RESMO'NUN FETHİ 1.BÖLÜM

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

RESMO'NUN FETHİ 1.BÖLÜM

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 04 Şub 2021, 17:48

RESMO’NUN FETHİ (1)
Muhasaranın dördüncü gününde kazanılan bu harp, durumun nereye varacağına, galibiyet talihinin iki taraftan hangisine zafer tacını giydireceğine dair bir işaret olmuştur. Osmanlılar, işgal bölgelerini hendek kenarına kadar genişlettikleri günden itibaren, kale duvarlarını havaya uçurmak için hendek altından lağımlar kazmaya başlamışlardır.
Muhasaranın 12. Günü olan 8 Ramazan tarihinde, lağımlar henüz istenilen noktaya gelmeden, serdengeçtiler ağalarıyla beraber tersane tarafındaki ‘’ Hisarpeçe’’ nin, yani ana surun önündeki küçük kalenin, hendeğine hücum ederek içine girerler. O gün bütün gün ve bedenlerden el ile taş ve humbara atarak savaşırlar. Sonuçta Osmanlılar 9 Ramazan tarihinde galip gelerek hendeği ele geçirir.
Buradan tersane üzerine çıkılarak, oradan da kasaba içine hücum ile kalenin fethedilmesi planlanır. Bunun üzerine aynı gün önemli miktarda çit, tomruk, torba edinilerek bütün gece çalışmak suretiyle tersaneye tırmanmaya uygun bir yığın yapılır. Alınan bu önlemlerin ardından, ertesi gün hücum edilmesine karar verilir. Sabah hücuma hazır olunduğu sırada, Serdar-ı Ekrem elinde ok ve yay, serdengeçtiler arasında dolaşmaktadır. Rumeli serdengeçti ağalarından İbrahim Ağa’ya yanaşarak ‘’ Ne durursuz, niçûn ileri yürümezsüz?’’ diye elindeki yay ile arkasına dokundu.
İbrahim Ağa, N’ola efendim? Diye sorarcasına serdara bakar. Serdar da ‘’ Yürü bre dilaver’’ diyerek elindeki yay ile kale burcunun duvarını gösterip tırmanma işareti verir. İbrahim Ağa durumu anlar anlamaz ani bir hareketle, kılıç elde koşarak burç üzerine fırlar.
Serdar-ı Ekrem aynı anda emir verir. Rumeli yiğitleri, tüfekli yeniçeriler ve serdengeçtiler korkunç ‘’ Allah Allah’’ naraları ile hücum ederek burç üzerine çıkarlar. Anadolu tımar sahipleri de hızla arkadan gelip onlara yetişirler. Böylece 10 Ramazan tarihinde tersane üzerinde birkaç yere Osmanlı bayraklarını diktikten sonra aynı yerlerde ezan okuyarak Allah’a şükrederler.

Venedikliler, bu olanlar karşısında telaşlanarak olanca kuvvetleriyle Hisar’ın iç yüzünden ve bedenlerden taş, humbara ve ok ile kendilerini savunmaya başlarlar. Osmanlılar da mukabelede bulunarak Venedikliler’i şiddetle sıkıştırıp öğleüzeri, sığındıkları yerden uzaklaştırmayı başarırlar. Bu başarı üzerine genel saldırı emri verilir ve derhal elde kılıç her taraftan yürüyüşe geçilir. Hisarpeçe’nin kenarlarını ele geçirip, Venedikliler’in oraya yerleştirdikleri direklerden içeri girip rast geldikleri Venedikliler’in çoğunu öldürürler. Böylece kale içine kadar girmeyi başarmış olurlar.
Rumeli Beylerbeyi Küçük Hasan Paşa, kendi eyaleti askeriyle kasaba içine kadar girerek siperlerde kalan Venedikliler’i tamamıyla dağıtıp yok etmiştir. 11 Ramazan günü Serdar-ı Ekrem de arkasından yardıma gelerek cehenneme dönüşen kasabaya girmiş, teslim olmaya yanaşmayan Venedikliler’in çoğunu öldürmüştür. Serdarın yanında bulunan dostlarından ve Rumeli beylerinden ‘’ Emir-i nâmdâr Hüseyin Şah’ın da kahramanlıklar göstermiş olduğunu kaynaklar övücü bir dille kaydederler. Kethüdayıserdar Veli Bey veya diğer namıyla Deli Selim Bey’in kılıçla Venedikliler’e yaptığı hücumlar da son derece başarılı olmuştur. Düşmana yirmi otuz kişilik bir zayiat vermenin yanı sıra yedi kişiyi de esir ederek serdarın huzuruna getirmeyi başarmıştır. Serdar da onu birçok armağanla ödüllendirir.
Venedikliler bu kargaşalıkta pek çok kayıp verirler. Hisarpaçe’nin hendeği cesetlerle dolar. Hele serdarın kasabaya girmesiyle beraber kızışan kılıç çarpışmasında, bir saat içinde 5000’den fazla Venedikli’nin öldüğü birçok kaynakta yazılıdır.
Gazaname’deki kayıtlara göre, Girit dukasının amcazadesinin bu kargaşalıkta öldürülmüş olmasının yanı sıra, Topal Kaptan namıyla şöhret olmuş Venedikli kumandanın da serdarın karşısına çıkarak uzun bir süre kılıçla vuruştuktan sonra, vurularak saf dışı kalmış olduğu anlaşılmaktadır. Gazaname dışındaki bazı kaynaklarda da ölüler arasında bir general ile Suda Limanı kaptanının bulunduğu yazmaktadır; bunların sözü geçen amcazade ile Topal Kaptan olma ihtimalleri yüksektir.
Kılıç artıklarının çoğu esir edilir. Geriye kalanlar ise gemilere kaçıp canlarını kurtarırlar.
Resmo kasabası bu şekilde, lağım kullanılmadan ele geçirilmiştir. Bu arada bir çok top, cephane, harp araç ve gereci de ele geçirilmiş olur. Venedikliler muharebe sırasından hasırlarına varıncaya kadar bütün eşyalarını yardımlarına gelen gemilere taşımış olduklarından, bütün evler bomboş bulunmuştur. Asker ganimet olarak bir şey elde edemez. Sadece bazı hayvanlarla ve ölenlerin üzerinde buldukları eşyayla yetinmek zorunda kalırlar. Fatihler, kasabanın etrafına yayılırken bir kısmı limana doğru koşarak, o sırada gemilere binip kaçmaya çalışan bazı Venedikliler’e yetişip yakalayarak öldürürler. Vaktin darlığından liman ağzında bırakıp gittikleri bir şaykayı da ele geçirerek içinden muhasarada harcanan mühimmatın birkaç mislinden fazlasını elde ederler. Muhasaranın başından fetih gününe kadar Osmanlılar’ın kaybının sadece 50 erden ibaret olduğu yazmalarda kayıtlıdır.
Kasabanın zaptı sonrasında serdar, ilgililere güven ve barışın korunması hakkındaki emirlerini duyurur. Dükkânlar açtırılır, reaya güven içinde gidip gelmeye, işlerini görmeye başlar. Venedik gemilerini yanaştırmamak için liman önüne toplar kurularak koruma altına alınır.
Kalan Venedikliler, Forteça’ya çıkıp kapanmış olduğundan orasının da fethedilmesi gerekmektedir. Osmanlılar, kasabayı ele geçirdikten sonra, Venedikliler barınmış oldukları Forteça’dan top atışlarıyla kasaba içinde insan gezdirmez olurlar. Buranın da zaptını konuşmak üzere bir harp şûrası kurulur. Forteça’nın bulunduğu yer ile kasaba arasında bulunan yer tümüyle kayalık olduğundan asker yerleştirmeye uygun değildir. Bu sebeple balyemez topları getirilerek taşlık araziye yerleştirilir. Buradan Forteça kale duvarları top ateşine tutulur.
Bu arada birkaç bin Venedikli çıkıp Osmanlı bataryalarına hücum eder. 150 civarında ölü ve birkaç esir verdikten sonra bozularak kaleye geri çekilmek zorunda kalırlar. Osmanlılar birkaç günlük kuşatmanın ardından edindikleri deneyimlerden yararlanarak, hareket ettirilebilir mevzilerle deniz kenarına inip, oradan da tahta köprüler kurarak tabyalara geçmeyi tasarlamaktadırlar. Fakat bunun mümkün olamayacağı anlaşıldığından, Çifteler’li Osman Paşa kolundan lağım yürütülmesi düşünülür. Ancak zemin kayalık olduğundan bu konuda da başarılı olunamaz.
Sonuç olarak başka yerden toprak getirilerek metris yapılmasına karar verilir. Bunun üzerine sevkiyat memuruna, Hanya’dan tekrar top ve mühimmat getirtmesi emri verilir. Sevkiyat aslında normal olarak karadan yapılmaktadır. Bu defa Kaptan Musa Paşa, deniz yoluyla getirmeyi üstlenir. Gerçekten bu yolla 40 kadırga ile toplar ve önemli miktarda mühimmat, Hanya’dan Resmo ordugâhına salimen getirilerek işi bittikten sonra tekrar Hanya’ya geri götürülür.
Musa Paşa Hanya’dan gelmekteyken, harp malzemesi taşıyan bir Venedik filosuna rastlar. Akrotir yarımadasının açıklarında iki filo birbirleriyle savaşa tutuşur. Bir ara Osmanlı gemileri hücuma geçerek bir bortonayı mürettebatıyla beraber ele geçirirler. Başka bir kayda göre ise Musa Paşa donanmayla değiltek bir burton ile karşılaşmıştır. Fakat bunca mühimmatla yüklü bir geminin yapayalnız olarak gönderilmesi pek akla yatkın gelmiyor.
Burtonun ele geçmesi üzerine Venedikliler savaş alanından çekilip Kandiye tarafına giderler. Burton Hanya’ya götürülür. İçinde bulunan 60 adet top, cephane ve barut çıkarılıp cephaneliklere dağıtılır, mürettebatı hapsedilir, gemi de tersaneye konur. Getirilen toplar ve diğer gereçler, yapımı tamamlanan metrislere yerleştirilir. Böylelikle dört taraftan kaleye top ateşi açılması mümkün olmuştur.
Serdar, ilk önce Venedikliler’i teslim olmaya davet etmeyi mertlik gereği sayarak, evvelce Hanya’da esir aldığı ve emrinde bulundurmakta olduğu ‘’ Uzun Kethüda’’ lakaplı Venedikli’yi teslim teklifi memuriyetiyle Venedikliler’e gönderir.
Memur, Serdar-ı Ekremin teklifini bildirdikten sonra, kendiliğinden bir öneride bulunur:
‘’ Eğer itaat eder iseniz demâ ve emvaliniz ve evlâd ve iyaliniz masun ve mahsûn olur ve mutavat ve ittibâdan imtina üzere olup cevâbımı hüsn-i kabul ile makbul itmezseniz yâr û şiknân-ı dilavarân-ı İslâm suyûf-ı rucûm-ı rûsûm ile binâ-yı ma’dûm ve burûc-ı efkenân –ı sarsar bulup esâs hisârınız kavâri-i hâdeme-i harbi ile mahdum eylemeleriyle hadden takrirde olduğu bana mefhûm size dahi mâlûm olsun.’’

Açıklaması: ‘’ Eğer itaat ederseniz canınızın, malınızın, mülkünüzün, çoluk çocuğunuzun güvenliği sağlanmış olur. Kararsız davranıp itaat etmez, teklifimi iyi niyete yormazsanız İslam yiğitleri gerekeni yaparak vuracak, yakıp yıkacak, burçlarınızı harap edecek, başınıza belâ olup düşmanca davranacaktır. Bunu böylece biliniz.’’
Gazaname


Venedikliler bu teklifi kabul etmezler. Güvenilirliği ve bağlılığı hayret edilecek derecede olan fakat Müslümanlığı kabul edip etmediği bilinmeyen Uzun Kethüda geriye dönerek almış olduğu ret cevabını serdara bildirir. Bunun üzerine Forteça’ya yönelik dört yerde hazırlanmış olan metrislerde Rumeli ve Anadolu askerleriyle yeniçeri ve serdengeçtiler, Küçük Hasan ve Çifteler’li Osman paşalar ile serdengeçti ağası İbrahim ve Zağarcıbaşı Mustafa ağaların kumandaları altında mevzilere girer. Ayrıca, Girit fethinde büyük hizmetleri görülmüş olan Teke Sancağı Mutasarrıfı Bıyıklı Mustafa Paşa da Teke Sancağı Avlonya ve Prizren sancak beyleri de bu hazırlığa katılırlar. Bu suretle kale dört noktadan yoğun bir top ateşine tutulur.
O sırada saltanat makamından gelmiş olan Haseki Ali Ağa birçok sır içeren padişah fermanının yanında bir murassa kılıç ve bir de övünç kaftanını Serdar-ı Ekreme getirir.


GİRİT FETHİ TARİHİ
EDİTÖR: Ali Ekrem ERKAL
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 10 misafir