GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Osmanlı Dönemi Girit Türk Tarihi
Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:14

Bununla beraber, Girit Ayaklanması, hayata geçirilmek is- tenen enosis düşüncesinin sadece Girit’le sınırlı kalmadığını, kısa vadede Teselya ve Epir’i de içine aldığını göstermiştir. Öteden beri bu Osmanlı vilayetlerini topraklarına katmak için bölgede gizli ya da açık faaliyetlerde bulunan Yunanistan, Girit Ayaklanması’nın iyi bir fırsat olduğunu düşünerek uluslar arası hukuka aykırı bir şekilde faaliyetlerini hızlandırmıştır. Bu çerçevede, Yunan askeri tarafından cesaretlendirilen ve yardım gören Yunan silahlı grupları sınırı geçe- rek Osmanlı yerleşim yerlerini yağmalamış, “Teselya ve Epir’deki huzuru bozmaya çalışmışlardır.”17 Öyle ki, Atina’da “gün geçmi- yordu ki” Teselya ve Epir’de ayaklanmaların çıktığı haberi kulak- tan kulağa dolaşmasın.18 Yunanlıların Epir ve Teselya üzerinde özel ihtirasları bulunmakla beraber, onları belki de bu iki bölge üzerinde daha aktif bir şekilde hareket etmeye sevk eden büyük devletlerin, özellikle de Fransa’nın tutumu olmuştur. Hatta; Fransız Dışişleri Bakanı Moustier, 23 Ocak 1867 tarihinde yaptığı açıklamada “lafı dolandırmadan” Osmanlıların Girit ile beraber Teselya ve Epir’i de Yunanistan’a bırakması gerektiğini ortaya atmıştır (Anderson, 2001: 176; Bourne, 1964: 258).19 Buna rağmen Babıali, bir taraftan huzur-

ve karârnâme namlarıyla verdikleri evrâkı göstermek kifâyet eder ki bunlarda mazlumiyetten ziyade mahkûmiyetten şikâyet olunarak hükümetin ta’dili değil Yunanistan’a tahvili istenmiştir…” Tasvir-i Efkâr’da ayaklanmaya gösterilen öfkenin bir nedeni de adadaki Müslüman halka karşı yürütülen mezalim idi: “… Halbuki ‘usâtın ahâli-i İslamiye hakkında vuku’bulan ta’diyât kemâl-i sükûnet- le tahammül olunmakta iken anlar Yunanistan’a iltihak için silaha mürâca’at ettiklerini bipervâ i’lân ederek Asâkir-i Osmanyiye üzerine muhâcimeye baş- ladılar. Hatta biçâre hastaları şehid edecek kadar vahşiyâne mu’âmelât ile tabi’iyyet-i insaniyenin bile haricine çıktılar. Böyle gaddarların cezasız kal- masını kim tavsiye eder. Meğer ki surette onların hareket-i şeni’asından müs- tefid iken surette hakkâniyetten dem vuranlar yırtıcı hayvanların fıtrat-ı zâ- limânesinden kim hoşnud olur. Var ise bakiyye-i saydlerine müstene’im olub da if’âline isnâd-ı hükümet edenlerdir. ” Tasvir-i Efkâr, 12 Eylül 1283, No.423, s.2, stn.1-2.
17 BDFA, vol.1, Doc.161, Lord Lyons’tan Lord Stanley’ye, 4 Ocak 1867, s.314.
18 BDFA, vol.1, Doc.153, Mr. Erskine’den Lord Stanley’ye, 4 Ekim 1866, s.309.
19 II. Mahmut döneminde Türkiye’ye gelen ve yirmi yılı aşkın burada görev ya- pan Fransız diplomat Engelhardt, Avrupa devletlerinin Babıali’ye pek çok kere Epir ve Teselya’nın Yunanistan’a katılmasını teklif ettiklerini yazmaktadır. En- gelhardt, Tanzimat ve Türkiye, Türkçesi: Ali Reşad, İstanbul, 1999, s.218.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:15

suzluk çıkaran Yunanistan’a karşı halkın sağduyulu davranmasını tavsiye ederken, diğer taraftan büyük devletlerin desteğini almaya çalışmıştır.20

Girit Ayaklanması’nın Ortaya Çıkışı ve Gelişmesinde
Yunanistan’ın Rolü

Kuşkusuz Girit Ayaklanması’nın genel olarak ortaya çıkış nedenlerini dış faktörler ve Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu kötü durumla izah etmek mümkündür. Ancak; özelde ayaklanma- nın ortaya çıkışı, gelişimi ve uluslar arası bir sorun haline gelişinde Yunanistan’ın ayrı bir yerinin bulunduğunu belirtmeliyiz.

Girit Ayaklanması’nın fikri alt yapısının, 1821’deki Yunan bağımsızlık hareketine paralel olarak ve Yunanistan devletinin ku- rulmasından sonra Yunanlıların Megali İdea’yı gerçekleştirmek için Girit’te yürütmüş oldukları faaliyetlerle atılmış olduğu bilinmekte- dir. Bu alt yapının beslenmesinde Yunanistan’a eğitim görmek üzere giden ve burada Yunanlılık bilinciyle yetişen yeni nesil Girit Hıris- tiyanlarının da büyük ölçüde katkısının bulunduğunu söyleyebiliriz. Ali Paşa’nın asayişi tesis etmek için Girit’e gittiğinde kaleme aldığı
3 Şaban 1284 (29 Kasım 1867) tarihli raporda belirtildiği gibi “Rum” çocuklarının Yunanistan’a gönderilmesi “idâre-i tebaa-i gayrimüsli- meyi yevmen kayyûmen tas’îb-i işkâl ve kalb ve zihinlerinde ateş-i adâvet ve kiniyyeyi iş’âl eden esbâb-ı büyüklerin biri” olmuştur.21

Yunanistan’ın 1864 yılında Yedi Ada’yı elde etmesiyle Girit’teki Yunan faaliyetleri artmış ve Yunanlıları Greklerle meskun adaları elde etme yönünde büyük bir beklentiye sevk etmiştir. Böy- lece, yıllarca Giritliler arasında “enosis” için ihtilal düşüncesini işle- yen Yunanlılar, adayı Osmanlı Devleti’nden koparmak için Giritlile- re her türlü maddi ve manevi desteği vermişlerdir. Yunan yardımının genellikle Yunan devleti ve komiteleri tarafından örgütlü ve planlı bir şekilde gerçekleştiğini görmekteyiz.



20 BDFA, vol.1, Doc.161, Lord Lyons’tan Lord Stanley’ye, 26 Aralık 1866,
s.315.
21 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız Esas Evrakı (YEE), 91/29, s.5.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:16

Ayaklanmanın adaya dışarıdan gelen casuslarca kışkırtıldığı- na inanan Osmanlı hükümeti de,22 ayaklanmanın yayılım gösterme- sinden yaklaşık bir ay önce Girit’teki Rus ve Yunan konsolosları- nın Giritli Hıristiyanları kışkırttıklarına dair bilgi almıştı.23 Osman- lı hükümeti gibi Osmanlı kamuoyunun da aynı kanaatte olduğunu İstanbul’daki İngiliz Elçisi Lord Lyons’un 12 Ağustos tarihli mek- tubundan anlamaktayız: “Burada (İstanbul’da) çok gizli bir şekil- de (Girit’teki) Hıristiyan halkın hareketinin yabancı entrikalarının sonucu olduğu, eğer provoke edilmiş değilse, hareketin en azından Rus, Grek (Yunan), İtalya ve hatta Amerikan konsoloslarının davra- nışlarıyla teşvik edildiği ve cesaretlendirildiği söylenmektedir.”24

OsmanlıyetkililerininvekamuoyununGiritAyaklanması’ndaki dış tahrikler ve özellikle de adaya yapılan Yunan yardımı konusunda- ki görüş ve endişelerinde hiç de haksız olmadıklarını söyleyebiliriz. Çünkü gerek ayaklanmanın başlaması, gerekse genişleyerek devam etmesi, asilerin her türlü ihtiyacının Yunanistan’dan karşılanması ve buradan adaya gönderilen “gönüllüler” ile mümkün olmuştur. Os- manlı ve İngiliz belgeleri Yunanistan’dan adaya gönderilen gönüllü, silah, mühimmat, para ve “diğer yardımlar” aldığına dair haberler- le doludur.25 Bu belgelerden anlaşıldığı kadarıyla ayaklanma daha


22 BDFA, vol.1, Doc.137, Lord Lyons’tan Earl of Clarendon’a, 19 Haziran 1866,
s.299.
23 BOA, Sadaret Mektubi Mühime Kalemi (A.}MKT.MHM.), 360/50.
24 BDFA, vol.1, Doc.149, Lord Lyons’tan Konsolos Dickson’a, 12 Ağustos 1866,
s.306.
25 Örneğin sadece 1866 yılı sonuna kadar yapılan yardımlar konusunda bkz: BOA, A.}MKT.MHM., 365/10; BOA, A.}MKT.MHM., 367/17; BOA, A.}MKT.MHM., 367/55; BOA, A.}MKT.MHM., 369/35; BOA, A.}MKT.MHM., 371/26; BOA, İrade Eyalet-i Mümtaze Girid (İ.MTZ.GR.), 9/227; BOA, İ.MTZ.GR., 9/227; BOA, İ.MTZ.GR., 10/249; BOA, İ.MTZ.GR., 10/241; 365/10; BDFA, vol.1, Doc.145, Mr. Erskine’den Lord Stanley’ye, 6 Ağustos 1866, s.303-304; BDFA, vol.1, Doc.148, Konsolos Dickson’dan Lord Lyons’a, 4 Ağustos 1866, s.306; BDFA, vol.1, Doc.153, Mr. Erskine’den Lord Stanley’ye, 4 Ekim 1866,s.308; BDFA, vol.1, Doc.156, Mr. Sir A. Buchanan’dan Lord Stanley’ye, 7 Kasım 1866, s.311; BDFA, vol.1, Doc.158, Konsolos Dickson’dan Lord Stanley’ye, 29 Ekim 1866, s.312-313; BDFA, vol.1, Doc.159, Lord Stanley’den Mr. Erskine’e,
11 Aralık 1866, s.313; BDFA, vol.1, Doc.162, Mr. Erskine’den Lord Stanley’ye
4 Ocak 1867, s.316.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:17

birkaç ayını doldurmadan adaya binlerce Yunan “gönüllüsü” akmış, bol miktarda savaş malzemesi sevkıyatı yapılmıştır. Dikkate değer- dir ki, asilerle birleşerek Türk kuvvetlerine karşı savaşan ve Türk yerleşim yerlerine saldıran bazı Yunan “gönüllüleri” bazen Yunan üniforması giyinmekten bile sakınmamışlardır. Örneğin konsolos Dickson 29 Ekim 1866 tarihli mektubunda Virisses bölgesinde 2000 ya da 3000 kadar asi ile birleşen, Yunanistan’dan gelmiş birkaç yüz “gönüllü”nün Yunan üniforması giyinmiş olduğunu yazmıştır.26

Açık bir şekilde Yunan hükümetinin bilgisi ve emriyle organi- ze edildiği anlaşılan gönüllü ve mühimmat sevkıyatına bazen bizzat Yunan yetkililerinin de iştirak ettiğine tanık olmaktayız. Örneğin, Erskine’nin 4 Ekim’de yazdığı mektupta Yunan ulusal Güvenlik Şefi Coroneuos’un İsviçre’ye gitmek bahanesiyle Girit’e gittiğini ve asilerle görüştüğünü yazarken,27 bu tarihten 25 gün sonra Konsolos Dickson Yunan ordusunda topçu eri olan Kaptan Trazibulmano’nun “Panhellenionlar” tarafından adaya gönderilen ve esir düşen biri ol- duğunu belirtmiştir.28

Yunanistan’ın açık ve devamlı olarak asilere yapmış oldu- ğu yardım İngiliz Dışişleri Bakanı Lord H. Edward Stanley’i bile “Yunanistan’ın amacının adada ayaklanmayı canlı tutmak olduğu”na inandırmış ve Yunanistan’a takip etmiş olduğu politikadan vazgeçme- si için uyarıda bulunmasına neden olmuştur.29 Benzer görüşleri 1867 sonbaharında İngiltere’nin İstanbul Büyük Elçiliği görevine atanan Sir Henry Elliot da paylaşmıştır ki Elliot, Some Revolutions and Other Diplomatic Experiences adlı hatıratında şu düşündürücü bil- giyi vermektedir: “1867 sonbaharında Türkiye’ye ulaştığımda can- lılığını koruyan Girit Ayaklanması, asilerin Yunanistan’dan ve Rus savaş kruvazörlerinden aldıkları yardım sonucunda 1,5 yıldan beri


26 BDFA, vol.1, Doc.158, Konsolos Dickson’dan Lord Stanley’ye, 29 Ekim 1866,
s.312.
27 BDFA, vol.1, Doc.153, Mr. Erskine’den Lord Stanley’ye, 4 Ekim 1866, s.308,
s.308.
28 BDFA, vol.1, Doc.158, Konsolos Dickson’dan Lord Stanley’ye, 29 Ekim 1866,
s.312.
29 BDFA, vol.1, Doc.159, Lord Stanley’den Mr. Erskine’e, 11 Aralık 1866,
s.313.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:18

devam etmekteydi. Yunan hükümeti, açık bir şekilde Yunanistan’ın her tarafından gelen silahlı, donanımlı ve bütün ihtiyaçları karşılan- mış gönüllü gruplarını topladı ve bunları Türk barikatını yaran hızlı vapurlarla- ki bunlardan biri Yunan hükümetine aitti- Girit’e taşıdı. Hapishane kapıları eşkıyalara ve Giritli asilerle birleşmek şartıyla diğer suçlulara açıldı; daha sonra bazı suçluların serbest bırakıl- masından dolayı serzenişte bulunulduğunda Yunan bakan, ‘bazen suçlular ile vatanseverler arasında ayırım yapmak zordur’ şeklinde- ki demeciyle kendini mazur gösterdi… ” (Elliot, 1922: 184).

Elliot’ın kaydından anlaşılacağı üzere Girit asilerine yardımın süreklilik arz etmesinde Rus himayesi ve desteğinin de büyük payı olmuştur. Ruslar gibi Fransızlar da, ayaklanma sırasında kaçanların kendi gemilerine sığınmalarına müsaade ederek Giritlilere yardım etmiştir (Iorga, 1948: 561). Dolayısıyla Rusların ve Fransızların asi- lere gizli ya da açık vermiş oldukları destek bir taraftan ayaklanma- nın uzamasına zemin hazırlarken, diğer taraftan Yunanistan’ın daha cüretkâr hareket etmesine neden olmuştur. Kısaca bu sırada Giritli asilerin dışarıdan aldıkları yardım ve gördükleri himaye ile Osman- lı Devleti’nin karşılaştığı güçlüğü dönemin devlet adamlarından Mahmud Celaleddin Paşa’nın30 şu sözleri özetler gibidir: “Osmanlı Devleti Girid hadisesi sebebiyle korkunç bir duruma düştü. İhtila- li bastırmak için Girid’e gönderilen ordu ve donanmanın harekâtı, müttefik devletlerin harp gemileri vâsıtasiyle Yunanistan’dan eşkı- ya ve mühimmat geçirmeye ve isyâncıların rahat hareket etmelerini sağlamak amaciyle âilelerini Yunanistan’a getirmeye devam etmele- ri sebebiyle güçlüğe uğratılmıştı.” (Mahmud Celaleddin Paşa, 1983: 39)

Öyle ya da böyle adaya yapılan yardımın önünü almadan Babıali’nin sorunu çözmesi mümkün değildi. Osmanlı devlet adam- ları da bu gerçeği ayaklanmanın başlamasından bir süre sonra gör- müştü. Ayaklanmanın 1866 yılı sonlarına doğru büyük bir ölçüde



30 1867 yılında Sadrazam Ali Paşa’nın maiyetinde Girit’e gitmiş ve burada beş ay kalarak katiplik görevinde bulunmuştur. Mahmud Celaleddin Paşa, Mir’ât-ı Hakikat-Tarihî Hakîkatların Aynası, c.I-II-III, Hazırlayan: İsmet Miroğlu, İs- tanbul, 1983, s.20.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:19

bastırıldığı sırada bile Ali Paşa “Yunanistan’dan adaya akan insan ve cephane yardımı yüzünden tamamen sona ermesinin mümkün ol- mayacağını” söylemekteydi.31

Bu nedenle, Osmanlı hükümeti asilere verilen yardımı önle- mek ve Yunanistan’ın bölge ile irtibatını kesmek amacıyla bir taraf- tan ciddi askeri tedbirler almak yoluna giderken, diğer taraftan bü- yük devletler nezdinde daha aktif bir politika yürütmek gerektiğini hissedecektir.

Girit Ayaklanması’nın Uluslar arası Bir Sorun Haline Ge-
lişi ve Büyük Devletlerin Tutumu

İngiliz belgelerine göre 1866 Ağustosundaki Girit
Ayaklanması’nın ilk belirtileri daha Nisan (1866) ayı başlarında kendini göstermişti. Konsolos Dickson 28 Nisan tarihinde Giritlile- rin adadaki vergi ve idare sistemine karşı göstermiş oldukları “şid- detli” tepkiye dikkat çekerek, onların şikâyetlerine gereken ilginin gösterilmemesi durumunda adada bir “cıngar çıkacağını” rapor et- miştir (Bourne, 1964: 251). Bundan bir hafta sonra da (5 Mayıs’ta) Dickson, Perivolia’da 150 ileri gelenin öncülüğünde toplanan 1000 kadar Giritlinin (Grek), Hükümet nezdinde şikâyetlerini dile getire- rek 1858 yılında kendileri için verilen sözlerin yerine getirilmesini istediklerini yazmıştır.32 Böylece taleplerini Osmanlı hükümetine ileterek meşru bir hukuki zemin oluşturmaya çalışan Giritliler, bir taraftan da bu taleplerini büyük devletlerin adadaki konsolosları- na bildirerek Osmanlı hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmış- lardır. Bu arada Osmanlı yöneticileri onların şikâyetlerini dikkate alacaklarını belirtmelerine ve dağılmalarını istemelerine rağmen, Perivolia’daki hoşnutsuzluk Retimo ve Kandiye’ye de sıçramıştır.33


31 BDFA, vol.1, Doc.161, Lord Lyons’tan Lord Stanley’ye, 26 Aralık 1866, s.314. 1869 yılında sona erdiği sırada İngiliz Elçi Elliot, ayaklanmanın dış (Yunan) yardımın bir ürünü oluğuna dair kanaatini şöyle ifade etmiştir: “Dışarıdan yar- dım kesildiği için asiler oyundan vazgeçtiler; yerli Giritliler, olağan işlerine geri döndüler ve yabancı gönüllüler adayı terk ettiler ki bu, bir gecede tam olarak sükûnun sağlanması anlamına geliyordu. ” Elliot, a.g.e., s. 187.
32 BDFA, Doc.131, Konsolos Dickson’dan Lord Lyons’a, 5 Mayıs 1866, s.293.
33 BDFA, Doc.133, Konsolos Dickson’dan Lord Lyons’a, 20 Mayıs 1866, s.295.
Girit’teki Osmanlı yöneticilerinin kaleme almış oldukları yazışmalardan Ağus-
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:20


Esas itibariyle hareketin genişlemesi ve hızla genel bir ayak- lanmaya doğru gitmesi Osmanlı yönetiminin pasif tutumundan da kaynaklanmaktaydı. Osmanlı hükümeti, bir süre sonra kendisine su- nulan taleplerin, Yunanistan ve Avrupa büyük devletleri nezdindeki girişimlerinin gerçek amacının Osmanlı yönetiminden ayrılmak ve Yunanistan’la birleşmek olduğunu fark etmesine rağmen, Müslüman halkı korumak amacıyla yaptığı küçük askeri sevkıyatların dışında ciddi bir önlem almamıştı. Adada görevli bulunduğu sırada, Osmanlı yöneticilerinin kayıtsızlığına tanık olan Mehmed Salâhi, Sadrazam Ali Paşa’nın 1867 yılındaki düzenlemelerinden sonra bile aynı du- rumun devam ettiğine işaret etmiştir: “Eğerçi Müslümanlardan dahi me’muriyetlerde bulunanlar vardı ise de çoğu cahil ve Yunan ter- biyesi ile perveriş-yâb olan ötekilerin niyyât-ı hafiyye ve harekât-ı vâkı’alarından tevellüd edecek netâyic-i vahîmeyi idrâkten külliyen âciz bulunduklarından vakitlerini yalnız kıyl ü kāl ile geçirmişlerdir” (Mehmed Salâhi, 1967: 32-33). Görüldüğü gibi adadaki Osmanlı yöneticileri Giritli Greklerin gizli amaçlarını ve baş gösteren hare- ketin sonuçlarını anlamaktan uzaklardı. Bununla beraber Osmanlı hükümeti de şikayete neden olan hoşnutsuzluğu gidermek ve kendi yönetiminden ayrılmak için yürütülen faaliyetlere karşı eksikliğini



tos ortalarında adadaki Müslüman nüfusun, “her nahiye ve köyde” teşekkül eden “Hıristiyan cemiyetler (çeteler)”in baskısı ve saldırısı altında bulunduğu anlaşılmaktadır. Kandiye ve Resmo sancaklarındaki durum şöyle izah edil- mektedir: “Kandiye ve Resmo sancaklarının ahali-i müslimesi Hıristiyanların muamelelerinden müz’ice ve harekât-ı tahvifiyelerinden külliyen selb-i emniyet ederek ve emlâk ve emvâlini terk ederek derûn-ı kal’a ve civarlarına gelmiş ve bazı nahiye ve karyede tek Türk İslam familyaları kalmış ise de anlar dahi derûn-ı kal’a ve kasabalara gelmekde bulunmuşdur. Eğerçi nevâhide bulunan ahâli-i müslime bidâyet-i ahvâlden beru itâ-yı teminât ile oyalandırılarak ha- nelerinden oynadılmamış ise de artık ahâli-i Hıristiyanın müsellihan gezüb her bir kaza ve nahiyede akd-ı cem’iyet eylemeleri ve nahiyelerden kalkub derûn-ı kasabaya gelen familyaların önlerine çıkub kızlarını ve hayvanlarını ahz ve gasb ve ba’zılarını cerh ve katl etmeleri… ” BOA., İ.MTZ.GR., 9/226, Lef.3. Yazışmalarda üzerinde durulan konulardan biri de evini ve mülkünü terk ede- rek mülteci konumuna düşen Müslümanların “cû’ ve fakr ile muzdarib” bıra- kılmış olmalarıdır. Adıgeçen Belge, Lef.6. Bir “buhran” hali olarak adlandırılan durumun “gün be gün vesâ’it-i besâ’it fenalığa yüz tutmakda olduğu” da ifade edilmiştir. Adıgeçen Belge, Lef.3.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:21

tamamlamak çabası içinde olmamıştır. Ayaklanmanın genel bir so- run haline gelişine kadar Osmanlı hükümetinin takip etmiş olduğu yol, “uzlaşmacı” yöntemlerle asileri ikna etmeye çalışmaktan öteye gitmemiştir.34 Bu ise, Osmanlı devletinin tutumunu bir zayıflık işa- reti olarak gören ayaklanmanın dışarıdan aldığı yardım ve desteğin de etkisiyle uluslar arası bir sorun haline gelmesini kaçınılmaz hale getirmiştir.

Bu sırada Girit Ayaklanması’nın giderek Avrupa’nın büyük devletlerinin gündemine taşınmasında ve giderek bir kriz haline ge- lişinde Yunanistan gibi Fransa ve özellikle de Rusya’nın rolüne kı- saca değinmek yerinde olacaktır. Bu dönemde Fransız politikasının mimarı olan III. Napolyon, ırk ve milliyet fikirlerinin savunucusu olarak Giritli Greklerin Yunanistan’la birleşmelerini istemekte, Os- manlı Hıristiyanlarına büyük bir sempati göstermekteydi. III. Na- polyon bu isteğini Sultan Abdülaziz’e 1867 yılında Avrupa Seyahati sırasında Paris’e uğradığında yapmıştır ki, Sultan’ın Napolyan’a olan kızgınlığı İngiliz Elçisi Elliot’ın dikkatinden de kaçmamış- tır: “Ben, (sultan) Abdülaziz’in Fransa ve İngiltere ziyareti öncesi Türkiye’ye geldim. Abdülaziz Londra’daki resepsiyondan çok mem- nundu; fakat Avrupa’ya ziyaretinin temel nedeni olarak bildirilen Büyük Sergi’nin yapıldığı Paris’teki İmparator Napolyon’un davra- nışına çok kızgındı. Sultana Dışişleri Bakanı Fuat Paşa eşlik etmişti ki, Fuat Paşa sultanın temel yorumcusu olarak görev yapan mukte- dir ve zeki bir devlet adamı idi. Girit’teki ‘korkunç’ isyan zirvedeydi ve bir gün İmparator (III. Napolyon) lafı dolandırmadan sultana, en


34 Osmanlı hükümetini asilerle diyalog kurmaya sevk eden etkenlerden biri de İngiliz hükümetinin “dostane” tavsiyeleri olmuştur. İngiliz hükümeti bir taraf- tan Akdeniz’deki statükonun devamı için Osmanlı devletini destekleyen bir politika yürütürken, diğer taraftan sürekli olarak Osmanlı hükümetinin adada şikayete neden olan şartların iyileştirilmesine yönelik bir ıslahat programı uy- gulamasını tavsiye etmiştir. İngiliz Dışişleri Bakanı Stanley’ye göre, Girit’teki sorun Osmanlı Hıristiyanları lehine Avrupa’nın sempatisini tahrik eder bir so- run haline gelirse, bu Türkiye için büyük bir talihsizlik olacaktı. Aslında bir şekilde sorunun çözülmesinden yana olan İngiltere, ayaklanmanın bastırılması konusunda da Osmanlı hükümetinin otoritesini kullanmaya hakkı olduğunu savunmaktaydı. BDFA, vol.1, Doc.144, Lord Stanley’den Lord Lyons’a, 13 Ağustos 1866, s.303.
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:23

iyi yolun adayı Greklere (Yunanlılara) teslim etmek olduğunu teklif etti ki, bu teklifin sultanın zihninde meydana getirdiği öfke tahmin edilebilir…” (Elliot, 1922: 183 ). “Hal ve durum gerektirirse Suriye Hıristiyanları için yaptıklarını Girit Hıristiyanları için de yapacağı- na” söz veren “Fransa İmparatoru” III. Napolyon (Karal, VII, 1988:
19), sorunun büyük devletler nezdinde ele alındığı sırada asiler le- hine ileri sürdüğü tekliflerle bir ölçüde üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışmıştır. Uluslar arası platformda genel olarak Fransız hükümetinin ortaya koyduğu tavrın İngiltere’ye 8 Ocakta yapmış olduğu teklifte görüldüğü gibi35 Girit’e Osmanlı hakimiyetini sona erdirecek “yerel otonomi ve yarı bağımsızlık” verilmesi yönünde ol- duğu söylenebilir.36

Rusya’ya gelince, başından itibaren ayaklanmanın örgütlen- mesi ve devamında Rus yardım ve desteğinin de önemli bir yerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti için zararlı olan her olayda olduğu gibi Girit’te de asilerin tarafını tutan Rusya, bir Rum davası olan Girit sorununu bir Rus davası haline getirmiştir (Ka- ral, VII, 1988: 21). Bu nedenle, Ruslar ayaklanmaya başından beri yardım ve destek vermiş, hatta adadaki Rus konsolosu Danderino, yazıcısı Kostantin ve Kandiye ve Resmo’daki vekilleri ayaklanmayı destekleyenler arasında bulunmuştur.37 Aynı zamanda Rus casusları-


35 BDFA, vol.1, Doc.163, Lord Stanley’den Mr. Fane’e, 8 Ocak 1867, s.317.
36 Sadrazam Ali Paşa 3.Ş.1284 (29.11.1867) tarihli raporunda Girit
ayaklanması’nda III. Napolyon’un tutumu ve Fransa’nın rolünü şöyle izah etmiştir: “Paris Antlaşması’nın daha imzası kurumaksızın İmparator Napol- yon İtalya’da Avusturya nüfuzunu bitirmek kastıyla ittihaz edeceği mesleğe Rusya devletini muhâlif ve Avusturyalılara mu’in bulmamak için muahede-i mün’akıdeden fedakârlık etmek bizim hazerimizi ve Rusyalının fâ’idesini mü- cib olacak yollara gitmeye ve güya hiç ta’ahhüdleri yok gibi her işimize müda- haleyi ve hususuyla memleketeyn ve Sırbistan ve Karadağ ve Suriye ve Girid meselelerinde daima ihzarımızı iltizam eylemeye başladı ve bir de her kavim istediği hükümdar ve hükümeti intihab ve ihtiyar etmek iktiza eder bir kavim is- temediği bir ecnebinin cezâ-i icrâ-yı hükümete hakkı olmaz usul-ı fesâd şümû- lünü dahi derpiş edüb bi’l-‘umûm akvâm-ı muhtelifenin ve bi’l-husus bizim Hıristiyanların ezhânını külliyen tahdiş ve teşviş eyledi.” BOA, YEE., 91/29, s.1.
37 BOA, A.}MKT.MHM., 360/59, s.1. Girit’teki Rus konsolos ve temsilcilerinin
asi şefleriyle sık sık görüştükleri, onları yönlendirdikleri ve Müslüman hal-
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Kullanıcı avatarı
eyuphuseyin
Site Admin
Mesajlar: 6926
Kayıt: 05 Haz 2019, 22:41
Konum: İstanbul
Teşekkür etti: 1098 kez
Teşekkür edildi: 27 kez
İletişim:

Re: GİRİT AYAKLANMASI Mithat AYDIN

Mesaj gönderen eyuphuseyin » 27 Eki 2019, 10:24

nın ayaklanmada rol oynadığı Mousteir’in 2 Ekim tarihli beyanında açıkça görülmektedir (Bourne, 1964: 254).

Elliot, ayaklanmada Rus faktörüne ilişkin verdiği malumat- ta, özellikle İstanbul’daki Rus elçisi Ignatiew’in etkisine38 ve Rus gemilerinin Giritlilere yaptığı yardıma dikkat çekmektedir. Ayak- lanmanın ciddi bir sorun olarak devam etmesinde, Rus yardım ve desteğinin büyük bir payı olduğu anlaşılan Elliot’ın verdiği şu bilgi dikkate değerdir: “Asiler kendilerinin çıkarılması zor olan güvenli dağlara çekilmişlerdi; fakat eğer onların ihtiyaçları dışarıdan kar- şılanmamış olsaydı, orada tutunabilmeleri uzun sürmeyecekti. On- lar yiyecek konusunda güç durumda kalmış olsalar bile ve eğer Rus gemileri gizli bir şekilde onları mücadele için donanımlı hale geti- rerek, hem de açık bir şekilde onların yiyecek sıkıntısını gidererek, aynı zamanda Atina kıyılarında korunan binlerce kadın, çocuk, yaşlı ve diğer savaş halinde bulunmayan kimseleri taşıyarak asilerin yar- dımına koşmamış olsalardı ayaklanma bastırılmış olacaktı.” (Elliot, 1922: 185)39



ka karşı tahrik ettikleri anlaşılmaktadır. Örneğin; Rus Konsolos İbkorunli ve Konduyani adındaki asi şeflerle görüştükleri bir sırada kendisine “İslamlar bizi kıracaklarmış” denildiğinde “eğer 10-15 Hıristiyan öldürürler ise size daha fa’ideli ve hayırlı olur. İslamların böyle edeceklerini gidip sair konsoloslara da söyle “ şeklinde cevap vermiştir. Anlaşıldığına göre Rus konsolos ve temsil- cilerinin makamları da asilerin evraklarının dağıtıldığı bir “postane” gibi çalış- maktaydı. Gösterilen Yer.
38 Bakınız: Elliot, a.g.e., s.186-187. Ayrıca, Panslavist düşünceleri itibariyle Ig-
natiew hakkında Elliot’ın görüşü için bakınız: Elliot, a.g.e., s.257-267.
39 Ahmet Lütfi Efendi, Aralık 1866’daki Osmanlı kuvvetleri ile Giritli asiler ara- sındaki mücadelelerden bahsederken, Rus vapurlarının kaçan asilerin iltica mahallerinden olduğunu belirtmiştir. Ahmet Lütfi Efendi, Vak’a-nüvis Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, Yayına Hazırlayan: Münir Aktepe, c. XI, Ankara, 1989, s.60. Ayaklanmanın devamında Rus yardımın önemli bir yerinin bulunduğu, Ali Paşa’nın bir raporunda da açık bir şekilde ortaya konulmuştur: “Ez cüm- le Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa bendelerine hareket-i isyaniyenin merkezi olan İsfakya tepelerini zabt eylediğini müyeakib her tarafdan arz-ı inkiyâd sadâkat istidaları mütetâbiü’l-vürûd ve ecnebi gönüllülere cezireyi terk etmekten başka çare mevkuf olduğu cihetiyle cezirede âsâyiş ve istirahatın avdetine yüz tuttuğu bir zamanda bed-hâhân etfâl ve nisân ve ihtiyarlar haklarında bir katl-i umûmi şâyıa-i kâzibesini neşr ve ihtarâ’eyladiklarinden ba’zı devletler Bahr-ı Sefid’de
Ma ida thelis na su ğo,oste va zis çe nase
Se hrisoprasina dendra,na thetis na kimase.

Sana ne dememi istersin,yaşayıp var olman için
Altın yeşili ağaçların altında,yatıp uyuman için

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir