OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Girit İle ilgili Akademik Yayınlar
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:10

OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ
Hasan Ali CENGİZ


ÖZ: Akdeniz’in kontrolü ve güvenliği açısından önemli bir konumda olan Girit’e, Osmanlı Devleti’nin 1645 yılında başlattığı sefer, adanın tümüyle fethedildiği 1669 yılına kadar yaklaşık çeyrek asır sürmüştür. Osmanlı tarihinde önemli bir yer tutan Girit’in fethi, Osmanlı Kroniklerinde geniş bir şekilde yer aldığı gibi, seferi anlatan pek çok müstakil eser de kaleme
alınmıştır. Bu eserlerin çoğu sefere bizzat katılan kişilerin kaleme aldığı gazâvatnâme türü eserlerdir. Bunun yanı sıra Osmanlı Arşivlerinde de Girit seferi ile ilgili pek çok belge yer almaktadır.Girit seferi’nin yer aldığı kaynakların başında dönemin Osmanlı Tarihi kroniklerinden olan Târîh-i Naîmâ, Silahdar Târîhi, Fezleke, Târih-i Râşid ve Seyahatnâme gelmektedir. Bunların yanında sadece Girit Seferi’ni anlatan, Tevârih-i Cezîre-i Girid, Hikâyet-i Azîmet-i Sefer-i Kandiye, Girid Fethi Tarihi, Ravzatü’l-Ebrar, Cevâhirü’t-Tevârih, Târîh-i Fazıl Ahmed Paşa gibi monografik eserler de mühimdir. Bu kaynaklarda, Girit seferi hakkında üzerinde durulan başlıca konular şunlardır:
Sefer için yapılan hazırlıklar, adanın tamamının fethedildiği 1669 yılına kadar olan kara ve deniz savaşları, savaş sırasında yaşanan olaylar, fethedilen yerlerdeki kale ve şehirlerin durumu, savaş sırasındaki yazışmalar, azil ve atamalar.Bu çalışmada, Osmanlı tarihinde yaklaşık çeyrek asır süren Girit Savaşı’nın, Osmanlı kaynakları ve arşiv belgelerine yansıyan anlatısı benzerlik veya farklılık bağlamında karşılaştırmalı olarak ele alınmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Girit Seferi, Kandiye, Hanya, Deli Hüseyin Paşa, Fazıl Ahmed Paşa

CRETAN EXPEDITION IN THE OTTOMAN SOURCES
ABSTRACT: The expedition, which began in 1645 in Crete which is an important location for
the control and security of the Mediterranean, was completed in 1669, when the whole island
was conquered. The conquest of Crete, which lasted for about a quarter century, occupies an
important place in Ottoman history. Therefore, the Cretan expedition has been widely
published in chronicles, and many works have been written about the expedition. Most of these

* Bu makale, Trakya hniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından 27.07.2018 tarihinde kabul edilen “Yeniçeri Kâtibi Hasan Efendi’nin Tevârih-i Cezîre-i Girid Adlı Eseri: Tahlil ve Metin” adlı doktora tezinden üretilmiş bir yayındır.
** Öğr. Gör. Dr., Trakya Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü,
hasancengiz@trakya.edu.tr, ORCİD: https://orcid.org/0000-0001-9175-4737
Geliş Tarihi (Received): 19.10.2018
Kabul Tarihi (Accepted): 14.12.2018
Yayın Tarihi / Published: 20.01.2019
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:15

works were written by the people who participated in the expedition and these works are type
of gavazatname. The archive records also contain many documents related to the Crete
Expedition.
Tarih-i Naima, Silahdar Tarihi, Tarih-i Râşid, Fezleke, Seyahatname which are from the Ottoman
History Chronicles of the time are placed near the top of Crete Expedition. In addition, there
are some works describing only the Cretan Expedition, such as Tevarih-i Cezire-i Girid, Hikayet-i
Azimet-i Sefer-i Kandiye, Girid Fethi Tarihi, Ravzatü'l Ebrar, Cevahirü't-tevarih, Tarih-i Fazıl Ahmed
Paşa. In the sources, the topics of the Cretan Expedition are as follows: preparations for the
expedition, land and sea battles until 1669 when the whole island was conquered, events during
the war, the status of the fortresses and cities in conquered places, correspondence during the
war, dismissal and appointments.
In this study, the narrative reflected in Ottoman sources and archival dokuments about the Cretan War, which lasted about a quarter of a century in the Ottoman history, was tried to be considered comparatively in terms of similarity and differences.
Keywords: Crete Expedition, Heraklion, Chania, Deli Hüseyin Pasha, Fazil Ahmed Pasha

Giriş
1645-1669 yılları arasında yaklaşık çeyrek asır süren Girit’in fethi,
Osmanlı tarihinde önemli bir yer tutmaktadır1. Girit seferi Osmanlı
kroniklerde geniş bir şekilde yer aldığı gibi seferi anlatan özellikle de
alınması için büyük uğraşlar verilen Kandiye muhasarası ile ilgili pek çok
müstakil eser de kaleme alınmıştır2. Söz konusu eserlerde, seferin nedenleri,
hazırlıklarının yapılarak sefere çıkılması, Hanya’nın fethi, Deli Hüseyin
Paşa’nın Hanya muhafızlığı ve serdarlık görevi sırasında adada yaşayanlar,
Girit’ten gelen yardım talepleri ve gönderilen yardımlar, sefer sırasında
gösterilen kahramanlık örnekleri, idam edilen paşalar, yazışmalara örnek
teşkil eden hatt-ı hümayun, telhis ve mektup örnekleri ile adanın şehirleri,
şehirlerin kaleleri ve Girit harbi hakkında bilgiler verilmiştir.
Bu hususta yapılan çalışmalarda genel olarak kronikler ve yazma
eserlerden hareketle Girit seferine bakılırken, anlatılan hususların arşiv
belgeleriyle desteklenmesi eksik ya da zayıf kalmıştı. Biz bu çalışmada bu


1 Yaklaşık 25 yıl süren bir mücadele sonrası büyük bedeller ödenerek alınan Girit, iki asırdan fazla bir süre Osmanlı idaresinde kalmıştır. Fetih sürecinde çekilen sıkıntılar unutularak, yapılan hatalarla Ada, Osmanlı Devleti’nin elinden çıkmıştır. Girit’in Osmanlı yönetiminden çıkış süreci ile ilgili bakınız: Ayşe Nükhet Adıyeke, Osmanlı İmparatorluğu ve Girit Bunalımı, Ankara 2000, Hasan Ali Cengiz, “Halepa Fermanı Sonrası Girit’te yapılan Düzenlemeler”, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. 8, S. 16, Temmuz 2018, s. 74-89, Mahmut Akpınar, “Bir Osmanlıcılık Örneği Olarak Sava Paşa”, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. 6, S. 11, Ocak 2016, s. 147-184.
2 Agah Sırrı Levend, Gazavât-nâmeler, Ankara 2000, s. 115-125; Nuri Adıyeke, “Girit Seferine Konulan Nokta: Kandiye’nin Fethi ve Psikolojik Sonuçları”, XIII. Türk Tarih Kongresi, C. III, I. Kısım, s. 153-161; Ayşe Pul, “Anonim Bir Osmanlı Kaynağı: Girid Fethi Tarihi”, Belleten, C. LXXII, S. 264, Ankara, s. 593-94.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
106
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:20

eksikliği mümkün mertebe gidermeye çalışacağız. Ulaşabildiğimiz arşiv
kayıtlarıyla yazma eser müelliflerinin anlattıklarını da bir ölçüde doğrulamış
olacağız.
Girit Seferi’nin Nedenleri
İstanbul’un fethinden sonra Osmanlı Devleti’nin, Akdeniz’de egemenlik kurma çalışmalarının son aşamasını Girit’in fethi oluşturmaktadır.İstanbul’un fethedilmesiyle ekonomik ve stratejik önemi bir kat daha artan Girit’in alınması, Osmanlı Devleti’nin başka sorunlarla uğraşması ve Venedik ile olan ticari ilişkileri nedeniyle gecikmiştir3. Girit Adası’na sığınan Malta ve Floransa korsanları, Osmanlı ticaret gemilerine saldırmaktaydı. Akdeniz ticaretine önem veren Osmanlı Devleti,adayı alma konusunda fırsat kollamaktaydı4. IV. Murat zamanında 1638 yılında Venedik’in Avlonya’ya sadırması Osmanlı Devleti’ne fırsat vermişse de IV.Murat’ın 1638’de Bağdat Seferi’ne çıkması ve aynı zamanda Venedik’in Osmanlı Devleti ile yaptığı müzakereler sonrası Osmanlı Devleti’ne yüklü miktarda tazminat ödemesi ile bu olay sona ermiştir5.Osmanlı Devleti için beklenen fırsatı Sümbül Ağa olayı doğurmuştur.
Sultan İbrahim, Daraüssaade Ağası olan Sümbül Ağa’yı, görevinden azlederek Mısır’a sürgün etmiştir. Sümbül Ağa’yı Mısır’a götürecek İbrahim Reis kalyonu, Sümbül Ağa’nın malları, cariyeleri ve seçkin atları ile birlikte Mekke-i Mükerreme’ye kadı tayin edilen Bursevî Mehmed Efendi ve o sene hacca gidecek olan üç bin kadar hacı adayını da alarak yola çıktı. Bu kalyonun sadece dört top ile yola çıktığını öğrenen Malta korsanları kalyona saldırdı. Malta korsanları ile girilen savaşta Sümbül Ağa, İbrahim Çelebi ve pek çok insan öldü. Bu geminin mallarına el koyan korsanlar, gemiyi Girit’in Hanya Limanı’na götürdüler. Korsanlar tarafından gasp edilen geminin malların bir kısmı Girit valisine hediye edildiği gibi bir kısım da Girit’te satıldı6.Girit Seferi’nin görünen nedenini oluşturan Sümbül Ağa olayı, “Tevârîh-
i Cezire-i Girid”’de yer almamaktadır. Seyahatnâme’de ise Sümbül Ağa’yı


3 Ayşe Nükhet Adıyeke, Osmanlı ømparatorluğu ve Girit Bunalımı, Ankara 2000, s. 12.
4 Kıbrıs Savaşı sırasında Girit Generali olan Marin Cavalli, Osmanlı Devleti’nin niyetinin ne
olduğunu şu sözleriyle ortaya koymuştur: “Türkler adayı elegeçirmek için sadece bir fırsat
bekliyorlar. Emniyette kalmanın tek yolu ise onlara bu fırsatı vermemektir”. Bruno Simon,
“Onaltıncı Yüzyıl Otalarında Osmanlı İmparatorluğu ve Girit İlişkileri Konusunda Birkaç
Not”, X. Türk Tarih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler, IV, Ankara 1993, s. 1819-1820.
5 Nuri Adıyeke, “Girit Savaşları ve Birleşik Hristiyan Orduları”, Türkler, IX, Ankara 2002, s.
1352.
6 Ersin Gülsoy, Girit’in Fethi ve Osmanlı ødaresinin Kurulması, TATAV Yay., İstanbul 2004,
s. 26.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
107
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:25

Mısır’a götürecek geminin yaptığı hazırlık, yola çıkışı ve Malta korsanları tarafında saldırıya uğraması anlatılmaktadır7.Sümbül Ağa olayı, Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l-Bihar’da ve Girit Fethi Tarihi’nde “Girid Seferlerinin Zuhûru ve Sebebi Beyânındadır”, Naima ve Fezleke’de “Vak‘a-i Ağa-yı Dârüssa‘âde der-Bahr” başlığı ile yer almıştır.Bu eserlerde de; Darüssaade ağası olan Sümbül Ağa’nın görevinden azledilerek Mısır’a sürgün edilmesi, Sümbül Ağa’yı Mısır’a götürecek İbrahim Reis kalyonunda Sümbül Ağa dışında yer alanlar, geminin yola çıkarken mühimmatını eksik almasından haberdar olan Malta korsanları tarafından saldırıya uğraması ve saldırı sonrasında yaşananlar anlatılmıştır8.Sümbül Ağa olayının İstanbul’da duyulmasıyla Venedik Balyosu9’nun huzura çağrılması “Seyahatnâme”’de yer almaktadır. Buna göre Venedik, Osmanlı düşmanı gemileri himaye ettiği için iki devlet arasında yapılan anlaşmalara aykırı davranmakla suçlanmıştır10.
Girit Seferi’nin Hazırlıkları ve Sefere Çıkış
Sümbül Ağa olayının İstanbul’da duyulması üzerine hemen Malta11 üzerine sefer ilan edildi. Serdarlık görevine Kaptan-ı derya Silâhdar Yusuf Paşa tayin olunarak sefer hazırlıkları başladı. 1055 (1645) senesinde gerçekleşen sefer hazırlıklarıyla ilgili Tevârîh-i Cezire-i Girid, Girit Fethi Tarihi, Naʻîmâ ve Fezleke’de sancaklara baharda Akdeniz’e yapılacak sefer için hazırlıkların yapılmasıyla ilgili hükümler gönderildiği yer almaktadır.Bu hükümlerde, sefer için Rumeli eyaleti askerlerinin Selanik’te hazır olması istenmektedir. Anadolu eyâletinden de Kastamonu, Saruhan, Hamid,Teke, Ankara, Aydın, Karaman, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Sivas, Çorum, Amasya ve Bozok beylerine hükümler gönderilmiştir. Bu hükümlerde, bahar ayında Amasya Beyi Ahmed Paşa emrinde Sakız Adası karşısında yer alan




7 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, Yay. Hzl. Zekeriya Kurşun-Seyit Ali Kahraman-Yücel Dağlı, İstanbul 1998, s. 75.
8 Nâimâ Mustafa Efendi, Târîh-i Naîmâ, Yay. Hzl. Mehmet İpşirli, III, Ankara 2007, s. 1011;
Kâtib Çelebi, Fezleke, Yay. Hzl. Zeynep Aycibin, İstanbul 2016, II, s. 846-847; Anonim Bir
Osmanlı Kaynağına Göre Girit’in Fethi, Yay Hzl. Ayşe Pul, Ankara 2017, s. 151; Kâtib
Çelebi, Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l-Bihar, Yay. Hzl. İdris Bostan, Ankara 2007, s. 125.
9 Balyos: Venedik Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti nezdindeki dâimî temsilcilerine verilen addır. Mahmut Şakiroğlu, “Balyos”, DøA, C. V, 1992, s. 43
10 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 75.
11 Seferin Girit üzerine değil de Malta üzerine şeklinde duyurulması, Girit üzerine yapılacak
seferi gizlemek içindir. Venedik’te seferin Malta’ya olacağına inandı. Venedik’e ait olan
Çuka Adası’nın önünden geçerken Venedik Valisi Osmanlı donanmasını selamladığı gibi
Yusuf Paşa’ya şeker, kahve ve taze erzak gönderdi. Ekkehard Eickhoff, “Denizcilik Tarihinde
Kandiye Muharebesi”, Atatürk Konferansları II 1964-1968, Ankara 1991, s. 150.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
108
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:31

Çeşme iskelesinde toplanılması ve Karaman Valisi Durak Paşa tarafından gemi ile sefere gönderilmesi emredilmiştir12.
Tersane-i Amire’de, Anadolu ve Rumeli eyaletlerinde yapılan sefer hazırlıkları Seyahatnâme’de şu bilgiler verilmektedir: “Bütün adalardan usta marangozlar gelip tersanenin her gözünde birer kadırga bodostaması kurarak haftada birer kadırga yapılmaya başlandı. Bir baştarda ve 10 adet mavnalar inşa olunup, Tersane-i Amire insan deryası haline geldi. Hünkâr hasekisi ve sancak beyleri ile Cezâyir, Tunus ve Trablus'a 12.000 altın barut ücreti gidip; “evvelbahârda kapdan paşaya gelip katılasız” diye fermanlar gönderildi. 200 parça kadırgayı asker ile doldurdular. 50 parça kadırga da Unkapanı iskelesine yanaşıp, toplam 10.000 mevcutlu tam 36 oda yeniçeriler ile dolduruldu. Toplam 5.000 askerden oluşan 10 oda topçu ve 10 oda cebeciler de mavnalara girip hazır oldular. Beri taraftan Rumeli eyaletinden mutasarrıf24 sancakbeyi askerleriyle bütün zeamet sahipleri ve timâr sahipleri 22.080, cebelüleri ve beldarları ile toplam 27.000 asker olup Boğazhisar'a gitmeye memur oldular”13.Girit seferi’ne çıkış töreni Tevârih-i Cezire-i Girid, Târih-i Naʻîmâ ve Fezleke’de fazla detaylandırılmadan şu şekilde yer almıştır: “Mâh-ı Saferin yirmi ikinci çehâr-şenbih günü vakt-i asrda sefere me’mur olan ocak ağalarına ve çorbacılara hılʻat-i sefer giydirilip hemen azîmet ferman ettiler.Kaptan Yusuf Paşa dahi mâh-ı Rebiʻü’l-evvelin dördüncü ruz-ı yekşenbede ve mâh-ı urdu-behiştin yirmi biri idi. Azîm donanma ve şenlikler ile Malta seferi nâmıyla azm-i gazâ edip cânib-i Bahr-i Sefîde bâd-bân-ı küşâya müteveccih oldu14”. Seyahatnâme’de ise Yusuf Paşa’nın padişah ile görüşmesi ve padişahın Yusuf Paşa’ya seferin Maltaya değil de Girit’e olacağını burada söylediği bilgisi yer almaktadır15.Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Târih-i Naʻîmâ ve Fezleke’de “Sakız’a dâhil oldukta Anadolu Seraskeri Ahmed Paşa Sivas ve Karaman ve Anadolu beyleriyle dâmen-bûsa gelip mazhar-ı iltifât oldular” ifadelerinden Anadolu askerlerinin sefere Sakız’da katılmış olduğunu öğrenmekteyiz16.Seyahatnâme’de ise “Gelibolu Kalesi menzili”başlığı ile Gelibolu’da Rumeli askerleri ve Çardak iskelesinden de Anadolu askerinin katıldığı


12 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 1b-2a; Girid Fethi Tarihi, s. 153; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1028; Fezleke, II, s. 855.
13 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 76.
14 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 3a; Târîh-i Naîmâ, III, s.1030; Fezleke, II,
s. 857.
15 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 77.
16 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 3a; Târîh-i Naîmâ, III, s.1031, Fezleke, II,
s. 857.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
109
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:37

bilgisine yer verilmiştir17. Anadolu askerlerinin sefere katılımı konusunda kaynaklarda iki farklı bilgi yer almaktadır. Seyahatnâme dışında çalışmamızda başvurduğumuz diğer kaynaklarda Anadolu askerlerinin Çeşme’den Sakız Adası’na geçerek sefere katıldıkları bilgisi yer bulmaktadır. Bu durum, Seyahatnâme dışındaki kaynaklarda bu konuda verilen bilgilerin doğruluk ihtimalini arttırmaktadır.
Hanya’nın Fethi

Girit’in fethine Hanya’dan başlanmıştır. Hanya’dan başlanılmasının temel sebebi konum itibariyle Mora sahilindeki iskelelere yakın olması, bu nedenle desteğin kolay sağlanabilmesidir. Fakat Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l-Bihar’da “Kıssadan hisse budur ki” başlığıyla, Girit’in fethini Hanya ile başlanmasının bir hata olduğu şu cümlelerle ifade etmiştir:
“Bir vilayetin önce hükûmet merkezine yapışmak gerek. Fethi mümkün olursa öteki yerler de kolaylıkla elegelir, yoksa ona bağlı olan yerlerle uğraşmak boşunadır. Hüsrev Paşa, Şehrizol’ü yapup Hille’ye asker kodu. Bu denlü kayıba uğradı,Bağdad alınmadıkça onları elde tutmak mümkün olmadı. O zaman asker ve serdar Malta kıssasını bilseler ona göre davranır ve Kapudan Yusuf Paşa Girit’e vardıkta ilkin Kandiye Hisarını alırdı18”.Kâtip Çelebi’nin dediği gibi adanın fethine,Hanya’dan değil de Kandiye’den başlanmış olsaydı bazı sıkıntılar ortaya çıkabilirdi. Kandiye,savunma bakımından daha güvenli ve buraya asker ve malzeme sevki daha zor olduğundan dolayı muhasarada başarısız olunma ihtimali vardı19.
Hanya’nın muhasarası Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Târih-i Naʻîmâ ve Fezleke’de “Âğāz-ı Muhasara-yı Hanya” başlığı altında şu şekilde anlatılmaktadır. 3 Cemâziye’l-evvel 1055 (27 Haziran 1645)’te Kostantin tepesinde metris kurulup, Rumeli beylerbeyisi Hasan Paşa, sağ kol ve sol kol alaybeyleri, Alacahisâr, Avlonya, İlbasan beyleri ve Yeniçeri Kethüdâsı Murad Ağa Yeniçeri askeri yedi adet balyemez top ile metrise girdi”20.
Evliya Çelebi,Seyahatnâme’de Hanya’nın fetih hazırlıklarını daha detaylandırılmaktadır. Hatta Hanya muhasarası sırasında kaleden iple inip aman dileyen bir kişinin kaledeki durumla ilgili bilgiler vermesini şu şekilde ifade edilmiştir: Küffar içeride iki bölük olup Rumlar kalede kırılmaktan kaleyi Osmanlıya verip haraç veren halk olalım derler. Bütün küffar, liman tarafı güvenli olduğundan orada toplanmışlardır. 10 adet balyemez top ile



17 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 77.
18 Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l-Bihar, s. 107.
19 Ersin Gülsoy, Girit’in Fethi ve Osmanlı ødaresinin Kurulması, s. 31
20 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 6b; Fezleke, II, s. 861, Târîh-i Naîmâ, III,
s. 1035.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
110
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:39

liman tarafı döğülüp ve içeri birkaç ok ile teslim ol kâğıtları atılırsa kalenin fethi kolay olur21.
Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de Hanya’nın fethinden sonra kalenin yıkık yerlerinin ve su kemerlerinin onarılması ve bunların bir an önce bitirilmesi çabası şu şekilde yer almaktadır.“Fethin üçüncü günü herkes kale muhâsarasında ne yerden metrise girdi ise fermânı dahi öyle emr edip Murad Ağa feth olunan gediğe Samsuncıbaşı lağımdan atılan duvara,Köstendil ve Tırhala askerleri Ali Ağa ile ebvâb-ı hisâra ve Amasya Beyi Ahmed Paşa Hanya’ya gelen su kemerlerine ta‘yîn olunup üstâd mî‘mâr ve neccârlar gedikler ve harâb olan yerleri tecdîde ihtimâm edip altmış günde bu maslahatı gāyete erdi”22. Bu tamiratlarda askerlerin yanı sıra ada halkı da çalıştırılmıştır. Hanya muhafızına ve Hanya kadısına gönderilen hükümde;
Hanya Kalesi’nin tamirinde yer alan kişilerin ve bu işlerde kullanılacak malzemelerin temini gönderilen akçeden karşılanması, ödenen ücretlerin,gerekli kereste ve malzemenin deftere işlenerek İstanbul’a gönderilmesi istenmektedir. Arşiv kayıtlarında yer alan bu bilgiler ile tamirat işleri merkezi yönetim tarafından da yakinen takip edildiğini öğrenmekteyiz23.
Hanya’nın fethinden sonra,kalenin onarılması,kiliselerin camiye çevrilmesi,ilk cuma namazının Sultan İbrahim Camii’nde kılınması bilgileri Seyahatnâme’de yer almaktadır.Ayrıca bu eserde Girit seferine neden olan Malta korsanların ele geçirdiği Sümbül Ağa ve maiyetindekilerin akıbetleriyle ilgili bilgilere de yer verilmiştir24.
Deli Hüseyin Paşa’nın Hanya Muhafızlığı ve Serdarlık Görevi

Deli Hüseyin Paşa,Budin Beylerbeyliği’nden sonra Mora Sancağı kendisine arpalık olarak verilerek ikinci vezirlik payesiyle Hanya muhafızlığına atandı. Hüseyin Paşa’nın Hanya muhafızlığı için görevlendirilmesi Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de yer almaz iken Târih-i Naʻîmâ ve Fezleke’de “Reften-i Hüseyin Paşa be-Girid” başlığıyla yer almıştır25.
Burada Budin Beylerbeyi olan Hüseyin Paşa’nın ikinci vezâret hâssı ve Mora Sancağı arpalığı verilerek Hanya muhafazasıyla görevlendirilmesi,Anabolu’dan Girit’e giderken fırtınaya yakalanması ve 15 Zilhicce 1055 (1
Şubat 1646)’te Girit’e varışı anlatılmaktadır.Ravzatü’l-Ebrâr’da da Girit’e





21 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 78-79.
22 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 21b-22a.
23 BOA, C.AS, 501/20935, 29 Zilhicce 1055 (15 Şubat 1646).
24 Seyahatnâme, II, s. 80-81.
25 Fezleke, II, s. 891; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1058.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
111
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 21:58

görevlendirilen Hüseyin Paşa’nın, Budin’den 7 günde İstanbul’a geldiği ifade edilmiştir26.

Hüseyin Paşa’nın, Girit’e vardıktan sonra Hanya çevrsesindeki kaleleri fethetme girişimleri ve adadaki faaliyetleri de çalışmamızın temel kaynaklarında yer almaktadır.Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de “Feth ve Tahrib-i Esterni” başlığı ile Esterni manastırının zabtedilmesine daha kısa yer verilmiştir27. Fezleke’de ise“Muhârebe-i Esterni der-Girid” başlığıyla yer almaktadır. “Suda yakınlarında yer alan Esterni’nin büyük bir manastırı vardır.Düşman tarafından Hanya’dan Suda’ya top gidecek yollara taşlar dökülüp engellenmesine rağmen, Hüseyin Paşa tarafından 21 Safer 1055 (18 Nisan 1645)’te fethedilmiştir28.Tevârîh-i Cezîre-i Girid ve Târih-i Naʻîmâ ’da “Muhârebe-i Acısu” başlığı ile yer alan muharebeyle ilgili; “Bi-avnillâh asker-i İslâm gâlib gelip küffârın esliha ve atları ganimet-i firâvân olduktan sonra yetmiş baş ve yirmiden mütecâviz esîr alınıp tamamen orduya geldiler” denilmektedir. Fezleke’de ise bu muhârebe anlatılırken esir sayısı yirmi binden fazla olarak verilmiştir. Böyle küçük bir bölgede yirmi bin askerin bulunması mümkün olmadığından bu rakam muhtemelen yanlış verilmiştir29.
Hüseyin Paşa döneminde yapılan Resmo muhasarası, Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de “Muhasara-i Resmo Der-Girid Serdâr Hüseyin Paşa” Târih-i Naʻîmâ ’da da “Serdârî-i Hüseyin Paşa Der-Girid ve Muhâsara-i Retmo” başlıklarıyla yer almaktadır. Bu konu iki kaynakta da “vüzerâdan Bıyıklı Mustafa Paşa serdâr gāziyle hem-‘inân gidip ol gün Aristo nâm mahalle sahrâsına kondular” şeklinde yer almıştır. Fezleke’de ise bu konuda geçen yer ismi “Ermenev nâm karye” şeklindedir30.Hüseyin Paşa’yı istemeyen, yerinde gözü olan Surnazen Mustafa Paşa’nın kışkırtmaları ile adada Hüseyin Paşa’ya karşı isyan hareketi başlatılmıştır. Adada başlatılan bu isyan hareketi, Fezleke, Târih-i Naʻîmâ ve Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de yer almakta ve olayın nedenleri ile olayın gelişimi anlatılmaktadır.Burada,Rumeli Beylerbeyi Surnazen Mustafa Paşa’nın, Girit’e vardığında “eyâletim defterhânesi bana teslîm olunmak


26 İbrahim Özgül, Karaçelebi-zâde Abdülaziz Efendi’nin Ravzatü’l Ebrâr Adlı Eseri (1299-
1648) Tahlil ve Metin, A.h. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erzurum 2010, s. 379.
27 Târîh-i Naîmâ, III s. 1080; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 27a.
28 Fezleke, II, s. 901.
29 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 33a; Kâtib Çelebi, Fezleke, II, s. 909; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1086.
30 Fezleke, II, s. 910; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1086-1087; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 33b.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
112
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 22:09

lâzımdır. Eyâletimde düşen mahlûlâtı ben tevcîh ederim” demesi üzerine Hüseyin Paşa‘nın “ben serdârım mahlûlât ve tevcîhât bana mufavvazdır.Senin alâkan nedir. Edebin ile otur”31 demesiyle aralarında husumet başlamıştır.Serdarlık makamını elde etmek maksadıyla Surnazen Mustafa Paşa,yanına Sekbanbaşı Mahmud Ağa’yı da alarak Hüseyin Paşa’nın Venedik’le anlaştığı yolunda iddialar ile askerleri kışkırtması ile isyan başlamıştır.Hüseyin Paşa’nın Surnazen Mustafa Paşaya; “Bire Allah’dan hayâ etmezler ırz-ı devlet ve nâmus-ı vüzerânın hürmet ve ri‘âyetin bilmezler bu ettiğiniz bî-edeblik nedir.Ben pâdişâh-ı İslâmın vekîli ve vezîri ve cümlenizin serdârı ve müşîri değil miyim. Benim cürmüm ve kusûrum nedir ki bu eziyyet ve hakârete müstahak oldum. Kâfire şâtır (casus) gönderdi demişsiniz tutulan şâtırı getirin göreyim” diyerek cevap vermiştir32.
Surnazen Mustafa Paşa’nın olayların daha fazla büyümesinden çekinerek serdarlık hayalinden vazgeçmesiyle isyan,adada yaşanan sıkıntıları Âsitane’ye anlatmak için bir heyetin oluşturulmasıyla sona
ermiştir.
Girit Seferi’ne Gönderilen Yardımlar ve Yardım Talepleri

Yirmi beş yıl süren Girit seferi sırasında gidişatını etkileyen en önemli konuların başında ordunun zahire, mühimmat ve asker ihtiyacının karşılanması gelmektedir.Osmanlı Devleti, Girit seferinin başlamasından
sonra adaya yardım götürmek maksadıyla donanma seferleri düzenlemiştir.1645-1657 yılları arasında adaya toplam on dört donanma seferi düzenlenmiştir.Bunların ancak dördünde başarılı olunmuş, üç tanesinde de Venedik ablukası nedeniyle boğazdan çıkılamamıştır. Osmanlı donanması boğazdan çıkabildiği seferlerde ise ağır zayiat vermiştir33.
Yardım taleplerin en yoğun olduğu dönem,Deli Hüseyin Paşa dönemindeki Kandiye muhasarası sürecidir. Bu dönemde adanın yardım taleplerine çoğu zaman yanıt verilememiştir.Bu da ordu içerisinde huzursuzluğa neden olmuştur.Hüseyin Paşa’nın yardım talepleri Seyahatnâme’de geniş şekilde yer almıştır.Burada,
adadaki askerlerin feryatnameleri dile getirilirken,1054 tarihinde iken bütün has ve harçlarının 1058 tarihiyle satıldığı belirtilmiştir. Bu durum Osmanlı Devleti’nin ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemde olduğunu göstermektedir34.



31 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 63b; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1238.
32 Fezleke, II, s. 1015-1016; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 65a-66a; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1240.
33 Ersin Gülsoy, “Akdeniz’de Osmanlı-Venedik Savaşları”, CøEPO XIV. Sempozyomu Bildirileri, (18-22 Eylül 2000), s. 261.
34 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 242.


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
113
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: OSMANLI KAYNAKLARINDA GİRİT SEFERİ Hasan Ali CENGİZ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 22 Ara 2019, 22:17

Yardım talepleri için Prizren Alaybeyi’nin İstanbul’a gönderilmesi ve İstanbul’dan konuyla ilgili getirdiği hatt-ı hümâyun ve mektup “Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Târîh-i Naʻîmâ ve Fezleke’de yer almaktadır. Burada,ordunun yeni bir taaruza kalkmayıp savunmada kalmaları,fetih gerçekleşmese dahi bir adım geri atılmaması emredilmiştir.Yardım taleplerinin de peyderpey geleceği ifade edilerek geçiştirildiği
görülmektedir35.
Beklenen yardımların bir türlü gelmemesi üzerine,Rumeli ve Anadolu sancak beylerin durumlarını arz etmek için Serdar Hüseyin Paşa’ya gelmişlerdir.Hüseyin Paşa,durumlarını anlatmaları için iki eyalet kolundan üçer kişi ve ocaktan da iki adam seçip bir heyet oluşturmuştur. Bu heyetin İstanbul’a gidişi ve durumlarını anlatmaları Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Târih-i aʻîmâ ve Fezleke’de şu ifadelerle yer almıştır:“Bize imdâd gelmediğinden gayri bin üç yüzden mütecâviz yeniçeriyi kaldırdılar ve firâr edenin nihâyeti yok. Murâdınız eğer dîn ü devlete hizmet ve ırz-ı saltanatı siyânet ise cümle asker gelip ittifakıyla saʻy olunmazsa iş görülmez.Cüz’i imdâd ile Kandiye alınmaz. Burada olan Müslümanların durmağa tâkatleri kalmamıştır”36.
Osmanlı Devleti,zaman zaman Girit Seferi’ne gönderecek asker tedarikinde de zorlanmıştır. Seyahatnâme’de asker tedariki için 22 ocaktan 3 bin yeniçerinin kakülleri kesilerek sipahi olup, Girit Seferi’ne gönderildiği yer almaktadır37. Asker temin konusu Târîh-i Naʻîmâ ve Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de “vakâyiʻ-i Sû-i Tedbir”, Fezleke’de ise “İmdâd-ı Girid” başlıkları ile yer almıştır. Burada kanuna aykırı olarak 3 yıllık 6’şar akçe ile 2 bin askerin deftere kaydedildiği yer almaktadır38.
Girit Seferi’ne gönderilen malzeme,silah,mühimmat ve askerlerle ilgili sayısal bilgiler arşiv kayıtlarında da yer almaktadır. 1056-1057 senesi Girit Seferi Masraf Defteri kayıtlarında bahsedilen senedeki sefer masrafları için Budin,Temeşver,Bosna,Eğri,Kanije nüzül vergileri kullanılmıştır39. Bu defterdeki bilgilerde; beş bin Yeniçeri, 14 sancaktan timarlı sipahi ve Anadolu ve Rumeli’den 10.760 yörük Girit Seferi’ne katılmıştır40.



35 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 70a-70b, Târîh-i Naîmâ, III, 1247; Fezleke,
II, s. 1020.
36 Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 59b; Fezleke, II, s. 1005.
37 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II, s. 244.
38 Târîh-i Naîmâ, III, s. 1375-1376; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Petersburg nüshası, vr. 79a; Fezleke, II, s. 1053.
39 BOA, KK.d. 5642, Zilhicce 1057 (Aralık-Ocak 1647-1648), s. 11.
40 Bu sefere, Rumeli Sancağı’ndan katılanlar: Tırhala 790, Karlıili 307, Eğriboz 298, İnebahtı
178, Köstendil 827, İpek 700, Avlonya 247, Delvine 28, Yanya 611, İlbasan 124, Sofya 300,
Şehirköy 172, İhtiman 25, Cumapazarı 94, Menlik 31, Çağlayık 12, Timurhisarı 190, Karadağ


Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: 9 SayıDZ 17, Ocak 2019, s. 105-133
114
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 9 misafir