HANYA CİVARINDAKİ FETİHLER KİSAMU HİSARI’NIN ZAPTI

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

HANYA CİVARINDAKİ FETİHLER KİSAMU HİSARI’NIN ZAPTI

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 12 May 2020, 17:28

HANYA CİVARINDAKİ FETİHLER
KİSAMU HİSARI’NIN ZAPTI


Muharrem’in 10’unda,adet olduğu üzere aşure pişirilip askere ve fakir ahaliye dağıtılır.Ertesi gün,Gazi Hüseyin Paşa’nın evvelce verdiği karar doğrultusunda,Girit’in tamamının zaptı için yapılacak askeri harekatın hazırlığına 1056 yılının Muharremi’nin 11’inde başlanır.Hüseyin Paşa ilk önce,elde edilmiş olan arazinin batısındaki Kisamu Hisarı’nı ele geçirip ondan sonra Hanya’ya bağlı diğer bölgelere doğru harekat planı tasarlıyarak bir genelge yayınlar.
Kisamu Hisarı Hanya Kalesi’nin 30 kilometre batısında Kisamu Körfezi’nin güney sahilindedir.Güneybatıya bakan beşinci cephesiyle birlikte hisar yer seviyesinden 26 metre yüksekte,çevresi -girinti ve çıkıntıların dışında- 210 metrelik bir daire olan ufak bir kaledir.Güney batı cephesinde bulunan kapısı iki metre genişliğindedir.Kisamu kazasının merkezi olan köy bu hisarın çevresinde olup,Kisamu Kasteli diye anılır.Hisar,o zamanlar 200 Venedik askerinin koruması altında bulunmaktadır.
20 Muharrem tarihinde Hüseyin Paşa’nın kethüdası Mehmet ve Sekbanbaşı Murat ağaların kumandası altında piyade ve sipahiden oluşan 3000 kişilik askeri bir güç ikindi vaktiHanya’dan hareket eder.Bütün gece yürüyerek şafak sökerken hisar önüne gelen kuvvetler derhal muhasara hazırlıklarına başlar.Köy halkı,Osmanlı gücüne karşı gelemeyeceğini görerek hiç direnmeden kendileriyle beraber hisarı da teslim ederler.
21 Muharrem’de Mehmet ve Murat ağalar,hisarı ele geçirip korunmasına 400 yeniçeri ile 100 sipahi atadıktan sonra 700’ü aşkın köy halkı ile Venedik askerini alarak askeri güçlerinin geri kalanı olan 2.500 eratla birlikte Hanya’ya geri dönerler.
Paşa,halkın kadın ve erkeğinden ‘’saray hizmetine yaraşır’’ olanları alıkoyup,300’ü aşkın oğlan ve kızı babayiğit erlere armağan ederek eli silah tutan 200 Venedik askerini de esir sıfatıyla tutuklar.Kalan 200’ü aşkın erkek ve kadını,bundan böyle Osmanlılar’a tekrar başkaldırmama ve Venedikliler’i hisara sokmama şartıile salıverip,koruma alanlarına iade eder.Hisarda bırakmış oldukları 500 askeri geriye,Hanya’ya getirir.Hisarın,henüz ele geçmemiş köylerindeki ve civarındaki halk,bu gelişme üzerine zamanla Osmanlılar’a cizye vermeyi kabul etmiş,teslim olmuş ve Osmanlı tabaası olmayı kabul etmeye başlamıştır.
Bir rivayete göre küçük Hasan Paşa Hanya muhafızlığı zamanında bizzat kendisi gidip zaptetmeye kalkmış fakat başaramayıp geriye dönmüş.
Hisarın küçüklüğü ve muhafızlarının azlığı karşısında başarısızlığın nedenine açıklık getirildi.Yukarıda belirtilen (tekrar ayaklanmamak şartıyla Venedikliler’i kondurmak)
şartları mehazların çoğunda bulunduğuna göre evvelce zapt edilmiş bu araziye daha sonra uygunluğu nedeniyle Venedikliler’in konuçlandırıldıkları akla yakın gelmektedir.
Birkaç gün sonra Paşa,fetih haberleriyle birlikte ordunun o güne kadarki başarı ve girişimlerini,diğer askeri bilgileri,ada yönetimi ile ilgili yapılanları içeren bir telhisi resmi ulakla 28 Muharrem’de saltanat kapısına gönderir.Bu arada paşanın,Venedikliler’in durum ve davranışlarını denetlemek için yerli halktan tayin etmiş olduğu casuslar Kandiye’den gelerek şu bilgileri iletirler:
• Venedik’ten özel olarak gönderilecek bir istihkam mühendisinin gözetiminde,Kandiye Kalesi’nin gerekli görülen yerleri köşebentlerle sağlamlaştırılarak tamir edilecektir.Hanya cephane ve diğer harp araç ve gereçleri ile donatılacaktır.
• Civar köylerden 15.000 reaya toplanarak bunların 8.000’i savaşçı olmak üzere hazır kuvvete katılacak,geriye kalan 7.000’i ise taşıma yol,yapı ve diğer istihkam işlerinde çalıştırılacaktır.
• Ayrıca Venedik’ten 10.000 kadar paralı soldat ve 800 atlı Zakita’ya geldiğinde,Suda’dan gönderilmiş olan burtonlarla Girit’e nakledilecek ve Suda’da mart ayına kadar gerçekleştirilecek olan yığınağın ardından,Hanya,kara ve denizden kuşatılarak geri alınacaktır.
Hüseyin Paşa,bu yeni durumu içeren bilgileri vakit kaybetmeden saltanat kapısına
bildirerek ordunun bir kat daha takviyesi için asker ve donanma yetiştirilmesi gereğini anlatır.Aynı zamanda ele geçirilmiş olan bölge hudutlarının çeşitli noktalarında bulunan karakolları sağlamlaştırarak,beş de karakol yaptırır.
Hanya Kalesi’nin güneyine düşen,Suda yolunun kenarındaki alan kaleye baktığından bu yönden gelebilecek bir saldırıyı karşılamak üzere,bu alan ile kale arasına toprak yığdırarak büyük ve yüksek bir engel,bir perde meydana getirtir.Ayrıca Hanya Kalesi çevresindeki hendeğin içine çepeçevre yeni bir hendek daha kazdırarak içini su ile doldurtur.Kale üzerindeki siperleri sağlamlaştırarak bunlara yenilerini ilave ettirir.
Gazi Hüseyin Paşa’nın bu tedbirleri aldırdığı günlerde yerli bir Rum,Suda’dan çıkıp Hanya’ya sığınmış,Osmanlılar’a ulaşmış olan haberleri pekiştirdikten sonra Venedikliler’in Osmanlı akınını kesmek için Suda Limanı’ndan 15’er,20’şer adet çektirme ve burton gönderdiğini,bu konvoyların Benefşe önlerinde dolaşmakta olduğunu bildirmiştir.
Bu haber üzerine Gazi Hüseyin Paşa donanmanın acele yardıma gönderilmesinin ne kadar büyük bir katiyetle gerektiğini izah edip,Osmanlılar’a karşı Benefşe civarında toplanan Venedik konvoyları hakkında bilgi verdikten sonra bu konuda tedbir alınmasını resmi bir özel ulak ile Babıâli’ye ve sadaret makamına bildirir.
Safer’in 1’inde Suda Limanı’ndan 44 burtonun çıkıp adalara doğru gittiği ve 3’ünde Venedik’ten 35 çektirmenin Suda Limanı’na geldiği haberi 5 Safer’de Osmanlılar’a ulaşır.
6 Safer tarihinde Apokoron Hisarı’nın kumandanı olan Fronal adında bir Frenk yüzbaşı Hanya’ya iltica ederek Müslüman olur.Bu yüzbaşının verdiği haberlere göre Venedikliler’in tarafında kıtlık ve pahalılık hüküm sürmektedir.Ayrıca geldiği ileri sürülen 35 çektirmenin kürekçilerinin eksik olması nedeniyle kürekçilerin tamamlanması için on adedinin Kandiye’ye gönderildiği ve diğer gemilerin ertesi gün Suda’nın Hanya yönündeki Tuzla sahiline yanaşıp getirmiş oldukları askeri karaya çıkarmaya çalışacakları anlaşılmıştır.

USTAZADE YUNUS BEYİN GİRİT FETHİ TARİHİ
EDİTÖR:Ali Ekrem ERKAL



Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir