GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Girit İle ilgili Akademik Yayınlar
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Haz 2020, 21:16

Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Journal Of Modern Turkish History Studies XVIII/37 (2018-Güz/Autumn), ss. 443-473







GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK
AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN
YARDIM FAALİYETLERİ
(1896-1898)

Metin MENEKŞE


Öz
1669 yılında fethedilen ve yaklaşık 250 yıl Osmanlı idaresinde kalan Girit, merkezi Kandiye olmak üzere imtiyazlı bir eyalet haline getirilmiştir. Adada farklı etnik köken ve inanç gruplarına mensup insanlar huzurlu ve uyumlu bir yaşam sürmüştür. Fakat bu barış ve huzur dönemi, Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanıp adayı ilhak etme girişimlerinde bulunması ve bu girişimleri Rusya başta olmak üzere bazı Avrupa devletlerinin desteklemesi neticesinde yerini karmaşa ortamına bırakmıştır. Özellikle XIX. yüzyıl ikinci yarısı itibariyle adada büyük çapta isyan hareketleri meydana gelmiştir. Girit’te yaşanan bu olaylar silsilesi esnasında, ağır kayıplara uğrayan, mal ve mülklerini geride bırakarak yerlerini terk etmek zorunda kalan ve geçici olarak bulundukları şehir merkezlerinde de ağır koşullar altında yaşayan Müslümanların ihtiyaçlarının giderilmesi için acil önlemler alınmaya çalışılmıştır.
Ada yönetimi yaşanan bu hareketlilik karşısında gerekli önlemleri alma gayreti içerisinde olmakla birlikte, özellikle muhtaç durumdaki Müslümanlar için gönderilecek yardımlara dikkat çekmiş ve bunların arkası gelmediği takdirde Müslüman halkın felakete düşeceği bilgisini merkeze bildirmiştir. Bu anlamda İzmir ve bazı şehirlerde Girit Muhtacîn-i İslamiye İane Komisyonu’nun şubeleri oluşturulmuş ve bu şubeler vasıtasıyla Girit’teki Müslüman ahaliye yardım edilmeye çalışılmıştır. Yine, devlet dairelerinden nakdî yardım toplanması, yardım amaçlı biletler basılması, bazı vilayetlerinde kesilen her hayvan başına ve hayvanın cinsine göre bir miktar vergi alınması, bir duyarlılık oluşturmak için olayların basın yolu ile duyurulması gibi tedbir mahiyetinde yollara da başvurulmuştur. Ayrıca Osmanlı’nın farklı vilayetlerinde olduğu gibi Aydın vilayetinde de Müslüman ahali tarafından özellikle iaşe ve giyim konusunda yardımlar yapılmıştır. Dolayısıyla gerek devlet eli ile gerekse sivil halk tarafından yürütülen yardım faaliyetleriyle Girit’te bulunan Müslüman ahalinin ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır. Bu çalışma ile, yürütülen yardım faaliyetlerinin mahiyeti üzerinde durulacaktır. Arşiv kayıtları ve İzmir, Ahenk, Hizmet gibi dönemin İzmir basını esas alınarak yardımların toplanması ve Girit’e ulaştırılması süreci ortaya konulacaktır.


Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Girit Adası, Muhtacîn-i İslâmiye, Aydın Vilayeti, Yardım Faaliyetleri.

* Bu makale, Türk Tarih Kurumu Tarafından düzenlenen Türk Tarih Kongresi (1-5 Ekim
2018,Ankara)’nde “Girit Müslümanlarına Yönelik İzmir’de Yürütülen Yardım Faaliyetleri (1896-1898)” adıyla sunulmuş, yayınlanmamış tebliğ metninin düzeltilmiş, genişletilmiş ve ismi değiştirilmiş halidir.
** Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü,
(m.menekse@mu.edu.tr).
443
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Haz 2020, 21:17

Metin MENEKŞE ÇTTAD, XVIII/37, (2018/Güz)





AID ACTIVITIES FOR THE MUSLIM PEOPLE OF CRETE
IN AYDIN PROVİNCE (1896-1898)


Abstract
Crete, which was the central Heraklion, was conquered in 1669 and remained under the Ottoman rule for about 250 years, was turned into a privileged province. On the island, people of different ethnic backgrounds and belief groups lived a peaceful and harmonious life. However, after becoming and independent state, Greece’s attempts to take over the island, supported by some European states, especially Russia, peace and tranquility on the island was replaced by chaos. Beginning in the second half of the 19th century, many riots took place on the island. During these riots, local and central Ottoman officials took urgent measures to meet the needs of the Cretan Muslims who had heavy losses and had to leave their estates and their homes.
The island administration took some measures especially against possible migration and initiated a help campaign for refugees/immigrants. Related to this and campaign, branches of Girit Muhtacîn-i İslamiye Aid Commission were established in Izmir and some cities and those organizations, through organizing charity via press, collecting money from government offices, selling tickets, collecting special tax on some animals, helped Muslims in Crete. The Muslims in Aydın Province helped Cretian Muslims especially in food and clothing. Based on the analysis of some archival documents and local newspapers such as Izmir, Ahenk and Hizmet, this article aims to demonstrate how this charity and help activities took place in Aydın province.

Keywords: Ottoman State, Crete Island, Muhtacîn-i Islamiye, Aydın Province, Aid Activities.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Haz 2020, 21:21

Giriş

Bu çalışmada, Osmanlı Devleti’nin son döneminde, özellikle 1896-1898 yılları arasında meydana gelen Girit isyanları, 1897 yılı Türk-Yunan Harbi, muhtariyet idaresinin kurulması ve Osmanlı askerlerinin adadan çekilmesi gibi olayların yaşandığı süreçte Girit Müslümanlarının durumu ortaya konulurken, esas olarak onların yoksun kaldıkları temel ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik yürütülen çalışmalar ve yapılan yardımlar üzerine odaklanılmıştır. Girit’te son dönemde (1895-1898) yaşanan siyasi ve sosyal olaylar üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda özellikle Adıyeke1 ve Şenışık’ın2 çalışmaları ön plana çıkmaktadır. Her iki yazar da son dönemde yaşanan siyasi ve sosyal olayları farklı bakış açısıyla incelemiştir. Bu çalışmalar konunun zeminini oluşturması açısından önemli addedilmektedir. Giritli Müslümanlara yapılan yardımlar konusu ise, her ne kadar Adıyeke’nin çalışmasında kısaca değinilmişse de3, ayrıntılı bir şekilde ele alınmamıştır. Bu çalışmanın önemi de burada ortaya çıkmakta ve Müslüman ahaliye yapılan yardımlar konusuna ağırlık verilmektedir. Özellikle de bu yardım çalışmalarının merkezlerinden biri olan Aydın Vilayeti dâhilinde, devlet eliyle yürütülen ve yerel ahali tarafından desteklenen yardım faaliyetleri üzerinde durulmakta ve İzmir, Ahenk, Hizmet gibi dönemin İzmir basınına yansıyan yönleriyle ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir. Çalışma ortaya konulurken, önce kısaca Girit’te yaşanan olaylara ve olaylar esnasında Müslümanların durumuna değinilmiş, ardından, Aydın Vilayeti dâhilinde yürütülen yardım çalışmaları ele alınmıştır.

Girit ve Girit Meselesi


Batılıların Kreta, Crete, Creta; Arapların İkritiyye, İkritiş, İkritis olarak adlandırdıkları Girit, Akdeniz’in beşinci4, Doğu Akdeniz’in ise Kıbrıs’tan sonra en büyük ikinci adasıdır.5 23º - 31’ ve 26º - 20’ doğu meridyenleri ile 34º - 55’ ve 35º - 41’ kuzey paralelleri arasında bulunan adanın yüzölçümü 8.261 km²dir.6 Batı-doğu istikametinde uzunluğu yaklaşık 265 km., genişliği ise 15-50 km. arasında değişmektedir.7

HARİTA 1.png
HARİTA 1.png (242.47 KiB) 3141 kere görüntülendi

1 Ayşe Nükhet Adıyeke, Osmanlı İmparatorluğu ve Girit Bunalımı (1896-1908), Ankara 2000.
2 Pınar Şenışık, Girit Siyaset ve İsyan (1895-1898), İstanbul 2014.

3 Bkz. ilgili çalışmanın 273-274. sayfaları.
4 Akdeniz’deki ilk beş adanın büyüklüklerine göre sıralaması şu şekildedir: Sardunya,
Sicilya, Kıbrıs, Korsika, Girit.
5 Girid, Mazisi-Hali-İstikbali, Matbaa-yı Ebüzziya, Cilt: I, İstanbul 1328, s. 3; Ali Tevfik,
Memâlik-i Osmaniyye Coğrafyası/ Coğrafya-yı Umumiyye, Cilt: III, İstanbul 1318, s. 134.

6

Adanın yüzölçümü konusunda farklı veriler de ortaya konulmuştur. Kaynaklardaki farklılıklarla ilgili olarak bkz. A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 7.

7 A. Tevfik, a.g.e., s. 134.
8 Hüseyin Hıfzı, Girit Vekayii, İstanbul 1326, s. 17.

445
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 01 Haz 2020, 21:25

Eski insanlar tarafından dünyanın merkezi olarak kabul edilen Girit, aynı zamanda ekonomik ve siyasi açılardan da Asya ile Avrupa kıyıları arasında yer alan adaların en önemlisi olmuştur.9 Anadolu’ya, Yunanistan’a ve Kuzey Afrika’ya olan yakınlığı adaya özel ve stratejik bir önem kazandırmıştır.10 Bu konumu ve özellikleri açısından; “Girit, bütün bu ülkelere, bunların kültürel etkileri altında kalabilecek kadar yakın fakat bunlardan gelecek düşman akınlarını önleyebilecek kadar uzaktır.” Sahip olduğu bu özel stratejik konum sebebiyle hem doğu hem de batı etkisine açık olan ada, yüksek ve orijinal bir kültürün beşiği olarak değerlendirilmiştir.11

Ada, engebeli araziye sahip olmakla birlikte, yoğun bir nüfusu besleyebilecek ve başlı başına bir uygarlık oluşturacak kadar da kendine yeterlidir.12 Adanın sahip olduğu engebeli yapı, aynı zamanda, isyanlarla dolu tarihinde belirleyici bir faktör olmuş ve ada halkının vur kaç taktiklerini kullanmasını mümkün kılmıştır. Dolayısıyla Girit coğrafyasının kendine özgü karakteri, adanın politik geçmişi üzerinde güçlü bir etkiye sahip olmuştur.13

Girit, Osmanlılardan önce tarihi boyunca farklı uygarlıklar ve imparatorluklar tarafından yönetilmiştir. MÖ. 2000 civarında Minos uygarlığının ana merkezi iken, daha sonra sırasıyla Mikenler ve Dorlar adaya hâkim olmuştur. Bundan sonra ada, tarihi seyri içerisinde Roma, Bizans, Müslüman Araplar, Bizans, Venedik ve Osmanlı hâkimiyetlerinde kalmıştır.14

Trablusgarp, Tunus ve Cezayir deniz yolları üzerinde yer alan, Osmanlı deniz gücü için bir üs vazifesi görecek olan ve Ege denizi ile Doğu Akdeniz ticaretinin kilidi15 konumunda bulunan adanın stratejik bakımdan haiz olduğu ehemmiyet16, onun, oldukça geç bir tarihte de olsa Osmanlı Devleti tarafından fethini kaçınılmaz bir hale sokmuştur. Nitekim Venediklilerle 25 yıla yakın devam eden savaştan sonra Girit, 5 Eylül 1669 tarihli antlaşmayla Osmanlı topraklarına katılmıştır.17 Böylece Doğu Akdeniz’de Türk egemenliği sağlanmıştır.18


9 Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara 2011, s. 3-4.
10 P. Şenışık, a.g.e., s. 80.
11 A. M. Mansel, a.g.e., s. 3-4.
12 Yunus Aktan, Ege’deki Yunan Adaları ile Girit’in Önemi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul Harp Akademisi, İstanbul 1996, s. 15.
13 P. Şenışık, a.g.e., s. 79.
14 Cemal Tukin, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Girit İsyanları-1821 Yılına Kadar Girit”,
Belleten, Cilt: IX, Sayı: 34, Ankara 1945, s. 164-172; P. Şenışık, a.g.e., s. 79.
15 Fernand Braudel, II. Felipe Döneminde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Cilt: I, (Çev. Mehmet Ali
Kılıçbay), Ankara 1993, s. 182.
16 M. Metin Hülagü, “1897 Türk-Yunan Harbine Kadar Osmanlı İdaresinde Girit”, XIV.
CIEPO (Çeşme 18-22 Eylül 2000), Ankara 2004, s. 322.
17 Ayşe Pul, Anonim Bir Osmanlı Kaynağına Göre Girit’in Fethi, Ankara 2017, s. 73-78. Fetih
süreciyle ilgili detaylı bilgi için ayrıca bkz. Girit Seferi (1645-1669), Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, III’üncü Cilt, 3’üncü Kısım Eki, Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Harp Tarihi Yayınları, Ankara 1977.
18 Kemal Yükep, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi; Girit Seferi(1645-1669), Cilt: III, Kısım: 2, Ankara
1977, s. 11.

446
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Haz 2020, 08:57


Osmanlı hâkimiyeti altına giren Girit, merkezi Kandiye olmak üzere Kandiye, Hanya, Resmo sancaklarından oluşan imtiyazlı bir eyalet haline getirilmiştir.19 Adada can, namus ve mal emniyeti sağlandığı gibi, şahsi mülklere de dokunulmamıştır. Burada yaşayan yerli halk, imparatorlukta yaşayan diğer vatandaşların sahip olduğu haklara sahip olmuştur. Genelini Rumların oluşturduğu bu yerli halk, herhangi bir alanda bir baskıya da maruz kalmamıştır.20 Adadaki Osmanlı hâkimiyeti adaya bir buçuk asır sürecek olan barış dönemini getirmiştir. Fakat bu barış ve huzur dönemi çok uzun sürmemiştir.

Rus Çarı I. Petro zamanında başlayıp günden güne şiddetini artıran Rus tahrikleri, Fransız İhtilali ile uyandırılan milliyetçilik fikri, bunlara ilaveten Osmanlı Devleti’nin günden güne bozulan ve zayıflayan iç idaresi, Hıristiyan tebaası arasında baş gösteren ayrılma arzusu ve nihayet böyle bir cereyanı gerçekleştirmek için kurulan Filiki Eterya21 cemiyetinin faaliyetleri neticesinde Giritli Rumlar, bundan sonraki dönemlerde fırsat buldukça isyana yönelmişlerdir.22

1821 yılında başlayıp kısa bir süre içerisinde Eflak, Boğdan ve Mora’da yayılan Rum isyanı, bir süre sonra Avrupa’nın gözünde bağımsızlık mücadelesine dönüşmüştür.23 Bu isyan hareketi Girit’e de sirayet etmiş ve İsfakya ve Hanya sancaklarının dağlık köylerinde etkili olmuştur.24 Neticede 1828–29 Osmanlı- Rus Savaşı’nın sonunda, 14 Eylül 1829’da imzalanan Edirne Antlaşması25 ile


19 Cemal Tukin, “Girit Maddesi”, DİA., Cilt: XIV, İstanbul 1996, s. 87.
20 Tahmisci-zâde Mehmed Mâcid, Girit Hatıraları, (Yayına hazırlayanlar: İsmet Miroğlu-İlhan
Şahin), İstanbul 1977, s. 30-31.
21 Filik-i Eterya Cemiyeti 1814 yılında, Rusya’nın Odesa (Hocabey) liman şehrinde ikisi Rum
biri Bulgar olmak üzere üç tüccar tarafından kurulmuştur. Derneğin kurucuları Skufas, Emmanuel Ksanthos adlı iki Rum ile Yanyalı Atmas Çakalof adlı bir Bulgar’dır. Cemiyetle ilgili detaylı bilgi için bkz. Necla Günay, “Filik-i Eterya Cemiyeti”, Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 6/1, 2005, s. 273. Rum diplomatları ile Avrupa devletlerinden seçkin kişilerin de üye olduğu cemiyet, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan Rumların bağımsızlığını sağlamak amacıyla gizli çalışmalara başlamıştır. Bu örgütün birçok şubesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli yerlerinde kurulmuştur. Bkz. Süleyman Tevfik-Abdullah Zühdü, Devlet-i Aliyye-i Osmaniye ve Yunan Muharebesi 1314, İstanbul 1315, s. 69-70.
22 Mehmed Salâhî, Girid Meselesi (1866-1889), (Hazırlayan: Münir Aktepe), İstanbul 1967, s. 3;
C. Tukin, a.g.m., s. 89.
23 Rum isyanı ile ilgili bilgi için bkz. Yücel Özkaya, “1821 Yunan (Eflak-Boğdan) İsyanları
ve Avrupalıların İsyan Karşısında Tutumları”, Üçüncü Askeri Tarih Semineri, Türk Yunan İlişkileri, Ankara 1986, ss. 114-130.
24 M. Salâhî, a.g.e., s. 3.
25 Edirne Antlaşması maddeleri için bkz. Muâhedât Mecmuası, Cilt: IV, 2008: s. 70-80; Edirne
Antlaşması Osmanlı Devleti’nin Kaynarca Antlaşması’ndan sonra imzaladığı en ağır antlaşmadır. Her ne kadar Ruslar harp neticesinde aldıkları toprakları bu antlaşma ile boşaltmayı kabul ettilerse de Tuna’nın ağzındaki adalarda kalmakla bu nehrin kontrolünü; Poti, Anapa ve Ahıska’yı ellerinde bulundurmakla da Doğu Anadolu’nun kontrolünü sağlayacak yerler kazanmıştır. Osmanlı Devleti, Eflak-Boğdan’a ve Sırbistan’a tanıdığı haklarla bu yerlerin geniş ölçüde muhtarlıklarını tanımış, kabul ettiği harp tazminatı ile de ekonomisini uzun süre kalkındıramayacak bir durumun ortaya çıktığına şahit olmuştur. Antlaşmanın ağırlık noktasını ise bağımsız bir Yunan devletinin kurulması teşkil etmiştir. Bkz. Şerafettin Turan, “1829 Edirne Antlaşması”, DTCFD, IX/1-2, 1951, ss. 111-151.

447
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Haz 2020, 09:00

Yunanistan bağımsızlığını kazanmıştır. 3 Şubat 1830 tarihli Londra Protokolü’yle de Yunanistan’ın devlet şekli ve sınırları milletlerarası seviyede belirlenmiştir.26 Fakat Girit, bu sınırların dışında kalmıştır. Bu durum asıl amaçları Yunanistan’a dâhil olmak isteyen Giritli Rumları pek memnun etmemiş ve isyan faaliyetlerine hız vermişlerdir. Nitekim tam bağımsızlık veya Yunanistan’a ilhak isteyerek 1831 yılında isyan etmişlerdir. II. Mahmut, isyanı bastırması için Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemiştir. İsyanın bastırılmasından sonra da Mehmet Ali Paşa, 1831’den 1840’a kadar Girit’i yönetmiştir.27

Mehmed Ali Paşa’nın on yılın sonunda adanın yönetiminden vazgeçmesi üzerine 15 Temmuz 1840’da yapılan Londra Antlaşması gereği Girit yeniden Osmanlı idaresine verilmiştir.28 Daha sonra Girit valiliği, adanın Mısır idaresinde olduğu sırada Mehmed Ali Paşa’nın muhafızı olarak görev yapan Mustafa Naili Paşa’ya kaydı hayat şartıyla verilmiştir.29

Mehmet Ali Paşa’nın Girit’ten çekilmesinden sonra Giritli Rumlar, 1841 ve 1858 yıllarında tekrar ayaklanmışlardır. Özellikle Rusların da desteğiyle Girit’teki diğer Hıristiyan milletleri de her fırsatta kışkırtmaya çalışmışlardır.30 1858 olayları sırasında Girit nahiyelerinden bazı itibarlı kişiler toplanarak valiye dilekçeler sunmuşlardır. Bu dilekçelerde, huzur ve asayişin sağlanması konusunda yapılacak düzenlemeler ile ilgili birtakım önerilerde bulunmuşlardır. Bununla ilgili olarak Babıâli tarafından; şarap, ağnam ve keçi gibi şeylerden vergi istenmediği, saman öşrünün kaldırıldığı, askerlik bedelinin toplanmasında kesinlikle haksızlık yapılmayacağı, yolsuzluk yaptıkları için halk tarafından şikâyet edilen Osmanlı memurlarının yapılan inceleme ile gerekli cezalara çarptırılacağı kendilerine bildirilmiş ve daha sonra bu kararlar 7 Temmuz 1858’de yayınlanarak uygulanmaya konmuştur.31 Ancak verilen bu haklara rağmen adada olaylar dinmemiştir. Adadaki durum, iç huzuru koruma çabalarının ötesinde, Avrupalı devletleri de ilgilendiren uluslararası bir sorun haline gelmiştir.32

1863’te Yunan Kralı Otto tahtan indirilmiş ve yerine, Avrupalı devletlerin
13 Temmuz 1863 tarihli ortak kararıyla Danimarkalı Glücksburg hanedanından Prens Christian William Ferdinand Adolphus George, Yunan Kralı I. Yorgo adıyla tahta geçmiştir. Bu kararın ardından İngiltere, I. Yorgo şerefine ve Yunanistan’ı biraz daha kendisine bağımlı ve müteşekkir kılmak amacıyla 1864’te, 1815’den beri kendi denetimi altında bulundurduğu ve “Yedi Adalar Cumhuriyeti”33 olarak


26 M. Murat Hatipoğlu, Yunanistan’daki Gelişmelerin Işığında Türk-Yunan İlişkilerinin 101. Yılı
(1821–1922), Ankara 1988, s. 25.
27 C. Tukin, a.g.m., s. 89. Girit’te Mehmet Ali Paşa’nın yönetimine dair bilgi için bkz. A. Nükhet
Adıyeke, “Girit’in Mehmed Ali Paşa Yönetimindeki Durumuna Dair Bir Rapor”, Fethinden Kaybına Girit, İstanbul 2006, ss. 133-145.
28 M. Salâhî, a.g.e., s. 3-4; A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 19.
29 İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Sadrazamlar, Cilt: I, İstanbul 1940, s. 74-75.
30 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri (1861-1876), Cilt: VII, Ankara 2011, s. 19.
31 A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 20.
32 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), İstanbul 2006, s. 280.
33 Korfa, Pakso, Ayamavra, Piyaki, Kefalonya, Zanta, Çerigo (Çuka) adalarından oluşmaktadır.

448
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Haz 2020, 09:03

anılan İyon Adalarını Yunanistan’a devretmiştir.34 1865’te de Babıâli bu ilhakı tanımak zorunda kalmıştır.35 Bu gelişme, Rumlar arasında Girit’in ele geçirilmesi yönündeki ümitleri de arttırmıştır.36

1864’te Yedi Ada’nın Yunanistan’a verilmesi üzerine, Rum nüfusun bulunduğu hemen hemen bütün adaları elde ederek büyük bir Yunanistan kurmak isteyen Yunanlılar, Girit’e gönderdikleri papaz ve öğretmenlerin kışkırtmaları neticesinde 1866’da büyük çaplı bir isyan çıkmasına sebep olmuşlardır.37 1866 isyanı38, bu zamana kadar yaşananlar arasında en geniş çaplı olanıdır. Bu isyanı örgütlemede Hanya’da bulunan Rus Konsolosu Danderino’nun da etkisi olmuştur.39 1866 isyanının bir görünürde bir de asıl nedeni vardır. Girit’in Rum halkı için vaat edilen iyileştirmelerin Bâbıâli tarafından henüz yapılmamış olması görünürdeki nedendir. Fakat asıl neden ise Yunanistan’a ilhak olma hususunda Avrupa kamuoyunun dikkatini çekmek ve desteklerini sağlamaktır.40 Nitekim bu süreçte istekleri Babıâli tarafından yerine getirilmeyen Girit Rumları, geçici bir hükümet kurarak adanın Yunanistan’a ilhakını da ilan etmişlerdir.41

1866 yılında başlayıp 3 yıl kadar süren isyan, Girit’i harap etmiş ve nüfusunu âdeta yarıya indirmiştir. Girit’i iflasın eşiğine getirmekle birlikte finans kaynaklarını kurutmuş, ordunun moralini bozmuş ve Hersek’teki ayaklanmanın başarılı olmasının önünü açmıştır. Olaylar esnasında birçok insan hayatını kaybetmiştir. Müslüman tarafında ölenlerin sayısı yaklaşık olarak 5.000 kişidir.42

İsyan karşısında zor durumda kalan Osmanlı Devleti, isyanı yatıştırmak
için adada bazı idari düzenlemeler yapmak zorunda kalmıştır. Bu doğrultuda,


Detaylı bilgi için bkz. H. Baha Öztunç, Yedi Ada Cumhuriyeti, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Tokat 2007; Yedi Ada, önceleri Venedik’in kontrolünde iken daha sonra Fransızlar’ın eline geçmiş, 1815 yılında da İngilizler’in denetimine girmiştir. İngilizler, bu adalarda özel bir yönetim kurmuşlardır. Bu durum, Yunan bağımsızlığı için önemli bir örnek teşkil etmiştir. Bkz. Zekeriya Türkmen, “Girit Adası’nı Osmanlı İdaresinden Ayırma Çabaları: Yunan İsyanını Takip Eden Dönemdeki Gelişmeler (1821-1869), Türkler, Cilt: XII, Ankara 2002, s. 862;
34 Böylesine iyi bir başlangıç yapan I. Yorgo, 1867’de Rus Çarı II. Aleksandr’ın yeğeni Olga ile
evlenip, daha sonra doğacak olan çocuklarını da Ortodoks olarak vaftiz ettirmiş, böylece Yunan halkının da gönlüne girebilmiştir. M. M. Hatipoğlu, a.g.e., s. 35.
35 Osman Senai, Osmanlı Yunan Seferi, Dömeke Meydan Muharebesi, İstanbul 1314, s. 143.
36 Cengiz Orhonlu, “Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’ne Karşı Takip Ettiği Siyaset (1866-1885)”,
Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Cilt I, Sayı:6, İstanbul 1980, s. 5.
37 M. Salâhî, a.g.e., s. 4-5; Tahmiscizade Mehmet Macid, a.g.e., s. 16-17.
38 1866 isyanı ile ilgili bilgi için bkz. Kenneth Bourne, “İngiltere ve Girit İsyanı (1866-
1869)”, (Çev. Yuluğ Tekin Kurat), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, Cilt III, Ankara 1963, s. 249-274; Mithat Aydın, “Girit Ayaklanması (1866-1869)’nın Ortaya Çıkışı ve Uluslararası Bir Sorun Haline Gelişinde Yunanistan’ın Rolü”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: XI, Sayı:1, Nisan 2007, s. 116.
39 Mahmut Celaleddin Paşa, Mirat-ı Hakikat, İstanbul 1326, s. 25.
40 A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 21.
41 M. Salâhî, a.g.e., s. 5.
42 P. Şenışık, a.g.e, s. 101.

449
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Haz 2020, 09:05

Sultan Abdülaziz tarafından Girit’e gönderilen Âli Paşa, 4 Ocak 1868’de Girit Vilayet Nizamnamesi43 adıyla Hıristiyan ahaliye çeşitli faydalar sağlayan bir nizamname yayınlamıştır.

1866 isyanı esnasında Müslüman halkın karşı karşıya kaldığı sıkıntılı durum basında anlatılmış ve onlara yardım elinin uzatılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu yönde yapılacak bağışların toplanması için de bir komisyon kurulması kararlaştırılmıştır.44 Nihayetinde Girit’teki Müslümanlara yardım amacıyla tüccar tarafından bir yardım komisyonu oluşturulmuştur.45 İki gün içinde toplanan yardım miktarı 4.552 kuruşa ulaşmıştır.46 Yine Muhbir gazetesi de yardım amacı ile “özel sayı” çıkarmıştır. Muhbir gazetesini özel sayısından elde edilen yardım miktarı ise 51.300 kuruştur.47

Girit Vilayet Nizamnamesi ile çeşitli haklar elde eden asi Rumlar, bir süre ayaklanma girişiminde bulunmamışlardır. Fakat 1875’te Bosna-Hersek isyanının çıkması ve 1877 ilkbaharında 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın patlak vermesi, Rumlara gerekli fırsatı vermiş ve 1878’de tekrar isyan etmişlerdir. Bu isyan harekâtını bastırmak ve ortalığı yatıştırmak isteyen Babıâli, adaya Gazi Ahmed Muhtar Paşa başkanlığında bir komisyon göndermiştir. Komisyonun çalışmaları sonucu Hanya yakınlarındaki Halepa mevkiinde, 25 Ekim 1878 tarihinde Rumların temsilcileri ile Babıâli’nin komisyonu arasında Halepa Sözleşmesi imzalanmıştır.48 Sözleşme, 1868 nizamnamesini genişletmekte ve adanın yeni idari anayasası mahiyetini taşımaktadır.49 1878-1889 yılları arasında ada, bu sözleşme hükümlerince ve Rum Ortodoks valilerce yönetilmiştir.50

Halepa Sözleşmesi ile Girit Rumlarına geniş ayrıcalıklar verilmiş, bağımsızlıkları için adeta bir zemin hazırlanmıştır. Yunanistan açısından ise daha sonraki yıllarda bir sınır değişikliğinin, dolayısıyla da toprak kazancının alt yapısı oluşturulmuştur. Halepa Sözleşmesi, ilan edilişine kadar millî bir tarzda cereyan etmiş olmasına rağmen ilanından sonra bu hususiyetini kaybetmiş ve genel olarak da ada ahvalinde köklü değişikliklere sebebiyet vermiştir. Ancak Girit


43 Girit Vilayet Nizamnamesi için bkz. Düstur, I. Tertib, Cilt: I, Matbaa-yı Amire, 1289, s. 652-687.
44 Tasvir-i Efkâr, Sayı: 460/1-2, 15 Şevval 1283/ 20 Şubat 1867.
45 Tasvir-i Efkâr, Sayı: 464/ 1-2, 29 Şevval 1283/6 Mart 1867.
46 Tasvir-i Efkâr, Sayı:466/2, 8 Zilkade 1283/14 Mart 1867.
47 Tasvir-i Efkâr, Sayı: 469/3-4, 18 Zilkade 1283/24 Mart 1867; Tasvir-i Efkâr, Sayı: 470/2, 21
Zilkade 1283/27 Mart 1867.
48 H. Hıfzı, a.g.e., s. 6; S. Tevfik-A. Zühdü, a.g.e., s. 75-76; M. Salâhî, a.g.e., s. 17.
49 Sözleşmenin başlıca hükümleri şöyledir; 1- Girit Genel valisi 5 yıl süreyle tayin edilecektir. Genel
vali, Hıristiyan veya Müslüman olabilecektir. Müslüman olduğu takdirde Hıristiyan bir yardımcısı, Hıristiyan olduğu takdirde Müslüman bir yardımcısı bulunacaktır. 2- Vilayet genel meclisi 80 üye içine alacak, bunlardan 49’u Hıristiyan, 31’i Müslüman olacaktır. Meclis yılda bir defa toplanacak ve mahalli ihtiyaçlar konusunda karar verecektir. 3- Memurlar tercihen yerliler arasından seçilecektir. 4- Rumca, Türkçe gibi resmi bir dil olarak kabul edilecektir. 5- Vergi gelirlerinin fazlası adanın amme hizmetleri için kullanılacaktır. 6- Kâğıt paranın kullanımı yasak olacak, basın hürriyeti sağlanacaktır. Bilgi için bkz. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi (Birinci Meşrutiyet ve İstibdat Devirleri 1876- 1907), Cilt: VIII, Ankara 2011, s. 119; A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 28-29
50 P. Şenışık, a.g.e, s. 103.

450
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Haz 2020, 09:09

Rumları Halepa Sözleşmesi ile muhtar denilecek kadar serbest bir idareye ve çeşitli hak ve muafiyetlere sahip olmuşlarsa da adada ne fermanın sağladığı barış havası fazla uzun ömürlü olmuş ne de gerek Girit Rumlarının ve gerekse Yunanlıların kafasından adanın Yunanistan’a ilhakı düşüncesi yok edilebilmiştir.51

1. Girit Meselesi Kapsamında 1896-1898 Yıllarında Yaşanan Olaylar


1868 Girit Vilayet Nizamnamesi, 1878 Halepe Sözleşmesi Rumlar lehine birçok ayrıcalığı getirmesine rağmen yine de isyanların sonu gelmemiştir. Her defasında daha fazla hak iddia eden Rum asiler, isteklerine olumsuz karşılık alınca da isyana yönelmişlerdir. Aslında isyanların odak noktasında, birtakım haklar elde etmekten ziyade Girit’i Yunanistan’a ilhak etme isteği yatmaktadır. Bu nedenledir ki tekrar isyan içerisine girmekten ve karışıklık çıkarmaktan geri durmamışlardır.

Yapılan düzenlemelere rağmen, Rumlar’ın bunlardan memnun olmayıp karışıklık çıkarmaya devam etmeleri üzerine II. Abdülhamit, merkezi otoritenin güçlendirilmesi amacıyla askeri tedbirlerin yanında idari tedbirler de almış ve
26 Ekim 1889 tarihinde yayınlanan bir fermanla Halepa Sözleşmesi’nin birçok esaslarını yürürlükten kaldırmıştır. Aynı zamanda adada Rum vali atanmasına da son verilmiş, 6 yıl sürecek olan Müslüman valiler dönemi başlamıştır.52 Halepa Sözleşmesi’nin sınırlandırılması ve Müslüman valiler döneminin başlaması sonucunda ilhak yanlısı Rumlar, 1894 yılından itibaren öncekilerden çok daha büyük ve organize isyanlar çıkartmaya başlamışlardır. Böylece adada Müslüman ve Hıristiyan unsurlar arasında kin ve nefret ortaya çıkmıştır. Bunun ilk işareti de Vali Mahmud Celaleddin Paşa’ya yönelik suikast girişimi olmuştur.53

1896 yılı itibariyle adada daha geniş çapta olaylar meydana gelmeye başlamıştır. 1896 yılı Ekim ayı içinde Etniki Eterya adlı fesat cemiyeti azasından bazıları Girit’e giderek orada eşkıyanın önde gelenleri ile görüşmüşler ve Yunan hükümetinin niyetini anlatarak adanın Yunanistan’a ilhakı hususunda onları yanlış işler yaptırmaya muvaffak olmuşlardır. Etniki Eterya Cemiyeti azaları, Girit eşkıya önderleri ile birlikte adanın her tarafında ihtilaller çıkararak, Hıristiyan ahaliyi Müslümanlar aleyhine ayaklanmaya teşvik etmişler ve köyler, kasabalar baştanbaşa yakılarak çaresiz durumda olan Müslüman ahalinin mülkleri yağma edilmiştir.54 Zaman zaman Müslümanlar ile Rum asiler arasında büyük çatışmalar yaşanmıştır. Özellikle Kandiye ve Hanya şehirlerinde büyük katliamlar meydana gelmiştir. Bu çatışmalar 1897 yılında daha da şiddetlenerek devam etmiştir. Çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir.
55

51 M. M. Hülagü, a.g.m., s. 330-331.
52 A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 36; Ali Fuat Türkgeldi, Mesâil-i Mühimme-i Siyâsiyye, Cilt: III, (Yayına
Haz. Bekir Sıtkı Baykal), Ankara 1987, s. 51.
53 A. N. Adıyeke, a.g.e., s. 139.
54 S. Tevfik-A. Zühdü, a.g.e., s. 100-102.
55 Ayşe Nükhet Adıyeke-Nuri Adıyeke, Kıbrıs Sorununun Anlaşılmasında Tarihsel Bir Örnek
Olarak Girit’in Yunanistan’a Katılması, Ankara 2002, s. 12-13.

451
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT’TEKİ MUHTACÎN-İ İSLAMİYE’YE YÖNELİK AYDIN VİLAYETİ’NDE YÜRÜTÜLEN YARDIM FAALİYETLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 02 Haz 2020, 09:10

Yunan hükümeti adada yaşanan bu olaylarda başrol oynarken aynı zamanda asayişin sağlanması bahanesiyle de adaya bir harp gemisi göndermiştir.56 Yani, Yunanistan’ın adaya Albay Vassos komutasında bir kuvvet çıkarması ve adayı işgali söz konusudur. Bu durumu fırsat bilen Rumlar adanın Yunanistan’a katıldığını ilan etmişlerdir.57 Bunun üzerine İngiliz, Fransız,
Rus, İtalyan, Avusturya ve Alman askerlerinden oluşan müttefik kuvvetler, Hanya, Resmo ve Kandiye’ye asker çıkararak kıyı bölgeleri işgal etmişlerdir. Avrupa devletlerinin kıyı bölgelerini işgal etmesi üzerine Yunan askerleri, işgal harekâtını iç bölgelere kaydırmışlardır.58

Avrupa devletlerinin ve Osmanlı’nın uyarılarına rağmen Yunan birliklerinin adadan çekilmemesi üzerine Osmanlı Devleti, 17 Nisan 1897 tarihinde Yunanistan’a savaş ilan etmiştir. Osmanlı kuvvetleri bu savaşta büyük başarılar elde etmiş ve Çatalca, Yenişehir, Tırnova, Golos, Velestin gibi yerleri ele geçirilerek Teselya bölgesinde Furka boğazına kadar ilerlemiştir. En son Dömeke’yi ele geçirmeleri ile Atina yolu açılmıştır.59 Neticede,
Yunanistan’ın da yardım talebi üzerine, Avrupa devletleri araya girmiş ve ateşkes imzalanmıştır. Osmanlı Devleti bu savaştan zaferle ayrılmasına rağmen kazancı sadece birkaç müstahkem mevki olmuştur. Bunun haricinde herhangi bir kazanç sağlayamamıştır. Aynı zamanda Girit sorununa da etkili bir çözüm getirilememiştir. Akabinde 1897 yılı aralık ayında adada Muhtariyet ilan edilmiştir. Adanın kontrolünü İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya devletleri üstlenmişlerdir. Muhtariyet idaresi ile birlikte adaya Hristiyan vali atanması kararlaştırılmıştır. Bu doğrultuda 1898 yılında Yunan Prensi George adaya yüksek komiser olarak atanmıştır.60

1898 yılında Kandiye’de büyük çapta olaylar ortaya çıkmış ve olaylar esnasında onlarca kişi öldürülmüştür.61 Bu son Kandiye olayları, Osmanlı askerinin Girit’ten çıkarılması için yeterli bir sebep olarak görülmeye başlanmıştır. Avrupa devletleri, Osmanlı Devleti’ne 4 Ekim 1898 tarihinde verdiği ültimatomda, adadaki Osmanlı askerî varlığının tam muhtariyet esasıyla bağdaşmadığını ve halk üzerinde tahrik sebebi olduğunu, Osmanlı askerlerinin bir ay içinde adayı tahliye etmesi gerektiğini ve Girit’teki Müslümanlar ile Osmanlı hâkimiyetini kendilerinin koruyacağını bildirmişlerdir. Nitekim Osmanlı Devleti, büyük devletlerin baskılarına daha fazla karşı gelemeyerek 1898 yılı kasım ayından itibaren adadaki askerlerini çekmek zorunda kalmıştır. Sadece Hanya’da Osmanlı sancağını korumakla görevli küçük bir müfreze bırakılmıştır. Böylece adadaki Osmanlı hâkimiyeti fiilen son bulmuştur.
62

56 Süleyman Tevfik-Abdullah Zühdü, a.g.e., s. 102.
57 A. N. Adıyeke-N. Adıyeke, a.g.e., s. 12-13.
58 C. Tukin, a.g.m., s. 91.
59 M. Metin Hülagü, Türk-Yunan İlişkileri Çerçevesinde 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı, Kayseri 2001, s.165.
60 C. Tukin, a.g.m., s. 91.
61 A. N. Adıyeke-N. Adıyeke, a.g.e, s. 35-36.
62 E. Z. Karal, a.g.e., s. 124-125; C. Tukin, a.g.m., s. 92.

452
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 11 misafir