‘iyyen infâz edilmeyerek kûşe-i nisyâna atılmış ve icrâ-yı ma‘deleti mutazammın âvâze-i niyâzkârânemedehavâle-isem‘-ii‘tibâredilmemişveşuhâlisekülliyenmugayir-i rızâ-yı Bârî ve pâdişâhî bulunmuş olduğundan ve bu hâlin devâmı ma‘âza’llâhu te‘âlâ mahv ve mevtimizi intâc edeceği bedîhî ve âşikâr bulunduğundan lütfen ve merhameten sâlifü’l-arz müdâhalâtın men‘iyle zirâatden mahrûm kalmamak ve gelecek sene mahsûlünün idrâkine değin infâk ve i‘âşemize ve âlât-ı zirâiyye tedârüküne medâr olmak üzere eb-i eşfak ve ehram pâdişâh-ı a‘zam efendimiz hazretlerinin bî-çâregân ve üftâdegân için küşâde bulunan hazîne-i in‘âm-ı bî- nihâye-i hümâyûnlarından câriyelerinin de müte‘naim ve hissemend olması husûsuna sezâvârî-i inâyet ve delâlet-i celîle-i hidîv-i a‘zamîleri arz ve istirham olunur. Ol bâbda emr u fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.

Fî 19 Temmuz sene [1]324.

Girid muhâcirîn-i İslâmiyyesinden dul hâtun-ı mazlûme [ve] mağdûre
[ve] hasâr-dîde Râziye (mühür)



Mahdûmu (mühür) Kerîmesi (mühür) Kerîmesi (mühür)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 19:05

BELGE 2.png
BELGE 2.png (745.72 KiB) 2388 kere görüntülendi
EK 2: BOA. DH. MKT. 2741.101, s.2.

Nezâret-i Umûr-ı Mâliye Masârıf Muhâsebesi
1192


Dahiliye Nezâret-i Celîlesi’ne


Devletlü efendim hazretleri

Vaktiyle Girid’de vukū‘a gelen iğtişâş esnâsında ihbârât-ı sâdıkānede bulunmasına mükâfâten vâlidesiyle kendisine Hazîne-i Celîlece tahsîs edilmiş olan yüz guruş maâş üç yüz yirmi üç senesi Martı’ndan i‘tibâren kat‘ olunduğundan bahs ile maâş-ı mezkûrun iâdeten tahsîs ve mütedâhil on sekiz aylığının tesviyesi Giridli İrini Psaropoula kadın tarafından istid‘â olunmuş ve mezbûrenin sezâvâr-ı merhamet olduğu haber verilmiş olmağla muktezâ-yı ma‘deletin îfâsı bâ-tezkire-i sâmiyye emr u iş‘âr buyurulmuş olup ancak maâş-ı mezkûrun Girid Beledîsi tarafından i‘tâ edilmekde olduğu mûmâ-ileyhânın ifâde-i şifâhiyyesinden anlaşılmış olmasına mebnî icrâ-yı îcâbı husûsunun taraf-ı sâmî-i dâverîlerine izbârı Masârıf Muhâsebesi’nden ifâde kılınmışdır. Ol bâbda emr u fermân hazret-i men lehü’l-emrindir.

Fî 8 Muharrem sene 1327 ve fî 18 Kânûn-ı Evvel sene [1]324.


Maliye Nazırı (imzâ)
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 19:07

BELGE 3.png
BELGE 3.png (711.45 KiB) 2388 kere görüntülendi
EK 3: BOA. DH.MKT. 2802.78, s.2.

Bâb-ı Âlî

Dâire-i Umûr-ı Dahiliye Muhâcirîn İdâresi
Aded: 186


Girid iğtişâşâtı esnâsında hükûmet-i seniyyeye ba‘zı gûne ihbârât-ı nâfiada bulunması üzerine hidemâtına mükâfâten Hazîne-i Celîle-i Maliyece Aydın Vilâyeti emvâlinden tesviye olunmak üzere maâş tahsîs kılınarak ahîren kat‘ edildiği ve mütedâhil on sekiz aylık kadar da matlûbâtı bulunduğu beyânıyla kat‘ olunan maâşının yeniden tahsîsi ile beraber sâlifü’z-zikr maâşât-ı mütedâhilenin tesviyesi istid‘âsında bulunmuş olan Giridli İrini Psaropoula nâm kadın hakkında bu kere de Maliye Nezâreti’nden bi’t-takdîm cânib-i idâreye havâle buyurulan 12 Mart sene [1]325 târih ve yetmiş dört numrolu tezkirede mezbûrenin Hazîne-i Celîle’den maâş-ı muhassası olduğuna dâir kayıd bulunamamış olduğu izbâr edilmesiyle mezbûreye tefhîm-i keyfiyet olundukda zikr olunan maâşın üç yüz on yedi senesinde yüz guruş olmak üzere Meclis-i İdâre-i Vilâyet karârıyla tahsîs kılındığı ve yakın zamâna kadar ahz ve istîfâ edegeldiğini ve mu’ahharan kat‘ olunduğunu te’yîden iddiâ ve ısrâr etmekde olmasına nazaran maâş-ı mezkûrun ne gibi bir emir ve karâr üzerine tahsîs kılındığının ve târih-i tahsîsiyle mikdârının ve ne târihe değin hangi tahsîsâtdan te’diye ve tesviye edildiğinin ve esbâb-ı kat‘ının vilâyet-i müşârun-ileyhâdan isti‘lâm buyurulması menût-ı müsâ‘ade-i celîleleridir. Ol bâbda emr u fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.

Fî 2 Nisan sene [1]325.


(mühür)

Muhâcirîn-i Umûmiyye İdâresi

Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: İKİ MUHACİR OSMANLI KADINI: GİRİTLİ RAZİYE HANIM VE İRİNİ PSAROPOULA Tuncay Ercan SEPETCİOĞLU

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Kas 2020, 19:09

Tarihin izlerini irdeleyen harika bir çalışma olmuş,emeğinize sağlık değerli hocalarımız.
Admin
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 19 misafir