GAZİ HÜSEYİN PAŞA’NIN GİRİT’E GELİŞİ VE FETİHLERİ

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

GAZİ HÜSEYİN PAŞA’NIN GİRİT’E GELİŞİ VE FETİHLERİ

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 04 May 2020, 17:23

GAZİ HÜSEYİN PAŞA’NIN GİRİT’E GELİŞİ VE FETİHLERİ
(Hicri 1055-1068)
Hanya Kalesi’nin fethinin İstanbul’a bildirilmesinden 14 gün sonra,25 Recep tarihinde Girit Adası’nın tamamının fethine,Budin Valisi Gazi Hüseyin Paşa memur edilir.Budin’deki görevini devrettikten sonra,Şaban’ın 5’inde Budin’den ayrılarak Şaban’ın 12’sinde İstanbul’a gelir gelmez saraya giderek padişahlık katına çıkar.Padişah,paşayı vezirlere layık çok değerli bir kaftanla onurlandırdıktan sonra kendisine ikinci vezirlik hası olan Mora Sancağı’nı arpalık olarak verir.
Vidin ve Niğbolu sancaklarının zuama ve tımar erbabı askerlerini yanına alarak kara yoluyla Anadolu’ya giderek oradaki kul tayfası ile 40.000 kile buğday,harp araç ve gereçleriyle erzak getirmesi beklenen bey gemilerine binilerek Benefşe limanına inmek ve oradan da Hanya korumasındaki kapıkulu ve diğer sınıf askeriyenin ulufeleri için iç hazineden gönderilecek 100.000 kuruşu getirmekte olan Kapıcıbaşı Hüseyin Ağa’dan alındıktan sonra sipahi ve yeniçeri erlerinin sayılarak emrindeki askeri güce katmak,ardından da Hanya’ya geçip Girit adasının fethinin tamamlanmasını sağlamak idi.
Paşa oradan şahaneyi aldıktan sonra saraydan ayrılarak derhal sefer hazırlığı için başvuruda bulundu.
Paşa,16 Şaban sabahı erkenden özel birliği ile Davutpaşa Kışlası’na gelince adet olduğu üzere sefer duası edilir ve gaza gülbakı çekilir.Veda töreninin ardından maiyetindeki kumandanlarla birlikte yola çıkar.Vidin ve Niğbolu askerini toplayarak Anadolu Limanı’na gelir.Oradaki yeniçerilerle beraber 11 birlik,bey gemilerine bindirilir.Erzak ve diğer gerekli malzeme de zahire gemilerine yüklenir.Sefer hazırlıkları tamamlandıktan sonra 2 Şevval yani 21 Kasım 1645 tarihinde Benefşe’ye doğru hareket edilir.
Yolda yakalandıkları büyük fırtına yüzünden,Çatarsi (veya Hayarsi) Limanı’na sığınarak demir atarlar.Fakat havanın sertliği nedeniyle aynı yerde duramayıp,sahille açık deniz arasında devamlı gidip gelmek zorunda kalırlar.Dalgalanma üç gün sürer.Bu arada bir zahire şaykası ile Keskin Paşazade’nin kadırgasının direkleri kırılır ve gemiler kaybolur.
Bir erzak şaykası ile diğer bazı gemilerin palamar ve kürek gibi takımların çoğu kırıldı,ufak kayık ve sandallar ise parçalanarak battı.Hava bir türlü sakinleşmediğinden herkes hayatından umudunu kesmiş bulunuyordu.
Sonuçta o bölgeyi terk etmek zorunda kalarak Benefşe yolunu tuttular.Binbir güçlükle 11 günde 100 mil kadar bir yol alarak bin zahmetle güç bela Benefşe limanına gelebildiler.
Benefşe’ye varınca Gazi Hüseyin Paşa kapıcıbaşı Hüseyin Ağa ile buraya gönderilen Hanya’daki yeniçerilerin ulufesi olan 10.000 kuruşu alıp,padişah fermanı üzere sipahi ve yeniçeri askerini de sayarak mevcut kuvvetlerine katar.Paşa ayrılmadan önce düşman hakkında bir araştırma yapmak için Mora sahillerine adamlar gönderir.Bu arada fırtınadan engine açılıp kaybolduğu söylenen zahire şaykası ile Keskin Paşazade’ye ait kadırganın Anadolu’ya sürüklenmiş olduğu öğrenilir.Mora Eyaleti kadılarından gelen yazılardan da çektirme ve burtonadan oluşan altmış kadar düşman teknesinin Çuka adaları arasında dolaşmakta olup,Hanya’ya gitmekte olan Osmanlı gemilerini beklemekte oldukları öğrenilir.
Paşa,ümera ve ordu ayanı.rüzgarın uygun olmaması ve suyun sığ olması nedeniyle oy birliğiyle Anadolu’ya geri dönme kararı aldılar.
Gazi Hüseyin Paşa.Şevval’in 19’unda Anadolu’ya gelir.Venedik donanmasının Girit ile Çuka arasında dolaşmakta olup geçmelerini beklediklerini öğrendiğinden beri son derece huzursuzdur.60 gemiden oluşan bir donanma onların yolunu gözlemekteyken Hanya’ya geçmelerinin olanaksızlığının ,buna teşebbüsleri halinde büyük bir kaybın göze alınmasının gerektiğinin bilincindedir.Fakat ortalığı telaşa vermemek için oldukça kayıtsız davranıp,görünüşte durumu önemsemez.Nihayet aklına uygun bir çare gelir.Kış mevsiminin ilerlemiş olduğunu ileri sürerek Hanya seferini güya ilkbahara erteleyecekmiş gibi davranarak,askerlerini gemilerden çıkarıp kışlalara yerleştirecek,bu arada İstanbul’dan gizlice yeni kuvvet isteyecektir.Planı,Venedik donanmasını beklemekten vazgeçirmektir.Paşa,tedbirlerini kimseye açmaz.Anadolu’ya varışlarının ertesi günü yönetici ve kumandanları toplayarak ileriye dönük emirlerini bildirir.Yani,’’Şimdi Hanya’da bulunan askerin yardıma ve zahireye acil ihtiyaçları yoktur.Esasen donanma da İstanbul’a dönmüş bulunmaktadır.Bu mevsim,erbain ve hamsine rastladığından Girit’e gitmek zor olacaktır.Bu kışı burada geçirip ilkbahara tekrar yola çıkarız’’der.
Durum hemen umuma ilan edilir.Asker gemilerden çıkarılarak kışlalara nakledilir.Ardından gemilerin bağlanmasına başlanır.Velhasıl,Anadolu’da kışlayıp,ilkbaharın gelmesi beklenecekmiş gibi davranılır.
Girit’in fethinin tamamlanmasında büyük katkısı ileride anlatılacak olan ve bütün harekatlarında ileri görüşlülükle hareket etmiş ve tedbirli davranmış olan ve Hanya seferini de bu nedenlerle bir süre erteleyip ileri bir tarihe bırakan Serdar-ı Ekrem Gazi Hüseyin Paşa saltanat kapısına da gizlice bir telhis gönderdi.
Seferin ilkbahara ertelendiğinin duyulması üzerine Venedik donanması bulunduğu yerden ayrılır.Bu arada paşanın İstanbul’a yollamış olduğu haber 9 zilkade tarihinde İstanbul’a ulaşır.Bunun üzerine bir filonun derhal hazırlanarak çok gizli bir şekilde Anadolu’ya gönderilmesi buyrulur.Tersane gemilerinden yedi kadırga ile on adet Rodos kadırgası seçkin bir mürettebat ve harp malzemesi ile donatılarak tersane kethüdası Ammarzade’nin kumandasına verilir.Sevkiyatın gizli yapılması gerektiğinden gemilerin istikameti herkesten,hatta kaptanlardan bile gizlenir.Sadece kumandan Ammarzade’nin haberi vardır.Zikade’nin 21’inde İstanbul’dan hareket ederek Zilhicce’nin 9’unda Anadolu Limanı’na varırlar.
Paşa,Venedik donanmasının çekilip gittiğini öğrenince kadırgaların gelmesiyle beraber,kışlamaya çıkarılan askeri gemilere bindirerek derhal yola çıkılmasını emreder.İki gün içinde her şey hazırlanır.Zilhicce’nin 11.ci günü seher vaktinde,kumandan Gazi Hüseyin Paşa da baştardasına binerek Hanya Kalesine doğru yola çıkar.Oldukça uygun bir hava ile giderek,Venedik gemilerine rastlamadan dördüncü gün,15 Zilhicce tarihinde şafak vakti Hanya’ya gelirler.
Bu büyük kumandan akıl ve dirayeti ile aldığı isabetli tedbirler sayesinde Venedikliler’i gafil avlayarak oradan uzaklaştırmaya muvaffak olmuştur.Sonradan öğrenildiğine göre Venedikliler harp hileleriyle aldatıldıklarını anladıklarında onurları kırılmış ve bu konu ile ilgili merkezle aralarında kırıcı yazışmalar olmuştur.
Şimdi Paşa’nın Hanya Kalesini ne halde bulduğunu ve işe nasıl başladığını araştırmaya sıra geliyor.
Hanya fatihi Yusuf Paşa’nın ayrılışından Gazi Hüseyin Paşa’nın gelişine kadar geçen üç buçuk ay içinde geçen olayların tümü önceki fasılda anlatılanlardan ibarettir.Bu arada Venedikliler kale kapılarını açtırmayacak kadar Hanya’yı şiddetli bir kuşatma altına almış olduklarında kale içinde dehşetli bir yiyecek sıkıntısı çekilmekteydi.Paşanın gelmesiyle gemilerden 25.000 kile buğday ve o nispette peksimet ve saire çıkarılıp dağıtıldı,böylelikle sıkıntı giderildi.
Gelen erzakın dağıtılmasından sonra kumandan paşa kalenin her tarafını gezerek gerekli bilgileri edinir.Kaledeki mevcut kuvveti gözden geçirdikten sonra yanında getirdiği askeri karaya çıkararak gücünü bir kat daha artırır.Venedikliler’in durum ve davranışı hakkında geniş bilgi almak üzere tüm kumandanları huzuruna çağırarak tamamlayıcı bilgi edinir.
Venedikliler’in yayılarak Hanya civarını,kaleye pek yakın noktalara kadar ele geçirdiklerini ve bir çok yerde istihkamlar meydana getirdiklerini görür.Bunun üzerine Girit’in fethini tamamlamak üzere sahip bulunduğu padişah iradesini orada bulunanlara göstererek bu mühim emri vakit geçirmeksizin yerine getirmek için ilk önce kale etrafında mevzilenmiş olan Venedikliler’in kovulup uzaklaştırılmasını ister.Ve bunun hemen ertesi gün yapılmasını emreder.
Ertesi gün yani 16 Zilhicce’de,2700 askerden oluşan bir kuvvet harekete geçer.Gazi Hüseyin Paşa da beyaz renkli Kıtış adlı atına binerek bu kuvvete hücum emrini verir.
Venedikliler biraz direndikten sonra kuvvetlerinin azlığı nedeniyle Suda limanına geri çekildiler.Osmanlılar her nedense takip etmeyerek hakim noktalardaki tabyaların içinde kaldılar.Bu olay esnasında birkaç koyun da ele geçirildi.Paşa bu ilk harekatının başarıyla sonuçlanmasını fetih için hayra yordu.Saldırının başarıya ulaşması üzerine mutluluk içinde Hanya’ya döndü.Civarındaki halk,evvelce olduğu gibi,güven içinde şehre gelip gitmeye başlar.Bu suretle zahire,erzak gibi şeyler de bulunur hale gelir.
Osmanlılar,Suda önündeki Tuzla’nın tepelerine kadar hakim olduklarından,Venedikliler’in tüm saldırıları sonuçsuz kalmaktadır.Gazi Hüseyin Paşa’nın başarısının üçüncü gününde,casuslar vasıtasıyla,papanın Osmanlılar’ın tüm Girit’i almasından korktuğu için,Hanya’yı karadan ve denizden kuşatıp,Osmanlılar’ı bir an evvel Girit’ten kovabilmek amacıyla,Fransa ve İspanya’dan yardım istediği öğrenilir.Hüseyin Paşa durumu kumandanlara bildirerek,devamlı olarak uyanık ve hazır bulunmalarına dair emirlerini tekrarlar.
Yusuf Paşa’nın ayrılışından sonra Hanya muhafızlığı yapan Rumeli mirmiranı Vezir Küçük Hasan Paşa’nın serdar tayin olunan Hüseyin Paşa’nın gelişinden sonra geri dönmesi gerekmektedir.Bu nedenle Küçük Hasan Paşa 16 Zilkade 1055’te Venediklilerle yaptığı çatışmada aldığı esirleri çektirilere taksim ederek yol hazırlığına girişir.Hüseyin Paşa’da Anadolu Limanı’ndan hareket ettiği günden o vakte kadar geçen olayları içerir bir telhisi paşaya teslim eder.Her şey hazırlanıp veda töreni de yapıldıktan sonra Hasan Paşa kadırgasına binerek 21 Zilhicce tarihinde maiyeti ile birlikte Hanya Limanı’ndan hareket eder.Bu tarihten itibaren,Gazi Hüseyin Paşa,Hanya muhafızlığı da dahil,tüm mülki ve askeri sorumlulukları üzerine almış olur.
Zilhicce’nin 23’ünde Gazi Hüseyin Paşa Girit Fethi konusunda karar almak için Cuma namazından sonra bir harp şurası toplar.Üç saat süren bu toplantıda kışın çok hafif geçtiği dikkate alınarak başlatılması düşünülen askeri harekatın ilk bahara bırakılmayıp,eskiden beri adet olduğu üzere 10 Muharrem’de aşurenin pişirilip asker ve fukaraya dağıtılmasının hemen ardından,11 Muharrem’de gerçekleştirilmesine karar verilir.
Yerinde belirtildiği gibi fatih Yusuf Paşa Hanya’nın fethinden önce kendi maiyeti için Mora’dan 110 at getirtmiş ve Hanya’dan ayrılışında Girit’in fethini tamamlamak için tayin edilecek serdara teslim edilmek üzere görevli olarak atamış olduğu Mora’lı Zaim Sinan’a emanet etmiş idi.Sinan Ağa’da Hanya’da bu hayvanların sıkıntısının çekildiği bir zamanda hayvanları beslemek karşılığında kullanmak üzere şehrin zımmilerine emaneten vermişti.Bu defa Hüseyin Pşa onları toplayıp maiyetindeki kırk ata kattı ve bununla kendi maiyet süvarilerini yüz elli kişiye çıkardı.
Kumandan Paşa Venedikliler’in askeri mevzilerini gözden geçirmek askeri keşfi beraberce ele geçirilmiş olan bölgenin hududunu bütünüyle gezdi.Suda Limanı ile kalesini inceledikten sonra Malaksa tepesinin etrafında dolaşırken bir Venedik birliğiyle küçük çapta bir çatışma yaşandı,bu arada 390 koyun elde edildi.Günün akşamı Hanya’ya geri dönüldü.Paşa koyunları askere armağan ederek ertesi gün hep birlikte yenilip içilip eğlenilmesine ve aylıkların da ayın ilk günü olan Cumartesi (Muharrem)ödenmesini emretti.
30 Zilhicce Cuma günü komutanlık emri üzerine askere genel bir şölen verildi.Kalenin içinde ve dışındaki orgugahlarda büyük eğlenceler tertip edildi.Kumandan Paşa askeri amirlerle beraber askerin tezahüratı arasında dolaşarak o fedai kahramanlarla yüz yüze görüşüp muhabbet ettikten sonra kendilerine ayrılan yere gelerek onlar da şenliğe eşlik ettiler.Yılın son gününe tesadüf eden bu şehrayin o gayretli askerin Girit fethi girişiminin ilk yılındaki muvafakatini belirtmekteydi.Osmanlı ordusunun Girit toprağına ayak bastığı Rablüahir’den bu günkü 30 Zilhicce’ye kadar yapılan girişim ve başarılar bu doğrultuda cereyan etti.
O güne kadar ele geçirilen arazinin 20 saatlik bir mesafeden ibaret olduğuna dair bazı kayıtlar bulunmaktadır ama bu kayıtlarda işgal edilen alanın hududu tam olarak anlatılmamıştır.
Söz konusu 20 saatlik mesafe sadece çizgi halinde algılanmamalıdır.
Kisamu,Selina,İsfakiye,Faranta,Apakoron hisarları ile isfakiye sıradağları’nın o 20 saatlik sınırın dışında kaldığı ve Hanya fethi ardından hakimiyet altına alınan 300 köyün de bu hesaba dahil olmadığı anlaşılmaktadır.Buraları daha sonraları ele geçirilmiştir.Sözü edilen beş hisar ile isfakiye kazasının dışında,ele geçirilen yerlerle yapılan ticaretten gerekli ihtiyaç maddeleri elde ediliyordu.Yer yer kurulan karakollar vasıtasıyla yollar güven altına alındığından,ahali,Hanya’ya gelip gidip serbestçe ticaret yapabilmkteydi.Hatta,Gazaname,o günkü refahı ve bolluğu belirtirken piyasadan da bizi haberdar eder:
1 Kıyye hurda peksimet :10.Akçe.
1 Kıyye öküz eti :14.Akçe.
1 Kıyye koyun eti :18.Akçe.
8 Dirhem tuz :1 .Akçe.
1.Kile arpa :300.Akçe:20 para 2 kuruş.

1056 yılının Muharremi’nin ilk günü yapılan genel sayım sonrasında 200 sipahi ve 150 piyade,Todori adacığı’nın iki kalesine zorunlu olarak iskan edilir.
Muharrem’in 5’inde,fatih Yusuf Paşa’nın İstanbul’a dönüşünde,sultanzadenin haince iddiaları yüzünden idam edildiği haberi Hanya’da da duyulur.Hüseyin Paşa dehşet verici haberi aldığında arka arkaya iki defa bayılır,çocuklar gibi hüngür hüngür ağlar,hastalanarak birkaç gün yerinden kalkamaz.
USTAZADE YUNUS BEY’İN GİRİT FETHİ TARİHİ
EDİTÖR:Ali Ekrem ERKAL



Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir