1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 21:35

1670 Kanunnamesine göre, Harac-ı mukaseme; ziraat edilen arazi ölçülüp tarlaya her ne hububat ekerlerse, mahsulünden beş kilede bir kile alınması şeklinde, ürün üzerine tarh edildi. Harac-ı mukataa95 ise; bağ, bahçe ve bostanlardan alınacak vergi idi.96

Bir topraktan hem harac-ı mukaseme hem de harac-ı mukataa/muvazzaf alınmadığı gibi bu haraçlar birbirleri ile tebdil olunmazdı.97 Her ne kadar, Tanzimat döneminin ünlü maliyecisi Süleyman Sûdi, Girit Adası’nda “…arazi üzerine vergi namıyla nesne tahrir ve talep ve tahsil kılınmamış olduğundan…”98 söz etse de bağ, bahçe ve bostan üzerinden alınan harac-ı mukataanın toprak vergisi olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki bu verginin düzenlemeleri de tarhı da aşağıda görüleceği gibi Girit’te önemli ve problemli bir süreç oluşturmuştur. 1670 düzenlemeleriyle vergi açısından çok önemli bir değişim de adadaki
örfi vergilerde yaşanmıştır. Daha önceden alınan tekalif-i divaniyeler bu düzenlemelerle “bid’at-ı şettâ” sayılarak tamamen kaldırıldı.99 Diğer yandan bu tarihte yapılan düzenlemelerle cizye vergisinde bir artış söz konusu oldu. Gülsoy bu artışı, kaldırılan tekalif ile ilişkilendirmektedir.100 19. yüzyılın sonlarında Girit’te önemli bir görev, Girit mektupçuluğu yapmış olan Andrea Kopasi, bu tahrirleri ve kanunnameleri incelediğini, vergi düzenlemeleri ile ilgili olarak, “Girid ceziresinin Devlet-i Aliyye tarafından fethinin ilk senelerinde cezirede mevki-i icraya vaz olunan vergi usulü tafsilatı”, Rumca “To is Kritin isahten forologikon sistima kata ta prota eti tis ipo ton Tourkon aloseos aftis” başlığı ile bir kitap (kendisi risale demektedir) yazdığını ve bunun Hanya’da basıldığını söylemektedir.101



vergidir. Cizyenin de bir haraç olmasının yanı sıra haracın temelini harac-ı arazi oluşturur. Bu da
iki gruptur. Birincisi harac-ı mukaseme veya mukasım; arazinin hasılatından üretim kapasitesine
göre ürünün 1/10 ila 1/2 arası alınan üretim vergisidir. İkincisi harac-ı muvazzaf; tarıma elverişli
arazide toprağın verimliliğine göre dönüm veya cerib üzerine tarh olunan arazi vergisidir.
Pakalın, a.g.e., s. 735.
95 Burada muvazzaf yerine mukataa teriminin kullanılması ilgi çekicidir.
96 Gülsoy, a.g.e., Kanunname, s. 319.
97 Pakalın, a.g.e., s. 736.
98 Süleyman Sûdi, Defter-i Mukdesid, c. I, İstanbul, 1307, s. 122.
99 Barkan, Kanunlar, s. XLII; Gülsoy, a.g.m., s. 193; Tukin, a.g.m., s. 198.
100 Gülsoy, a.g.e., s. 284, dipnot 231. Girit’teki vergi düzenlemeleri ve yaşanan problemlerle ilgili
ayrıca bkz. Greene, a.g.e., s. 25 vd.; Eugenia Kermeli, “Caught in Between Faith and Cash:
The Ottoman Land System of Crete, 1645-1670”, Crete and the Eastern Mediterranean, 1645-
1840, Halcyon Days in Crete VI, (Edited By. Antonis Anastasopoulos), Crete Universty Press,
Rethymno, 2008, ss. 17-48; 1670 sayımları ve vergi düzenlemeleri ile ilgili, Elias Kolovos,
“Beyond ‘Clasisical’ Ottoman Defterology: A Preliminary Assessment of the Tahrir Registers
of 1670/71 Concerning Crete and the Aegean Island”, The Ottoman Empire, The Balkans, The
Greek Lands: Toward a Social and Economic History-Studies in Honor of John C. Alexander, (Edit: Elias
Kolovos - Phokion Kotzageorgis - Sophia Laiou - Marinos Sariyannis), The Isis Press, İstanbul,
2007, ss. 201-235.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 21:41

1670 yılında yapılan düzenlemelerde, yukarıda belirtildiği gibi bir takım sorunlar yaşanmıştır. Nitekim 1705 tahriri ile hazırlanan kanunnamede H.1083 tarihinde (M. 1672-1673) vergilerle ilgili bir düzenleme yapıldığı yazılıdır. Benzeri şekilde 1675 yılı Mayıs ayı içinde bir düzenlemenin daha yapıldığı 1670 tarihli Tapu Tahrir defterinin baş kısmına sonradan şerh olarak yazılmıştır.102 Bu düzenlemelerle adanın tahririnde haracın 1/5 yazıldığı, ancak ada topraklarının dağlık ve verimsiz olması nedeniyle halkın bunu kaldırmadığı, ziraat ve hırasetten elini çektiği ve arazilerin boş kaldığı aktarılmaktadır. Reayanın ziraat ve hırasete özendirilmesi için verginin 1/7’ye indirilmesi kararlaştırılmıştır. Fakat 1705 tarihli kanunnameden öğrendiğimize göre bu değişiklik, pratik bir karşılık bulamamış ve uygulanamamıştır.
1705 tahririne bağlı düzenlemelerle, 1670 tahriri ile adada hayat bulan uygulamaların önemli bir kısmının devam ettiği görülmektedir. Kanunnameden anlaşıldığı üzere toprağın özel mülkiyete verilme durumunun ve toprağın statüsünün haracî olma özelliğinin de devam ettiği görülmektedir.103 Bu durum kanunnamede
şu şekilde açıklanmıştır: “cezîre-i mesfûrenin ârâzîsi ârâzî-i harâciyeden olmağla ahâlisinin yedlerinde ibkâ olunan bâğ ve bâğçe ve bostân ve sâ’ir arâzi mülkleri olub emlâk-ı sâ’ire gibi tasarruf iderler meselâ fevt olsalar vereseleri beyninde ‘ale’l-vechü’ş-şer’i taksîm olunur.”
Bir önceki tahrirde olduğu gibi yine servetin kaynağının toprak olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi temel kaynak toprak olarak belirtildiği için tarlaların iki gruba ayrıldığı görülmektedir. Birinci grupta verimli tarlalar “ala” olarak yazılmıştır. Bunların vergisi “be her cerib 5 keyl” dir. İkinci grupta az verimli olan tarlalar “mutavassıt (vasat-verimsiz)” olarak kaydedilmiş ve her ceribi 2,5 keyl vergi mükellefi kabul edilmiştir.104 Kanunnamede ayrıca köylünün ziraat ettikleri hububatın 1/7’sinin (sub’unun) vergi olarak alınacağı belirtilmiştir. Tapu defterlerinin incelenmesinden bunun karşılığının 30 akçe olduğu anlaşılmaktadır.
Buradaki problem, her hanenin işlediği tarla miktarı ve bütün bir köyün işlediği tarla miktarı hesap edilebilirken, bu tarlalardan elde edilen ürünün cinsinin bilinememesidir. 1705 düzenlemeleri ile adadaki bağ, bahçe, bostan ve enginarlık statüsündeki tarla dışı toprak, bu şekilde verimliliğe göre ayrıştırılmamıştır. Ne var ki vergilendirirken benzeri bir ayrıştırmaya gidilmiştir. Tarla dışı toprak da cerib olarak verilmiştir. 17. yüzyılın sonlarında, kayıtların bir kısmında yukarıda verildiği gibi cerib başına 80 akçe vergi105 tarh edilmiş, büyük bir kısmına ise 102 akçe vergi tarh edilmiştir. Nitekim Kopasi de bu düzenlemelerle bir cerib bağ, bahçe ve bostan üzerine 102 akçe haraç tahsis edildiğini söylemektedir.106 1650 tahrirlerinde bu konuda bir açıklama yokken 1670 tahrirlerinde bağ, bostan gibi toprakların üç kısma ayrıldığı ve vergilendirme biçiminin de 120, 60 ve 30 akçe maktu vergi olarak düzenlendiği görülmektedir.107 1670’den itibaren bağ konusunda adada önemli sorunlar yaşandığını yukarıda açıklamıştık. Bu çerçevede söz etmemiz gereken yukarıda da belirttiğimiz, önemli bir düzenleme Mayıs 1675 tarihinde yapılmıştır.
825 numaralı Tapu Tahrir defterinin başındaki şerhe göre daha önceden 120 ve 100 akçe olan bağ vergisinin ağır olduğu kabul edilmiş ve 40 akçelik bir indirim yapılmıştır.108 1705 düzenlemeleri ile 1650 organizasyonuna geri dönüldüğü anlaşılmaktadır.
Kayıtlarda bağ, bahçe, bostan ve enginar tarlası ayrı ayrı yazıldığı için bu sektörlerin gelişimini izlemek mümkündür. Nitekim bu kayıtlar, Osmanlı dönemi Girit tarımında bağcılıktan zeytinciliğe geçiş tartışmalarına önemli ölçüde ışık tutmaktadır.109 Toprak ile ilgili son kayıt 1670 tahrirlerinde de gördüğümüz, boş alanlardır. Bütün köylerdeki boş tarlalar, arz-ı hali olarak yazılmıştır. Bu toprakların da her cerîbinin 12 akçe vergilendirildiği görülmektedir.110 Bu 12 akçenin
kimden alındığını bilemiyoruz.



101 Kopasi, a.g.m., s. 909. Evangelia Balta bu kitabın yakın dönemlerde Hanya’da tekrar basıldığını
kaydetmektedir. Balta - Oğuz, a.g.e., s. 7, dipnot. 16.
102 BOA., TT. def. No: 825, s. 8a; Tukin de bu kaydı görmüştür. a.g.m., s. 200, dipnot. 130.
103 1650 tahririnde ada öşrî olarak kaydedilmişti. Gülsoy, a.g.e., s. 282. Ada 1670 tahriri ile tamamen
haracî statüye aktarılmıştır.
104 Bu uygulamanın 1670 tahrirlerinde de bu şekilde hayat bulduğu görülmektedir (Gülsoy, a.g.m.,
s. 191; Keza Gülsoy, a.g.e., s. 285). 1709 tarihli Midilli kanunnamesinde de adanın topraklarının
sengistan (dağlık) olduğu için toprağın verimliliğine göre “ala, evsat ve edna” olarak üçe ayrıldığı
yazılmıştır. Barkan, Kanunlar, s. 334.
105 RŞS., no: 416, ss. 76-78, 10 Ramazan 1103-26 Mayıs 1692 tarihli kayıt.
106 Kopasi, a.g.m., s. 1344.
107 Gülsoy, a.g.m., s. 192; Gülsoy, a.g.e., s. 286.
108 BOA., TT., def. no: 825, s. 8a.
109 Ayşe Nükhet Adıyeke, “Osmanlı Egemenliğinin İlk Yıllarında Resmo Bağları”, Hilâl, Studi
Turchi e Ottomani, (Venetians and Ottomans in the [Early] Modern Age), v. 6, 2018, ss. 85-96;
Ayşe Nükhet Adıyeke, “Üzümün ve Zeytinin Kesişen Yolları: Girit’te Osmanlı Egemenliğinin
Kurulmasıyla Üzümün Yerini Zeytine Bırakması”, Üzümün Akdeniz’deki Yolculuğu, Konferans
Bildirileri, İBB. Akdeniz Akademisi Yayını, İzmir, 2017, ss. 151-163.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 21:45

Topraklardan sonra gelen ikinci servet, ağaçlardı. Ağaçlar üç grup olarak yazılmıştır. Birincisi ve en çok olanı zeytin, ikincisi dut, üçüncüsü de genel meyve ağaçları eşcar-ı müsmire kaydı ile yazılmıştır. Meyve vermeyen kerestelik ağaçlar kaydedilmemiştir. Adanın bir zeytin membaı olduğu düşünülürse, en önemli zenginlik kaynaklarından birinin zeytin ağacı olduğu anlaşılır. Zeytin ağacı, dönüm
dahili ve haricinde be her draht 5 akçe, üründen de senede bir defa 1/7 vergiye tabi tutulmuştur. İsim verilerek belirtilen dut ağacından da 9 akçe vergi alınması kararlaştırılmıştır. Ayrıca hasıl olan ipekten senede bir defa vergi alınacağı kanunnamede belirtilmiştir. Ne var ki dışarıdan dut yaprağı getirenlerin vergilerinin önemli problem oluşturduğu da anlaşılmaktadır.111 Son olarak dönümden hariç bulunan
meyve ağaçları için senede birer para vergi ve üründen 1/7 vergi alınması yine kanunname hükmündendir. Tapu defterlerindeki kayıtlardan ise genel meyve ağaçlarının 3 akçe vergiye tabi tutulduğu anlaşılmaktadır.
Tarımsal üretim esaslı bu tahrirlerden hareketle vergilendirme şeklini ve oranını bir köy örneği üzerinden incelemek yararlı olacaktır.
Karye-i Mihici Gurniye Tâbi’-i Resmo Cedid Hâss-ı Hümâyûn 112
[34 (der tasarruf) + 110 (der yed) =144 toplam hane kaydı.]
Yekün
Tarla cerib / 689; bağ cerib / 100,5; eşcâr-ı zeytun / 2376; eşcâr-ı müsmire dip / 17;
dut / 9.
Hasılat
Yekün Salmat113
Hâsıl [9857+2453+10251+5091+51+81=27784]
27784 [akçe]
Köyün toplam vergisi olan 27.284 akçe, 144 haneye tasarrufları ve üretimleri nispetinde dağıtılıyordu. Anlaşıldığı kadarıyla, Girit’te bir istisna dışında aynî vergi uygulaması yoktu ve bütün vergiler nakde çevriliyordu. Sadece, mukataaların malikane olarak işletilmesi sırasında, vergilerin bir kısmının hınta (buğday) olarak alındığına tanık olmaktayız. Hınta, adaya özgü bir ölçü birimi olan muzur ile ölçülmektedir. Her muzur (bir teneke dolusu anlamına gelir) 60 akçe olarak hesaplanmış ve bütçe gelirlerine dahil edilmiştir. Örneğin H. 1141 (1728-29) yılındaki 15.139.506 akçelik mukataa gelirinin 6.778.032 akçesi, 112.967,3 muzur hıntanın maddi karşılığı olarak kaydedilmiştir.114 Bu ayni gelir yani hınta, adadaki kapıkulu yeniçerilerinin mevaciplerini karşılamak amacıyla tahsil edilmekte idi.


110 1670 tahririnde de bu verginin 12 akçe olduğu görülmektedir. Gülsoy, a.g.m., ss. 194, 195.
111 RŞS, no: 55, s. 17, 31 Temmuz 1706 tarihli kayıt.
112 TKA., Eski no: 489, yeni no: 1, ss. 161b-162b.
113 Katib sehven rub 4 yazmıştır. Yaptığımız hesapta da görüldüğü üzere rub 3 olmalıdır.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 21:50

1705 tarihli tahrir kapsamında yapılan düzenlemelerde, “ehl-i zimmet re’âyâsı
ruûsları cizyelerin bi’t-tamâm vech-i şer’î üzere edâ idüb…” ifadesiyle cizye vergisi teyit
edilmektedir. Nitekim 2 Ekim 1704 tarihli tahrirlerle ilgili yazıda, “…cizyegüzar
reayalarının mikdârı dahi müceddeden tahrîr ve defter olunmak…” ferman edilmiştir.115 Ne
var ki Osmanlı Arşivi’nde bu tarihlere ait bir cizye defterine rastlanamamıştır.
Merkezden gelen bir emirde, diğer yerlerde olan reayanın, ağnamından
resm-i ağnam, değirmenlerinden resm-i asiyab ve kovanlarından resm-i kovan
alınagelmiş iken Girit adasında reayanın bu konuda vergi namına bir şey vermediklerinin altı çizilmiştir. Onların da mukataat-ı miri reayası gibi bu vergileri vermeleri konusunda yerel yöneticilere gereğinin yapılması emredilmiştir.116 Nitekim
Mehmet Raşid, “cezîre-i mezkûrede adet-i ağnam rüsûmu yoğ iken müceddeden vaz’ olunan
rüsûm-ı mezkûreden senede 373.000 akçe hâsıl” olduğunu aktarır.117 1705 düzenlemeleri
ile Girit reayası artık koyun ve keçi, değirmen ve kovanlarından vergi ödemeye
tabi tutulmuştur. Bu konuda 1650 düzenlemelerine dönüldüğünü söyleyebiliriz.
Son olarak, 1670 düzenlemeleriyle kaldırılan rüsum-ı divaniyenin, ilgası tekrar hatırlatılmaktadır. Kanunnamenin son cümlesi şöyledir: “rüsûm-ı ‘örfiyye tabîr
olunan ispenç ve resm-i tapu ve resm-i küvâre ve resm-i deştbâni ve resm-i otlak ve kışlak ve
yaylak ve cürüm ve cinâyet ve bâd-ı hevâ ve resm-i ‘arusâne ve tarh-ı milh ve sâ’ir bid’a-ı şetta kemâ-fî’l-evvel men’ ve def’ olunmuştur.” Heyd, rüsum-ı örfiyeyi, rüsum-ı divaniyenin yeni
versiyonu, yeni isimlendirme biçimi olduğunu söylemektedir.118
Gerek 1705 Girit tahrir defterleri, gerekse önceki tahrir defterleri klasik Osmanlı tahrirlerinden bazı farklılıklar göstermektedir. Bu defterlerde çift resmi geçmediği gibi kayıtlarda geleneksel defterlerde olan evli, mücerret gibi terimlere de
rastlanmamaktadır.119
Vergi düzenlemelerinden başka 1705 tahrirleri tımar sisteminde ve toprak organizasyonunda önemli değişimleri barındırmaktadır. Tımar sisteminin özünü toprağa bağlı köylü işletmelerinin meydana getirdiği120 göz önünde tutulursa, bu değişimin sadece tımar organizasyonu maddesinde değil köylü-toprak ilişkisi açısından da
oldukça önemli olduğu anlaşılacaktır. 1705 tahrirleri çerçevesinde binden fazla köy
yazılmıştır. Bu defterleri görüp incelediğini bildiren Andrea Kopasi, kaza ve köyleri
ve emlak sahiplerinin adedini belirttiği bir de tablo hazırlamıştır. (Tablo I).

114 BOA., MAD_d no. 09511, s. 1.
115 BOA., C. ML. no: 00612-25248-001.
116 BOA., C. ML. no: 00612-25248-001. Gülsoy, 1650 yılı düzenlemeleri ile Girit reayasının
koyun-keçi vergisini (resm-i ganem) verdiklerini bildirmektedir (Gülsoy, a.g.e., ss. 298, 316). Bu
çerçevede kanunnamede geçen resm-i can-ver tabirinin Tukin’in belirttiği gibi canavar/domuz
vergisi (Tukin, a.g.m., s. 198) olmadığını Farsçadan gelen hayvan vergisi olduğunu ve bunun da
farklı defterlerde yazılı olduğunu açıklamaktadır. Resm-i ganemin, divani vergiler gibi, 1670
düzenlemeleri ile kaldırıldığını düşünmekteyiz. Keza 1650 düzenlemeleri ile reayanın tasarruf
ettikleri değirmenlerden de resm-i asiyab alınmıştır (Gülsoy, a.g.e., s. 293).
117 Tarih-i Raşid, s. 138.
Yerleşim İsmi Köy
Sayısı
Hane
Sayısı
Yerleşim İsmi Köy
Sayısı
Hane
Sayısı
Nefs-i Hanya 0 182 Pedye Kazası 105 5531
Hanya Kazası 64 4507 Menufaç Kazası 99 4038
Kisamu Kazası 92 4460 Maloviz Kazası 33 2230
Apokoron Kazası 51 3892 Temnos Kazası 36 1158
Selene Kazası 44 1802 Kenurya Kazası 63 2712
İsfakiye Kazası 11 835 Piryotiçe Kazası 28 1170
Nefs-i Resmo 0 143 Mala Laşid Kazası 13 484
Resmo Kazası 81 4490 Mirabela Kazası 23 2302
Amari Kazası 48 1701 Yerapetra Kazası 19 1956
Milapotamu Kazası 69 3620 Estiye Kazası 52 2342
Ayvasil Kazası 60 1515 Rizo Kazası 72 2783
Ara Toplam 520 27147 Genel Toplam 1173 53853
Kaynak: Kopasi, s. 910.



118 Uriel Heyd, Studies in Old Ottoman Criminal Law, Oxford University Press, London, 1973, s. 153,
dipnot 4. Biz bu çalışmamızda defterlerin içerik analizlerine, sayısal açıklamalara ve vergi
düzenlemelerine ilişkin detaylı incelemelere girişmedik. Bu başka çalışmaların konusu olacaktır.
119 Greene, a.g.m., s. 69.
120 Demirbaş, a.g.m., s. 13.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 21:54

Köylerin statü dağılımları ise şöyledir: Kandiye sancağı; hass-ı hümayun köy sayısı / 205; cedid hass-ı hümayun / 272; Kandiye muhafızı hassı / 54; Hanya muhafızı hassı / 2; temlik köy /16; belli olmayan16 köy ve miri çayır / 1’dir. Vakıf köyleri ise; Sultan İbrahim Camisi vakfı / 1; Valide Sultan Camisi vakfı / 1; Sofu Mehmet Paşa Camisi vakfı / 3 köydür. Hanya sancağı; hass-ı hümayun köy sayısı
/ 81; cedid hass-ı hümayun / 79; Hanya muhafızı hassı / 19; Granbosa mirmiranı hassı /3; mülk köy / 2; belli olmayan / 16 köydür. Yine Hanya’ya bağlı vakıf köylerinde durum şöyledir; Haremeyn vakfı (İsfakiye köyleri) /11; Vezir Hüseyin Paşa evkafı /8; Sultan İbrahim Camisi vakfı ve Yusuf Paşa Camisi vakıfları birer
köydür. Resmo sancağı; hass-ı hümayun köy sayısı / 254; cedid hass-ı hümayun / 40; Resmo muhafızı hassı / 9; Hanya muhafızı hassı / 3; temlik / 1; belli olmayan / 11 köydür. Resmo’nun vakıflar açısından zengin olduğu görülmektedir. Sultan İbrahim Camisi vakfı / 5; Valide Sultan Camisi vakfı / 4; Hüseyin Paşa Camisi
vakfı / 4; Musa Paşa Camisi vakfı / 2; Abdülkadir Geylani Camisi ve imareti vakfı / 6 köy; Muharrir Ahmet Efendi Mescidi vakfı ve Defterdar Ahmet Paşa Çeşmesi vakfına da birer köy tahsis edilmiştir. Buna göre eyaletteki köy sayısı 1132’dir. Bu sayı Kopasi’nin verdiği sayıdan 41 azdır. Köylerin çok büyük bir kısmı padişah hassıdır. 1670 tahririnde sultan hassı olarak yazılı köyler, 1705 sayımında “hass-ı hümâyûn” olarak yazılmıştır. Bu sayımda çok sayıdaki köy de “cedîd hass-ı hümâyûn” olarak kaydedilmiştir.121 Sancaklara göre padişah hasları olan köy sayısı Tablo II’dedir. Özellikle Kandiye’de cedid hass-ı hümayunlar eklendiğinde padişah haslarında %130’luk önemli bir artış görülmektedir. Hass-ı hümayun köy sayısının çokluğu aşısından ikinci sırada Resmo gelmektedir. Ancak 1670 yılından itibaren bundaki artış %20 civarındadır. Hanya’daki has köyleri de neredeyse ikiye katlanmıştır. Ada genelinde hass-ı hümayun köy sayısında %74’lük bir artış söz konusudur.
Tablo II: 1705 Tahrirlerinde Sancaklara Göre Padişah Hasları Köy Sayısı

Sancak Adı Hass-ı Hümayun Cedid Hass-ı Hümayun Toplam
Kandiye 205 272 477
Hanya 81 79 160
Resmo 254 40 294
Toplam 540 391 931



121 Tımarların padişah hassına dönüşmesi bir önceki yüzyılda da yaşanmıştır. Nitekim 1650
sayımından 1670 sayımına padişah hasları neredeyse iki katına çıkmıştır ( Gülsoy, a.g.e., s. 302).
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 22:00

Üst düzey yöneticilerine verilen haslar ise Tablo III’dir. Kandiye ve Resmo
muhafızlarının bütün hasları kendi sancakları içindedir. Hanya muhafızının hasları ise çoğunlukla kendi sancağında olmakla birlikte Kandiye ve Resmo’da da az
sayıda köye dağılmıştır.
Tablo III: 1705 Tahrirlerinde Sancaklara Göre Yönetici Hasları Köy Sayısı
Bulunduğu yer → Kandiye Hanya Resmo Toplam
Görevli ↓
Kandiye Muhafızı 54 - - 54
Hanya Muhafızı 2 19 3 24
Resmo Muhafızı - - 9 9
Granbosa Mirmiranı - 3 - 3
Toplam 56 22 12 90
Haslara oranla sayıları hayli az olan vakıf ve temlik köyler de bulunmaktadır.
Ayrıca az sayıda statüsünün belirtilmediği köyler de bulunmaktadır. Bunların dökümü de tablo IV’tedir.
Tablo IV: 1705 Tahrirlerinde Sancaklara Göre Muhtelif Statüde Köy Sayısı
Vakıf
Köy Sayısı
Temlik
Köy Sayısı
Belli
Olmayan
Toplam
Kandiye Sancağı 5 16 16 37
Hanya Sancağı 21 2 16 39
Resmo Sancağı 23 1 11 35
Toplam 49 19 43 111
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu düzenlemeler çerçevesinde ada topraklarının yaklaşık %82,25’i artık padişah hassı haline getirilmiştir. Vüzera hasları da
toprağın % 7,95’ini oluşturmaktadır ki bu bütün hasların toplamının, ada toprağının %90’ının üzerinde bir yekün oluşturması anlamına gelir. Adadaki toprağın %
6’sını ise vakıf ve temlik araziler oluşturmaktadır. Toprağın %3,8’lik bir kısmının
da statüsü belirtilmemiştir. Çok açık görülmektedir ki toprak organizasyonunda,
Osmanlı genelinde olduğu gibi havass-ı hümayun toprakların arttırılması politikası güdülmüştür.
Girit’te 1670 düzenlemeleri ile mevcut tımar sisteminde bazı farklılaşmalar
oluşturulmuştur. Bu sayımla birlikte sipahi tımarı sistemi terk edilerek, adadaki bütün zeamet ve tımarlar Kandiye, Hanya, Resmo, Kisamo ve Yerapetra kalelerine muhafız tayin edilmiş gönüllü, azap, farisan, lağımcı gibi birliklerin asker
ve komutanlarına tahsis edilmişti.122 17. yüzyılın son çeyreğinde Girit’teki bu beş
kalenin muhafızı olup tımar tasarruf eden gönüllüyan-ı yemin ve yesar, azaban-ı
yemin ve yesar ve ayrıca tımar tasarruf eden süvarilerin tımarlarının ilga edildiğini
ve bunların ulufeye aktarıldığını yukarıda belirtmiştik. Bunlardan alınan tımarların havass-ı hümayuna tashih olunmasının münasib ve evla olduğu kararlaştırıldı.123 Nitekim Girit’teki gönüllü askerlerin tımarları kaldırıldı ve gelirleri ulufeye
aktarıldı.124
18. yüzyılın başlarında tımarların kaldırılarak padişah haslarına aktarılması Girit’e özgü bir durum değildi. 17. yüzyılın sonlarında Osmanlı maliyesi daralmış bir merkezi ve genişlemiş bir mahalli karaktere sahipti.125 Buna bir önlem olarak bu tarihten itibaren tersi bir süreç işlemeye başladı. Özellikle tımarların yerini mukataaların alması, bu sürecin bir parçası idi. Eskiden beri yapılagelen uygulamada her hangi bir tımar ya da zeamet hasılının merkezi hazine gelirleri arasında katılabilmesi için, her şeyden önce bunların dirlik olma nitelik ve özelliklerinin sona ermesi gerekmekteydi. Başka bir ifadeyle havass-ı hümayuna tahsis olunmaları gerekiyordu. Bu şekilde havass-ı hümayuna tahsis olunan dirlik bir mukataa haline dönüşmüş olurdu ve hasılatı merkezi hazineye girerdi. Bu çerçevede daha önceki tarihlerde daha az rastlanılan dirliklerin havass-ı hümayuna dönüştürülme olayı, 18. yüzyılda mukataalaşma sürecini belirleyen genel bir eğilim halini aldı.126

Osmanlı’nın birçok yerinde olduğu gibi 18. yüzyılın başlarında Girit’te de benzeri bir durum söz konusudur. Adanın fethini takiben 30-35 yıl boyunca mukataalar, tedrici bir gelişme içinde tımarların aleyhine olarak genişledi. Nihayet 1705 yılında bu genişleme tımarların tümüyle havass-ı hümayuna katılarak mukataalaşması ile son buldu.127 Nitekim yukarıda da belirttiğimiz gibi tımar sahibi olan, “neferatın bi’l-cümle mutasarrıf oldukları tımarları havass-ı hümâyûna tashîh olunmak münasib ve evla olduğu…” bildirildi.128 Aynı vesikada bu durumun pratik gerekçeleri de bildiriliyordu. Buna göre; “Girid hazinesine tabi mukataatın iradı senevi muayyen olan masarifini ihâtâ itmediğinden birkaç seneden beru tedahül129 kabul etmekle, bu tedahülün refi lazım olub irad-ı hazine-i mezbureye kesr ve noksan getirilmemek…” amacı güdülüyordu.
Tarihçi Raşid’e göre bu meblağın toplamı yüz elli yük (15 Milyon) akçe tutuyordu.130 Bu çerçevede 18. yüzyıl başlarında tahrirlerin, hazineye ait gelirleri belirleme amacına sıkı sıkıya bağlı olduğunu görülmektedir.

Girit eyaleti her ne kadar Osmanlı genelinden bazı farklılıklar gösterse de diğer Ege adaları ile önemli benzerlikler taşımaktadır. Öncelikle Midilli adasındaki arazi de tamamen haracî arazidir. Buranın da topraklarının sengistan olduğu belirtilerek toprak ala, evsat ve edna olarak kategorize edilmiştir.131 1708 tarihli Midilli kadısına yazılan hükümde; “…Girid ceziresinin tahrîr-i cedîdde bağ ve bağçe ve bostanın her bir ceribinden yüz ikişer sağ akçe ve dönümünden hariç olan eşcâr-ı müsmireden dahi bedel-i sub’ birer para alınmak üzere mukayyed olub keferîden ziyade ve Müslümandan noksan alınmak üzere kayıd olunmamağla inşa Allahu Teala cezîre-i mezbûrenin aşarı ve bağ ve bostan ve eşcar-ı müsmirelerinden vech-i meşruh üzere alınmak…”132 hususları yer almaktadır. Buradan anlaşıldığına göre 1705 Girit’teki vergi düzenlemeleri Midilli için de bir örnek oluşturmuştur. Keza Nakşa Adası ile Girit arasında da önemli benzerlikler bulunmaktadır. Öncelikle Nakşa’nın ilk tahriri 1670 yılında yapılmış ve bu tarihte
Girit’te de bir tahrir yapılmıştır. Adanın ikinci tahriri olan 1708 sayımı133 ise Girit’te yapılan üçüncü tahririn hemen birkaç sene sonrasına denk gelmektedir. Havass-ı hümayunların arttırılması konusunda da Midilli ile önemli paralelliklerin olduğu gözlenmektedir. 1708 düzenlemeleri ile Midilli’deki tımarlı neferlerin tımarlarının kaldırıldığı ve ulufeye aktarıldığı görülmektedir.134 Nitekim
Barkan, 1709 yılında, Midilli’de zeamet tımar ve müstahfız tımarlarının havass-ı hümayuna aktarıldığını söylemektedir.135 Keza 1701 yılında Bozcaada’da da benzeri bir uygulamanın yapıldığı görülmektedir.136


122 Gülsoy, a.g.m., s. 197.
123 BOA., C. ML. no: 00612-25248-001.
124 Adıyeke, “Girit’te Askerî ve Toplumsal”, s. 1615.
125 Ahmet Tabakoğlu, Osmanlı Mâlî Tarihi, Dergah Yayınları, İstanbul, 2016, s. 320.
126 Eftal Şükrü Batmaz, “İltizâm Sisteminin XVIII. Yüzyıldaki Boyutları”, Osmanlı, c.3, (Edit:
Güler Eren), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, s. 252.
127 Hacer Ay, Girit’teki Mukataaların Malikane Olarak Satılması, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi),
Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul, 1996, s. 6.
128 BOA., C. ML. no: 00612-25248-001.
129 Tedahül: Bir muayyen para veya borç taksidi verilmeden diğerinin işlemesi, ödemelerin
muntazam işlememesi.
130 Tarih-i Raşid, s. 137.
131 Barkan, Kanunlar, s. 334.
132 Ege Adalarının Egemenlik Devri Tarihçesi, s. 122.
133 Demircan, a.g.m., s. 675 vd.
134 Adıyeke, “Girit’te Askerî ve Toplumsal”, s. 1615. Düzenlemede Girit örneği özellikle
zikredilmektedir.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 22:05

Girit’te 1704-1706 yıllarında yapılan düzenlemelerle ilgili son tartışacağımız konu, bu düzenlemelerin Osmanlı’daki şer’ileşme süreci ile olan ilişkisidir. 17. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu için şer’ileşme dönemidir. Yüzyılın başlarında ivme kazanan süreç yüzyılın ortalarında Kadızadeler hareketi ile önemli bir eşik atlamış ve bu tarihten sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda “şeriat”, hakim paradigma haline gelmeye başlamıştır. İlmiyenin bürokrasideki öneminin artması, medrese eğitimli yöneticiler, dini, İmparatorluğun en önemli siyasi referansı haline getirdiler. Değişen toplumsal ve siyasal hayatın problemlerine çözüm olarak da sürekli İslami çözüm modelleri önerdiler. Girit’in tamamen Osmanlı yönetimine girmesinin ardından gerçekleşen 1670 düzenlemeleri kuşkusuz Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’nın denetiminde yapılmıştır. Bu anlamda Fazıl Ahmet Paşa’nın Kadızadeler hareketinden etkilenmiş olması mümkündür.137 Fakat bu dönem Osmanlı İmparatorluğu için belirttiğimiz gibi genel olarak şer’ileşme dönemidir. Kadızadeler hareketi bu sürecin bir parçasıdır. Tam bu tarihlerde Osmanlı topraklarına katılan Girit için idarenin ve toprak
organizasyonunun İslami bir takım unsurlarla şekillendirilmesi anlaşılması kolay bir durumdur.
Osmanlı’nın Girit’teki ilk düzenlemesi olan 1650 tahriri İslamî referanslar açısından zengin bir içerik göstermese de kanunnamenin başındaki Arapça dua kısmı yaklaşık bir sayfayı bulmaktadır.138 1670 ve 1705 tarihli sonraki düzenlemelerde içeriğin dinselleşmesine rağmen dua kısmı küçültülmüştür.139 1670 düzenlemeleri Osmanlı yönetiminin Girit’te oluşturduğu toprak sistemi ve vergilendirme açısından, referansını İslamî öğretiden alan önemli bir dönüşümdür. Nitekim 1670 kanunnamesinde, adanın yazımının “…zaman-ı hulefa-yı Raşidîn rıdvanAllahu
Te’âlâ aleyhim ecmainde feth olunan memâlikde mesbukü’l-amel olan sünnet-i seniyye-i nebeviyye muktezası üzere…”140 olduğu açıkça belirtilmiştir. Buradaki vurgu yazımın Osmanlı geleneği değil, Halife-i Raşidin döneminde, sünnet-i seniyye esas alınarak yapılan sayımların ve yazımların örnek alındığıdır. Buradaki örneklik de şüphesiz mevcut bir tahrir değil fıkıh kitaplarında gösterilen şer’i kaidelerdir.141 Barkan’a göre, Girit Adası’nda “kütüb-i fıkhiyede musarrah olan kaide-i şer’iye” ve “hulefa-yı Raşidin zamanında mesbukü’l-amel olan sünnet-i seniyye-i nebeviye muktezası” gibi kayıtlar, saf şekliyle İslamî geleneklere uygun bir toprak rejimi tesis etmek iddiasıyla Osmanlı İmparatorluğu’nda öteden beri tatbik edilmiş olan miri toprak rejimini bütünüyle ilga etmiş oluyordu.142 Daha önceki düzenlemelerde Osmanlı miri arazi rejiminin İslam mülkiyet ve veraset hukukunun ana kaidelerine aykırı düşen uygulamalar,
çeşitli bidatların (bidat-ı şetta) ortaya çıkmasına imkan verdiği için suçlanmakta ve onun yerine peygamber ve ilk halifeler devrinin gerçek İslami olan uygulamalarına bir dönüş olarak yeni bir arazi kanunu hazırlandığı belirtilmektedir.143 Greene, kanunname kavramının tanımı gereği örfi olmasına rağmen, Girit kanunnamelerinin (özellikle son iki kanunnamenin) şer’i şerife uyum içinde düzenlendiğine özellikle dikkat çeker.144

1670 düzenlemeleri ile 1650 yılında, Osmanlı klasik sistemine göre yapılan birçok düzenlemenin değiştirildiğini yukarıda açıkladık. Toprak sisteminin tamamen haracî arazi ve özel mülkiyete olanak tanıyan bir hale gelmesi, bidat-ı şetta sayılan divani vergilerin tamamen kaldırılması ve vergi düzenlemelerinin haraç çerçevesinde organize edilmesi, bu açıdan önemli adımlardı. 1705 düzenlemeleri bu açıdan 1670 yılında yapılan düzenlemeleri aynen kabul etmiş hatta bir kez daha vurgulamıştır. Faroqhi, miri topraktan özel mülk toprağa geçişin şeriata uygun bir takım düzenlemeler ile gerçekleştirildiğini söylüyor.145 Şüphesiz kanunnamelerin kendisi bizzat bu düzenlemelerin yasal dayanağıdır. Ne var ki bu süreci tersinden
düşünmek de mümkündür. Kanunnamenin kendisi şer’i bir meşruluk değil, örfi bir uygulamadır. Bu noktada kanunnamelerle hayat alanı bulan bu uygulamaların ardından şer’i bir meşruiyet arayışına girişilmiştir. Bu durum da zamana yayılan bir fetvalar literatürünü doğurmuştur.



135 Ayrıntılar için bkz: 1709 tarihli Midilli Kanunnamesi; Barkan, Kanunlar, s. 334. Keza, Midilli
padişah hasları kayıt defteri, BOA., D. HMK, d. no: 22040.
136 BOA., A. {DFE., d. no: 204.
137 Bu ilişki için; Gilles Veinstein, “Les Règlements Fiscaux Ottomans de Crète”, Crete and the
Eastern Mediterranean, 1645-1840, Halcyon Days in Crete VI, (Edited By. Antonis Anastasopoulos),
Crete Universty Press, Rethymno, 2008, ss. 11, 12; Suraiya Faroqhi, “Fethinden Elli Yıl Sonra
Osmanlı Giriti’nde XVIII. Yüzyıl Reformları”, Devletle Başa Çıkmak, (Çev: Hamide Koyukan
Bejsovec), Alfa Tarih Yayınları, İstanbul, 2016, s. 224; Greene, a.g.m., s. 73.
138 Gülsoy, a.g.m., s. 197, dipnot.29.
139 1670 Kanunnamesinde Arapça dua yarım sayfaya inmiş (Gülsoy, a.g.m., s. 200, dipnot. 30),
1705 Kanunnamesinde ise beş satıra inmiştir. Bkz. Ek
140 Gülsoy, a.g.e., s. 318.
141 Tukin, a.g.m., ss. 196-197.
142 Barkan, Kanunlar, s. XLI.
143 Barkan Meriçli, a.g.e., s. 24.
144 Greene, a.g.m., s. 60.
145 Faroqhi, a.g.m., s. 223.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 22:12

18. yüzyılda Girit’teki uygulamaların şer’i temelinin oluşmasında rol oynayan en önemli kişilerden birisi, 1715-1716 yılları arasında bir buçuk yıl şeyhülislamlık yapmış olan Menteşezade Abdürrahim Bursevi Efendi’dir.146 Abdürrahim Efendi’nin önemli bir fetva kitabı147 ve bu kitapta Girit’e ait bir bölüm vardır. Fi es-surü’l-müteallukatu be-cezire-i Girit başlıklı bu bölümde,148 Girit’teki toprak rejimine dair 7 tane (üçüncü fetva kiliseler ile ilgilidir) fetva vardır. Fetvaların der-kenarında
çok sayıda Arapça haşiyeler yer alır ve bu haşiyelerde haraç konusu İslam hukuku kaynaklarıyla tartışılmaktadır. Abdürrahim Efendi’nin Girit’e ait ilk fetvasında adanın fethi ile yapılan tahrirde haracın az yazıldığı, sultanın bu haracı Hz. Ömer Radyallahu Anh zamanındaki gibi nısf (1/2), sülüs (1/3), rub’ (1/4) hums (1/5) mikdarı olabilmesi için emr-i sultani gönderse bu tür değişikliklerin uygun olup olmadığı sorulmakta; cevaben de bunun uygunluğu tasdik edilmektedir. Böylece haraç miktarlarındaki değişikliğin
şer’an sultan buyruğu ile olabileceği kabul edilmektedir. Diğer fetvalarda, adanın fethinden sonra beytü’l-mal için ayrılan ve sonradan satılan arazinin bedeli karşılığı geri alınabileceği, temlik yapılmadan tasarrufa izin verilen arazinin başkasına devredilebileceği açıklanıyordu. Yine savaş sırasında kaçanların arazilerinin bazı Müslümanlara mülkiyet ile verildiği için bunların öşürlerini eksiksizce vermeleri mecburiyeti hatırlatılıyordu. Son fetva ise Girit için haracın önemini göstermesi açısından oldukça önemli görünmektedir. Adanın fethi sonrasında bazı kefere zimmeti kabul etmeyip firar etmişlerdir. Bu kişilerin arazileri defterdar marifetiyle belirlenmiş, öşürlerini tayin olunan yerlere vermek üzere Müslümanlara verilmiş, fakat temlik edilmemişti. Bu fetvada, bu kişiler senelerce toprağı tasarruf ettikleri halde, beytülmal emininin emr-i sultani ile bu yerleri bu kişilerden geri alıp harac-ı muvazzaf ve mukaseme ile yahut haraç miktarı icare ile talip olanlara vermeye kadir olacakları kaydedilmiştir.

Sonuç olarak 18. yüzyılın özellikle ilk çeyreğinde Osmanlı coğrafyasında çok sayıda tahririn yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde böylesine yoğun bir şekilde tahrirlerin gerçekleşmiş olmasının nedenleri üzerinde durmak gerekir. Bunların başında dönemin ruhuna uygun genel düzenlemeler gelir. 18. yüzyılın ilk çeyreği birçok konuda olduğu gibi Osmanlı maliyesinde de bir düzenleme, yenileşme dönemi oldu. 1703 yılında tahta çıkan III. Ahmet, yüzyılın başlarında eski tahrirleri ciddi şekilde denetletip, vergilerle ve maliye ile ilgili önemli düzenlemeler yaptı.149

Bunun yanı sıra 1695 yılından itibaren Osmanlı mali sisteminde yeni bir dönem başladı. Nakdî ekonominin yeni şartları ile şekillenen, tımar ve iltizam usullerinin birleşiminden oluşan malikane sisteminin150 sonuçlarının değerlendirilmesi ile bu tahrirlerin ilişkilendirilmesi mümkündür. Girit’te her ne kadar malikane sistemi Osmanlı genelinden biraz daha geç bir tarihte 1719 yılında başladıysa da151 yeni
sistem ile yeni tahrirler arasındaki ilişkinin burada da önemli olduğunu düşünmek gerekir. Başka bir deyişle, mali açıdan merkez çevre ilişkileri yeni bir döneme girdi. Bu yeni dönemde iltizama konu olan vergi demetlerinin, yani mukataaların sınırları ve kapasitelerinin net olarak yeniden belirlenmesi için de bu tahririn yenilendiğini düşünüyoruz. Bu dönemde sosyal ve siyasal açıdan çevrenin güçlenmesine
karşın mali açıdan bir merkezileşme görülmektedir. Nitekim bu sistem değişikliklerinin adada uygulanış biçimleri, incelediğimiz 1705 tarihli tapu tahrirlerinde açıkça görülmektedir. Girit’te 1704-1706 tarihinde yeniden tahrir yapılmasının yerel sebepleri de vardır. Nitekim adada gerek yeni vergi düzenlemelerine olan ihtiyaç, gerekse tımar istemi içinde ortaya çıkan yeni düzenlemeler bu tahrirlerin gerekçelerini oluşturmaktadır. Yerel ihtiyaç ve problemlerin de genel sistemin yaşadığı problemlerin bir
uzantısı olduğu söylenebilir.
Ayrıca 1705 yılında Girit’te yapılan tahrire dayalı düzenlemeler, 1670 düzenlemeleri ile ortaya çıkan pratik sorunları çözmeye yönelik düzenlemelerdir. Öte
yandan 1670 yılındaki şeriata uygun olmak kaygısı, 18. yüzyıl düzenlemelerinde
çok daha yoğun bir şekilde kendisini hissettirmektedir.



146 Abdürrahim Efendi’nin hayatı ve eserleri için; Abdülkadir Altunsu, Osmanlı Şeyhülislâmları,
Ankara, 1972, s. 115.
147 Menteşîzâde Abdürrahim, Fetâvâ-yı Abdürrahim, (Tsh. İbrahim Saib), c. 1, Matbaa-yı Amire,
İstanbul, 1243.
148 Fetâvâ-yı Abdürrahim, ss. 69-70.
149 Robert Mantran, “XVIII. Yüzyılda Osmanlı Devleti: Avrupa Baskısı”, Osmanlı İmparatorluğu
Tarihi, c.I, (Yayın Yönetmeni: Robert Mantran, Çev: Server Tanilli), Cem Yayınevi, İstanbul,
1999, s. 331.
150 Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2000, s.
105.
151 A. Nükhet Adıyeke, “Farmingout of Mukataas as Malikâne in Crete in the Eighteenth Century:
The Rethymno Case”, Crete and the Eastern Mediterranean, 1645-1840, Halcyon Days in Crete VI,
(Edited By. Antonis Anastasopoulos), Crete Universty Press, Rethymno, 2008, s. 234
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 22:16

KAYNAKLAR
1. Girit Tapu Tahrir Defterleri
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi
Eski no: 489; yeni no: 1, 1704-6 Tarihli Hanya Mufassal Defteri.
Eski no: 488; yeni no: 4, 1704-6 Tarihli Kandiye Mufassal Defteri.
Eski no: 490; yeni no: 326, 1704-6 Tarihli Girit İcmal Defteri.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Eski Tarihli Tapu Tahrir Defterleri
Defter no: 785, 1650 Tarihli Girit İcmal Defteri.
Defter no: 789, 1670 Tarihli Girit Müsadere ve Müzayede Defteri.
Defter no: 801, 1670 Tarihli Girit İcmal Defteri.
Defter no: 820, 1650 Tarihli Girit Mufassal Defteri.
Defter no: 822, 1670 Tarihli Hanya-Resmo Mufassal Defteri.
Defter no: 825, 1670 Tarihli Kandiye-Sitia Mufassal Defteri.
Defter no: 980, 1670 Tarihli Girit Cizye Defteri.
2. Başbakanlık Osmanlı Arşivi: BOA
A. { DFE. d. no: 024, 211, 204, 215.
AE. SAMD. III, no: 002.09.20202.1, 00118.11610.1
C. ML. no: 00612.25248.001.
D. HMK. d.no: 22040.
MAD_d. no: 09511.
3. Resmo Belediye Arşivi
Bulgaristan’dan Gelen Evrak, dosya no. 4 evrak no: 564-565.
4. Kadı Sicilleri (Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Bölge
Müdürlüğü Eski Arşivi)
Resmo Şeriye Sicilleri No; 55, 58, 413, 416, 3110.
5. Basılı Kaynaklar
Balta, Evangelia - Oğuz, Mustafa, Liva-i Resmo Tahrir Defteri, Türk Tarih Kurumu
Yayını, Ankara, 2009. To Otomaniko Ktimatlogio Tou Retimnou (Tapu Tahrir 822),
Ekdosi - Metafrasi - Sholismos: Evangelia Balta- Mustafa Oğuz, Retimno,
2007.
Barkan, Ömer Lütfi, Osmanlı İmparatorluğunda Ziraî Ekonominin Hukuki ve Mali Esasları, Kanunlar, İstanbul Üniversitesi Yayını, İstanbul, 1943.
Barkan, Ömer Lütfi - Meriçli Enver, Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri I, Türk
Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1988.
Ierodikeio Irakliou Tritos Kodikas (1669/73 ke 1750/67), Eleni Karancikou, Pinelopi
Fotinou, (Editör: Elizabeth Zachariadou), Vikelea Dimotiki, Iraklio, 2003.
İnalcık, Halil, Hicri 835 Tarihli Suret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, Türk Tarih Kurumu
Yayını, Ankara, 1987.
Menteşîzâde, Abdürrahim, Fetâvâ-yı Abdürrahim, (Tsh. İbrahim Saib), c. 1, Matbaa-yı Amire, İstanbul, 1243.
Mustafa, Naima, Tarih-i Naima, Ravzatü’l-Hüseyn fi Hulasat Ahbarel-Hafikayn, c. IV,
Matbaa-yı Amire, İstanbul, 1280.
Raşid, Mehmed, Tarih-i Raşid, c.III, Matbaa-yı Amire, İstanbul 1282.
Stavrinidis, Nikolaos, Metafrasis Turkikon İstorikon Eggrafon, (Aforonton is tin İstoria tis
Kritis), (1657-1672), c.I; (1672-1694), c.II, Vikelea Dimotiki Vivliothiki, İrakliu, 1976, Herakleion-Crete.
6. Araştırma ve İnceleme Eserler
A Historical and Economic Geography of Ottoman Greece (The Southwestern Morea in the 18th
Century), Fariba Zarinebaf, John Bennet and Jack L. Davis, American School
of Classical Stusies at Athens, 2005.
Adıyeke, A. Nükhet, “Farmingout of Mukataas as Malikâne in Crete in the Eighteenth Century: The Rethymno Case”, Crete and the Eastern Mediterranean, 1645-
1840, Halcyon Days in Crete VI, (Edited By. Antonis Anastasopoulos), Crete
Universty Press, Rethymno, 2008, ss. 233-242.
Adıyeke, A. Nükhet, “Üzümün ve Zeytinin Kesişen Yolları: Girit’te Osmanlı Egemenliğinin Kurulmasıyla Üzümün Yerini Zeytine Bırakması”, Üzümün Akdeniz’deki Yolculuğu, Konferans Bildirileri, İBB. Akdeniz Akademisi Yayını, İzmir,
2017, ss. 151-163.
Adıyeke, A. Nükhet, “Osmanlı Egemenliğinin İlk Yıllarında Resmo Bağları”,
Hilâl, Studi Turchi e Ottomani, (Venetians and Ottomans in the [Early] Modern
Age), v. 6, 2018, ss. 85-96.
Adıyeke, A. Nükhet, “XVII. Yüzyıl Girit (Resmo) Kadı Sicillerinde Zımmi Davaları”, Pax Ottomana Studies ın Memoriam Prof. Dr. Nejat Göyünç. (Edit: Kemal
Çiçek), Sota-Yeni Türkiye, Haarlem-Ankara, 2001, ss. 77-95.
Adıyeke, A. Nükhet - Adıyeke Nuri, “Osmanlı Sistemi İçinde Girit Adası’nın Genel Çerçeveden Farklılıkları, Bu Farklılıkların Gerekçeleri ve Algılanış Biçimleri”, Yeni Türkiye Dergisi, (Rumeli-Balkanlar Özel Sayısı I), sayı 66, (Mart-Haziran
2015), ss. 1292-1297.
Adıyeke, Nuri, “Girit’te Askeri ve Toplumsal Bir Kurum: Yerli Yeniçeriler - Gönüllüyan Zümresi”, XV. Türk Tarih Kongresi, Bildiriler, cilt 4, kısım 3, Ankara,
2010, ss. 1611-1620.
Adıyeke, Nuri, “Temettuat Sayımları ve Bu Sayımları Düzenleyen Nizamname
Örnekleri”, Ankara Üniversitesi, Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, OTAM., sayı 11, (2000), ss. 769-825.
Adıyeke, Nuri, “Fatih Paşalar’ın Kendilerine Armağanı: Osmanlı Girit’inde Temlik/Mülk Köyler”, Hilâl, Studi Turchi e Ottomani, (Venetians and Ottomans in
the [Early] Modern Age), v. 6, 2018, ss. 97-110.
Adıyeke, Nükhet - Adıyeke Nuri - Balta Evangelia, “The Poll Tax ın The Years of
The Cretan War (Symbol of Submission and Mechanisms of Avoidance)”,
Thesavrimasta, Bollettino dell’Instituto Ellenico di Studi Bizantini e Postbizantini, Venezia, 31, 2001, ss. 323-359.
Afyoncu, Erhan, “Osmanlı Devleti’nde Tahrir Sistemi”, Osmanlı, c.6, (Edit: Güler
Eren), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, ss. 311-314.
Altunsu, Abdülkadir, Osmanlı Şeyhülislâmları, Ankara, 1972.
Andeya, Kopasi, “3-Girid’in Ahval-i Umumiye ve Tarihiyesi”, Mecmua-yı Ebu’z-Ziya, c.VII /65, 1315 (1897), ss. 906-911; “7-Girid’in Ahval-i Umumiye ve
Tarihiyesi”, Mecmua-yı Ebu’z-Ziya, c.VIII /72, 1315 (1897), ss. 1241-1248;
“8-Girid’in Ahval-i Umumiye ve Tarihiyesi”, Mecmua-yı Ebu’z-Ziya, c.VIII
/74, 1315 (1897), ss. 1344-1348.
Arıkan, Zeki, “Tahrir Defterlerinde Geçen Deyimler”, Osmanlı Araştırmaları-The
Fournal of Ottoman Studies, XVI, (1996), ss. 1-13.
Ay, Hacer, Girit’teki Mukataaların Malikane Olarak Satılması, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul,
1996
Batmaz, Eftal Şükrü, “İltizâm Sisteminin XVIII. Yüzyıldaki Boyutları”, Osmanlı,
c.3, (Edit: Güler Eren), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, ss. 250-257.
Behar, Cem, “Osmanlı Nüfus İstatistikleri ve 1831 Sonrası Modernleşmesi”, Osmanlı Devleti’nde Bilgi ve İstatistik, (Derleyen: Halil İnalcık- Şevket Pamuk), T.C.
Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yayını, Ankara, 2000, ss. 63-72.
Bostan, M. Hanefi, “XVII. Yüzyıl Avarız ve Cizye Defterlerine Göre Of Kazasının Nüfus ve Etnik Yapısı”, XIV. Türk Tarih Kongresi Bildiriler, II. Cilt I. Kısım,
Ankara, 2005, ss. 413-429.
Demirbaş, Mehmet Ali, “Girit’te Osmanlı Yönetiminin Kurulması, Toprak Rejimi ve Mülkiyet”, Osmanlı İdaresinde Girit ve Girit Müslümanları, (Edit: Ali İbrahim Bekraki, Wassim İbrahim Bekraki), Ulinoha Derneği Yayını, Trablus,
2014, ss. 11-18.
Demircan, Yasemin, “1720 Tarihli Tahrir Defterine Göre Nakşa Adası’nda Yapılan Düzenlemeler ve Reâyânın Durumu”, Belleten, c. LXXIII, sayı 268,
(2009), ss. 671-680.
Ege Adalarının Egemenlik Devri Tarihçesi, (Edit: Cevdet Küçük), SAEMK Yayını, Ankara, 2001.
Faroqhi, Suraiya, “Fethinden Elli Yıl Sonra: Osmanlı Giriti’nde XVIII. Yüzyıl
Reformları”, Devletle Başa Çıkmak, (Çev: Hamide Koyukan Bejsovec), Alfa Tarih Yayınları, İstanbul, 2016, ss. 222-238
Genç, Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2000.
Gökçe, Turan, “Osmanlı Nüfus ve İskân Tarihi kaynaklarından ‘Mufassal-İcmal’
Avârız Defterleri ve 1701-1709 Tarihli Gümülcine Kazası Örnekleri”, Tarih
İncelemeleri Dergisi, C.XX, sayı 1, (Temmuz- 2009), ss. 71-134.
Greene, Molly, A Shared World (Christians and Muslims in the Early Modern Mediterranean), New Jersey, 2000.
Greene, Molly, “An Islamic Experiment? Ottoman Land Policy on Crete”, Mediterranean Historical Review, 11, no.1, (1996), ss. 60-78.
Gülsoy, Ersin, “Osmanlı Tahrir Geleneğinde Bir Değişim Örneği: Girit Eyaleti’nin 1650 ve 1670 Tarihli Sayımları”, Pax Ottomana Studies In Memoriam Prof.
Dr. Nejat Göyünç, (Edit: Kemal Çiçek), Sota& Yeni Türkiye, Haarlem& Ankara,
2001, ss. 183-203.
Gülsoy, Ersin, Girit’in Fethi ve Osmanlı İdaresinin Kurulması (1645-1670), Tarih ve
Tabiat Vakfı Yayını, İstanbul, 2004.
Hınz, Walter, İslâm’da Ölçü Sistemleri, (Çev: Acar Sevim), Marmara Üniversitesi
Yayını, İstanbul, 1990.
İnalcık, Halil, “Osmanlı Fetih Yöntemleri”, Söğüt’ten İstanbul’a, (Der: Oktay
Özel-Mehmet Öz), İmge Kitabevi, Ankara, 2000, ss. 443-472.
Kermeli, Eugenia, “Caught in Between Faith and Cash: The Ottoman Land
System of Crete, 1645-1670”, Crete and the Eastern Mediterranean, 1645-1840,
Halcyon Days in Crete VI, (Edited By. Antonis Anastasopoulos), Crete Universty
Press, Rethymno, 2008, ss. 17-48.
Kolovos, Elias, “Beyond ‘Clasisical’ Ottoman Defterology: A Preliminary Assessment of the Tahrir Registers of 1670/71 Concerning Crete and the Aegean Island”, The Ottoman Empire, The Balkans, The Greek Lands: Toward a Social
and Economic History-Studies in Honor of John C. Alexander, (Edit: Elias Kolovos,
Phokion Kotzageorgis, Sophia Laiou, Marinos Sariyannis), The Isis Press,
İstanbul, 2007, ss. 201-235.
Kolovos, Elias,“An Ottoman Register of Venetian Candia: Continuity and Change”, Hilâl, Studi Turchi e Ottomani, (Venetians and Ottomans in the [Early] Modern Age), v. 6, 2018, ss. 75-84.
Mantran, Robert, “XVIII. Yüzyılda Osmanlı Devleti: Avrupa Baskısı”, Osmanlı
İmparatorluğu Tarihi, c.I, (Yayın Yönetmeni: Robert Mantran, Çev: Server Tanilli), Cem Yayınevi, İstanbul, 1999, ss. 323-348.
Oruç, Hatice, “18. Yüzyıl Ortalarında Bir Sancak Tahriri: H.1154/M.1741 Tarihli Semendire Sancağı Tahriri”, Osmanlı Coğrafyası Kültürel Arşiv Mirasının Yönetimi ve Tapu Arşivlerinin Rolü Uluslararası Kongresi, Bildiriler, c.2, Ankara, 2013,
ss. 681-688.
Özel, Oktay, “Avarız ve Cizye Defterleri”,Osmanlı Devleti’nde Bilgi ve İstatistik, (Derleyen: Halil İnalcık- Şevket Pamuk), T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yayını, Ankara, 2000, ss. 35-50.
Öztürk, Mustafa, “1616 Tarihli Halep Avarız-Hane Defteri”, OTAM, sayı 8, 1997,
ss. 249-293.
Pakalın, Mehmet Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c.I, MEB. Yayınları, İstanbul, 1993.
Price, Simon R.F., Rackham, Oliver, KİEL Machiel and NİXON Lucia, “Sphakia
and Ottoman Census Records: a Vakıf and Its Agricultural Production”, Crete and the Eastern Mediterranean, 1645-1840, Halcyon Days in Crete VI, (Edited By.
Antonis Anastasopoulos), Crete Universty Press, Rethymno, 2008, ss. 69-99.
Süleyman, Sudi, Defter-i Mukdesid, c. I, İstanbul, 1307.
Tabakoğlu, Ahmet, Osmanlı Mâlî Tarihi, Dergah Yayınları, İstanbul, 2016.
Tukin, Cemal, “Osmanlı İmparatorluğunda Girit İsyanları 1821 Yılına Kadar
Girit”, Belleten,c.IX, sayı.34, (1945), ss. 165-206.
Veinstein, Gilles, “Les Règlements Fiscaux Ottomans de Crète”, Crete and the Eastern Mediterranean, 1645-1840, Halcyon Days in Crete VI, (Edited By. Antonis
Anastasopoulos), Crete Universty Press, Rethymno, 2008, ss. 3-16.
Veinstein, Gilles - Triantafyiliou Balandé, Yolande, “Les Inventaires Après Décès Ottomans de Crète”, Probate Inventoires A New Source for the Historical Study
of Wealth Material Culture and Agricultural Development, A.A.G. Bijdragen No:
23 Wageningen. Afdeling Agrarische Geschiedenis Landboowhoge School,
1980, ss. 191-204.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: 1705 Yılında Girit’te Yapılan Tahrirler ve Düzenlemeler

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 May 2021, 22:17

BELGE
Tapu Kadastro Arşivi, Eski no: 489, yeni no: 1, s.1b-2a


Emmâ ba’d hamden lillahi zi’l-fazli ve’l-i’nâm ve’s-selâtü ve’s-selâmü alâ
resûlihi hayrü’l-enâm ve’r-rıdvân‘ala eshâbihi ve etbâ’i el-berretü’l-kirâm meâl-i
tefâsîl-i kelâm bu gûne icmâl ve ilmâm olunur ki hâkân-ı keyhüsrev ve serîr-i ebû’lfütûhât ve’l-megâzi Sultân Mehemmed Hân Gâzi ibn Sultân İbrâhîm Hân la-zâletsicâl el-mağfira münhelleten‘ala serâhümâ şimşîr-i zafer te’sir sâhip kırânîler
ile Cezâ’ir-i Bahr-i Sefîd’den cezîre-i Girîd’de vâk’i Kandiye kal’asın sinîn-i hicret-i hazret-i risâlet-penâhîden bin seksen senesi târihinde feth ve teshîr buyurub
cezîre-i mezbûrenin ıktâ’ ve arâzisi ve kabûl-ü zimmet edenler re’âyâ keferesinin
rû’s-ı cizyeleri vech-i şer’î üzere tahrîr olunub lakin münbit ve mahsûldâr olan
mevâzı’a kıyâs ile hâsıl-ı arâzi ve eşcârına harâc mine’l-hums [1/5] vaz’ olunub
cezîre-i merkûmenin ise ekser mevâzi’i sengistân olmağla harâc-ı mine’l-humsa
tahammülü olmadığından seksen üç târihinde bi’l-cümle Girîd cezîresi harâc-ı mine’s-süb’ [1/7] olmak üzere defterhâne-i ‘âmirede mahalli tevkî’i kalemiyle tashîh
olunub lakin mahallinde havâss-ı hümâyûn emvâli irâdına bu siyâk üzere nizâm
verilmediğinden muhtall ve müşevveş kalub ve b’azı senelerde havâss-ı hümâyûndan bir kaçı nâ-fürûht kalmağla bâzûsundan noksân ile emâneten virilmekle nâkıs
olan emvâl tekmîli içün re’âyâ fukarâsına ta’addi ve tecâvüz vuku’undan gayrı
kadîmden tahrîr ve m’amur olan b’azı bâğ ve bâğçeleri harâb ve b’azıları dahi
yeniden bâğ ve bâğçe yetişdürüb tahrîre dâhil olmadığından harâcın edâ-dam’ânde eylediklerinden be-hasebü’ş-şe’r beytü’l-mâl içün ahzı lâzım olan emvâli tahsîl
içün cezîre-i merkûme ahâlisinden bir ferde ta’addi ve gadr olunmamak üzere
hakk ve adl ile cedîden tahrîri ehemm-i umurdan olmağla bin yüz on altı ve on
yedi senelerinde [Mayıs 1704-Nisan 1706] Kandiye de vâli olan fâtih-i Kandiye
vezîr-i â’zam Fâzıl Ahmed Pâşâ’nın birâder-i adîmü’l-misilleri fâzıl-ı yegâne sadr-ı
şehîd ve sa’îd Mustafa Pâşâ merhûmun mahdûm-u celîlü’l-kadrleri‘âlim ve ‘âmil
ve fâzıl ve kâmil vezîr-i asaf-nazîr Nu’mân Pâşâ hazretlerine şevketlü kerâmetlü
mehâbetlü pâdişâh-ı İslâm cemşîd-gulâm Sultân Ahmed Hân bin Sultân // Mehemmed Hân hazretlerinin cezîre-i Girîd’i harâc-ı mine’s-sub’ olmak üzere tahrîr
eyleyesin deyu dergâh-ı ‘âli kapucubâşılarından İbrâhîm A’ğa yediyle sâdır ve irâd
olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnları ile ma’nûn fermân-ı şerîf-i ‘âlişân mucibince vezîr-i müşârünileyh hazretleri dahi hakk ve ‘adl üzre bi-nefsihi bu husûsa
mübâşir ve bu vechile tahrîr buyurmuşlardır ki mutlakâ Girîd cezîresi sükkânından hilâf-ı şer’ mutahhar bir habbe taleb ve ahz olunmaya ehl-i zimmet re’âyâsı
rû’sları cizyelerin bi’t-tamâm vech-i şer’î üzere edâ idüb ve yedlerinde bulunân
bâğ ve bâğçe ve bostânlarının be her cerîbinden senede bir def ’a yüz iki sâğ akçe
virüb dönümden hâriç bulunan eşcâr-ı mesmerelerinin dahi her biriçün bedel-i
Nuri Adıyeke - Ayşe Nükhet Adıyeke
sub’ senede birer pâra virüb dönümün dâhil ve hâricinde bulunan eşcâr-ı zeytün
hâsılından dahi senede bir def ’a sub’ alunub ve kezalik dâhil ve hâric dönümde
olan tut eşcârı evrâkından hâsıl harîrin senede bir def ’a sub’ alındıkdan sonra
kendülerden be-vechin mine’l-vücûh âher şey talep olunmaya ve ahâli-i cezîre
zirâ’at itdikleri hubûbâtın ancak su’bun virüb ziyâde bir habbe taleb olunmaya
ve cezîre-i mesfûrenin ârâzîsi ârâzî-i harâciyeden olmağ ile ahâlisinin yedlerinde
ibkâ olunan bâğ ve bâğçe ve bostân ve sâ’ir arâzi mülkleri olub emlâk-ı sâ’ire gibi
tasarruf iderler meselâ fevt olsalar vereseleri beyninde ‘ale’l-vechü’ş-şer’i taksîm
olunur ve âhâli-i cezîre yedlerinde mevcûd olan ağnâm be her sene ‘add olunub
muktezâ-yı şer’ üzere zekâtı beytü’l-mâl içün ahz olundukdan sonra rüsûm-ı ‘örfiyye tabîr olunan ispenç ve resm-i tâpu ve ve resm-i küvâre ve resm-i deştbâni
ve resm-i otlâk ve kışlâk ve yâylâk ve cürüm ve cinâyet ve bâd-ı hevâ ve resm-i
‘arusâne ve tarh-ı milh ve sâ’ir bid’a-ı şetta kemâfî’l-evvel men ve def ’ olunmuştur.
Tapu Kadastro Arşivi, Eski no: 489, yeni no: 1, s. 1b-2a.;
Barkan, Kanunlar, s. 353-354.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir